Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2018/1270 E. 2020/386 K. 08.04.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/1270
KARAR NO : 2020/386
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 16/11/2017
NUMARASI : 2015/822 Esas-2017/1084 Karar
DAVA: Tazminat (Sigorta Sözleşmesinden Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 08/04/2020
Davanı reddine yönelik hükmün davacılar vekilince istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
DAVA:Davacılar vekili, müvekkili iş ortaklığının Şırnak Merkez ve bazı ilçeleri ile Hakkari Şemdinli’de bir takım inşaat işlerini yapmakta olduğunu, bu işler kapsamında TOKİ ile davalı arasında inşaat sigorta sözleşmesi akdedildiğini, müvekkilinin bu sözleşmede sigortalı konumunda olduğunu, müvekkilinin bir kısım hasarlar için davalı … şirketine ihbarda bulunduğunu, ancak davalı … tarafından hasar bedellerinin ödenmediğini ve müvekkiline bilgi vermediğini, hasar bedelinin taraflarınca belirlenebilmesi mümkün olmayıp gerçek tutarın mahkemece yaptırılacak bilirkişi incelemesi neticesinde ortaya çıkacağını ileri sürerek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik her bir hasar için 1.000-TL olmak üzere toplam 3.000-TL’nin ihbar tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili, müvekkilinin dava konusu taleplere ilişkin sorumluluğunun bulunmadığını, zira üç farklı tarihte meydana gelen hasarlar nedeni ile yapılan inceleme ve değerlendirmelerde vaki rizikoların teminat dışında kaldığının ve/veya muafiyet altı kaldığının anlaşıldığını savunarak davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI:İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda, dava konusu 08/11/2013 ve 03/11/2014 tarihli sigorta hasar bedellerinin inşaat sigortası poliçesinde muafiyet bedelinin altında kaldığından hasar bedeli talebinde bulunulmasının mümkün olmadığı, 28/11/2013 tarihli sigorta hasarı ile ilgili talebin hasara konu hırsızlık sırasında inşaat sahasının etrafının çevrili olmadığı ve olayın engellenmesi için yeterli güvenlik önlemlerinin alınmadığı, bu itibarla inşaat sigorta poliçesi teminatı kapsamında bulunmadığının belirlendiği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacılar vekili istinaf dilekçesinde özetle; İlk derece mahkemesince deliller toplanmadan, keşif yapılmadan, TOKİ den hakediş raporları ve sigorta poliçesine konu ihalenin inşaat dosyası getiriltilmeden, tanıklar dinlenmeden verilen kararın kanuna ve hukuka aykırı olduğunu belirterek hükmün kaldırılmasını ve davanın kabulünü istemiştir.
GEREKÇE: Dava, İnşaat Sigorta Poliçesine dayalı hasar bedelinin tazmini istemine ilişkindir.Davalı bir kısım hasarın teminat dışı olduğunu, bir kısım hasar bedelinin ise muafiyet bedeli altında kaldıığını savunmuş, ilk derece mahkemesince yukarıda açıklanan gerekçelerle davanın reddine karar verilmiştir. TTK’nın “Başkası Lehine Sigorta”yı düzenleyen 1454.m. “(1) Sigorta ettiren, üçüncü bir kişinin menfaatini, onun adını belirterek veya belirtmeyerek, sigorta ettirebilir. Sigorta sözleşmesinden doğan haklar sigortalıya aittir. Sigortalı, aksine sözleşme yoksa, sigorta tazminatının ödenmesini sigortacıdan isteyebilir ve onu dava edebilir.” hükmünü haizdir. Dava konusu sigorta poliçesi incelendiğinde, sigorta ettireninin davacılar, sigortalısının dava dışı TOKİ olduğu, davacı tarafça üstlenilen inşaat projesinin sigortalandığı görülmüştür. Buna göre sigorta poliçesi TTK 1454.m. uyarınca Başkası Lehine Sigorta mahiyetinde olup, maddede açıklandığı üzere sözleşmeden doğan haklar sigortalı TOKİ’ye aittir ve sigortalı, aksine sözleşme yoksa, sigorta tazminatının ödenmesini sigortacıdan isteyebilir ve onu dava edebilir. Dava konusu poliçede sigorta tazminatının ödenmesini isteyecek tarafa ilişkin aksine bir hüküm olmadığı gibi, rizikonun gerçekleşmesi halinde tazminat tutarının TOKİ’nin yazılı onayı ile sigorta ettirene ödeneceği açıkça belirtilmiştir. Ne var ki dosya kapsamında sigortalı TOKİ’nin, tazminatın davacılara ödenmesine muvafakat ettiğine dair bir bilgi veya belgeye rastlanılmamıştır. O halde ilk derece mahkemesince, öncelikle dava dışı TOKİ’nin tazminatın davacılara ödenmesine muvafakatinin bulunup bulunmadığının belirlenmesi için davacı tarafa muvafakati sağlamak üzere süre verilmesi, muvafakatin sağlanması halinde yargılamaya devam edilerek davanın sonuçlandırılması, aksi takdirde davanın aktif husumet yokluğundan reddine karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir. Açıklanan nedenlerle davacı vekilinin esasa ilişkin istinaf nedenleri incelenmeksizin istinaf başvurusunun kabulü ile HMK 353(1)a-4-6 m. uyarınca hükmün kaldırılmasına dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle:Davacılar vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜNE, İstanbul Anadolu 5. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin16/11/2017 tarihli 2015/822 Esas, 2017/1084 Karar sayılı hükmünün, HMK.’nun 353(1)a-4-6 gereği KALDIRILMASINA; “Davanın yeniden görülmek üzere dosyanın kararı veren mahkemeye GÖNDERİLMESİNE,”İstinaf yoluna başvuran davacılar tarafından yatırılan 35,90-TL peşin istinaf karar harcının ve fazla yatırılan 98,10-TL istinaf kanun yoluna başvurma harcının talepleri halinde kendilerine iadesine,Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda oy birliği ile, HMK 353(1)-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere karar verildi. 08/04/202