Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2018/1177 E. 2020/225 K. 20.02.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/1177
KARAR NO: 2020/225
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 21/11/2017
NUMARASI: 2016/313Esas- 2017/1245 Karar
DAVA: Rücuen Tazminat ( Sigorta Sözleşmesinden Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 20/02/2020
Davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün davalı vekilince istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü.
DAVA:Davacı vekili, müvekkili nezdinde İnşaat All Risk Sigorta Poliçesiyle sigortalı … Alışveriş Merkezinde 04.03.2014 tarihinde inşaat çalışmaları sürerken su hasarının meydana geldiğini ve bu nedenle tespit edilen hasar tutarı 204.322-TL’nin 28.07.2015 tarihinde sigortalıya ödendiğini, poliçenin müvekkili tarafından düzenlendiğini, reasürans tarafında ise davalı ile dava dışı … Sigorta A.Ş.’nin ihtiyari reasürör olarak yer aldıklarını, reasürörlerin hasarın meydana geldiği tarihten itibaren müdahil olduklarını ve süreci takip ettiklerini, bunun sonucunda … Sigorta A.Ş.’nin reasürans hissesi olan %40 orana karşılık gelen 81.528-TL’yi ödediğini, ancak davalının müracaatlarına rağmen hiçbir ödeme yapmadığını, %50 oranında reasürör olması nedeniyle bu orana tekabül eden tutardan sorumlu olduğunu ileri sürerek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 102.161-TL tazminatın ödeme tarihi olan 28.07.2015 tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili yasal sürede davaya cevap vermemiş, yasal süreden sonra sunduğu beyan dilekçesinde, davacı tarafından ödenen hasarın esasen inşaat sigorta poliçesi teminatı dışında kaldığı için reddi gerektiğini, zira ekspertiz incelemesi sonucu hasarın dahili su hasarı olduğunun, inşaat çalışmasından kaynaklanmadığının tespit edildiğini, kader birliğinin ancak sigorta poliçesi teminatı kapsamındaki rizikolar için geçerli olduğunu, ayrıca talebin fahiş olduğunu ve ancak müvekkilinin temerrüde düşürüldüğü tarihten itibaren faiz istenebileceğini savunarak davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARININ ÖZETİ: İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda, bilirkişi heyeti tarafından olayın inşaatın henüz tamamlanmadığı esnada meydana geldiğinin, geçici kabul yapılmış olsa bile bakım teminatının devreye gireceğinin, hasarın AVM binasının teras izolasyonunun testi amacıyla çalışma esnasında meydana gelmesi sebebiyle hasarın sigorta poliçe teminatı kapsamında olduğunun tespit edildiği ve bu tespitin mahkemece de uygun bulunduğu, söz konusu hasarın inşaat sigorta poliçesi teminat kapsamında olduğu, yine bilirkişilerce toplam zararın 204.657,75- TL olarak hesaplandığı, davalı sigorta şirketinin % 50 reasüror olması nedeniyle ödenen hasar bedelinin yarısından sorumlu olduğu gerekçesiyle davanın kabulü ile 102.161- TL’nin ödeme tarihi olan 28/07/2015 tarihinden itibaren avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ:Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; 1- Dava konusu olayla ilgili olarak davacı tarafından atanan ekspertiz tarafından düzenlenen 04.08.2014 raporu ile mahkemece alınan bilirkişi raporunda farklı teknik tespitlerin yer aldığını, şöyle ki ekspertiz raporunda hasarın dahili su hasarı olduğunun, mahkemece alınan raporda ise teras izolasyonunun testi amacıyla çalışma neticesine meydana geldiğinden hasarın inşaat faaliyeti sonucu meydana geldiğinin belirlendiğini, bu tespitler birbiriyle çelişmekte olduğundan yeniden rapor alınması ve hasarın nedeninin açıkça tespit edilmesi gerektiğini, dava konusu olayın inşaat faaliyetinden kaynaklandığı tespit edilmeksizin teminat kapsamında sayılmasının mümkün olmadığını, 2-Dava konusu tazminat hesaplamasının eksik yapıldığını, gerçek zararın tespitinin gerektiğini, dosyadaki ekspertiz raporu ile hasar bedelinin 105.549,92-TL olarak tespit edildiğini, mahkemece alınan bilirkişi raporunda ise hasar tespitinin davacının talep ettiği bedel ile sınırlı olarak değerlendirildiğini, 3-Müvekkilinin temerrüde düşürüldüğü tarihten itibaren faize hükmedilebileceğini belirterek hükmün kaldırılmasını ve davanın reddini istemiştir.
