Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2018/1189 E. 2020/192 K. 13.02.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/1189
KARAR NO : 2020/192
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: KOCAELİ 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 03/04/2018
NUMARASI : 2017/1197 Esas 2018/264 Karar
DAVA: İstirdat (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 13/02/2020
Davanın reddine ilişkin hükmün davacı vekilince istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
DAVA: Davacı vekili ;davacının davalıdan 2010 yılında nakit borç aldığını, aldığı borç karşısında boş bir senedi sadece adını soy adını, adresini, kendi el yazısı ile yazmak ve imzalamak suretiyle düzenleyerek davalıya verdiğini, diğer unsurların bulunmadığını,davalı tarafından doldurularak icra takibine konu edildiğini, yapılacak inceleme ile sonradan doldurulan kısımların müvekkilinin eli ürünü olmadığının ortaya çıkacağını, borcunu ödeyemeyince … Köyü … ada … parselde bulunan fındıklığın davalıya satışı, borcun mahsubu için anlaştığını, davalının talebi üzerine taşınmazın davalının oğlu … 08/04/2010 tarihinde devrinin sağlandığını, taşınmazın bedeli olarak 94.000-TL belirlendiği,borç düşülerek, geriye kalan 45.000-TLnin davalı tarafından davacıya ödendiğini,senedin bedelsiz kaldığını,senedin iadesini davalıdan talep etse de davalının iade etmediğini, kambiyoya dayalı takip nedeniyle dava açma hakkını saklı tutarak 56.500-TL ‘yi davalıya, İcra Müdürlüğü’ne de 1.073-TL tahsil harcı ödediğini belirterek müvekkilinin ödediği bedelin istirdadına karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP : Davalı vekili cevap dilekçesinde;davacı tarafın iddiasının da kambiyo senedinin bedelsiz kaldığı yönünde olduğunu, müvekkilinin fındık alım satım işiyle uğraştığını, zaman zaman davacıdan fındık satın aldığını, davacının 5 – 6 yıl kadar önce müvekkilin oğluna bir yer sattığını, aralarında o zamandan kalan bir hesap da, bir senet de bulunmadığını, birbirleriyle sürekli çalışan, alacağını geç de olsa alan müvekkil, bu satıştan sonra da davacı ile çalışmaya devam ettiğini,takibe konu senedin bu satıştan sonra yeniden çalışmaya başlamaları sebebiyle alındığını, davacı borçlu, fındık ticareti sebebiyle kalan borcun teminatı olarak bir senet verdiğini ve borcunu ödemeyen davacıdan alacağını tahsil etmek isteyen müvekkili tarafından icraya konulduğunu, davacı taraf senedin anlaşmaya aykırı doldurulduğunu iddia ettiğini, senede karşı senetle ispat kuralı gereği yazılı delille ispatlamakla yükümlü olduğunu, tanık dinletilmesine muvafakatlarının bulunmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Mahkemece; davacının icra takibine konu senedin teminat senedi olduğunu belirtmesine rağmen bu senedin teminat senedi olduğuna ilişkin dosyaya yazılı bir belge sunmadığı, davacı dava dilekçesinde davalıdan borç para aldığını ve icra takibine konu senedi teminat senedi olarak verdiğini belirtmiş ve akabinde aldığı borç para karşılığında borcuna karşılık davacının oğluna 94.000-TL karşılığında taşınmaz sattığını yazılı bir delille ispat edemediği, senede karşı senet ile ispat geçerli olduğundan ve davacının senede karşı yazılı bir belge sunmadığından ispat edilemeyen davanın reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili ; takibe konu olan senedin teminat senedi olduğunu ve davalı tarafın da teminat senedi olduğunu kabul ettiğini, davalının taraflar arasında alım satım ilişkisinin başlanması sebebi ile teminat senedi olarak alındığı yönündeki beyanları dikkate alındığında senedin nedeni