Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2018/127 E. 2018/173 K. 01.03.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO : 2018/127
KARAR NO : 2018/173
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
MAHKEMESİ : İSTANBUL 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 07/12/2017
NUMARASI : 2013/218 Esas
DAVA : Alacak
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 01/03/2018
Taraflar arasında görülen dava sürecinde ilk derece mahkemesince verilen ara kararın davalı… vekilince istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
DAVA: 20/04/1995 tarihinde açılan davada davalıların dava dışı …bank’ı zarara uğrattıkları, bankaya davacı kurum tarafından el konulduğu, davalıların şahsi sorumluluklarının olduğu öne sürülerek şahsi iflasları istenmiştir.
CEVAP: Davalılar vekili, asıl dava açısından davalıların dava dışı bankanın zarara uğramasında sorumlu olmadıklarını öne sürerek davanın reddini savunmuşlar, ihtiyati haciz kararının da kaldırılmasına karar verilmesini talep etmişlerdir.
TALEP: Dava sürecinde istinafa konu talep açısından davalılar vekili 05/12/2017 tarihli dilekçesi ile, hakkında verilen ihtiyati haciz kararını koşullarının oluşmadığını, kararın 21 senedir süren davada uygulanması nedeniyle Anayasanın 20. Ve 35.maddeleri ile AİHS’nin 8.maddesi ve ek 1.protokolün 1.maddesi kapsamında mülkiyet hakkını ihlal ettiğini, aynı zamanda bu durumun özel hayatına müdahale anlamına geldiğini öne sürerek ihtiyati haciz kararının kaldırılmasını talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Mahkeme, 05/12/1995 tarihli davanın reddi yönündeki karar ile muhafaza tedbirlerinin kaldırıldığı, kararın Yargıtay 19.Hukuk Dairesince bozulduğu, direnme üzerine Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 10/12/1997 tarihli kararı ile davalıların iflasa tabi olduğunun belirtildiği, mahkemenin verdiği red kararının bozulduğu, ihtiyati haciz talebinin yenilenmesi üzerine ihtiyati haciz kararının verildiği, ihtiyati tedbirin kaldırılmasını isteyen şahsın iflasa tabi kimselerden olduğu, davanın niteliği ve delil durumunda bir değişiklik olmadığı gerekçesiyle davalı …’in talebini 07/12/2017 tarihli ara kararıyla reddetmiştir.
İSTİNAF NEDENLERİ : Davalılar vekili, ilk ihtiyati haciz kararının davanın reddi kararı ile kaldırıldığını fakat 30/06/1999 tarihinde bozma kararına uyan mahkemenin davalıların mal varlıkları üzerine ikinci kez ihtiyati haciz konulmasına karar verdiğini, mahkemenin 28/10/2011 tarihinde yeniden davayı reddettiğini, fakat 5411 sayılı kanun 136.maddesi gereğince ihtiyati haciz kararının karar kesinleşinceye kadar devamına karar verdiğini, yargılama sürecinde birçok kez ihtiyati haciz kararının kaldırılmasının talep edildiğini, en son 07/12/2017 tarihli oturumda istinafa konu ara kararının verildiğini, ihtiyati haczin şartlarının bulunmadığını, davalıların görev yaptıkları süre zarfında yürürlükte olan 3182 sayılı Bankalar Kanununun ilgili maddelerinin Anayasa Mahkemesi tarafından iptal ediliğini, İİK’nun 257.maddesinin koşullarının oluşmadığını zira davacının alacağının bulunmadığının dosyada birçok bilirkişi raporu ile ispatlandığını, ihtiyati haczin amacını aştığını, davalıların özel hayat ve mülkiyet haklarının ihlal edildiğini, ihtiyati haciz kararının kaldırılmasından davacının uğrayabileceği bir zararın bulunmadığını, AİHS’nin Anayasanın 90.maddesi uyarınca doğrudan uygulanması gerektiğini, mahkemenin yeterli gerekçe göstermeden taleplerini reddettiklerini öne sürerek kararın kaldırılması istenmiştir.
GEREKÇE : Tüm anlatılanlardan Kaldırılması istenen ihtiyati haczin, İst. 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin 28/10/2011 tarih ve 1998/2247 E 2011/415 K. Sayılı kararının hüküm fıkrasında yer alan”30/07/2009 tarihli ihtiyati haciz kararının 5411 sayılı yasanın 136. Maddesi gözetilerek iş bu karar kesinleştiğinde kaldırılmasına” hükmü çerçevesinde sürdüğü anlaşılmaktadır. Bu şekilde sürdürülen bir ihtiyati haciz kararının kaldırılması yönündeki talebin hukuki tanımlama itibariyle İİK’nın 265. Maddesi anlamında ihtiyati haciz kararına itiraz ve verilen kararın da ihtiyati haciz kararına itiraz üzerine verilen istinafa konu bir ara karar olarak kabul edilmesi mümkün görülmemiştir.
Davalıların ihtiyati haczin kaldırılması yönündeki talebinin esas itibariyle ihtiyati tedbirin durum ve koşulların değişmesi sebebiyle değiştirilmesi ve kaldırılması yönünde bir talep olarak kabul edilmesinin gerektiği, bu istemin HMK’nun 396. v.d. Maddelerinde düzenlendiği, zira 396(2) fıkrada ,394.maddenin 3 ve 4. fıkranın kıyasen uygulanacağı belirtilmiş ise de kanun yolunu düzenleyen 5.fıkraya atıf yapılmadığı, karara karşı istinaf kanun yolunun açık olmadığı, HMK’nın 341. Maddesinde ilk derece mahkemelerinden verilen nihai kararlar ile ihtiyati tedbir, ihtiyati haciz taleplerinin reddi ve bu taleplerin kabulü halinde itiraz üzerine verilecek kararların istinafa konu olabileceği, yorumla kanun yolu ihdas edilemeyeceği, dairemiz önüne getirilen kararın, ihtiyati haciz talebinin kabulü halinde bu karara yönelik itiraz üzerine verilen bir karar olmadığı, zira ihtiyati haciz kararının çok önceden verildiği ve itiraz sürelerinin aşıldığı, davalının talebinin, değişen durum ve koşullar nedeniyle ihtiyati haczin kaldırılması yönünde müstakil bir talep olup, bu şekilde ortaya konulan talep ve verilen ara kararının istinaf kanun yoluna konu edilmesinin hukuken mümkün olmadığı kanaatine varılmakla başvurunun usulden reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM :Yukarıda açıklanan nedenlerle:
Davalılar vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nun 341/1, 346/1 maddeleri uyarınca USULDEN REDDİNE,
İstinaf yoluna başvuran davalılar tarafından yatırılan peşin istinaf harcının kendilerine iadesine,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda HMK’nun 362/1.f maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 01/03/2018