Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2018/1314 E. 2020/579 K. 09.06.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/1314
KARAR NO : 2020/579
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
İLK DERECE MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 06/02/2018
NUMARASI : 2016/1012 Esas- 2018/127 Karar
KONU: Menfi Tespit (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 09/06/2020
İlk derece mahkemesince verilen hükmün davacı vekilince istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
DAVA:Davacı dava dilekçesinde; müvekkilinin kendisinin işlettiği ancak kayden eşi … adına kayıtlı … ünvanlı işletmesini 10/06/2014 tarih satış prokolü ile davalılardan … sattığını ve 12/06/2014 tarihinde devrettiğini, aralarında protokol yapıldığını, davalı şirket iki senedi ödemediğinden hakkında icra takibi yapıldığını, ancak müvekkili tarafından davalı şirkete verilen 20.000,-TL teminat senedinin davalı … tarafından takibe konulduğunu, bu senetten dolayı müvekkilinin davalılara borcu olmadığını, müvekkili hakkında yapılan Bakırköy ….İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyasında davalılara borcunun olmadığının tespitine, telafisi güç ve imkansız zararların önüne geçilmesi amacıyla Bakırköy ….İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyasına konu takibin teminatsız veya teminat mukabilinde ihtiyati tedbir yolu ile durdurulmasına, takip alacaklısı davalının ve diğer davalı şirketin, takip asıl alacağının %20 sinden az olmamak kaydıyla icra inkar ve kötü niyet tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:Davalı vekili cevap dilekçesinde; davacı tarafından sunulan 10/06/2014 tarihli protokoldeki imzanın müvekkiline ait olmadığını, müvekkilinin iyi niyetli hamil olduğunu, borçlu ile lehtar arasındaki ilişkiyi bilmediğini, davacının iddialarının dava konusu senetle bir alakasının olmadığını, protokolde de senetle ilgili bir madde olmadığını, davacının haksız davasının reddine, davacının tedbir talebinin İİK 72/3 maddesi uyarınca reddine, davacı aleyhine İİK 72/4 maddesi uyarınca tazminata hükmedilmesine karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Mahkemece; senet üzerinde yapılan incelemede, borçlusu …, alacaklısı … 07/08/2014 düzenleme tarihli, 30/11/2014 vade tarihli, 20.000,-TL bedelli senedin alacaklı tarafından davalı …’ya ciro edildiği, davacı vekilinin 3 nolu celsede takibe konulan senette teminat senedi olduğuna dair bir ibarenin yazılı olmadığını, böyle bir iddialarının olmadığını beyan ettiği, davalı …’ın davacı tarafından imzalanan senedin hamili olduğu, davacının senedin içeriğine ve imzaya herhangi bir itirazının olmadığı, senedin geçerli bir kambiyo evrakı olduğu, ciro silsilesinde kopukluk olmadığı, davacı tarafından davalı …’ ın senedi kötü niyetle iktisap ettiğine dair bir delilinin bulunmadığı, senedin davacı tarafından imzalanıp davalı … şirketine verilen senetten dolayı davacının davalılara borçlu olmadığına dair davacı tarafından dosyaya herhangi bir delil sunulmadığı gerekçesiyle subut bulmayan davanın reddi ile İİK 72/4 maddesi gereği dava konusu 20.000,-TL bedelli senet üzerinden %20 kötü niyet tazminatının davacıdan alınarak davalı …’ya verilmesine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ:Davacı vekili istinaf dilekçesinde; icra takibi yapan şahsın işyeri devir sözleşmesinde tanık olarak imzasının bulunduğunu, yani senedin kendisine ciro edilmiş olup iyi niyetli olduğu ve taraflar arasındaki olayları bilmediğinin düşünülemeyeceğini, dava ve icra konusu senedin teminat senedi olduğunu, el yazısı ve imza içeren belgenin mevcut olup, davalının bu belgeye itiraz etmediğini, belgede tüm ödemeler bittikten sonra senedin iade edileceğinin yazdığını, müvekkiline olan ödemeler bitmediğinden tarafınca icra takibi açıldığını, bu takibin işyeri devir borcunun tam