Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2018/1243 E. 2018/1043 K. 13.09.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/1243
KARAR NO : 2018/1043
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 13/04/2018 Tarihli Ara Karar
NUMARASI : 2017/8 Esas
İHTİYATİ HACİZ TALEP EDEN
TALEP : İhtiyati Haciz
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 13/09/2018 (12/10/2018 yazım tarihli )
İlk derece mahkemesince verilen 13/04/2018 tarihli ihtiyati haciz talebinin reddine ilişkin ara kararın ihtiyati haciz talep eden davacı vekilince istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü.
TALEP : Davacı vekili 06/04/2018 tarihli talep dilekçesinde; dava dosyasına 06/04/2018 tarihinde bilirkişi raporu sunulduğunu; bu rapor nazara alındığında dava yönünden İİK.nun. 257.maddesi kapsamında davacının, vadesi gelmiş bir para alacağı bulunduğunun yaklaşık olarak ispat edildiğini ve aşamalarda cezai şarttan indirim istenmediği de nazara alındığında; dava değeri 630.919,43 TL üzerinden teminatsız ihtiyati haciz kararı verilmesini; mümkün görülmezse bilirkişi raporunda hesap edilen 206.820,04 TL için teminatsız, geri kalan 500.000- TL yönünden uygun bir teminat ile ihtiyati haciz kararı verilmesini; talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Mahkemece, incelenen tüm dosya kapsamına ve bilirkişi kurulu tarafından düzenlenen 06/04/2018 tarihli rapor içeriği ile davalı şirketler ile dava dışı müflis şirketin ticari kayıtlarına göre; dava dışı Tasfiye Halinde … San. Tic. Ltd. Şti. (İstanbul Ticaret Sicil No: 526297-0) ile davalı şirketlerin ticari faaliyet adresleri ile 2017 yılı 6.ayında yapılan yönetim değişikliği öncesi davalı şirketlerin yöneticileri ve pay sahipleri arasında yakın akrabalık ilişkisinin bulunduğu; şirketlerin iştigal alanlarının aynı olduğu; bilirkişi kurulu tarafından yapılan mali tespitler kapsamında, müflis şirket ile davalı şirketler arasında sıkı bir alışveriş ilişkisinin bulunduğu ve müflis şirketin iflasından sonra müflis şirketin çalıştığı firmaların davalı şirketlerle ciddi tutarda çalışmasının bulunduğunun tespit edildiği; İstanbul Anadolu 1.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2015/160 Esas sayılı dava dosyasındaki karşılıklı alacak ve cezai şart istemli olarak esas ve karşı dava bulunduğu; bu davada, davacı şirket ile müflis şirketin karşılıklı taraf olduğu; davacı şirket ile müflis şirketin karşılıklı alacak-borçluluk durumu belirlenmeden [müflis şirketin iflası nedeniyle davacı şirketin, sıra cetveline kaydı mümkün alacak miktarı belirlenmeden] işbu davada; davacı şirketin, davalı şirketlere karşı muaccel bir alacağının varlığı yaklaşık olarak ispat edilmiş durumda bulunmadığı; bu nedenlerle, İİK.nun. 257. Maddesi kapsamında davacının vadesi gelmiş bir para alacağının bulunduğu yaklaşık olarak ispat edilemediği gerekçesiyle ihtiyati haciz isteminin yasal koşulları bulunmadığından reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ :Davacı /ihtiyati haciz isteyen vekili; davadışı müflis şirketten olan alacak davasının İstanbul Anadolu 1.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2015/160 Esas sayılı dosyasındaki davayı uzattığını,davalılar ile davadışı müflis firma arasında organik bağ ve ikitsadi bütünlük bulunduğunun alınan 06.04.2018 tarihli bilirkişi raporu ile belirlendiğini,Yargıtay uygulamalarına göre ihtiyati haciz kararı verilebilmesi için tam ispat yerine yaklaşık ispatın yeterli görüldüğü,somut olayda da yaklaşık ispat koşullarının oluştuğunu, bu nedenlerle mahkemenin 13.04.2018 tarihli ihtiyati haciz talebinin reddine yönelik kararının kaldırılarak,ihtiyati haciz kararı verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE :İİK’nun 258’nci maddenin 1’nci fıkrasının 2.cümlesi uyarınca, “…Alacaklı alacağı ve icabında haciz sebepleri hakkında mahkemeye kanaat getirecek deliller göstermeye mecburdur….” Bu hükme göre, ihtiyati haciz kararı verilebilmesi için yaklaşık ispat yeterli olup, kesin bir ispat aranmamakta ise de; özellikle hukukî bir işlem söz konusu olduğunda, alacağın varlığının ve muaccel olduğunun yazılı bir belgeye veya belgeler zincirine dayanması tercih edilmesi gereken bir seçenektir.
Davacı, dava dışı şirketten olan alacağını , davalılardan tüzel kişilik perdesinin aralanması teorisi kapsamında sorumlu bulunduklarının tesbit ve kabuluyle tahsilini talep etmektedir. Dosya kapsamında alınan 06.04.2018 tarihli bilirkişi raporunda, davalı şirketler ile dava dışı şirket ortakları arasında yakın akrabalık ilişkisi bulunduğuna yönelik tespitler yapıldığı anlaşılmaktadır. Bilirkişi raporunun takdiri delil niteliğinde bulunduğu gözönünde bulundurulmalıdır.Davadışı şirketle davalı şirketlerin pay sahipleri arasında yakın akrabalık ilişkisinin tek başına tüzel kişilik perdesinin aralanmasını gerektiren tüzel kişi kimliğinin kötüye kullanıldığını kabul için yeterli olmadığı, perdenin aralanması teorisinin, tüzel kişiliğin, arkasındaki kişilerce sorumluluğun bertaraf edilmesi için kullanıldığı hususu tesbit edildiğinde istisnai olarak uygulanabilecek bir müessese olup ancak yapılacak yargılama nihayetinde davalıların sorumluluğu belirlenebilecektir.Davacı ve dava dışı müflis şirket arasındaki İstanbul Anadolu 1 ATM nin 2015/160 esas sayılı dosyasında devam eden alacak ve karşı davanın halen derdest olduğu anlaşılmaktadır.Davanın bulunduğu aşama itibariyle alınan bilirkişi raporunu ,ihtiyati haciz istemi yönünden muaccel bir alacağın varlığı konusunda kafii kanaat verici görmeyen mahkemenin takdirinde isabetsizlik bulunmamaktadır.Davacının bu alacağını, iddiaları kapsamda davalılardan talep edip edemeyeceği yargılamaya ve ispata muhtaçtır. Dosya kapsamı itibariyle; ihtiyati haciz isteminin reddine dair ara karara yönelik istinaf sebebleri yerinde görülmediğinden davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM :Yukarıda açıklanan nedenlerle:
Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK ‘nun 353(1)b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
Peşin harcın karar harcına mahsubuna başkaca harç alınmasına yer olmadığına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda HMK 362.f maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.13/09/2018