Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2018/1317 E. 2019/972 K. 08.07.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/1317
KARAR NO : 2019/972
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 17. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 26/04/2018
NUMARASI : 2017/171 2018/178
DAVA: İtirazın İptali (Deniz Taşıma Sözleşmesinden Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ : 08/07/2019
Davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün davacı vekilince istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü.
DAVA:Davacı vekili, müvekkili nezdinde Nakliyat Emtia Abonman Alt Sigorta Poliçesi ile sigortalı bulunan, dava dışı …. A.Ş.’ne ait emtianın Türkiye’den Fransa’ya nakliyesi işinin davalı …. A.Ş.’nin sorumluluğunda gerçekleştirildiğini, ancak alıcı firma adresine varan araçtan emtianın tahliyesi esnasında hasar olduğunun tespit edildiğini ve 38.325,57-TL sigortalı zararının müvekkilince ödenerek sigortalı haklarının halefiyet ve temlik esasına göre devralındığını, davalı … A.Ş.’ne navlun faturasını düzenlemiş olan ana nakliyeci sıfatıyla ve diğer davalıya ise konişmentoyu düzenleyen olarak başvurulmuş olmasına rağmen sonuç alınamadığını, alacağın rücuen tahsili amacıyla başlatılan icra takibinin davalıların haksız itirazları ile durduğunu ileri sürerek asıl alacağa yönelik itirazların iptali ile takibin devamına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı …. İzafeten … Tic. A.Ş vekili, uluslararası yetki itirazında bulunduklarını, zira konişmentonun 24.maddesi uyarınca Londra’daki İngiliz Yüksek Mahkemesi’nin yetkili olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir. Davalı … Tic. A.Ş. vekili, müvekkilinin acente olması nedeniyle husumet yöneltilemeyeceğini, navlun faturasının diğer davalının acentesi sıfatıyla düzenlendiğini, uluslararası yetki itirazında bulunduklarını, zira konişmentonun 24.maddesi uyarınca Londra’daki İngiliz Yüksek Mahkemesi’nin yetkili olduğunu, yasaya uygun bir hasar ihbarının bulunmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARININ ÖZETİ: İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda, dava konusu uyuşmazlığın yabancı unsur taşıması, mahkemenin yetkisinin münhasır yetki esasına göre düzenlenmemiş olması, uyuşmazlığın borç ilişkisinden doğması ve konişmentoya yetki ve uygulanacak hukuka ilişkin konulan şartın geçerli ve bağlayıcı olması nedeniyle davalı …. mahkemenin milletlerarası yetkisine yönelik itirazının haklı olduğu, her ne kadar davalı … Tic.A.Ş. tarafından da milletlerarası yetki itirazında bulunulmuş ise de davalının bu itirazını kendini daha rahat savunabileceği mahkemede ileri sürmesi MK md. 2′ ye aykırılık teşkil edeceğinden haklı görülmediği, öte yandan TTK nın 105. maddesi hükmü uyarınca davalının navlun faturasını dahi acente sıfatıyla imzalaması karşısında acente olup acenteye karşı doğrudan dava açılamayacağı gerekçesiyle davalı …. karşı açılan davanın mahkemenin yetkisizliği nedeniyle reddine, davalı ….. Ticaret AŞ’ne karşı açılan davanın pasif husumet ehliyeti yokluğu nedeniyle reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; 1-Yerel mahkemenin 1. no lu davalının forwarder ( Taşıma işleri Komisyoncusu) olarak görev yapmasını dikkate almadığını, davalının navlun faturası düzenlediği dikkate alındığında da taşıyan olarak kabulünün gerektiğini, navlun faturasının bu davalının kendi unvanı ile düzenlendiğini, ekspertiz raporunun da bu iddialarını teyit etmekte olduğunu, navlun faturasında deniz navlun, ekleri ve yurt dışı hizmetleri ile yurt dışı masraflar dahil olarak bir hizmet sunulduğunun açık olarak anlaşılmakta olduğunu, davalı forwarder olarak tüm taşıma sürecini üstlenen ve yöneten sıfatını haiz olduğunu, 2-Yerel mahkemenin , TBK m. 20 vd.’de düzenlenen genel işlem koşulu denetiminin konşimentodaki yetki kayıtları bakımından uygulanabilirliğini göz önünde tutmadığını, davalıların yetki itirazına ilişkin hiç bir yazılı belge, milletlerarası bir sözleşme olmamasına rağmen yerel mahkemece yetkisizlik kararı verildiğini belirterek hükmün kaldırılmasını istemiştir.