davalı tarafça talil edilmiş olup; ispat yükünün davalı tarafa geçtiğini, yazılı delil niteliğinde olan tapu kaydının getirtildiğini ve taşınmazın davalının oğluna devredildiğini ve davalının da taşınmazın devredildiğini kabul ettiğini, mahkemenin tanık dinletme taleplerini kabul etmediğini,kararın kaldırılarak davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE : Dava; İİK 72/7 maddesi uyarınca açılan istirdat davasıdır.Kural olarak, bir vakıadan kendi lehine haklar çıkaran/iddia eden taraf o vakıayı ispat etmeye mecburdur .İspat yüküne ilişkin bu genel kural menfi tespit davaları için de geçerlidir. Yani, menfi tespit davalarında da, tarafların sıfatları değişik olmakla beraber, ispat yükü bakımından bir değişiklik olmayıp, bu genel kural uygulanır. Dayanak bono kıymetli evrak niteliğinde olup, sebebini içermeyen bir borç ikrarına ilişkin bulunmaktadır. HMK nun 200. maddesi gereğince; yazılı bir belgeye (senede) bağlanmış olan ve varlığı- başka bir sebebe dayandığı ileri sürülse dahi- borçlusunca kabul edilen bir borcun ödendiğine ilişkin savunma, kural olarak, senede karşı senetle ispat zorunluluğu kuralı çerçevesinde ancak yazılı delille ispatlanabilir. Senede bağlanmış bir borcunu söndürmeyi amaçlayan borçlu, yapacağı ödeme karşılığında senedi (borç belgesini) alacaklıdan almalı; verilmediği takdirde ödemeyi yapmamalıdır. Somut olayda davacı davaya konu 28.01.2014 ödeme tarihli 31.01.2011 düzenleme tarihli ” bedel kaydı” içermeyen 49.000- TL bedelli senedi davalıdan aldığı borç karşılığında boş olarak verildiği ve senedin bedelinin taşınmaz devri suretiyle ödendiğini; davalı ise davaya konu senedin davacı ile arasındaki fındık alım satımının bedeline karşılık teminat olarak verildiğini savunmaktadır.Her ne kadar da davalı senedin fındık alım satımı nedeniyle oluşan borca karşılık teminat olarak verildiğini belirtmiş ise de senedin teminat fonksiyonu olduğu gözönüne alındığında bu beyan senedin kambiyo vasfını etkilemeyecektir.”Bedel kaydı” bulunmayan senedin ta’lili söz konusu değildir.(YHGK 2003/19-290E-2003/286 K). Davacı senetteki temel ilişkiyi inkar etmeyip ödediğini iddia etmektedir. Buna göre ispat külfeti davacı üzerinde olup, davacı taşınmaz devrederek davaya konu senedi ödediğini yazılı belgelerle ispat etmek zorundadır. Davacı taşınmaz devretmek suretiyle senet bedelini ödendiği iddia etmiş ve bu konuda tanıkların dinlenmesi istemişse de ödeme karşılığı devredildiği iddia olunan taşınmazın akit tablosunda ya da tapu kaydında taşınmazın senet bedeline karşılık devredildiğine ilişkin herhangi bir açıklama veye şerh bulunmamaktadır. Buna göre senetle ilişkilendirilemeyen taşınmaz tapu kaydı bu davada yazılı delil başlangıcı niteliği olmayıp, HMK 200/2 maddesi uyarınca dava değeri ve davalının da açıkça muvafakatı olmadığından tanık dinlenemez.Mahkemece davacı tanıklarının dinlenmemesinde isabetsizlik yoktur. Açıklanan nedenlerle istinaf sebepleri yerinde görülmeyen davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM :Yukarıda açıklanan nedenlerle: Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK ‘nun 353(1)b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,Alınması gereken 54,40- TL istinaf karar harcından davacı tarafından peşin yatırılan 35,90- TL harcın mahsubu ile bakiye 18,50- TL harcın davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına,İstinaf yoluna başvuran davacı tarafından yapılan giderlerin üzerinde bırakılmasına, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda HMK 362(1)-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 13/02/2020