Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2018/1286 E. 2018/1623 K. 13.12.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/1286
KARAR NO : 2018/1623
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: GEBZE ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 04/04/2018
NUMARASI : 2017/659 Esas -2018/306 Karar
DAVA : Alacak(Taşınmaz Satım Sözleşmesinden Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 13/12/2018
İlk derece mahkemesince mahkemenin yetkisizliğine yönelik olarak verilen hükmün davacı vekilince istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü.
DAVA : Davacı vekili, müvekkili, müvekkilinin babası ve davalılar arasında Kocaeli Dilovası’nda bulunan bir fabrika binasının satışın konusunda sözleşme yapıldığını, sözleşme gereğince devir karşılığında davalı tarafın 4.200.000- TL ödeme yapacağını ve müvekkilinin 5 yıl boyunca küçük hol ve bodrumda kiracı olarak kalacağını, kira bedelinin satış bedelinden düşüleceğini, sözleşme gereğince müvekkiline 20.000- TL kaparo, 55.000- TL nakit para, 3.047.000- TL tutarlı çek ve toplam 350.000- TL iki adet daire verildiğini, ancak davalı taraf bakiye borcunu ödemediği gibi sözleşmeye aykırı davranarak müvekkilini taşınmazdan tahliye ettiğini, dolayısıyla müvekkilinin hem bakiye alacak hem de kiracı olarak kalması gereken yer ve zamana göre hesaplanacak bedel ve cezai şart alacağının doğduğunu ileri sürerek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak ve bilirkişi incelemesi sonucu tespit edilecek gerçek bedel üzerinden harçlandırılmak üzere şimdilik 10.000,00 TL alacağın davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalılar vekili, mahkemenin yetkisine itiraz ettiklerini, davalıların ikametgahlarının İstanbul olması nedeniyle İstanbul mahkemelerinin yetkili olduğunu, davanın belirsiz alacak davası şeklinde açılamayacağını, davacı iddia ve taleplerinin haksız olduğunu, müvekkillerinin davacıya borcunun bulunmadığını, zira taşınmaz satışının davacının babası ile müvekkilleri arasında yapıldığını, davacının bu satış nedeniyle alacağı olmadığını, taşınmaz satış bedelinin ödendiğini, taraflar arasında anlaşmazlığın davacı ve babasının fabrika binası önünde müvekkili …’yı dövmeleri sonucu ortaya çıktığını, bu konudaki ceza davasının halen derdest olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI :İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda, davanın bir miktar para alacağının tahsiline ilişkin olduğu, ancak iddia edilen para borcunun ifasının nerede yapılacağının sunulmuş olan mevcut delillerden anlaşılamadığı, kesin yetki halinin bulunmadığı, yetki itirazının süresinde usulüne uygun olarak yapılmış olması ve Gebze Mahkemlerinin yetkili olmaması nedeniyle davalı tarafın seçimlik hakkının bulunduğu, HMK 10. maddesi ve TBK 89 maddesine göre yetkili mahkeme davacının yerleşim yeri olan Fethiye Mahkemeleri olabileceği gibi, HMK 6. maddesine göre davalıların yerleşim yeri olan İstanbul Mahkemesi de olabileceği, davalı vekilinin yetkili mahkeme olarak İstanbul Mahkemelerini göstermiş olduğu gerekçesiyle dava dilekçesinin yetki yönünden reddine, yasal sürede talep halinde dosyanın yetkili İstanbul Nöbetçi Asliye Ticaret Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
Bu karara karşı davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; davanın sözleşmeden doğan bir dava olması nedeniyle Gebze Ticaret Mahkemelerinin yetkili olduğunu, dava konusu alacağın para alacağı olmadığını, sözleşmenin taşınmaz devri ve kirayı içeren karma bir sözleşme olduğunu, devre ve kiraya konu olan şeyin ise fabrika olduğunu, dolayısıyla para değil parça borcu olması nedeniyle TBK’nun 89.maddesi ve HMK 10.maddesi uyarınca yetkili mahkemenin sözleşmenin icra edildiği anda borç konusunun bulunduğu yer mahkemesi olduğunu, dolayısıyla taşınmazın bulunduğu yer olan Gebze Ticaret Mahkemesinin yetkili olduğunu,ayrıca bu davanın taşınmazın aynına ilişkin de bir dava olduğunu, HMK’nun 12.maddesi uyarınca da taşınmazın bulunduğu yer olan Gebze Ticaret Mahkemesinin yetkili olduğunu belirterek kararın kaldırılmasına karar verilmesini istemiştir.
GEREKÇE: Dava, taşınmaz satım sözleşmesinden kaynaklanan alacağın tahsili istemine ilişkindir. Sözleşmedeki asli edim bir bedel karşılığında taşınmaz satışı olup,kira ilişkisi ödeme şekline ilişkin bir yan edim niteliğindedir.Ayrıca taşınmazın aynına ilişkin bir uyuşmazlık söz konusu değildir.
Öte yandan, taraflar arasında akdedilen 27/08/2014 tarihli sözleşmede borcun ifa yeri belirlenmemiştir. TBK’nun 89. maddesi hükmü uyarınca borcun ifa yeri taraflarca belirlenmediği takdirde para borçları alacaklının ödeme zamanındaki yerleşim yerinde ifa edilir. Şu halde somut olayda, HMK 10. ve TBK 89.maddeleri uyarınca davacı alacaklının ikametgahı mahkemesi olan Fethiye Mahkemeleri yetkilidir. (Yargıtay 19. Hukuk Dairesi’nin 19/09/2018 tarihli 2016/19177 E., 2018/4314 K. sayılı kararı)
Bununla birlikte genel yetki kuralı düzenleyen HMK’nun 6.maddesi uyarında davalının ikametgahı mahkemesi de yetkilidir. Somut olayda davalı şirketin adresi Eyüp, diğer davalıların adresleri Beylikdüzü olup HMK’nun 7.maddesi uyarınca davalı birden fazla ise dava, bunlardan birinin yerleşim yeri mahkemesinde açılabileceğinden İstanbul ve Bakırköy Mahkemeleri de yetkilidir.
Davanın yetkisiz mahkemede açılması ve ortada birden fazla yetkili mahkeme bulunması halinde davalı tarafın seçimlik hakkı bulunmaktadır.
Bu durumda davanın yetkisiz mahkemede açıldığı, davalı tarafın yasal süredeki yetki itirazında haklı olduğu, seçimlik hakkını İstanbul Mahkemelerinden yana kullandığı gerekçesiyle davanın yetki yönünden usulden reddine ilişkin ilk derece mahkemesi kararında bir isabetsizlik bulunmadığı sonuç ve kanaatine varılmış olup, davacı vekilinin istinaf başvusunun esastan reddine dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK 353(1)b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
Peşin harcın karar harcına mahsubuna başkaca harç alınmasına yer olmadığına,
Davacı tarafından yapılan giderlerin üzerinde bırakılmasına,
Dosyanın kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda HMK 353(1)-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 13/12/2018