Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2018/1258 E. 2021/1125 K. 08.07.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/1258
KARAR NO: 2021/1125
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 21/02/2018
NUMARASI: 2015/924 Esas 2018/147 Karar
DAVA: Alacak (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 08/07/2021
Davanın kısmen kabulüne ilişkin kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
DAVA: Davacı vekili ; davacı şirketin iştigal konusu içinde “…” isimli yeni bir gemi yaptırdığını ve bahse konu geminin makine ve pervane aksamının alımı hususunda dava dışı … Koll. Şirketi ile 26/10/2005 tarihinde bir sözleşme imzaladığını; bu sözleşme şartları tam anlamıyla yerine getirilmeden davacı şirketin inşa ettirdiği gemi için bu kez Mak Tahrik Paleti satın alınması hususunda 02/11/2007 tarihinde davalı ile sözleşme yapıldığını; davalının, 02/11/2007 tarihinde akdedilen sözleşmenin davacı tarafından ifa edilmediği iddiası ile sözleşmeden doğan zararlarının tahsili talebi ile Kadıköy 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2009/61 esas sayılı dosyası üzerinden açmış olduğu tazminat davasında yapılan yargılama sonucunda; 05/04/2011 tarihinde davanın kabulüne karar verildiğini; bu kararın, davacı tarafından temyizi üzerine dava 30/09/2013 tarihinde davacı lehine bozulduğunu; dosyanın bozma üzerine tevzi edildiği İstanbul Anadolu 8. ATM tarafından bozma kararına uyularak 27/05/2014 tarihinde davanın reddine karar verildiğini; bu kararın da 18/03/2015 tarihinde onandığını; davalının, 05/04/2011 tarihli kabul kararı üzerine İstanbul Anadolu … İcra Dairesinin … sayılı dosyasından davacının, … isimli gemisini 21/07/2013 tarihinde seferden men ettiğini ve Zeyport’a demirlenmesinin sağladığını; bu sırada davacının gemisinin anılan seferden men kararının uygulandığı tarihte Ukrayna’dan aldığı yükü İspanya Sevilla Limanına taşımak üzere transit seferde bulunduğunu; geminin seferini tamamlaması için bir seferlik gemiye icra mahkemesi kararı ile izin verildiğini; geminin 22/07/2013 tarihinden, 24/07/2013 tarihine kadar Zeyport’ta demirde kaldığını; bu sürede geminin 18.000-usd kazanç kaybına uğradığını ve 1.550-usd yakıt sarfiyatında bulunduğunu; geminin yükünü boşalttıktan sonra 29/08/2013 tarihinde mahkeme kararına uygun olarak Türkiye’ye döndüğünü ve Aliağa Limanına anılan tarihte demirlediğini; geminin Aliağa demir mevkiinde 13/12/2013 tarihine kadar demirde beklediğini; bu sürede, 11.000-usd acenta ücreti, 16.120-usd yakıt masrafı, 344.820-USD navlun ücreti kazanacakken, bu kazançtan mahrum kaldığını; ayrıca, 640.000-USD navlun anlaşmasının yerine getirilemediğini; bu seferden masraflar düşüldükten sonra elde edilecek 353.942- usd navlun ücretinden doğan kazanç kaybına uğradığını; bu seferlerin 55 gün süreceğini; geminin 107 gün seferden men edildiğini; demirde kaldığı 52 gün içinde 312.000-usd zarar oluştuğunu; toplam 1.057.432usd zarar oluştuğunu; bu zararın, davalıdan faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesini; talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili; davada mahkemenin görevli bulunmadığını; görevli mahkemenin İstanbul 17. Asliye Ticaret Mahkemesi olduğunu; ayrıca davacı talebinin zamanaşımına uğradığını; davalı lehine, davanın kabulüne dair mahkeme kararına dayalı olarak yapılan başvuru üzerine İstanbul Anadolu 5. ATM’nin 05/03/2013 tarih ve 2013/153 D.