Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2018/1222 E. 2020/293 K. 05.03.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/1222
KARAR NO : 2020/293
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 28/03/2018
NUMARASI : 2015/614 Esas-2018/338 Karar
DAVA: İtirazın İptali (Sigorta Sözleşmesinden Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 05/03/2020
Davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün davacı vekilince istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü.
DAVA:Davacı vekili, müvekkili adına kayıtlı bir araç için davalılar tarafından … ait 27.11.2013 tarihli 27.11.2013-27.11.2014 tarihlerini kapsayan Genişletilmiş Kasko Sigorta Poliçesi düzenlendiğini, poliçe bedeli olan 5.980-TL 27.11.2013 tarihinde müvekkilinden nakden alındığı halde davalılar tarafından 10 eşit taksite bölündüğünü, 1-2 taksidin kredi kartlarından ödendiğini, ancak kalan tutarın ödenmediğini ve bu şekilde müvekkilinin dolandırıldığını, bu nedenle aracın kasko poliçesinin iptal edildiğini, müvekkilinin ödemiş olduğu kasko bedelinin tahsili amacıyla başlatılan icra takibinin ise davalıların haksız itirazları ile durduğunu ileri sürerek itirazların iptali ile takibin devamına, icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalılar vekili, davanın zamanaşımına uğradığını, müvekkili … çalışanı … sadece davacıyı değil benzer şekilde yaptığı işlemler nedeniyle şirketin de zararına neden olduğunu, müvekkillerinin tahsil ettiği bir poliçe bedelinin olmadığını, tahsilat yapan kişinin bu tahsilatları bildirmediğini, ayrıca ödeme yapma ve tahsil yetkisinin olmadığını, tahsilat makbuzunun sahte olduğunu, dolayısıyla müvekkillerine husumet yöneltilemeyeceğini, ancak buna rağmen müvekkillerinin müşteri memnuniyetini esas alarak davacının hasar beyanı üzerine tahsil etmediği ve doğmayan poliçeye rağmen hasar bedelini karşıladığını, ayrıca davacıya bir poliçe tanzim edildiğini ve karşılığında bir ücret alınmadığını savunarak davanın reddini ve kötüniyet tazminatına hükmedilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARININ ÖZETİ:İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda, davacının takip tarihi itibariyle sebepsiz zenginleşme nedeniyle davalılardan tahsili gereken alacağının bulunmadığı, yapılan takibin haksız,itirazın ise yerinde olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; 1-Hükme esas alınan bilirkişi raporunda, dava konusu müvekkiline ait aracın kaza sonucu ortaya çıkan 22.000- TL tutarındaki hasarın karşılandığına ilişkin tespitinin sadece davalının ibraz ettiği belgeye dayandırılmakta olduğunu, halbuki söz konusu hasar bedelinin ödendiğine ilişkin davalılara ait ticari defterlerde kayıt bulunması gerektiğini, ödemeye ilişkin sunulan tutanak taraflar arasında her zaman düzenlenmesi mümkün olan belgelerden olup, zararın giderildiğine ilişkin kesin delil olmadığını, davalıların ticari defterlerinde müvekkiline ait 34 UE 0338 plaka nolu aracın hasar bedeli açıklamalı herhangi bir ödemenin bulunup bulunmadığının tetkik edilmediğini,2-Davalıların bila bedelli düzenlendiğini belirttiği 03.07.2014 – 03.07.2015 tarihlerini kapsayan “Genişletilmiş Kasko Sigorta Poliçesi”nden müvekkillerinin haberlerinin olmadığını, kaldı ki kaza sırasında kaskodan yararlanmayan müvekkilinin tüm zararlara kendisi katlandıktan sonra bila bedelli kasko poliçesi düzenlenmesinin müvekkilinin zararını karşılamaya yönelik bir hareket olmadığını,kararın hatalı olduğunu belirterek hükmün kaldırılmasını ve davanın kabulünü istemiştir.