GEREKÇE: Dava, İnşaat All Risk Sigorta Poliçesi uyarınca ödenen hasar bedelinin, ihtiyari reasürörden reasürans hissesi oranında rücuen tazmini istemine ilişkindir. Davacı, kendisi nezdinde İnşaat All Risk Sigorta Poliçesi ile sigortalı olan … Alışveriş Merkezinde inşaat çalışmaları sürerken su hasarının meydana geldiğini ve hasar bedelinin sigortalıya ödendiğini, davalının da ihtiyari reasürör olarak hissesi oranında ödenen tutardan sorumlu olduğunu ileri sürmüş, davalı ise hasarın inşaat tamamlandıktan sonra meydana geldiğini, İnşaat Sigorta Genel Şartları A.4 m. uyarınca hasarın teminat dışı olması nedeniyle kendisinin bir sorumluluğunun bulunmadığını, ayrıca talep edilen tutarın fahiş olduğunu savunmuştur. İnşaat Sigortası Genel Şartlarının Teminat Dışında Kalan Halleri düzenleyen A.4.c. m.” İnşaatın tamamlanan veya geçici kabulü yapılan, yahut işverene teslim edilen veya işveren tarafından kullanılan kısımlarında doğrudan doğruya veya dolayısıyla meydana gelecek ziya ve hasarlar,(ancak bu bölümler için, poliçe ile bakım devresi teminatının alınmış olması halinde, ilgili kloz çerçevesinde ek teminat içeriğine giren hasarlar sigortalı sayılır)” şeklinde düzenlenmiştir. Dava konusu sigorta poliçesi incelendiğinde, sigorta süresinin 31.12.2013- 30.06.2014 olarak belirlendiği ve sigorta süresi bitiminde başlamak üzere ayrıca 30.06.2014 – 30.06.2015 tarihleri arasını kapsayan bakım devresi teminatının yer aldığı görülmüştür. Dava konusu hasarın ise 04.03.2014 tarihinde meydana geldiği anlaşılmaktadır. Dosya kapsamında mevcut 21.03.2014 tarihli tespit bilirkişi raporu incelendiğinde, olay tarihinde yerinde inceleme yapılarak ve resimlendirilerek düzenlendiği ve mağazanın 4.katında çatı tecridi yapılan yerin tespiti için 5 ton su havuzlaması yapıldığının, 5 ton su test için birden bırakıldığında mağazanın tavanından geçen tesisat bakım kapağının patlamasına neden olduğunun, sızan suların mağazada hasar meydana getirdiğinin tespit edildiği belirtilmiştir. Yine dosya kapsamında mevcut 12.06.2014 tarihli ekspertiz raporu ile de, sigortalı AVM içerisinde yapımı devam eden sinema açık teras izolasyonunun kontrolü için teras tahliye kanallarının kapatılarak terasın tamamen su ile doldurulduğu,test sırasında sızıntı olmadığının anlaşılması ile tahliye kanallarının açıldığı, hızla tahliye olan suyun … tavan arasındaki dirsek üzerinde oluşturduğu baskı sonucu dirseğin yerinden çıktığı ve hasarın meydana geldiği, hasar bedelinin 204.322,31 TL olduğu tespit edilmiştir. Davalı tarafça sözü edilen 04.08.2014 tarihli ekspertiz raporunda ise, … podyum gider borusunun patlaması sonrası borudan sızan suların sigortalı mağazasında hasara neden olduğu, duruma ilişkin Olay Raporu düzenleyen AVM yetkilileri ile yapılan görüşmede, olay günü ve yakın tarihinde AVM de izolasyon testi vb. inşaat işi yapılmadığı, hadise günü yapılan kontrollerde … içerisindeki tesisat borusunun patladığı bilgisinin edinildiği tespit edilmiştir. Ne var ki gerek olay günü mahkeme huzurunda yapılan tespit ile çelişmesi gerekse diğer ekspertiz raporunda mağaza içindeki su hasarının yine teras bölümünden hızla tahliye olan suyun mağaza tavan arasındaki dirsek üzerinde