Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2018/1312 E. 2020/451 K. 22.04.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/1312
KARAR NO: 2020/451
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 14. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 23/01/2018
NUMARASI: 2015/403 Esas 2018/77 Karar
DAVA: Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 22/04/2020
Dava dilekçesinin usulden reddine ilişkin hükmün davacı vekilince istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde; mülkiyeti vekil edene ait taşınmazda akaryakıt istasyonunun davalı şirketle aktedilen 21/08/2007 tarihli protokol çerçevesinde … markası altında işletilmesi için davalı şirket lehine istasyonun bulunduğu taşınmaz üzerinde 15 yıl süreli intifa hakkı tesis edildiğini, protokolden sonra tadilat işlemlerinin uzaması nedeniyle 10 ay kapalı kaldığından müvekkilinin zarara uğradığını, en az bir yıl sonra faaliyete geçtiğini ve asla 1 yıl öncesinin satışlarına ulaşamadığını, söz konusu şirketin daha işin başında kiraları aksattığını, istasyonun bir açılıp bir kapanmasının, tefeciler tarafından hileli mal satılmasından dolayı satışlarının düşmesinin mal sahibi müvekkilini zor durumda bıraktığından bahisle davanın kabulü ile 1.500,- TL maddi ve 500,- TL manevi olmak üzere toplam 2.000,-TL zararın davalıdan tahsilini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde; taraflar arasında davacıya ait taşınmaz üzerinde davalı lehine intifa hakkı tesisi hususunda protokol yapıldığını, intifa bedeli ile geri ödenmek üzere kredinin davacıya ödendiğini, davacının daha sonra istasyonu … şirketine kiraladığını, hem davalıdan intifa bedeli hem kiracıdan kira bedeli aldığını, intifa bedelinin alınmasından 45 gün sonra kiraya verilmesi nazara alındığında dava dilekçesinin 2. maddesinde belirtilen zararın söz konusu olmadığını, protokolde belirtilen tadilatlara ilişkin sürenin davacı tarafından baştan kabul edildiğini, istasyonu tefecilerin ele geçirdiği iddiasının doğru olmadığını, …in istasyonu bırakacağını söylemesi üzerine yeni bir işletici bulununcaya değin istasyonun … tarafından işletilmesini konu alan ek protokolün davacının onayı ile yapıldığını, davalının yeni işletici arayışında olduğu sürede …in istasyonu davacıya devrettiğini, ancak davacının hisseleri adına tescil ettirmediğini, görünürde istasyonun … adına olduğunu, ancak davacının … adına vekaleten işlettiğini, istasyonun fiilen davacıya geçtiğini, tüm sürecin davacının onayı ile gerçekleştiğini, 6 yıldır davacının yönetiminde olduğunu beyanla davanın reddini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI:Mahkemece; davacının hangi nedenle ne tür zarara uğradığı ve ne miktar tazminat talep ettiğinin belli olmadığı, defter incelemesi talep edilmiş ise de, defterlerin incelenebilmesi için defterlerde hangi hususunun inceleneceğinin belli olmadığı, davacının da zararını bilmesi gerektiği, davacının ne sebeple ne miktar zarara uğradığını açıklayamadığı ve davasını somutlaştıramadığı, davacının somut olarak hangi nedenle ne şekilde zarara uğradığını açıklaması ve her bir kalem için zarar miktarını ayrı ayrı belirtmesi gerektiği, somut durumda talep sonucunun, kesin süreye rağmen açıkça kalem kalem belirtilmediği gerekçesiyle davanın 6100 sayılı yasanın 119/1-ğ maddesi delaletiyle 119/2.maddesi uyarınca açılmamış sayılmasına karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesinde; HMK.’nın 119. Maddesinde; hakimin dava