İş sayılı kararı ile ihtiyati haciz kararı verildiğini; ihtiyati haciz kararının İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğü’nün … sayılı dosyası üzerinden infaza konulduğunu; bu kapsamda, 11/03/2013 günü davacıya ait ve Türk bayraklı … isimli geminin ihtiyaten haczine karar verildiğini; bu kararın, 11/03/2013 günü geminin siciline işlendiğini; ancak, gemi Türk limanlarında bulunmadığından seferden men edilemediğini; ihtiyati haciz kararının infazını takiben yani ilama dayalı olarak icra takibine başlanıldığını; buna ilişkin icra emrinin davalı vekiline 02/05/2013 günü tebliğ edildiğini; böylelikle İİK.nun. 264 son hükmü gereği 7 günlük yasal sürenin bittiği; 10/03/2013 tarihi itibariyle ihtiyati haczin kesin hacze dönüştüğünü; davacı tarafın, henüz gemisi seferden men edilmeden teminat göstermek suretiyle ihtiyati haczi kaldırmak, hatta temyiz incelemesi sonuçlanıncaya kadar icrayı tümüyle durdurma imkanı varken bunu yapmadığını; geminin ilk kez yasal olarak haczedilip hakkında haciz kararı da kesinleştikten yaklaşık dört buçuk ay sonra 21/07/2013 tarihinde seferden men edildiğini; davacı borçlu icra müdürüne başvurarak geminin mevcut seferini tamamlamasına izin verilmesinin talep edildiğini; haczin veya seferden men kararının tamamen kaldırılmasının istenmediğini; icra müdürlüğünün davacı borçlunun talebi kabul edilerek geminin seferini tamamlaması için süre verilmesine ve TTK.nun. 1367-(a) hükmünün uygulanmasına; (yani 10 gün içinde teminat verilmesi, aksi halde geminin izleyen ilk seferinde icra dairesine teslim edilmesine) karar verildiğini; davacı/ borçlunun süresinde teminat vermediği gibi seferini tamamladıktan sonra gemiyi haczeden icra müdürlüğüne de teslim etmediğini; gemi yabancı bir limandan tekrar yük aldıktan sonra (ve 1 ayı aşkın süre geçtikten) 28/08/2013 tarihinde Aliağa limanına geldiğini ve orada tekrar seferden men edildiğini; icra takibinin dayanağı olan mahkeme kararının bozulması üzerine davacı bozma kararına 13/12/2013 tarihinde ibraz ederek seferden men kararının kaldırılmasını sağladığını; dava konusu tazminat talebine dayanak gösterilen işlemlerin tamamının yetkili yasal merciler tarafından yasalara uygun olarak yapıldığından hukuka uygun bulunduğunu; davacı tarafın tazminat talebinin reddine karar verilmesini; talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Mahkemece; davacı/alacaklının kesinleşmemiş ilama dayalı olarak ihtiyati haciz kararı aldığı ve bu ihtiyati haciz kararına dayalı olarak davacının işlettiği geminin resmi kayıtlarına bu hususun işlendiği; bilâhere, takipte icra emrinin tebliği üzerine, geminin fiilen haczi yönünde talepte bulunulduğu ve geminin fiilen haczinin de gerçekleştirildiği; İİK.nun 85. maddesine de aykırı olarak haczin, menkuller bitmeden taşınmaza geçilemez ilkelerine aykırı olarak ve alacak ve fer’ilerine aşacak şekilde ölçülülük ilkesine aykırı şekilde uygulanmasının talep edildiği gibi geminin atıl olarak Zeyport’a demirlenmesi sağlanarak çalışan ve gelir getiren geminin atıl/çalışamaz/gelir elde edemez/aksine durduğu yerde masraf yapar hâle dönüştürüldüğü; davalının, ilamlı icraya yönelik taleplerinde hakkını kötüye kullandığı ve davacıya ait geminin fiilen çalışamadığı/geminin seferden men kararından toplam:735.237,46-usd maddi zarara uğramasına neden olduğu; davacının, uğradığı bu maddi zararının, tazminat hukuku kurallarınca; TBK.m.49 ve devamı maddelerine dayalı olarak davalı tarafından tazmin edilmesi gerektiği; davalının sorumluluğu kapsamında, davacının maddi zararının varlığı, davalının haksız eylemi ve kusuru ile hukuka aykırılık unsurları ve uygun illiyet bağının gerçekleşmiş bulunduğu; bu noktada, TBK.52. madde, yalnız zararı meydana getirmeye yardımı dokunanın kusurunu aradığından, somut olayda, davacının, fiilen hacizli/zeyporta demirli gemisi için teminat göstermemesi ve/veya icra