GEREKÇE: Dava, kasko sigorta poliçesinin iptali nedeniyle ödenen sigorta priminin iadesi talebiyle başlatılan icra takibine itirazların iptali istemine ilişkindir.Davacı, davalılar ile akdedilen 417124713 nolu 27.11.2013 tarihli Genişletilmiş Kasko Sigorta Poliçesinin bedeli ödendiği halde daha sonra iptal edildiğini ileri sürerek ödenen sigorta priminin iadesini istemiş, davalılar ise prim tahsil yetkisi olmayan … Sigorta çalışanınca tahsil edildiği ileri sürülen tutarın şirkete aktarılmadığını, ayrıca poliçe iptal edilmiş olmasına rağmen davacı aracına ilişkin hasar bedelinin taraflarınca karşılandığını ve bila bedel yeni bir poliçe düzenlendiğini, dolayısıyla davacının zarara uğramadığını savunmuşlardır.TTK 1419 m. “Sigorta sözleşmesi sona erdiği takdirde, Kanunda aksi öngörülmemişse, işlemeyen günlere ait ödenmiş primler sigorta ettirene geri verilir.” hükmünü haiz olup, dosya kapsamında mevcut delillerden, davalıların aracılığıyla davacı ile dava dışı … Şirketi arasında 417124713 nolu 27.11.2013 tarihli Genişletilmiş Kasko Sigorta Poliçesinin düzenlendiği, sigorta prim bedeli 5.980-TL’nin davacı tarafça ödendiği ve davalı … Sigorta firmasının ticari defter kayıtlarına işlendiği, 03.12.2013 tarihinde poliçenin sebep gösterilmeden iptal edildiği anlaşılmaktadır. Bizzat … Şirketi tarafından düzenlenen Poliçe İptal ekinde de iadesi gereken prim tutarının 5.874-TL olduğu belirtilmiştir. Bu durumda davacının 5.874-TL asıl alacak talebinde haklı olduğunun kabulü gerekir.Davalı tarafça poliçenin iptalinden sonra, davacı aracının karıştığı kazaya ilişkin bir kısım hasar bedelinin karşılandığı ve bila bedel yeni bir poliçe düzenlendiği, bu nedenle davacının zarara uğramadığı ileri sürülmüş ise de, dava sebepsiz zenginleşmeye değil sigorta ilişkisine dayalı olduğuna göre, poliçe kapsamında olmayan hasar ödemesinin ve iptalden yaklaşık 7 ay sonra düzenlenen farklı bir poliçenin, iptal edilen önceki poliçeye ilişkin prim iade borcunu ortadan kaldırmayacağı açık olup, davalı tarafın bu savunmaları ancak takas-mahsup talebi veya ayrı bir dava konusu edilmesi halinde değerlendirilebilir.O halde ilk derece mahkemesince yukarıda açıklanan hususlar dikkate alınarak davanın kısmen kabulü gerekirken, yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş ise de, bu husus yeniden yargılamayı gerektirmediğinden, davacı vekilinin istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile hükmün kaldırılmasına ve davanın kısmen kabulüne dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle: Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KISMEN KABULÜNE; Bakırköy 3.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 28/03/2018 tarihli 2015/614 Esas 2018/338 Karar sayılı hükmünün HMK 353(1)b-2 gereği KALDIRILMASINA; “Davanın KISMEN KABULÜ ile; Bakırköy ….İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasında vaki itirazın KISMEN İPTALİNE; takibin 5.874- TL asıl alacak üzerinden ve bu tutara takip tarihinden itibaren %10,5 ve değişen oranlarda avans faizi işletilmek suretiyle devamına, fazlaya ilişkin istemin reddine,Alacak likit olmakla, kabul edilen 5.874-TL alacağın %20’si oranındaki 1.174,80-TL icra inkar tazminatının davalılardan tahsili ile davacıya verilmesine,Davalı tarafın şartları oluşmayan kötüniyet tazminatı talebinin reddine,” İlk Derece Yargılamasına ilişkin olarak;”Alınması gereken 401,25-TL nispi harçtan 68,07-TL peşin nisbi harcın ve icra dosyasına ödenip mahsubu istenen 34,06-TL harcın mahsubu ile bakiye 299,12- TL nispi karar ve ilam harcının davalılardan alınarak hazineye gelir kaydına,Davacı tarafından ödenen toplam 102,13-TL peşin harcın davalılardan alınarak davacıya ödenmesine,Davacı tarafından ödenen 31,80-ilk masraf, 700-TL bilirkişi ücreti ile 274,25-TL tebligat ve müzekkere gideri olmak üzere toplam 1.006,05-TL yargılama giderinin kabul-red oranına göre 988,21-TL sinin davalılardan alınarak davacıya verilmesine, kalanın davacı üzerinde bırakılmasına,Davalı tarafça yapılan yargılama giderlerinin takdiren üzerlerinde bırakılmasına,Davacı vekili için AAÜT uyarınca takdir olunan 3.400- TL vekalet ücretinin davalılardan alınarak davacıya ödenmesine, Davalılar vekili için AAÜT uyarınca takdir olunan 106-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılara ödenmesine, Talep halinde kullanılmayan gider avansının yatıran tarafa iadesine”İstinaf yoluna başvuran davacı tarafından yatırılan 35,90 TL peşin istinaf karar harcının istek halinde kendisine iadesine, istinaf başvuru harcı olarak yatırılan 98,10 TL’nin hazineye irad kaydına,Davacı tarafça istinaf aşamasında yapılan 113,40-TL yargılama giderinin kabul-red oranına göre 111,38-TL’sinin davalılardan alınarak davacıya verilmesine, kalanın davacı üzerinde bırakılmasına,Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nun 362(1)-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi. 05/03/2020