dilekçesi önüne geldiğinde maddede belirtilen hususlara dikkat etmesi ve eksiklik varsa, giderilmesini sağlaması,giderilmediği takdirde de davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesi görev ve yetkisi verildiğinin belirtildiğini, bu usuli işlem yerine getirildikten sonra davanın esasına girildiğini, davanın açılmasından yaklaşık 3 yıl sonra, dava dilekçesinin talep sonucu kısmının açık olmadığından bahisle davanın açılmamış sayılmasına karar verilemeyeceğini, müvekkilinin uğradığı zararın tespiti ile ilgili olarak zarar doğurucu olayın vukuu bulduğu istasyonun işleticisinin, davalının intifa hakkının kullanımını devrettiği ve bayisi olan müvekkilinin de kiracısı … ltd şti olduğunu, bu şirkete ait defter ve kayıtlar incelendiğinde, istasyonun kira sözleşmesinden ve intifa hakkının kullanımının devrinden sonra ne kadar süre işletilmeden tutulduğunu,nasıl zarar ettiğini, günlük ortalama satışının ne olduğunu, davalıdan ne miktarda mal alımları yapıldığı hususlarının tespiti neticesinde ve dosyaya bildirilen delillerin muvacehesinde müvekkilinin uğradığı zararın da tespit edilmiş olacağını, davalı ile 04.09.2009 tarihinde imzalanan ek protokolden bir hafta sonra günü gelmeyen senetlerin üzerine afaki rakamlar yazarak tahsil yoluna gittiğini, bu kredi ödemesinin müvekkiline yapılacak ecri misil ödemelerinden 30 ay süreyle mahsup edileceği ve kendisine geri kalan bakiye miktarın ödeneceği protokolün 10. Maddesinde yer aldığını, bu protokolde aylık ödemenin 1.500- TL olacağı belirtilirken bu protokolden bir hafta sonra üzerine 2.500- TL yazılarak tahsil edilmesinin müvekkilinin Merkez Bankası nezdinde “kara listeye” alınmasına yol açtığını, müvekkilinin davalının haksız tutum ve davranışları neticesinde eşi ve kendi adına almak zorunda kaldığı krediler, sattığı taşınmazlar ve diğer tüm belgeler, deliller ile birlikte dosyaya ibraz edildiğini belirterek, kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE: Dava; maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece;açıklanan gerekçe ile davanın açılmamış sayılmasına karar verilmiş,karara karşı davacı vekili istinaf yasayoluna başvurmuştur. Mahkemece 10.05.2017 Tarihli ara kararında “Davacı vekiline, dava dilekçesindeki tazminat istemini kalem kalem ve hangi zararın ne suretle oluştuğunu açıklamak, hangi zarar için ne miktar tazminat talep ettiğini bildirmek ve bu şekilde talep sonucunu belirli hale getirmek, hangi zararı hangi delil ile ispat edeceği yönünde açıklamada bulunmak, 2 hafta kesin süre verilmesine, verilen kesin süre içeresinde istenilen hususlar açıklanmadığı taktirde talimatın işlemsiz olarak iadesinin istenileceği” karar verilmiş,28.08.2017 Tarihli ara karar ile bilirkişi incelemesi yapılması için talimat yazılan mahkemeden dosyanın işlemsiz olarak iadesinin istenilmesine karar verilmiş,sonraki celse dosyanın incelemeye alınarak, 23.01.2018 tarihli celsede HMK 119/ğ maddesi gereğince davanın açılmamış sayılmasına karar verilmiştir. Mahkeme ara kararında HMK 31 maddesindeki davayı aydınlatma ödevi kapsamında, davacı tarafa somutlaştırma yükü kapsamında kesin süre vermiş ancak kesin süreye riayetsizlik halinde de kesin sürenin sonuçları konusunda ihtarda bulunmamıştır. HMK 119/2 maddesinde; Birinci fıkranın (a), (d), (e), (f) ve (g) bentleri dışında kalan hususların eksik olması hâlinde, hâkim davacıya eksikliği tamamlaması için bir haftalık kesin süre verir. Bu süre içinde eksikliğin tamamlanmaması hâlinde