Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2018/1202 E. 2019/904 K. 27.06.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/1202
KARAR NO : 2019/904
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 20/03/2018
NUMARASI : 2015/1114 E.- 2018/297 K.
DAVA : İstirdat (Sigorta Sözleşmesinden Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 27/06/2019
Davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün davalı vekilince istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü.
DAVA:Davacı vekili, taraflar arasında akdedilen Yurtiçi Kredi Sigorta Sözleşmesi uyarınca müvekkilinin satışlarından doğan alacaklarının sigorta kapsamına alındığını, sözleşme gereğince sözleşme kapsamında olsun olmasın tüm sevkiyatların davalıya bildirileceğini, davalı bankanın sigorta ve ödeme sorumluluğunun ise ancak alıcı limit onayı verdiği işler yönünden olacağını ve bu işler için müvekkiline prim tahakkuk ettirileceğini, müvekkilinin sözleşmeye istinaden müşterisi olan …. Ltd. Şti. İş Ortaklığının …, … ve … vergi nolu işleri için davalı bankadan ayrı ayrı alıcı limit onayı istediğini, davalı bankanın bu işlerden sadece … vergi nolu iş için limit onayı verdiğini ve müvekkilinin bu iş için tahakkuk ettirilen primleri eksiksiz ödediğini, bu arada sözleşme gereği yapmış olduğu tüm sevkiyatlara ve satışlara ilişkin belgeleri davalıya sunduğunu ve tahminlerine göre davalı bankanın isim benzerliği nedeniyle … ve … vergi nolu işlerine dair sevkiyatlar için de prim tahakkuk ettirdiğini, bu yanlışlık taraflarınca farkedilene kadar müvekkilinden 38.551,40-TL haksız ve yasaya aykırı fazla prim tahsilatı yaptığını, müvekkilinin bildirimi üzerine bankanın bu onay verilmeyen işler için hatalı prim tahakkuklarını derhal durdurduğunu, e-posta ve ihtarname yoluyla fazla tahsil edilen tutarların iadesinin talep edildiğini, ancak olumlu sonuç alınamadığını ileri sürerek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 38.551,40-TL’nin ödeme tarihinden itibaren avans faiziyle davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:Davalı vekili, davacının sözleşme kapsamında …. San. Ve Tic. Ltd. Şti. İş Ortaklığı unvan ve … vergi numarasına sahip firma için alıcı limiti başvurusunda bulunduğunu, söz konusu alıcı için alıcı limiti tahsisi yapıldığını, davalının söz konusu alıcıya gerçekleştirdiği sevkiyatlarını bu unvan adı altında müvekkiline bildirdiğini ve söz konusu sevkiyatlar için tahakkuk eden primlerin davalı tarafından ödendiğini, müvekkili tarafından … ve … vergi nolu adi ortaklılar için hiçbir zaman alıcı limiti tahsisi yapılmadığı gibi herhangi bir prim tahakkuk ve tahsilatının da yapılmadığını, öte yandan davacının müvekkiline bildirdiği sevkiyatların başka vergi numaralı adi ortaklığa ait olduğu sonradan ortaya çıkmış ve davacı taraf prim iadesi talebinde bulunmuş ise de, poliçenin 9/a maddesi uyarınca hatalı sevkiyat bildirimlerine ilişkin prim iadesi taleplerinin belirli bir sürede yapılması gerektiğini, bu nedenle davacının süresinde olmayan düzeltme talebinin reddedildiğini savunarak davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda, taraflar arasında akdedilen kısa vadeli yurt içi kredi sigortası genel poliçesi kapsamında davacı tarafça … Ltd. Şti. unvanlı 0080780512 vergi numaralı İş Ortaklığı için yapılan alıcı limiti başvurusunun kabul edildiği, İş Ortaklığına davacı şirket tarafından kesilen faturaların davalıya ibraz edilmesi üzerine davalının prim tahakkukunu yaptığı ve primlerin düzenli ve eksiksiz bir şekilde davacı tarafından ödendiği, ancak davacı firmanın iş yaptığı İş Ortaklığı ile benzer unvanlar taşıyan ve limit tahsisi