Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2018/1309 E. 2018/1455 K. 22.11.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/1309
KARAR NO : 2018/1455
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 09/04/2018
NUMARASI : 2016/1047 Esas 2018/403 Karar
DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 22/11/2018
Davanın kısmen kabulüne ilişkin hükmün davacı vekilince istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü.
DAVA :Davacı vekili, müvekkili ile davalı arasında yapılan alışverişten dolayı borçlunun faturada yazılı malı teslim aldığı ancak bedelini ödemediğini ; alacağından dolayı Küçükçekmece … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasından ilamsız icra yoluyla takip yapıldığını, borçlunun haksız olarak itiraz ettiğini, takibe konu olan fatura içeriğindeki malların teslim edildiğini, takip miktarı 8.405-TL asıl alacak üzerinden itirazın iptaline ve %20 icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevabında, ticari ilişkiyi kabul ettikleri, emtia satın alındığını, bedelinin kredi kartı yoluyla ödendiğini, takibe konu faturalara ilişkin borç bulunmadığını, teslimin belirlenmesini, zira takip konusu faturalarda müvekkilinin imzasının bulunmadığını, kötü niyet tazminatı isteminin yerinde bulunmadığını, haksız davanın reddine karar verilmesini talep edilmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Mahkemece ;Taraflar arasındaki çekişme 2013 yılı işlemleri ile ilgili olup, davacının sunduğu belgelere göre, davalı tarafa 03/04/2013 tarihli 339515-339516-339517 nolu irsaliyeli fatura içeriği ürünleri davalı asilin imzası ile teslim edildiği, söz konusu fatura içeriğinden davalının haberdar olduğu, bu fatura içeriklerine göre davacı tarafın 5.379,86- TL davalıdan alacaklı olduğu, davalının bu ürünlere karşılık 1.050 TL ödemede bulunduğu, 20/12/2013 tarihinde yapılan tahsilatlar açıklamasıyla 4.075,16 TL’nin de yapılan tahsilatlar kaydı ile davalı hesabına borç kaydının bulunduğu, bu durumda yapılan ödemeler karşılığında davacının bakiye alacağının 254,70-TL olduğu gerekçesiyle tesbit edilen asıl alacak üzerinden itirazın iptaline ve takibin devamına karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ : Davacı vekili; kararın mahkemeye ibraz olunan raporun 6.sayfasındaki sonuç kısmının 4.maddesi son paragrafına açıkça aykırı olduğunu, davalının mahkemeye hiçbir delil ibraz etmediğini, defterlerini bile bilirkişi incelemesi için azır etmemişken bu şekilde karar verilmesinin hukuka aykırı olduğunu belirterek mahkeme kararının müvekkili şirket lehine bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE : HMK 222 madde uyarınca tarafların ticari defter ve kayıtları üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılmasına karar verilmiş olup ;yapılan bilirkişi incelemesinde taraflar arasında ki ticari ilişkinin 30.5.2012 tarihinde başladığı davacının 2012 yılında davalı adına tanzim ettiği faturalar karşılığı kadar ödeme aldığı 2013 yılına devreden alacağı olmadığı tesbit edilmiştir.Buna göre 2012 yılına ait faturaların takibe konu edilmesi yerinde değildir. İhtilafın 2013 yılında düzenlenen fatura bedelinden doğduğu tesbit edilmiştir. 3.4.2013 tarihli fatura muhteviyatı malların bedeli 5.379,86-TL borç bulunduğu ve davalının 1.050-TL lik ödeme bulunduğu hususunda ihtilaf yoktur. Davacı tarafından davalı adına borç doğurucu başkaca düzenlenen fatura bulunmamaktadır.1.050-TL ödeme düşüldüğünde kalan borcun 4.329,86-TL olabileceği bilirkişi tarafından hesaplanmıştır.Ancak incelenen davacı ticari defter ve kayıtlarında 20.12.2013 tarihinde 4.075,16-TL lik “yapılan tahsilatlar ” ibaresiyle borç kaydı yapıldığı fatura bedelinden yapılan ödeme 1.050-TL ödeme düşüldükten sonra kalan borca ilave edilerek 2013 yılı sonu itibariyle 8.405,02-TL borcun davacı ticari defterlerine kaydedilerek icra takibiyle talep edilmekte olduğu anlaşılmaktadır.
Davacı vekili hükümde bilirkişi raporunun değerlendirilmeden verildiğini ileri sürmekte ise de bilirkişi raporunun seçenekli olarak hazırlandığı ve yapılan tahsilatlar ibaresinin ne şekilde yorumlanacağı mahkemenin takdirine bırakmıştır.
Davacı vekili bilirkişi raporuna itiraz dilekçesinde fatura bedelinden 1.050-TL ödeme düşülerek kalanı 4.329,86-TL için hüküm verilmesini talep etmiştir. Ancak davalı ticari defterlerini ibraz etmese de alacağının varlığını ispat yükü altında olan davacının ticari defter ve kayıtlarında ki aleyhine kayıtlar davacı aleyhine delil olarak kabul edilecektir. Taraflar arasında ki ihtilafın düzenlenen 5.379,86-TL lik fatura borcundan doğduğu ,1.050-TL lik ödeme düşülmekle borcun 4.329,86-TL hesaplandığı,davalı ödeme savunmasını belgeledirmemiş ise de davacının aleyhine delil olarak kabul edilecek 20.13.2013 tarihinde de borç kaydı yapılan işlemde “yapılan tahsilat” ibaresinin davalıdan yapılan tahsilat olarak kabulü gerektiği sonucuna varılmaktadır.Buna göre İlk derece mahkemesinin davacının ticari defter ve kayıtlarında tesbit edilen 20.12.2013 tarihli kaydı ödeme olarak kabul ederek kalan borçtan düşülerek kalan 254,70-TL ye hükmedilmesinde isabetsizlik olmadığından davacı vekilinin hükme yönelik istinaf nedenleri yerinde görülmemiş davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM :Yukarıda açıklanan nedenlerle:
Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK ‘nun 353(1)b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
Peşin harcın karar harcına mahsubuna başkaca harç alınmasına yer olmadığına,
İstinaf yoluna başvuran davacı tarafından yapılan giderlerin üzerinde bırakılmasına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda HMK 362.(1)a maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 22/11/2018