Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2018/1254 E. 2018/885 K. 05.07.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/1254
KARAR NO : 2018/885
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İSTANBUL 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 04/04/2018 Tarihli Ara Karar
NUMARASI : 2018/284 Esas
İSTİNAF KARAR TARİHİ : 05/07/2018 (yazım tarihli )
04/04/2018 tarihli ara kararın davacı vekili ve davalı vekilince istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü.
TALEP: Davacı vekili, davalının taraflar arasındaki sözleşmenin sona ereceğini sözlü olarak beyan ederek bu görüşme sırasında ibranameimzalanması gerektiğini aksi halde teminat mektubunun tazmin bozdurulma riskinin olduğunu beyan ettiğini ve ibraname alındığını ,alınan ibranamenin geçersiz olduğunu ve Telekom’un yeni yönetiminin yeni firmalarla çalışmak istemesi nedeniyle bir şirket politikası olarak bayilerden alındığını gösterdiğini, karşı tarafın söz konusu teminat mektubunu, her an nakde çevirme ihtimali ve tehlikesinin mevcut olduğunu, iş ilişkisinin sonlandırılması nedeniyle çok mağdur olan müvekkili şirketin bir de teminat mektubunun haksız yere nakde çevrilmesi halinde çok zor bir duruma düşeceğini, teminat mektubu bedelinin anılan bankaya ödemek zorunda kalacağını,… Bankası tarafından düzenlenmiş 26/02/2015 tarihli, 215.000- TL miktarlı kesin teminat mektubunun nakde çevrilmesinin önlenmesi için ihtiyati tedbir kararı verilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili, hukuki yarar yokluğundan davanın reddine karar verilmesi gerektiğini, şartların vuku bulması halinde veya dava şartı yokluğu halinde davanın esasına girilmeksizin reddi gerektiğini,taraflar arasındaki ibranamenin, yargı kararı ile iptal edilmeden, davaya konu tazminatların talep edilemeyeceğini,davacı ile 01/03/2015 tarihinde başlayan sözleşme ilişkisinin 31/07/2017 tarihinde tarafların karşılıklı iradesi ile sona erdirildiğini, taraflar arasındaki ilişkinin kurulması ve sona ermesinin sözleşme ile sabit olduğunu,yoksun kalınan kar kaybı talep edebilmesinin mümkün olmadığını belirterek, haksız ve mesnetsiz davanın belirsiz alacak davasının şartlarını taşımaması sebebiyle usulden reddine, sonlandırma protokolü ve ibranamenin iptaline ilişkin talepler ile tazminat taleplerinin tefrik edilmesine, dava tarihi itibariyle sonlandırma protokolü ve ibranamenin iptaline dair kesinleşmiş bir mahkeme kararı olmadığından tazminat taleplerine ilişkin davanın reddine, aksi halde sonlandırma protokolü ve ibranamenin iptaline ilişkin davanın bekletici mesele yapılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI:Mahkemece, 04/04/2018 tarihli tensip tutanağının 10. Maddesiyle, “Davacı vekilinin tedbir talebinin kabulü ile, aynı miktarda süresiz teminat mektubu ve dava değerinin %15’i oranında teminat yatırıldığında davaya konu teminat mektubunun tahsilinin yargılama sonuçlanıncaya kadar tedbiren durdurulmasına, talep halinde ilgili bankaya müzekkere yazılmasına, ” karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ:1-Davalı vekili, tedbir talebinin kabulü için tedbir talep eden tarafın yaklaşık olarak haklılığının ispat edilmiş olması gerektiğini, davacının haksız feshin ispatı noktasında yeterli delil gösteremediğini,ihtiyati tedbir talebinin reddi gerekirken kabulüne yönelik karar verilmesinin hukuka yasaya aykırılık teşkil ettiğini, taraflar arasındaki sözleşmeler neticesinde davacıya birçok yarar sağlandığı, sözleşmenin sona erdirilmesi halinde teminat olarak bu hizmetlerin geri verilmemesinin ihtimaline karşı davacıdan bir teminat mektubu alındığını, davacının iddialarının aksine sözleşmenin haksız feshinin tesbitinin yargılamayı gerektirdiğini belirterek, tedbir kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
2-Katılma yoluyla istinaf eden davacı vekili, sözleşmenin haklı nedenle feshedildiği iddiasının gerçek dışı olduğunu, davalının sözleşme teminatı olarak almış olduğu mektupları haksız olarak bozdurma girişiminde bulunduğunu, haklılığının yaklaşık olarak ispat edildiğini, mahkemeler tarafından ihtiyati tedbir kararları verildiğini belirterek, “Teminat mektubu bedelinin %15’i oranında teminat yatırıldığında, davaya konu teminat mektubunun tahsilinin yargılama sonuçlanıncaya kadar durdurulmasına” şeklinde düzeltilmesine, “aynı miktarda süresiz teminat mektubu” ibaresinin karardan çıkartılmasına “karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE: Mahkemenin 4.4.2018 tarihli ara kararı ile ihtiyati tedbir talebinin kabulü ile, aynı miktarda süresiz teminat mektubu ve dava değerinin %15 tutarında teminat yatırıldığında teminat mektubunu tazmininin, yargılama süresince tedbiren durdurulmasına karar verilmiştir. Mahkeme %115 oranında teminat öngörmüş durumdadır.
HMK.’nun 393/1 maddesi gereği ihtiyati tedbir kararının uygulanması, verildiği tarihten itibaren bir hafta içinde talep edilmek zorundadır. Aksi halde kanuni süre içinde dava açılmış olsa dahi tedbir kararı kendiliğinden kalkar. HMK.’nın 394/1 gereği de karşı taraf dinlenmeden verilmiş olan ihtiyati tedbir kararlarına itiraz edilebilir. İhtiyati tedbir kararına karşı, kanun yoluna doğrudan başvurulamaz. HMK.’nın 394/(5) gereği itiraz hakkında verilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulabilir.
Somut olayda davalı karşı yan vekili yokluğunda verilen ihtiyati tedbir kararına karşı itiraz yoluna başvurmadan doğrudan istinaf kanun yoluna başvurduğundan esasen başvurusu HMK nun 341.1 maddesi gereği incelenmeyecek ise de; süresinde teminat karşılanıp kararın infazı talep edilmediğinden ihtiyati tedbir kararı kanun gereği kendiliğinden kalktığından; davacı vekili de teminatın değiştirilmesi hususunda talebi karara bağlanmadan istinaf kanun yoluna başvurduğu ; esasen başvuru tarihi itibariyle kendiliğinden kalkmış bulunan halen ayakta olmayan ihtiyati tedbir kararıyla davacı ihtiyati tedbir talep edenden alınmasına karar verilen teminata ilişkin ara kararı da ortadan kalkmış olduğundan her iki yan vekilinin konusu bulunmayan istinaf başvurusunun usulden reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle:
Davacı vekili ile davalı vekilinin konusu bulunmayan istinaf başvuruları hakkında bir KARAR VERİLMESİNE YER OLMADIĞINA,
İstinaf yoluna başvuran davacı ve davalı tarafından yatırılan peşin istinaf karar harçlarının (Davacı 35,90 TL, davalı 35,90- TL )kendilerine iadesine,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda HMK.’nın 362.f maddesi uyarınca kesin olmak üzere, oy birliği ile karar verildi. 05/07/2018