dairesine ödeme yapmamasının davacının doğru davranıştan (hareket tarzından) ayrılma durumunu oluşturmadığı gibi bir yasal hakkı kullanmaması müterafik/birlikte bir kusur/hukuka aykırılık teşkil etmediği; bu nedenlerle, davacının işbu davayı açmakta haklı bulunduğu gerekçesiyle davacı tarafından davalı aleyhine açılan işbu davanın sübut bulduğundan kısmen kabulü ile 735.237,46 -USD (Amerikan doları)’nin 18/08/2015 dava tarihinden itibaren 3095 sayılı yasanın 4/a maddesi uyarınca faiz işletilerek fiili ödeme günündeki TL karşılığının davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı vekili; usule ilişkin olarak; görev ve zamanaşımı itirazlarının karara bağlanmadan hüküm tesis edildiğini, mahkemenin davada ileri sürülmemiş iddia ve vakıaları tarafların beyanlarını almadan inceleyip hüküm verdiğini, davacı beyanlarının tamamında müvekkiline karşı “haksız ihtiyati haciz” iddiası dışında hiçbir sorumluluk isnadının bulunmadığını, kararda bahsi geçen “hacizde tertip ve ölçülülük” ilkesisinin dava ile bir ilgisinin bulunmadığını bilirkişi incelemesinin usule aykırı yapıldığını, davanın esasına ilişkin olarak; davanın konusu olan sorumluluğun ispat edilmediğini, geminin seferden men edildiği tarihlerde icra takibinin çoktan kesinleştiğini, ihtiyati haczin kesin hacze dönüştüğünü, mahkeme kararının icrası için kesinleşme şartının bulunmadığını, kararda bahsi geçen “hacizde tertip ve ölçülülük” ilkesinin kanunda düzenlenmiş bir kural olmadığını ve hatalı uygulandığını, hükümde, gemi “taşınmaz” olarak kabul edilmiş ise de; İİK sisteminde “taşınır” vasfında olduğunu, borçlunun mallarının haczinde taşınırlarla taşınmazlar arasında bir sıra bulunmadığını, haczin yapıldığı dönem itibariyle davacı şirketin alacağı karşılar düzeyde menkul malı bulunmadığını, sorumluluğa ilişkin gerekçenin hukuka aykırı olduğunu, hükme esas alınan bilirkişi raporunda yapılan tazminat hesabının hukuka ve dosya gerçeklerine tümüyle aykırı olduğunu buna rağmen itirazları değerlendirilmeden hüküm verildiğini, itirazlara itibar edilmez ise, alınan rapora itirazlarının karşılanması ve gerçeğe uygun tazminat miktarının tespiti için yeniden bilirkişi incelemesi yapılmasını, kararın kaldırılarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE: Dava haksız haciz ve muhafaza işlemi nedeniyle uğranılan maddi zararının tahsili istemine ilişkindir. Kadıköy 2 Asliye Ticaret Mahkemesinin 2009/61 esas 2011/217 karar sayılı ilamı ile davalının davacı aleyhine açtığı alacak davasında 05.04.2011 tarihinde 481.250-euronun davalıdan tahsiline karar verilmiş,Yargıtay 19.H.Dnin 30.09.2013 tarih ve 2013/6059 E-2013/1408 K sayılı ilamı ile eldeki davaya ve icra takibinin dayanağı ilama konu dava ispatlanamadığından reddine karar verilmesi gerektiği yönünde bozulmuştur.Karar düzeltme istemi de red edilmiştir. Bozmadan sonra dosyanın intikal ettiği İstanbul Anadolu 8 .ATM nin 2014/145 esas 2014/165 karar sayılı ilam ile :27.05.2014 tarihinde davanın reddine karar verilmiştir.Davanın reddine ilişkin hüküm Yargıtay 19.H.D nin 2014/14878 esas-2015/3828 karar sayılı 18.03.2015 tarihli ilamı ile onandığı ve karar düzeltme istemi aynı Dairenin 2015/9880 esas 2015/16959 karar sayılı 15.12.2015 tarihli ilami ile reddedilerek kesinleşmiştir.Davacının dava açma hakkı haczin haksız olduğunun belirlendiği tarihte doğacağından ,karar kesinleşmekle zamanaşımı işlemeye başlamayacağından davalının zamanaşımı defii yerinde görülmemiştir.Elde ki davanın 18.8.2015 tarihinde açılıp ,davanın reddine ilişkin hüküm ise 12.2015 tarihinde kesinleştiğinden zamanaşımı süresinin geçtiğine yönelik istinaf nedeni yerinde görülmemiştir.