yapılmamış bulunan … vergi nolu ve … vergi nolu İş Ortaklığına kesilen faturaların bir bölümünün de isim benzerliği nedeniyle davalıya ibraz edilmesi ve bu faturalara da prim tahakkuku yapılması üzerine davacının 38.404,52 -TL bedelli bu primleri davalının banka hesabına ödediği, davacının alıcı limiti kapsamında olmayan faturalar için prim tahakkuku yapıldığını fark etmesi üzerine 0080805783 vergi nolu ortaklık için de alıcı limiti talebinde bulunduğu, bu talebinin reddedildiği, taraflar arasında düzenlenen poliçenin 9. maddesinde hatalı sevkıyat bildirilmesi ve yazılı düzeltme taleplerinin prim iadesini gerektirmesi durumunda vade tarihinden önce olmak kaydı ile orijinal bildirim tarihini takip eden azami 60 gün içerisinde bildirilmesi gerektiği, hatalı sevkıyatlardan kastedilen sevkıyatın alıcı limiti kapsamındaki sevkıyatlarla mı yoksa limit tahsisi yapılmamış başka ortaklıklara ait hatalı sevkıyatlarla mı ilgili olduğu hususunun sözleşmenin maddesinde açık bir şekilde düzenlenmediği, ayrıca davalının faturaların hangi vergi numaralı firmalara ait olduğunu kontrol etmeksizin bildirilen sevkıyatlara prim tahakkuk ettirmesinde sigortalının bir kusurunun bulunmadığı, dolayısıyla davacının sehven bildirdiği ve davalı banka tarafından vergi numaraları kontrolleri yapılmadan alıcı limit kapsamında olmayan şirketler için tahakkuk ve tahsil ettiği primin davacıya iade edilmesi gerektiği gerekçesiyle davanın kısmen kabulü ile, 38.404,52 TL nin 17/03/2015 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ:Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; 1-Müvekkili bankanın davacı tarafın talebi üzerine bu adi ortaklıklardan yalnızca 0080780512 vergi nolu olan için alıcı limiti tahsisi yaptığını, dolayısıyla diğer adi ortaklıklar olan … ve … vergi kimlik numaralı adi iş ortaklıkları için davalı firmaya hiçbir zaman alıcı limiti tahsisi yapılmadığı gibi bu adi ortaklıklar için her hangi bir prim tahakkuk ve tahsilatının da yapılmadığını,2- Müvekkili banka tarafından davacıdan tahsil edilen tüm primlerin sözleşme ve poliçe kapsamında tahsil edildiğini, davacının yargılama aşamasında hem taraflar arasında mevcut olan sözleşmeye dayandığını hem de taraflar arasında sözleşme olmadığından bahisle sebepsiz zenginleşme hükümlerince dava konusu miktarı müvekkilinden talep ederek kendisi ile çeliştiğini, sözleşme hükümlerinin dikkate alınması gerektiğini, 3-Davacı ile müvekkili banka arasında akdedilen Poliçenin 9/a maddesi uyarınca sigortalı firmaların matbu Aylık Sevkiyat Bildirim Formu ile sevkiyat bildirimlerini müvekkili bankaya elektronik ortamda tamamen beyan usulüyle yapmakta olduklarını, ayrıca prim bildirim formlarında her bir sevkiyatın prim detaylarının tek tek ve açıkça gösterilerek sigortalıların yapmış oldukları sevkiyat bildirimleri ile prim bildirim formlarındaki prim tutarlarını kontrol edebilmesi ve herhangi bir hata var ise itiraz edebilmesinin sağlanmakta olduğunu, davacıya da davaya konu sevkiyatlarına ilişkin tahakkuk eden primleri gösteren prim bildirim formları iletildiğini ve davacının da herhangi bir itirazda bulunmadan kendilerine tahakkuk eden primleri ödediğini, 4-Davacının … ve … vergi kimlik nolu adi ortaklıkları için prim tahsil edildiğine ilişkin talebinin bir an için gerçek olduğu düşünülse dahi, taraflar arasında sözleşmeye istinaden düzenlenen poliçede yer alan itiraz süresi hükmü göz önüne alındığında davacının süresi içerisinde itiraz etmediğinin görüldüğünü, dolayısıyla prim iadesi talebi hakkının bulunmadığını ancak bu hususun mahkemece gözardı edildiğini belirterek hükmün kaldırılmasını ve davanın reddini istemiştir.
