Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2018/1267 E. 2019/947 K. 04.07.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/1267
KARAR NO : 2019/947
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 03/04/2018
NUMARASI : 2016/921 E.-2018/347 K.
DAVA : Rücuan Tazminat (Sigorta Sözleşmesinden Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 04/07/2019
Davanın kabulune yönelik olarak verilen hükmün davalılar vekillerince istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü.
DAVA:Davacı vekili, sigorta ettireni … Ortaklığı ve sigortalısı ….A.Ş. olan … Mahallesi …. Konutları İşyeri ve Sosyal Tesis İnşaat Şantiyesinin, müvekkili nezdinde İnşaat Bütün Riskler Sigorta Poliçesi ile 26.10.2009-30.06.2015 tarihleri arasında sigortalandığını, söz konusu inşaatta güvenlik ve gözetimin sağlanması için sigorta ettiren ile davalı … Ltd. Şti. arasında 10.02.2015 tarihli Özel Güvenlik İşleri Yapılması İŞİne Ait sözleşme imzalandığını, ancak inşaatta 04.06.2015 tarihinde kimliği belirsiz şahıs/şahıslarca yapılan hırsızlık olayı sonucunda sigortalı inşaat içerisinde bulunan depodan inşaat malzemelerin çalındığını, müvekkilinin hırsızlık olayı nedeniyle sigortalısına 51.121,01-TL ödeme yaptığını ve sigortalının haklarına halef olduğunu, davalı güvenlik şirketinin sözleşme, 5188 sayılı yasa ve TBK hükümleri uyarınca zarardan sorumlu olduğunu, davalı sigorta şirketinin ise davalı güvenlik şirketi ile akdetmiş olduğu Özel Güvenlik Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası uyarınca sorumlu olduğunu, alacağın tahsili için başlatılan icra takibinin davalıların itirazları ile durduğunu belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 51.121,01-TL’nin ödeme tarihi olan 28.07.2015 tarihinden itibaren avans faizi ile davalılardan(davalı sigorta şirketinin sorumluluğu teminat limiti ile sınırlı olmak kaydıyla) müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı …..Ltd. Şti. vekili, olayda müvekkilinin sorumluluğunun bulunmadığını, zira sorumlu olanların özel güvenlik görevlileri olan …. olduğunu, müvekkilinin 5188 sayılı Özel Güvenlik Hizmetleri Kanunu’nun tanıdığı yetkiler çerçevesinde hizmet vermekte olduğunu, gerekli tedbirlerin alındığını, sözleşmeye ve işveren talimatlarına uygun hareket edildiğini, gerekli sayı ve tecrübede eleman çalıştırıldığını savunarak davanın reddini istemiştir. Davalı sigorta şirketi vekili, yasal sürede davaya cevap vermemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ :İlk derece mahkemesince , hırsızlık olayında davalı davalı güvenlik şirketinin asli kusurlu, çalışanlarının ise tali kusurlu olduğu, hırsızlanan mallar rücuya tabi olup mali sonuçlarından teminat limiti ile sorumlu olmak kaydı ile davalı sigorta şirketinin sorumlu olduğu, sigortaca ödenen tazminatın miktarı yönünden herhangi bir uyuşmazlık bulunmadığı, dolayısıyla davalıların müşterek ve müteselsil sorumlu oldukları gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ :Davalı …Ltd. Şti. vekili; olayda müvekkilinin sorumluluğunun bulunmadığını, zira sorumlunun özel güvenlik görevlileri olan ….olduğunu, müvekkilinin 5188 sayılı Özel Güvenlik Hizmetleri Kanunu’nun tanıdığı yetkiler çerçevesinde hizmet vermekte olduğunu, müvekkilinin gerekli tedbirleri aldığını, sözleşmeye ve işveren talimatlarına uygun hareket ettiğini, gerekli sayı ve tecrübede eleman çalıştırdığını, TBK’nun 66/2 uyarınca müvekkilinin adam çalıştıran olarak gerekli özen sorumluluğunun yerine getirdiğini, dolayısıyla kusur ve sorumluluğundan söz edilemeyeceğini belirterek hükmün kaldırılmasını ve davanın reddini istemiştir. Davalı … A.Ş. Vekili; Diğer davalı çalışanı güvenlik görevlilerinin mesleğini yaparken gerekli dikkat ve özeni göstermemeleri nedeniyle meydana gelen hırsızlık hadisesi ile ilgili müvekkiline yüklenecek herhangi bir sorumluluk bulunmadığını, zira, Özel Güvenlik ..Sorumluluk Sigortası Genel Şartları A.5. Teminat Dışında Kalan Haller başlıklı maddesi uyarınca, zarara sebebiyet veren bir olay sonucunda, sağlanan özel güvenlik hizmetinin eksik veya yetersiz olduğu iddiasıyla özel güvenlik görevlilerinin mesleki sorumlulukları nedeniyle sigorta ettirene yöneltilebilecek zarar ve ziyan taleplerinin teminat dışı olduğunu, ancak bu hususun yerel mahkeme tarafından yeterince irdelenmediğini belirterek hükmün kaldırılmasını ve davanın reddini karar verilmesini istemiştir.