İstanbul Anadolu 5ATM nin 2013/153 d.iş esas,2013/153 karar sayılı D.İş dosyası ile Kadıköy 2. ATM nin 2009/61 esas 2011/217 karar sayılı alacak ilamına istinaden 1.112.890,03 -TL alacak icin 05.03.2013 tarihinde davalı …’nun talebi üzerine davacının menkul,gayrımenkul ve 3. kişilerdeki alacak ve hakları için ihtiyati haciz kararı verilmiştir.Haciz tarihi itibari ile yürürlükte olan 6102 sayılı TTK nun 1361(1) maddesi uyarınca ihtiyati haciz kararını veren mahkeme ,haksız çıkan alacaklı aleyhine açılacak tazminat davasının da görmeye yetkilidir.İhtiyati haciz kararını veren mahkeme İstanbul Anadolu Asliye Ticaret Mahkemesi olduğundan haksız haciz nedeniyle açılan davaya da bakmakla yetkili ve görevli olduğundan davacı vekilinin göreve yönelik istinaf nedeni de yerinde değildir. İstanbul Anadolu … İcra Dairesinin … esas sayılı icra dosyasında: İstanbul Anadolu 5.ATM nin 2013/153 d.iş esas sayılı 5.3.2013 tarihli ihtiyati haciz kararına istinaden 11.3.2013 tarihinde ANA-N gemisinin sicil kaydına haciz şerhi işlenmiş,daha sonra 15.03.2013 tarihinde mezkur ilama istinaden ilamlı icra yolu ile tamamlayıcı merasimle takibe geçilmiş,icra emri borçlu -davacıya 02.05.2013 tarihinde tebliğ edilmiş,7 günlük ödeme süresinin geçmesiyle 09.05.2013 tarihinde ihtiyati haciz kesin hacze dönüşmüştür. İcra Müdürlüğü tarafından 21.07.2013 tarihinde … adlı geminin seferden menine karar verilmiştir.22.07.2013-24.07.2013 tarihinde gemi seferden men edilerek Zeyport demir yerinde 3 günlük bağlı kaldıktan sonra icra hukuk hakimliği tarafından geminin seferini tamamlamasına izin verilmesi üzerine el koyma kararı geçici olarak kaldırılmıştır. Hakların kullanılması ve borçların ifası dürüstlük kuralına uygun olarak yapılmalıdır. Kural olarak ilamların icrası konulabilmesi için kesinleşmesi gerekli değildir .Kesinleşmemiş bir ilamın bozulması her zaman ihtimal dahilinde olup ,yasa koyucu bu ihtimale ragmen öncelikle anılan düzenleme ile esas itibarıyla elinde ilam olan alacaklının para alacağına bir an önce kavuşmasını amaçlamaktadır. Davaya konu para alacağına ilişkin ilam kesinleşmesi beklenmeden icraya konulabilecek ilamlardan ise de alacaklının da kesinleşmemiş ilama dayalı olarak alacağını tahsil etmek isterken karşı yana zarar verici eylemde de bulunmamalıdır.Tehiri icira kararı alamayan davacının tehiri icra kararı alamaması nedeniyle kusurlu kabul edilmesi mümkün görülmemiştir.İlk derece mahkemesinin bu tesbitine Dairemizce de iştirak edilmiştir.Davalı bir ilama bağlı olsa da neticede haksız çıktığı bir davada verilen kararın infazını istemiş ,uygulatmış davacı gelir getiren gemisini kullanamamış ekonomik yönden önemli zararlara uğradığı görülmekle davalının haczin haksız olmadığına yönelik istinaf nedeni yerinde görülmemiştir.Haksız haczin davacının hukuki alanında etki doğurduğu açık olup ,davalının haksız haczi ile davacının uğradığı zararı gidermekle yükümlüdür.Hukuka aykırılık nedeniyle verilen zarar tazmin edilmediği müddetçe ortadan kalkmaz. Davacının zarar kalemleri;geminin muhafaza altına alındığı 22.07.2018 -24.07.2018 tarihleri arasında Ahırkapı bekleme yerinde 3 gün seferden men edilmesi ve geçici olarak transit seferde olan gemiye izin verilmesi nedeniyle seferini tamamlayan gemiye Aliağa Limanında elkonularak demir yerine alınmış ve ilamın bozulması tarihine kadar 29.08.2013 -13.12.2013 tarihleri arasında 107 gün bağlı kalması nedeniyle oluşan zararlarıdır. Ahırkapı da 3 gün, Aliağa da 107 gün kar kaybı