GEREKÇE: Dava, Yurtiçi Kredi Sigorta Sözleşmesi uyarınca hataen fazladan yatırılan primlerin istirdatı istemine ilişkindir. Dava konusu Kısa Vadeli Yurtiçi Kredi Sigorta Poliçesi incelendiğinde, 18.12.2013-31.12.2014 tarihleri arasında geçerli olmak üzere 18.12.2013 tarihinde düzenlendiği, konusunun davacı sigortalının Türkiye sınırları içerisinde gerçekleştireceği sevkiyatlarla ilgili poliçede belirlenen risklerden kaynaklanan zararlarının sözleşmede belirlenen şartlarla sigorta edilmesi olduğu görülmüştür.Yine Poliçenin 9/a maddesi “Sigortalı, poliçe kapsamında her ay yapmış olduğu sevkiyatları, takip eden ayın 10’una kadar, … belirlediği form ile … bildirecektir. ……. Aksi yazılı olarak belirtilmedikçe, sigortalının hatalı sevkiyat bildirimlerine ilişkin yazılı düzeltme talepleri, sigortalıya prim iadesi yapılmasını gerektirmesi halinde, vade tarihinden önce olmak kaydıyla, orijinal bildirim tarihini müteakip azami 60 gün içerisinde yapıldığı takdirde dikkate alınır. Bununla birlikte sigortalının vadesi geçmiş alacak bildirimini müteakip yapılan inceleme kapsamında , ilgili sevkiyatların sigortalının herhangi bir kusuruna dayalı olmaksızın tazminat ödemesine konu olamayacağının tespit edildiği hallerde, söz konusu sevkiyatlar için ödenmiş primler sigortalıya iade edilebilir….” şeklinde düzenlenmiştir. Dava konusu olayda; davacının poliçe kapsamında 27.12.2013 tarihinde … San.ve Tic. Ltd. Şti. İş Ortaklığı unvanına ve … vergi numarasına sahip firma için yapılan alıcı limiti başvurusunun davalı tarafından değerlendirilerek 16.01.2014 tarihinde ve 18.12.2013 tarihinden itibaren geçerli olmak üzere 3.500.000-TL’lık alıcı limiti tahsisinin gerçekleştirildiği ve bu limit dahilinde alıcı firmaya davacı tarafından kesilen faturaların davalıya ibraz edilmesi üzerine davalı bankaca söz konusu faturalara ilişkin prim tahakkuklarının yapılarak davacı firmaya bildirildiği ve bildirimi yapılan bu primlerin prim bildirim formlarındaki toplam tutarlarının düzenli ve eksiksiz bir şekilde davalı bankaya ödendiği hususları uyuşmazlık konusu değildir.Bununla birlikte davacı tarafça, adı geçen alıcı firma İş Ortaklığının farklı projeleri için aynı unvanla ancak … ve … vergi numaraları üzerinden kesilen faturaların bir bölümünün de 3.500.000- TL’lık alıcı firma limiti dahilinde prim tahakkuk ettirilmek üzere ibraz edildiği ve davalı bankanın da bu faturalara da prim tahakkuku yaparak davacıya bildirimde bulunduğu, davacı firmaca da sigorta kapsamı ve alıcı firma limiti kapsamı dışında kalan bu prim tahakkuklarının davalıya ödendiği, ancak daha sonra hatanın fark edildiği ileri sürülerek hataen ödenen bu primlerin iadesi talep edilmiş, davalı ise tüm primlerin davacının beyanı doğrultusunda … vergi nolu adi ortaklık baz alınarak tahsil edildiğini, davacının kendilerine bildirdiği sevkiyatların farklı vergi numaralı adi ortaklığa ait olduğu sonradan ortaya çıkmış ise de, davacının Poliçenin 9/a maddesi gereğince süresinde bildirimde bulunmamış olması nedeniyle prim iadesi talebinin haklı olmadığını savunmuştur. TBK’nun 78/1 maddesi “Borçlanmadığı edimi kendi isteğiyle yerine getiren kimse, bunu ancak, kendisini borçlu sanarak yerine getirdiğini ispat ederse geri isteyebilir.” hükmünü haizdir. Poliçenin 9/a maddesinde hatalı sevkiyat bildirimlerine ilişkin bir bildirim süresi öngörülmüş ise de, söz konusu hüküm yeterince açık olmadığından sigortalı lehine yorum yapılarak hükümde sözü edilen bildirimlerin davalı tarafça alıcı onay limiti verilen firma ve işlerle ilgili olduğunun, onay limiti verilmemiş firmaların işlerinin bu kapsamda olmadığının kabulü gerekir. Somut olayda da hatalı sevkiyat bildirimlerinin onay limiti verilmemiş olan … Tic. Ltd. Şti. İş Ortaklığı … ve … vergi numaralı işlerine ilişkin olduğu tarafların kabulünde olup, buna göre davacının hatalı sevkiyat bildirimleri sonucu davalı tarafça alıcı firma vergi numaraları kontrol edilmeksizin tahakkuk ettirilen ve akabinde davacının ödemiş olduğu primlerin sebepsiz zenginleşme hükümleri doğrultusunda iadesi talebinde haklı olduğunun kabulü gerekir. O halde ilk derece mahkemesinin davanın kısmen kabulü yönünde vermiş olduğu kararında bir isabetsizlik görülmemiş olup, açıklanan nedenlerle davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;Davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK 353(1)b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, Alınması gereken 2.623,41- TL istinaf karar harcından peşin yatırılan 655,85- TL harcın mahsubu ile bakiye 1.967,56- TL’nin davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,Davalı tarafından yapılan giderlerin üzerinde bırakılmasına, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nun 362(1).a maddesi uyarınca kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi. 27.06.2019