Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2018/1184 E. 2020/562 K. 04.06.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/1184
KARAR NO : 2020/562
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 14. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 20/02/2018
NUMARASI : 2014/375 Esas – 2018/220 Karar
DAVA: Menfi Tespit (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 04/06/2020
İlk derece mahkemesince verilen hükmün davacı vekilince istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
DAVA: Davacılar dava dilekçesinde; ortağı ve yönetici olduğu …. Ltd.Şti. ile 2011 yılı içerisinde davalının …Sitesi 6/9 Başakşehir adresinde bulunan işyerini beraber kullanmaya başladıklarını, önceleri ayrı iş yapma amacında iken daha sonra ortak olmaya karar verdiklerini buna ilişkin sözleşme imzalandığını, davalı tarafa her biri 50.000-TL değerinde 2 adet bono verdiğini, bu bonoları borçlu ….ltd şti ve şahsı adına imzaladığını, davalının ortaklığa ait yapılan işlerin bedelini tahsil etmesine ve yapılan işlerin yapılmadığını beyan ederek kendisini kandırmaya çalıştığını, bunun üzerine davacı şirket yetkilisinin ortaklığa son verdiğini, ortaklık sona erdirildikten sonra davalının teminat olarak verilen iki adet bonoyu İstanbul …. İcra Dairesinin … esas sayılı dosyası ile icra takibine koyduğunu, işyerindeki makinenin haczedildiğini, yediemine teslim edildiğini, bunun üzerine istihkak davası açıldığını, davanın davalı lehine sonuçlandığını, davalının sürekli görüşmekten imtina ettiğini ayrıca davalıya ….ltd.şti. adına imzalanıp verilen bonoların arkasından bu olayla ilgili olmayan diğer şirketi olan … Ltd.Şti kaşesinin basılıp imzalanarak ciro silsilesine dahil edildiğini, davacı … tek yetkilisi olmasına rağmen kaşe üzerindeki imzanın yetkili kendisine ait olmadığını, buna istinaden icra takibi başlatıldığını, haczedilen makinenin …Ltd.Şti’ne ait olduğunu fark edince davalı hakkında K.Çekmece C.Başsavcılığı’na suç duyurusunda bulunduğunu, 2013/7737 soruşturma numarası ile davalı hakkında tahkikatın devam ettiğini belirterek …Tic. Ltd. Şti’nin sahte kaşe ve imza nedeniyle borçlu olmadığının tespiti, aleyhine yapılan takibin iptaline, davacı şirket yetkilisi ve şirketlerin borçlu olmadığının tespiti ile aleyhlerine yapılan icra takibininin iptaline,karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP :Davalı vekili cevap dilekçesinde; davacı ile müvekkili davalı arasında geçmişte yapmış oldukları işler nedeni ile iş ilişkisi bulunduğunu, taraf arasındaki iş ilişkisi nedeni ile davacı tarafından müvekkili davalıya iki adet senet verildiğini, senetlerin geçerlilik şartları ve imzaları tam bir şekilde teslim alındığını, ödeme günü geldiğinde ödeme yapılmaması üzerine senetlerin takibe konulduğunu, takibe davacı tarafından süresi içinde mal beyanında bulunularak senetlerin davalıya verildiğini ve senetler altındaki imzaların da kendisine ait olduğunu belirttiğini, söz konusu beyanın ikrar olduğunu, davanın mesnetsiz ve kötü niyetli olduğunu, davacı hakkında resmi evrakta sahtecilik ve dolandırıcılık isnadı ile şikayet dilekçesi verildiğini beyanla davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI:Mahkemece; davacı yana senedin teminat senedi olduğu ve bedelsiz olduğuna dair yazılı delillerini sunması için kesin süre verildiği, verilen kesin mehil içerisinde yazılı delil sunulmadığı, davacının iddiasını yazılı delillerle