isteklerine ve bu sürede ekstra yapılan acentelik vs masraflarına ilişkindir. İlk derece mahkemesi tarafından 107+3 gün süre ile bağlı kalması nedeniyle zarar talebinde mahkemece ek bilirkişi raporu benimsenerek davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Ahırkapıda yapılan elkoymada ;bilirkişi raporunda üç günlük süre için yapılan hesaplamanın detaylarının incelenmesinde ; Ukrayna’dan aldığı yükü Sevilla’ya götürmekte olan geminin halihazırda transit seferde olduğu gözetildiğinde geminin demirde beklemesi zararının “kazanç kaybı değil ” gemi işletim maliyeti ,yakıt sarfiyatı ,transit bozulması nedeniyle oluşan zararlardan ibaret olduğu, geminin işletim maliyetinin günlük 2.750 -usd olduğu, 3×2.750-usd 8.250-usd , 48 saatlik transit serbest bekleme süresi aşıldığından 2.100-usd ekstra masraf yapılıp belgelendiği,2.180-usd yakıt sarfiyatı eklendiğinde Ahırkapı zararının 11.532-usd olarak hesaplandığı anlaşılmaktadır.Ahırkapı zararı hesaplanmasında kazanç kaybı hesabı yapılmadığı, donatılmış geminin günlük işletme maliyeti 2.750 -usd nin davacının zararı olduğu ,bir gelir elde edilemediği halde yakıt masrafına katlanan davacının zararının tazmini gerektiğinden bilirkişi hesaplamasına bu yönüyle itirazların yerinde olmadığı ,transit bekleme süresinin de aşıldığı aşikar olduğundan 11.532-usd zararın tazminine karar verilmesinde isabetsizlik yoktur. 107 günlük süre de ise ; 64 gün süre için davacı tarafından ibraz edilen 2 adet charter party sözleşmeleri esas alınarak hesaplama yapılmış, bu iki seferin 64 gün süreceği geriye kalan 43 gün demirde kaldığı kabul edilerek zarar hesaplaması yapılmıştır. 43 gün için ise Deniz Ticaret Odasından bildirilen gelir miktarından işletme masrafları düşülerek hesaplama yapılmıştır.Buna göre 10.7.2013 tarihli navlun sözleşmesi nedeniyle seferin masrafları düşülerek 322.207,46-usd net kar edileceği toplam sefer süresinin 44 gün süreceği , 17.7.2013 tarihinde imzalanan navlun sözleşmesi kapsamında yapılan hesaplamada ise 268.343,75-usd olarak hesaplanmıştır. Sefer süresi düşülerek kalan demirde bekleme süresi için Deniz Ticaret Odası taarfından bildirilen 5.750-Usd den geminin günlük işletme maliyeti düşülerek ve yakıt gideri ilave edilerek toplam 735.237,47-usd maddi zarar hesaplamasına göre hüküm verilmiştir. Bilirkişi ek raporunda davacı şirketin defter ve kayıtlarının incelenmesi neticesinde de; … gemisinin özellikleri gözönüne alındığında ; geminin 2013 yılında faal olarak sürekli çalışabileceğini; davacı şirketin 2012-2013 yılı mali tablolarının (bilanço-gelir tablosu) mukayeseli olarak incelenmesinden, şirketin 2013 yılı hizmet satışlarının 2012 yılına göre %44, şirketin 2013 yılı net satış kârın 2012 yılına göre %30 azaldığının saptandığını; bu bağlamda, geminin seferden men kararından dolayı uğramış olduğu belirlenmiştir.Bu sonuç gereçeğe uygun olup 2013 yılında gemi yılın 1/4 miktarı kadar çalışamamıştır. Ancak geminin seferden 2013 yılı martı ayı itibariyle seferden men kararı bulunduğu gözönüne alındığında davacı tarafça sunulan,teyid edilemeyen navlun sözleşmelerine itibar edilerek hüküm verilmesi doğru görülmemiştir. Dosyaya getirtilen Deniz Ticareti Odasının yazısına göre geminin günlük geliri 5.750-usd olabileceği bildirilmiştir. 