oluşturduğu baskı sonucu oluştuğunun açıklanmış olması karşısında, 04.08.2014 tarihli rapordaki tespitin kabulü mümkün görülmemiştir. Keza ilk derece mahkemesince alınan bilirkişi heyeti raporunda da tüm raporlar değerlendirilerek, hasarın AVM binasının teras su izolasyonunun testi amacıyla terasın su doldurulması, bilahare bu suyun tahliyesi için tahliye kanal kapaklarının kontrolsüz açılması sonucunda tahliye borularında öngörülenin üzerinde basınç meydana gelmesine bağlı olarak …nın tavanından geçen tahliye kanalı dirseğinde oluşan kopmaya bağlı mağazayı su bastığı şeklinde tespit yapılmış olup, buna göre hasarın meydana geliş şekline ilişkin çelişkili bir durumun söz konusu olmadığının, hasarın henüz inşaatın tamamlanmadığı bir dönemde sigorta süresi içinde meydana geldiğinin ve teminat kapsamında olduğunun kabulü gerekmiştir. Hasar bedeli ise 12.06.2014 tarihli ekspertiz raporunda 204.322,31-TL ve 04.08.2014 tarihli ekspertiz raporunda 105.549,92-TL olarak tespit edilmiştir. Bilirkişi heyeti raporunda ise 04.08.2014 tarihli ekspertiz raporunun tüm hasarlı imalatları kapsamadığı (örneğin hasarlı alçıpan asma tavan ve bir kısım hasarlı mobilya imalatları gibi), bu nedenle değerlendirmenin tespit raporu ve 12.06.2014 tarihli ekspertiz raporlarındaki bulgulara dayalı olarak yapıldığı, tespit raporunda bir ürüne ilişkin birim fiyatın hatalı tespit edilmiş olduğu, bunun haricindeki birim fiyatların olay tarihindeki piyasa fiyatları ile uyumlu olduğu, tespit raporu ile tespit edilmiş metraj değerleri aynen alınarak inşaat imalatları yönünden hasar bedelinin 89.732,25- TL ve elektrik işleri yönünden ise 114.925.50- TL olmak üzere toplam 204.657,75-TL olarak hesaplandığı belirtilmiş olup, davalı tarafın gerçek hasar bedelinin tespit edilmediği yönündeki itirazına da itibar edilmemiştir. Bu durumda davalı dosya kapsamında mevcut İhtiyati Reasürans Bülteni uyarınca %50 reasürans hissesi oranında hasar bedelinden sorumludur. Öte yandan dava rücuen tazminat davası olup, dava konusu alacağa ödeme tarihinden itibaren faiz işletilmesinde de usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamaktadır. O halde ilk derece mahkemesince denetime açık ve hüküm kurmaya elverişli bilirkişi heyeti raporuna itibar edilerek davanın kabulü yönünde verilen kararda bir isabetsizlik görülmemiş olup, açıklanan nedenlerle davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle; Davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK 353(1)b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, Alınması gereken 6.978,62- TL istinaf karar harcından peşin yatırılan 1.744,65- TL harcın mahsubu ile bakiye 5.233,97- TLnin davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına, Davalı tarafından yapılan giderlerin üzerinde bırakılmasına, hükümden sonra davacı yan gider avansından karşılanan 35,35- TL nin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, Gerekçeli kararın birer örneğinin taraflara tebliğine, HMK ‘nun 361/1. maddesi uyarınca kararın tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde temyiz yoluna başvurulabileceğine, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oy birliğiyle karar verildi. 20/02/2020