GEREKÇE: Dava, TTK 1472.maddesi uyarınca Nakliyat Abonman Sigorta Poliçesi uyarınca ödenen hasar bedelinin rücuen tazmini amacıyla başlatılan icra takibine itirazların iptali istemine ilişkindir.Davalılar, yasal sürede uluslararası yetki itirazında bulunarak mahkemenin yetkisine itiraz etmişler, davalı … Tic. A.Ş. acente olması nedeniyle kendisine husumet yöneltilemeyeceği yönünde de itirazda bulunmuş, ilk derece mahkemesince yukarıda açıklanan gerekçelerle …. İzafeten …Tic. A.Ş.’nin yetki itirazı kabul edilerek bu davalı yönünden yetkisizlik kararı verilmiş, ….Tic. A.Ş.’ne asaleten açılan davanın ise pasif husumet yokluğundan reddine karar verilmiştir. Dosya kapsamında mevcut belgeler incelendiğinde, sigorta poliçesinde sigortalı … A.Ş.’nin bu unvanla ve …. Tic. A.Ş. adıyla yapacağı satışların nakliyelerinin sigortalandığı, konişmentoya göre gönderenin ….Tic. A.Ş., taşıyanın …. olduğu, davalı …Tic. A.Ş. tarafından ….Tic. A.Ş. adına düzenlenen navlun faturasında faturanın taşıyan … acentesi sıfatıyla tanzim edildiğinin belirtildiği görülmüş ve davalı … Tic. A.Ş.’nin taşıyan sıfatını haiz taşıma işi komisyoncusu olduğuna yönelik delile rastlanılmamış olup, bu durumda davalı … Tic. A.Ş.’nin taşıyan …. acentesi olduğunun ve kendisine doğrudan dava açılamayacağının kabulü gerekir.Öte yandan TTK 1237/1 maddesi uyarınca taşıyan ile konişmento hamili arasındaki hukuki ilişkide konişmento esas alınır. Somut olayda dava konusu konişmento incelendiğinde, gönderenin …Tic. A.Ş..,alıcının …. yükleme limanının İzmir/Aliağa, tahliye limanın …, geminin ….gemisi olduğu ve taşıyanın … olduğu görülmüş olup, o halde konişmeto hükümlerinin tarafları bağlayacağı açıktır. MÖHUK 47/1 maddesi “Yer itibariyle yetkinin münhasır yetki esasına göre tayin edilmediği hâllerde, taraflar, aralarındaki yabancılık unsuru taşıyan ve borç ilişkilerinden doğan uyuşmazlığın yabancı bir devletin mahkemesinde görülmesi konusunda anlaşabilirler. Anlaşma, yazılı delille ispat edilmesi hâlinde geçerli olur. Dava, ancak yabancı mahkemenin kendisini yetkisiz sayması veya Türk mahkemelerinde yetki itirazında bulunulmaması hâlinde yetkili Türk mahkemesinde görülür.” şeklinde düzenlenmiştir. Yetki şartı taraflar arasındaki ilişkiyi düzenleyen sözleşmeye ayrı bir madde olarak konulabileceği gibi ayrı bir sözleşme olarak da düzenlenebilecektir. Anılan hükme göre yetki şartının geçerli olması için uyuşmazlığın yabancılık unsuru taşıması, Türk Mahkemelerinin yetkisinin münhasır yetki esasına göre düzenlenmemiş olması ile uyuşmazlığın borç ilişkisinden doğması gerekmektedir. Somut olayda dava konusun emtianın alıcısının yabancı olması, tahliyesinin yabancı bir limandan yapılmış olması, taşımayı yapan geminin yabancı bayraklı olması ve taşıyanın yabancı bir şirket olması dikkate alındığında uyuşmazlığın yabancılık unsuru taşıdığı kabul edilmiştir. Bununla birlikte dava konusunun münhasır yetki esasına göre düzenlenmiş bir konuya ilişkin olmadığı, taşıma akdi ilişkisinden kaynaklandığı da açıktır.Konişmentonun arka yüzünde yer alan 24. maddesinde açıkça konişmetoya bağlı olarak açılacak bir davanın İngiltere Londra Yüksek Mahkemesi tarafından karara bağlanacağı düzenlenmiş olup, bu durumda iş bu davada da münhasıran Londra Yüksek Mahkemelerinin yetkili olduğunun kabulü gerekir. Öte yandan kural olarak genel işlem koşulları içeren sözleşmeler düzenlenmesi, yasal sınırlar içinde hukuken mümkündür. Ancak, Yasanın 25.maddesine göre, genel işlem koşullarına, dürüstlük kurallarına aykırı olarak, karşı tarafın aleyhine veya onun durumunu ağırlaştırıcı nitelikte hükümler konulamaz. Somut olayda ise, taraflar arasında düzenlenen konişmentonun ön yüzünde arka yüzündeki yetki klozuna atıfta bulunulmuştur, kaldı ki yetki şartına ilişkin bu hüküm tacir olan sigortalı tarafın kolayca anlayabileceği bir içerikte olup, ayrıca uyuşmazlık halinde mahkemenin yetkisinin düzenlenmesine ilişkin hüküm konulması, dürüstlük kuralına aykırı bir düzenleme sayılamayacağından, haksız işlem şartı olarak kabul edilemez. O halde ilk derece mahkemesince acente olduğu anlaşılan davalı … Tic. A.Ş.’ne asaleten açılan davanın pasif husumet yokluğundan reddine, … izafeten … Tic. A.Ş.’ne açılan davada ise mahkemenin yetkisizliğine yönelik karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmemiş olup, davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK.nun 353/1-b/1 maddesi gereği esastan reddine dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK 353(1)b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, Alınması gereken 44,40-TL istinaf karar harcından davacı tarafından peşin yatırılan 35,90- TL nin mahsubu ile bakiye 8,50- TL harcın davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına,İstinaf yoluna başvuran davacı tarafından yapılan giderlerin üzerinde bırakılmasına,Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliği ile HMK’nun 362(1).a maddesi uyarınca kesin olmak üzere karar verildi. 08/07/2019