dava açılmamış sayılır” düzenlemesine yer verilmiştir. Madde metninde de görüldüğü gibi davacı ve davalının ad, soyad veya unvanları, davacının T.C. kimlik numarası, varsa yasal temsilcinin veya vekilin adı, talep sonucu ve davacı veya vekilinin imzası dava dilekçesinde bulunmuyorsa hâkimin davacıya vereceği kesin süre içinde tamamlamasının isteneceği, tamamlanmaması halinde davanın açılmamış sayılmasına karar vereceği düzenlenmiştir. Ancak mahkemenin adı, davanın konusu veya değeri, vakıaların özetleri ve bunların ne şekilde ispatlanacağı hususları ile dayanılan hukuki sebepler dava dilekçesinde belirtilmemiş ise davacıya kesin süre verileceğine ve bunların tamamlanmaması halinde davanın açılmamış sayılacağına dair bir yasal düzenleme bulunmamaktadır. Böyle bir durumda hâkim yargılamaya başlar ve eksik unsurun niteliğine göre farklı çözüm yolları ya da sonuçlar doğar. Mesela vakıalara ilişkin eksiklikler tamamlanamazken, hukuki sebeplerin yazılmamış olması (hâkimin hukuku kendiliğinden uygulaması ilkesi gereği) sonuca etki etmez. Dava değeri yazılmamış bile olsa hâkimin bunu re’sen saptaması, alınacak harç miktarının tesbiti bakımından şarttır. Vurgulamak gerekir ki yasadaki düzenleme, bu unsurlarda eksiklik halinde davacıya süre vermeksizin açılmamış sayılma yönünde karar oluşturulmasını değil, süre verilmeksizin (olağan süreci içinde) esasa girilmesini hedeflemektedir. Mahkeme davacıya talep sonucunun açıklaması konusunda kesin süre vermiş ise de davacı taraflar arasındaki hukuki ilikiyi açıklayarak uğradığı kar kaybı,kira kaybı, kullanılan kredi nedeniyle ödenen faiz zararı ve intifa hakkının ihlali nedeniyle uğranılan zararı maddi tazimat olarak talep etmiş olup hangi zarar için ne miktar tazminat talep ettiğini açıklamamıştır. Davacı tarafından belirsizliğin kendiliğinden ya da belirlenen süre içerisinde giderilmemesi halinde her bir talep için mütesaviyen yani eşit tutarda talepte bulunulduğu(Y11.H.D nin 11.09.2019 tarih ve 2018/3469 E- 2019/5316 K) ve talep sonucu açık olduğunun kabulü gerekmektedir.Bu durumda mahkemece her bir alacak kalemi için eşit talepte bulunduğu gözetilerek yargılamaya devam edilmesi gerekirken talep sonucu açık olan davada HMK119/2 maddesi uyarınca davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesi doğru bulunmamıştır. Kabule göre de,talep sonucunu açıklamak üzere kesin süre verilen ara kararında kesin süreye uyulmaması halinde sonuçları hakkında bir ihtarat bulunmadığından açık ve net bir şekilde ihtarat yapılıp sonuçları açıklanmayan hususta davanın açılmamış sayılmasına karar verilemeyeceğinden bu yönüyle de mahkeme kararı usul ve hukuka aykırıdır. Açıklanan nedenlerle ,davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne hükmün, HMK.’nun 353(1)a-5 gereği kaldırılmasına,davanın yeniden görülmek üzere dosyanın kararı veren mahkemeye gönderilmesine karar verilmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle: Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜNE, İstanbul 14. Asliye Ticaret Mahkemesi ‘nin 23/01/2018 Tarih 2015/403 Esas – 2018/77 Karar sayılı hükmün HMK.’nun 353(1)a-4-6 gereği KALDIRILMASINA; “Davanın yeniden görülmek üzere dosyanın kararı veren mahkemeye GÖNDERİLMESİNE,” İstinaf yoluna başvuran davacı tarafından yatırılan 35,90-TL peşin istinaf karar harcının istek halinde kendisine iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda HMK 353(1)-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.22/04/2020