kanıtlayamamasına göre, davacının açıkça yemin deliline de dayanmadığı nazara alınarak keşideci şirket ve aval veren yönünden davanın reddine; Davacılardan Alyans şirketinin dava konusu senedin arka yüzünde imzası bulunan ciranta olup senette lehtar cirosu bulunmadığından davalı lehtar bu şirkete başvurarak senetten dolayı alacak talebinde bulunamayacağı, bononun ön yüzünde imzası bulunan davacı …. avalist olup, TTK.’nun 702. maddesi hükmü uyarınca senet borcunun ödenmesinden davalı lehtara karşı sorumlu olduğu, ilk ciranta şirket yönünden davanın kabulüne, ihtiyati tedbir kararının 2004 sayılı Yasanın 72.maddesi uyarınca değil 6100 sayılı Yasanın 209.maddesi uyarınca verilmiş olmasına göre davalı yararına tazminata hükmedilmemesine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacılar vekili istinaf dilekçesinde; davalının dava konusu senetlerin yetkili hamili olmadığını, dava konusu senette ilk sırada cirosu olan kişinin senet Lehdarı …’nin olmadığını bu nedenle ciro silsilesinin kopuk olduğunu ve kambiyo niteliğini haiz olmadığını, bu nedenle kayıtsız şartsız bir borç ikrarı içermediğinden ispat kuvvetinin de bulunmadığını, Lehdar cirosunun olması gereken bölümde yer alan … Tic. Ltd. Şti.’ne ait kaşe ve imzanın sahte olduğunu, Davacı Müvekkillerinin Davalı …’ye hiçbir suretle borçlarının bulunmadığını, borç doğuran bir temel ilişkinin mevcut olmadığını, ispat yükünün davalı tarafta olduğunu, ispata yönelik hiçbir delil sunmadığını, davalının savcılık ifadesinde senet karşılıklarının malen olduğunu açıkça ikrar etmiş olmasına rağmen iddia ettiği bu temel ilişkiye dair herhangi bir belge sunmadığını, bu nedenlerle kararın kaldırılmasını ve davanın kabulune karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE :Dava İİK 72/3 maddesi uyarınca icra takibinden sonra açılan Menfi tespit davasıdır. Mahkemece; yukarıda açıklanan gerekçe ile davacı … ve ….Ltd.Şti yönünden davanın reddine, diğer davalı …Ltd.Şti yönünden açılan davanın kabulüne karar verilmiş, davanın reddine ilişkin karara karşı davacılar vekili tarafından istinaf yasa yoluna başvurmuştur. Kambiyo senedinin teminat senedi olarak verildiğini iddia eden bu hususu yazılı belge ile ispatlamalıdır. Senedin teminat amaçlı verildiğinin kabul edilebilmesi için, neyin teminatı olarak verildiğinin senede açıkça yazılması gerekir.(YHGK 06.03.2013 tarih ve 2012/12-768 E-2013/312 K Teminat senedi iddiası HMK. 200. maddesi uyarınca, senet ile aynı nitelikte yazılı delliler ile ispatlanmalıdır. TTK 686. maddesi uyarınca Senedi elinde bulunduran kimsenin hak sahibi olabilmesi için fiili zilyetliği yeterli olmayıp, aynı zamanda hakkını müteselsil ve birbirine bağlı cirolarla tevsik etmesi gerekir.Ciro silsilesinin muntazam olabilmesi için ilk cironun lehdar tarafından yapılması gerekir.Davacılar; davaya konu senetlerde davalının yetkili hamil olmadığını,senette lehdar cirosunun bulunmadığı, ilk ciroda davacı ….Ltd.Şti adına atılan kaşe ve imzanın sahte olduğunu ve ciro silsilesi kopuk olan senedin kambiyo senedi vasfında olmadığını ve davalı ile aralarında borç doğuracak herhangi bir temel ilişki bulunmadığından ispat külfetinin davacı üzerinde olduğunu idia etmektedir. Senetlerdeki ciro zincirinin kopuk olması veya zorunlu unsuru olmayan cirantaya ait imzanın sahte olması senedin kambiyo senedi olma vasfını ortadan kaldırmaz .Sadece imzası sahte olduğu tespit edilen cirantanın senet sebebiyle sorumluluğunun ortadan kalkması ve senedin lehdarı tarafından yapılmayan ciro ve ondan sonraki ciroların geçersiz olması sonucunu doğurur. Davaya konu senetlerde ilk ciro davacı …Ltd.