ödenmediğini gösterdiğini, ödeme bitip araçlar iade edilmeden işbu teminat senedinin işleme konulmasının kötü niyetli olduğunu, işyeri devri yapmış olan müvekkilinin borçlu olmasının düşünülemeyeceğini, yazılı ve sözlü beyanlarının tekrarı ile mahkeme kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE : Dava İİK 72/3 maddesi uyarınca icra takibinden sonra açılan Menfi tespit davasıdır. Mahkeme yukarıda açıklanan gerekçe ile davanın reddine karar vermiş, karara karşı davacı taraf istinaf yasa yoluna başvurmuştur. Kambiyo senedinin teminat senedi olarak verildiğini iddia eden bu hususu yazılı belge ile ispatlamalıdır. Senedin teminat amaçlı verildiğinin kabul edilebilmesi için, neyin teminatı olarak verildiğinin açıkça yazılması gerekmektedir.(YHGK 06.03.2013 tarih ve 2012/12-768 E-2013/312 K) Teminat senedi iddiasi düzenleyici davacı ve lehtar davalı arasındaki temel ilişkide şahsi def’i olup iç ilişki yönünden ve ispat konusunda önem taşır. Senetten dolayı kendisine başvurulan kişi düzenleyen veya önceki hamillerden biriyle kendi arasında doğrudan doğruya var olan ilişkilere dayalı defileri hamile karşı ileri süremeyecek, ancak hamilin senedi iktisap ederken bile bile borçlunun zararına hareket etmesi halinde ileri sürebilecek olup davacı kötüniyeti iddiasını her türlü delil ile ispat edebilecektir.Somut olayda davacı icra takibine konu senedin işyeri devrine ilişkin düzenlenen protokolü uyarınca araçların devrinin temini yönünden teminat senedi olarak verildiğini iddia etmektedir. Davacı bu iddiasını HMK. 200. maddesi uyarınca, senet ile aynı nitelikte yazılı deliller ile ispatlamalıdır. Davacının da kabulünde olduğu üzere; senet metninde senedin teminat senedi olduğu ya da bu anlama gelecek herhangi bir ibare bulunmadığı gibi 10.06.2014 tarihli Satış Protokolünde de icra takibine konu senedin araçların devrinin temini yönünden teminat senedi olarak verildiğine dair herhangi bir düzenleme de bulunmamaktadır. Davacının sunduğu fotokopi belge de son cirantanın diğer davalı …’nın imzası bulunmamaktadır. Buna göre davacı dava ve icra takibine konu senedin teminat senedi olduğunu ve davalı hamilinde senedi iktisap ederken borçlunun zararına bilerek hareket ettiğini hususunu usulüne uygun dellilerle ispatlayamamıştır. Bu durumda mahkemece davanın davalı …’nın yönünden reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmamaktadır. Ancak davacının sunduğu fotokopi belgede senet altında sözleşmede yazılı senetler ödenmesinin bitiminde araçların devrinin verilmemesi durumunda tahsil edileceği yönünde senedin teminat olarak verildiğine ilişkin lehdar şirketin yetkilisinin imzasını taşıyan şerh mevcut olup, lehdar yönünden; davacının sunduğu belgenin aslı celp edilip, lehdar bu konuda isticvap edilerek, sonucuna göre senedin teminat fonksiyonunun gerçekleşip gerçekleşmediği de değerlendirilerek, sonucuna göre karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi hatalı olmuştur. Açıklanan nedenlerle davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile, HMK 353(1)a-6 m. uyarınca hükmün kaldırılmasına ve davanın yeniden görülmek üzere mahkemesine iadesine dairaşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
HÜKÜM :Yukarıda açıklanan nedenlerle:Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜNE; Bakırköy 4.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 06/02/2018 Tarih 2016/1012 Esas 2018/127 Karar sayılı hükmün HMK 353(1)a-6 gereği KALDIRILMASINA; “Davanın yeniden görülmek üzere dosyanın kararı veren mahkemeye GÖNDERİLMESİNE” İstinaf yoluna başvuran davacı tarafça yatırılan 35,90-TL istinaf karar harcının istek halinde kendisine iadesine,Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda gerekçeli karar sonra yazılmak üzere oybirliği ile HMK’nun 353(1)-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere karar verildi. 09/06/2020