Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.
T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/1242
KARAR NO : 2018/1088
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İSTANBUL ANADOLU 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 21/03/2018
NUMARASI : 2017/1024 Esas
DAVA : Ortaklıktan Çıkarma-Kayyım Atanması
TALEP : Kayyım Atanması
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 20/09/2018
Mahkemenin ihtiyati tedbire itirazın reddine yönelik olarak verilen 21/03/2018 tarihli ara karara karşı süresi içinde davalı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya içerisindeki tüm belgeler okunup, incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
DAVA: Davacı/ihtiyati tedbir isteyen vekili, müvekkili ile davalının dava dışı …. Ve Tic. Ltd. Şti.’nin ortakları olduklarını, davalının aynı zamanda 04/04/2017 tarihinde şirket müdürü olarak münferit imza yetkilisi seçildiğini, ancak davalının bu yetkisini kötüye kullanmaya başladığını, alınan son inşaat projesinden bazı dairelerin diğer ortakların haberi olmaksızın gizliden satıldığının ve satışlardan alınan paraların şirket hesaplarına değil davalının şahsi hesabına aktarıldığının öğrenildiğini ileri sürerek davalının şirket ortaklığından çıkarılmasına, bunun mümkün olmaması halinde şirkete bağımsız bir kayyım atanmasına, ayrıca ihtiyati tedbiren sermaye artırımına ilişkin girişimlerin durdurulması ve dava sonuna kadar şirkete kayyım atanması yönünde karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili, TTK’nun 640/3 maddesi uyarınca ortaklıktan çıkarma davasının ancak şirket tarafından açılabileceğini, dolayısıyla davacının aktif husumet ehliyetinin bulunmadığını, ortakların ancak haklı sebeple şirketin fesih ve tasfiyesini talep edebileceklerini, ancak davacı tarafın bu yönde bir talebinin olmadığını, davacının tüm iddialarının haksız ve kötüniyetli olduğunu savunarak davanın ve ihtiyati tedbir talebinin reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARAR ÖZETİ: İlk derece mahkemesinin 04/12/2017 tarihli ara kararı ile dava dışı şirketin müdür/müdürlerinin-yönetim organının her türlü karar ve işlemlerinin denetim kayyımının onayına bağlı kılınmasına karar verilmiş, davalı vekilinin itirazı üzerine 21/03/2018 tarihli ara kararı ile, davanın şirket ortaklığından çıkarılma veya şirkete kayyım atanması istemli olarak açıldığı, şirkete kayyım atanma koşullarının oluşup oluşmadığının delillerin değerlendirilmesi sonucu saptanabileceği, bu aşamada tarafların, şirket alacaklılarının ve dava dışı şirketin ileride zarar görmesine meydan verilmemesi için dava dışı şirketin müdür/müdürlerinin-şirket yönetim organının her türlü karar ve işlemlerinin denetim kayyımının onayına bağlı kılınmasının yerinde görüldüğü, itirazın haklı olmadığı gerekçesiyle davalı vekilinin ihtiyati tedbir kararına itirazının reddine karar verilmiştir.
Bu karara karşı davalı/ihtiyati tedbire itiraz eden vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı-ihtiyati tebdire itiraz eden vekilinin istinaf dilekçesinde özetle;mahkemenin 04/12/2017 tarihli ara kararında davacı talebinin davalının şirket yöneticiliğinden azli yönünde olduğunun tespit edildiğini, oysa davacının bu yönde talebi olmadığını, davacı talebinin şirket ortaklığından çıkarma yönünde olduğunu, bu davanın da ancak şirket tarafından açılabileceğini, şirkete yöneltilmiş bir kayyım atama davasının da bulunmadığını, dava dışı şirket hakkında ihtiyati tedbir kararı ile kayyım ataması yapılamayacağını, yaklaşık ispat olgusunun da gerçekleşmediğini belirterek ihtiyati tedbir kararının kaldırılmasına karar verilmesini istemiştir.
GEREKÇE: Dava, TTK’nun 640/3 maddesi uyarınca davalının dava dışı şirket ortaklığından çıkarılması, bunun mümkün olmaması halinde dava dışı şirkete yönetim kayyımı atanması davası olup; talep, dava sonuna kadar sermaye artırımına ilişkin girişimlerin durdurulması ve şirkete kayyım atanması yönünde ihtiyati tedbir kararı verilmesi yönündedir.
İlk Derece Mahkemesi, dava dışı şirkete denetim kayyımı atanması yönünde ihtiyati tedbir kararı vermiş, davalının tedbir kararına itirazını reddetmiştir.
HMK’nın 389. Maddesi, “Mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme sebebiyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkansız hale geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hallerinde uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyat tedbir kararı verilebilir. “şeklindedir.
Aynı yasanın 390/3 maddesi,” Tedbir talep eden taraf, dilekçesinde dayandığı ihtiyati tedbir sebebini ve türünü açıkca belirtmek ve davanın esası yönünden kendisinin haklılığını yaklaşık olarak ispat etmek zorundadır” düzenlemesini içermektedir.
Somut olayda; tarafların karşılıklı iddia ve savunmaları, tarafların sıfatları, dosyaya sunulan deliller dikkate alındığında dosyanın geldiği aşama itibariyle yaklaşık ispat koşulunun gerçekleşmediği sonuç ve kanaatine varılmış olup, davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne, ihtiyati tedbir kararının kaldırılmasına yönelik aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle:
Davalı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜNE, İstanbul Anadolu 6. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2017/1024 Esas sayılı ve 21/03/2018 tarihli ara kararının, HMK.’nun 353(b)-2 gereği KALDIRILMASINA;
“İhtiyati tedbire itirazın KABULÜNE, dava dışı şirkete denetim kayyumu atanmasına ilişkin 04.12.2017 tarihli ihtiyati tedbir kararının kaldırılmasına”
İstinaf yoluna başvuran davalı tarafça yatırılan 35,90 TL peşin istinaf karar harcının istek halinde kendisine iadesine,
Dosyanın kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliği ile HMK’nun 362.f maddesi uyarınca kesin olmak üzere karar verildi. 20/09/2018