Şti adına olup, … tarafından sonra tekrar senet lehdara ciro edilmiştir. Senette ilk ciro lehdara ait olmayıp bu haliyle senetlerdeki ciro zinciri kopuktur. Mahkemece ilk cironun lehdara ait olmadığı gözetilerek davacı ….Ltd.Şti yönünden borçlu olmadığının tespitine karar verilmiş,bu karar taraflarca istinaf edilmeyerek kesinleşmiştr TTK 667. Maddesi uyarınca “Bir poliçe, poliçe ile borçlanmaya ehil olmayan kişilerin imzasını, sahte imzaları, hayali kişilerin imzalarını veya imzalamayan yada adlarına imzalamış olan kişileri herhangi bir sebeple bağlamayan imzaları içerirse diğer imzaların geçerliliği bundan etkilenmez. İmzaların istiklali ilkesi uyarınca senetdeki ilk cironun lehdara ait olmadığını keşideci lehdara karşı ileri süremez.Buna göre kambiyo senedi vasfında olan senetlerde ciro zincirinin kopuk olması lehdarın keşideci ve keşideci gibi sorumlu olan aval verenin sorumluluğuna başvurmasına engel teşkil etmeyecektir. HMK.’nın 357. maddesi uyarınca resen göz önünde tutulacaklar dışında, ilk derece mahkemesinde ileri sürülmeyen iddia ve savunmalar dinlenemez. Senetlerde davacı …Ltd.Şti keşideci ve …. aval veren bulunmaktadır.Somut olayda senetlerde bedel kaydı nakden olup,davalı soruşturma aşamasında kollukta alınan beyanında davacıya ait iş yerinde dokuma etiket tezgahlarını sökümü ve başka adrese götürülmesi ve çalıştırılması karşılığı davacının 50.000- TL bedelli iki senet veridiğini beyan etmiş, davacılar ise davaya konu senetlerin aralarında kurulan ortaklığın teminatı olarak verildiğini iddia etmiştir. HMK 141 maddesi uyarınca dilekçelerin teatisi aşamasından sonra davalının kolluktaki beyanı uyarınca temel ilişkiyi ispat etmesi gerektiğini ileri sürmüş ise de davasını tam olarak ıslah etmemiştir. Çift taraflı talil de ispat külfeti yer değiştirmeyecektir. . Senetlerin teminat senedi olduğu hususunda ispat külfeti yine bunu iddia eden davacılar üzerinde olup, senet metninde senedin teminat senedi yada bu anlama gelen herhangi bir ibare bulunmamaktadır.TTK 702 maddesi uyarınca aval veren davacının kambiyo taahhüdü şekle ait noksandan başka bir sebepten dolayı batıl olsa da geçerlidir.Davacı keşideci ise teminat senedi iddiasını dosya kapsamındaki delillerle HMK. 200. maddesi uyarınca, senet ile aynı nitelikte yazılı delliler ile ispatlayamamıştır. Bu durumda mahkemece keşideci ve aval veren yönünden davanın reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir .Açıklanan nedenlerle davacılar vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM :Yukarıda açıklanan nedenlerle: Davacılar, …. Ltd. Şti. Ve … vekilinin istinaf başvurusunun HMK ‘nun 353(1)b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,Alınması gereken 54,40- TL istinaf karar harcından peşin yatırılan 35,90- TL harcın mahsubu ile bakiye 18,50- TL harcın davacılar …. Ltd. Şti. ve … alınarak hazineye gelir kaydına,İstinaf yoluna başvuran davacılar tarafından tarafından yapılan giderlerin üzerinde bırakılmasına, Gerekçeli kararın bir örneğinin taraf vekillerine tebliğine HMK ‘nun 361/1. maddesi uyarınca kararın tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde temyiz yoluna başvurulabileceğine, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oy birliğiyle karar verildi. 04/06/2020