GEREKÇE: Dava, TTK 1472 maddesi uyarınca İnşaat Bütün Riskler Sigorta Poliçesi uyarınca ödenen hasar bedelinin rücuen tazmini istemine ilişkindir.“Başkası Lehine Sigorta”yi düzenleyen TTK 1454/1 maddesi “Sigorta ettiren, üçüncü bir kişinin menfaatini, onun adını belirterek veya belirtmeyerek, sigorta ettirebilir. Sigorta sözleşmesinden doğan haklar sigortalıya aittir. Sigortalı, aksine sözleşme yoksa, sigorta tazminatının ödenmesini sigortacıdan isteyebilir ve onu dava edebilir.” şeklindedir.Davacı sigorta şirketi nezdinde düzenlenen sigorta poliçesi ve zeyilnameler ile 26.10.2009-30.06.2015 tarihleri arasında geçerli olmak kaydıyla, dava dışı sigortalı .. inşaat alanının sigortalanmış, ancak 04.06.2015 tarihinde söz konusu inşaat alanında meydana gelen hırsızlık olayı sonucu zarar meydana gelmiş, davacı 28.07.2015 tarihinde zarar bedeli 51.121,01-TL’yi sigortalının muvafakati ile sigorta ettiren….Adi Ortaklığına ödemiş, öte yandan bu zarara ilişkin dava haklarının davacıya devir ve temlik edildiğine ilişkin belge sigorta ettiren tarafından imzalanmış olmakla birlikte sigortalının muvafakatine rastlanılmamıştır. Poliçe incelendiğinde ise Özel Şartlar kısmında “Malzemelerin depolandığı alanın etrafı çitle çevrilecek ve 24 saat boyunca güvenlik/bekçi denetimi altında tutulacaktır. Mesai saati bitiminde açık alanda bırakılan malzemelerde meydana gelen hırsızlık hasarları teminat haricidir.” şeklinde hüküm yer aldığı görülmüştür. Bu husus ekspertiz raporunda da değerlendirilmiş ve şantiye sahasının etrafının alüminyum paneller ile çevrili olduğu, giriş-çıkışta bariyer bulunduğu ancak güvenlik personeline mesai bitiminde şantiye sahasına herhangi bir araç ve kişinin girişine müsaade etmemesi gerektiği bildirilmiş olmasına rağmen , mesai saati dışında şantiye sahasına giriş yapmak isteyen ve temizlik işlerini gerçekleştireceklerini bildiren kişilerin ve kullandıkları aracın şantiye sahasına girmelerine izin vermesi nedeniyle güvenlik zafiyetinin oluştuğu ve hırsızlık fiilinin de bu kişiler tarafından gerçekleştirilmiş olabileceği belirtilmiştir. O halde poliçede yer alan ön şartın yerine getirilmiş olduğu dolayısıyla hırsızlık olayı sonucu meydana geldiği kabul edilen zararın teminat dahilinde olduğu, buna göre davacının taraf sıfatının bulunduğu sonuç ve kanaatine varılmıştır. Öte yandan sigorta ettiren, davalı …..Ltd. Şti. ile, bu inşaat alanının özel güvenliğinin sağlanması amacıyla 10.02.2015 tarihli sözleşme akdetmiştir. Sözleşmenin “Sözleşmenin Konusu” başlıklı 3.maddesi “…inşaat sahasında …bina ve çevresinin genel güvenlik koruma ve denetim hizmetlerini, bina, tesis, araç, gereç, personel ve sakinlerin sabotaj, yangın, hırsızlık soygun, gasp, yağma, yıkma, tehdit gibi tüm tehlikelere karşı korunmasını ve işverenin talimatlarınaa uygun güvenlik hizmetlerini eksiksiz, zamanında ve planlanan programa göre yapılmasını içermekte” şeklinde , “Taşeronunun Sorumlulukları” başlıklı 6.3 maddesi “Taşeron işverenin yazılı onayını almadan hiçbir malzemenin şantiye sınırları haricine çıkartılmasına izin vermeyecek ve bu hususta ilgili kayıp ve hasarlardan kendisi sorumlu olacaktır…. ” şeklinde, 6.6.r