Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2018/1308 E. 2020/400 K. 08.04.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/1308
KARAR NO: 2020/400
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 08/05/2018
NUMARASI: 2015/659 Esas-2018/555 Karar
DAVA: İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 08/04/2020
avanın kısmen kabulune ilişkin hükmün davalı vekilince istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde; taraflar arasında mevcut cari hesap ilişkisi gereğince davalıya muhtelif mallar satıldığını, kur farkı nedeniyle 31/10/2014 tarih ve 3.403,23- TL bedelli fatura kesildiğini, davalının bu fatura ile birlikte 13.949,01- TL’ye ulaşan borcu ödememesi üzerine Küçükçekmece … İcra Dairesinin … sayılı dosyası ile takip başlatıldığını, haksız itiraz üzerine takibin durduğunu beyanla itirazın iptali ile takibin devamını, davalı aleyhine %20 dan az olmamak üzere tazminata hükmedilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde; ödemelerin vadeli çekler ile yapıldığını, satışa konu ürünlerle ilgili mutabık kalınan bazı fatura ödemelerine ilişkin kur farkı faturası kesildiğini, ancak bunun genel bir uygulama olmadığını, sadece mutabık kalınan faturalar hakkında uygulandığını, davacının kur farkı uygulamasına ilaveten döviz hesabının TL karşılığının sıfırlanmasına yönelik 31/10/2014 tarihinde 3.403,43- TL bedel üzerinden tek taraflı olarak uyguladığı değerleme faturasının müvekkilinin itirazına uğraması üzerine söz konusu faturanın , sadece bakiyeyi dengelemek üzere kesilen bir fatura olduğunun söylendiğini ve itiraz edilmemesinin istendiğini, nitekim müvekkilinin bu faturayı davacıya iade ettiğini beyanla davanın reddine ve davacının kötü niyet tazminatına mahkum edilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Mahkemece; davacının davalıya ihtilaf konusu olmayan 7 adet toplamda 22.946,07- TL tutarında “Kur Farkı Faturası” açıklaması ile fatura düzenlediği, davacının düzenlediği bu faturalarında davalının kabulünde olduğu ve ticari defterlerinde kayıtlı olduğu, bu itibarla taraflar arasında kur farkı uygulamasına ilişkin ticari teamülün bulunduğunu, davacı tarafından kesilen 10/04/2014 tarih-10.396,61 TL tutarlı, 31/10/2014 tarih-3.403,23 TL tutarlı ve 24.10.2014 tarih-128,83 TL tutarlı olmak üzere toplamda 13.928,67- TL tutarlı faturaları 31/10/2014 tarihinde 3.403,23- TL, 01.11.2014 tarihinde 10.396,60- TL ve 01.11.2014 tarihinde 128,83- TL tutarlı “Kur Farkı” açıklamalı 3 adet kur farkı faturalarının itiraza uğramadan davalı ticari defterlerine kaydedildiği, davalı tarafından yasal sürede itiraza uğramayan ve taraflar arasındaki teamüle uygun düzenlenen faturalar nedeniyle davacının takip tarihi itibari ile 13.949,01- TL tutarında alacağının bulunduğu gerekçesiyle davanın kabulune ve icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı vekili; bilirkişi raporunda kur farkı alacak hesabı yapılamadığını,kur farkı ödeneceğine dair sözleşme olmadığını,davalının faturaya itiraz etmemesinin faturanın kesinleşmesi sonucunu doğurmayacağını,Yargıtay ilamında da; çekin bir ödeme vasıtası olup, döviz üzerinden düzenlenmesi mümkün olduğu gibi, bedel hanesi verildiği andaki döviz satış kuru üzerinden hesap edilerek doldurulabileceğini, buna rağmen ödemeyi TL olarak çek olarak kabul eden davacının bu aşamadan sonra kur farkı isteyemeyeceğinin kabulü gerektiğini, alacak likit olmadığından icra inkar tazminatına hükmedilemeyeceğini belirterek kararın kaldırılmasına davanın ve icra inkar tazminatı talebinin reddini talep etmiştir.
GEREKÇE: Dava; bakiye cari hesap alacağının davalıdan tahsili için başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.Kur farkı talep edilebilmesi için yazılı bir sözleşme veya taraflar arasında bu yönde oluşmuş bir teamül bulunması gerekmektedir. (Yargıtay 19. HD ‘nin 2008/6163 Esas – 2008/7544 Karar sayılı ilamı) Yabancı para cinsinden düzenlenen fatura borcunun çek ile ödenmesi halinde çekin döviz üzerinden de düzenlenmesi mümkün olduğundan ödemeyi TL bedelle düzenlenen çek ile kabul eden alacaklı kur farkı talep edemeyecektir. Taraflar arasında satım sözleşmesinden kaynaklı ticari ilişki bulunduğu hususu ihtilafsızdır.Uyuşmazlık kur farkı alacağından kaynaklanmaktadır.Taraf ticari defterlerinde 16.07.2013 -14.03.2014 arasında düzenlenen (7) adet kur farkı faturası kayıtlı olup bu faturalar davalı tarafından ödenmiştir. Davalı davacının kur farkı hesaplama yöntemini bildirmediği ve faturaların TL ile düzenlenen çek ile ödenmesi nedeniyle kur farkı talep edilemeyeceğini ileri sürmektedir.Davacı tarafından USD cinsinden düzenlenen faturalarda “faturanın TL ile düzenlenen çek ile ödenmesi halinde TCMB’nın satış tarihindeki satış kuru esas alınacağı “yönünde şerh mevcut olup, davacı USD cinsinden düzenlediği faturalar için TL ile düzenlenen çek ile yapılan ödemeleri kabul etmesine rağmen bu faturalara ilişkin kur farkı faturası düzenlemiş ve davalı tarafından ödenmiştir.Buna göre taraflar arasında TL cinsinden çek ile ödeme yapılmasına rağmen kur farkı uygulanacağına ilişkin ticari teammül bulunduğunun kabulü gerekmiştir. Ayrıca davalı, davacının düzenlediği 3 adet toplam 13.949,01- TL bedelli kur farkı faturalarını ticari defterlerine kaydetmiş ve süre geçtikten sonra iade etmesine göre de fatura icerigi kabul edilmiş sayılacağından taraf ticari defterleri arasında farka yol açan 3 adet kur farkı fatura bedeli davacı tarafından talep edilebilecektir. Takibe konu alacak likit ve belirlenebilir olup,icra inkar tazminatına hükmedilmesi için takipte itiraz edenin kötüniyetli olması şartı da bulunmamaktadır.Mahkemece 13.949,01- TL kur farkı talep edebileceği gerekçesiyle davanın kabulune ve davacı yararına icra inkar tazminatına hükmedilmesinde isabetsizlik görülmemiştir.Açıklanan nedenlerle istinaf sebepleri yerinde görülmeyen davalı vekilinin istinaf başvurusunun reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle: Davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK ‘nun 353(1)b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, Alınması gereken 952,85- TL istinaf karar harcından peşin yatırılan 238,30- TL harcın mahsubu ile bakiye 714,55- TL harcın davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına, İstinaf yoluna başvuran tarafından yapılan giderlerin üzerinde bırakılmasına, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda HMK.’nın 362(1)-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere, oy birliği ile karar verildi. 08/04/2020