107 günlük sürenin tamamı için belirtilen bu gelir üzerinden hesaplama yapılarak karar verilmesi gerekmektedir. Buna göre günlük 5.750-2.750=3.000-usd nin davacının günlük kaybı olarak belirlenerek bu miktara hükmedilmesi gerekmektedir.Ancak geminin her gün için çalışıp kazanç sağlayacağını kabul de mümkün görülmemiştir.TBK 51-52.maddeleri uyarınca hesaplanan bu tutardan. %10 indirimin dosya kapsamına ve hakkaniyete uygun olacağı sonucuna varılmıştır.107 gün süre nedeniyle 321.000-32.100= 288.900 usd hükmedilecek net kazanç kaybı olarak hesaplanmıştır. 288.900-usd ne davacının 3 günlük süreli Ahırkapı bekleme zararı 11.532-usd , 107 günlük sürede acenteye ödenen 11.000-usd ve demirde kalan 107 günlük sürede yakıt sarfiyatı toplamı (6.353,25+ 492,50= 6.845,75-usd) ilave edildiğinde toplam tazminat tutarının 318.277,75- usd olduğu hesaplanmakla bu kısım için davanın kabulü gerekmektedir. Davalı vekilinin zarar hesaplamasına yönelik istinaf nedenleri yerindedir. Yapılan hata/eksiklik yeniden yargılama gerektirmediğinden davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne hükmün kaldırılmasına ,yeniden hüküm verilmesine davanın kısmen kabulüne ,fazla istemin reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle: Davalı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜNE; İstanbul Anadolu 6. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 21/02/2018 Tarih 2015/924 Esas 2018/147 Karar sayılı kararın HMK.’nın 353(1)b-2 gereği KALDIRILMASINA;yeniden hüküm verilerek, “Davanın kısmen kabulüne; 318.277,75-usd (Amerikan Doları)’nin, 18/08/2015 dava tarihinden itibaren 3095 sayılı yasanın 4/a maddesi uyarınca devlet bankalarının usd döviz cinsinden açılmış 1 yıl vadeli mevduat hesabına ödediği en yüksek faiz oranı uygulanmak suretiyle fiili ödeme günündeki TCMB efektif satış kuru üzerinden hesaplanacak TL karşılığının davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine, Fazlaya ilişkin istemin reddine, İlk Derece yargılamasına ilişkin olarak; “Alınması gereken 62.670,02-TL karar harcından peşin alınan 50.252,63 TL harcın mahsubu ile bakiye 12.417,39- TL karar harcının davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına, Davacı tarafça yatırılan 50.284,43-TL peşin harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine, Davacı tarafından ödenen 201-TL tebligat ve posta gideri, 12.800-TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 13.001-TL yargı giderinin davanın kabulü oranında hesaplanan 3.900-TL’sinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, bakiye kısmın davacı üzerinde bırakılmasına, Davacı vekili için takdir olunan 61.335,17 -TL nispi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, Davalı vekili için takdir olunan 100.849,53 -TL nispi vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya ödenmesine, Karar kesinleştiğinde ve talep halinde kullanılmayan gider avansının yatıran tarafa iadesine” İstinaf yoluna başvuran davalı tarafından yatırılan 35.000-TL peşin istinaf karar harcının istek halinde kendisine iadesine, İstinaf aşamasında davacı tarafından yapılan 33,35-TL istinaf yargı giderinin davanın kabulü oranında hesaplanan 11-TL’sinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, İstinaf aşamasında davalı tarafından yapılan 37,90-TL istinaf yargı giderinin davanın kabulü oranında hesaplanan 25 -TL’sinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, Gerekçeli kararın bir örneğinin taraf vekillerine tebliğine, HMK ‘nun 361/1. maddesi uyarınca kararın tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde temyiz yoluna başvurulabileceğine, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oy birliğiyle karar verildi. 08/07/2021