maddesi “Taşeron personelinin kusuru, emniyeti suistimal, hırsızlık ve/veya teşebbüs gibi durumlardaki zararlar taşeronun teminatı altında olup, ilgili malın satış değeri taşerondan tahsil edilecektir” şeklinde,6.6.t maddesi ‘Taşeron şantiyeye giren çıkan tüm araçların ve misafir yayaların kayıtlarını günlük olarak tutmak ve her gün mesai bitiminde idari işler departmanına rapor halinde sunup onaylatacaktır.” şeklinde düzenlenmiştir. İlk derece mahkemesince esas alınan bilirkişi raporuna göre , hırsızlık olayı davalı şirket çalışanlarının kusurları nedeniyle meydana gelmiş olup, davalı güvenlik şirketi de olayın meydana geliş şekline yönelik bir itirazda bulunmamış, ancak kendisinin gerekli önlemleri alması nedeniyle çalışanın kusurundan sorumlu olmadığını savunmuş ise de, sorumluluğun kaynağı sözleşme olduğundan, yukarıda belirtilen sözleşme hükümleri gereği davalı güvenlik şirketi bu zarardan sorumludur. Davalı güvenlik şirketi sözleşmenin 6.3 maddesi uyarınca, davalı sigorta şirketi nezdinde 11.02.2015-11.0.2016 tarihleri arasında geçerli olacak şekilde Özel Güvenlik Zorunlu Mali Sor. Sig. Poliçesi akdetmiş, Poliçe incelendiğinde, sigortacının, sigorta ettiren tarafından istihdam edilen özel güvenlik görevlilerinin, özel güvenlik hizmetine dair mevzuat çerçevesindeki görevlerini yerine getirmeleri sırasında üçüncü şahıslara verecekleri zararları, teminat limitine kadar teminat altına aldığı görülmüştür.Bununla birlikte davalı sigorta şirketi istinaf dilekçesinde, Özel Güvenlik Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları gereği hasarın teminat dışında kaldığını ileri sürmüştür. Ne var ki davalı sigorta şirketi davaya cevap vermemiş ve bilirkişi raporuna da itiraz etmemiş olup, ileri sürülen husus kamu düzenine ilişkin bir husus da olmadığına göre, davalı sigorta şirketinin istinaf aşamasındaki bu savunmasına itibar edilmemiştir(Yargıtay 11.Hukuk Dairesi’nin 11.09.2017 tarihli 2016/11397 E., 2017/4177 K. sayılı emsal kararı). O halde ilk derece mahkemesince, her iki davalının dava konusu zarardan müteselsilen sorumlu olduklarının kabulü ile verilen kararda bir isabetsizlik görülmemiş, davalılar vekillerinin istinaf başvurularının ayrı ayrı esastan reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;Davalılar vekillerinin istinaf başvurularının HMK 353(1)b-1 maddesi uyarınca ayrı ayrı ESASTAN REDDİNE, Davalı …..Ltd. Şti.’den alınması gereken 3.492,07- TL istinaf karar harcından peşin yatırılan 873,01- TL harcın mahsubu ile bakiye 2.619,06- TLnin adı geçen davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,Davalı … A.Ş.’den alınması gereken 3.492,07- TL istinaf karar harcından peşin yatırılan 35,90- TL harcın mahsubu ile bakiye 3.456,17- TLnin adı geçen davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,Davacı tarafından yapılan 98,35-TL istinaf yargılama giderinin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya ödenmesine, davalı … Ltd. Şti. tarafından yapılan istinaf yargılama giderinin davalı üzerinde bırakılmasına,Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliği ile HMK’nun 362(1).a maddesi uyarınca kesin olmak üzere karar verildi. 04/07/2019