Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2018/1171 E. 2020/231 K. 20.02.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/1171
KARAR NO: 2020/231
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 16/04/2018
NUMARASI: 2017/969 Esas- 2018/378 Karar
DAVA: İtirazın İptali (Taşıma Sözleşmesinden Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 20/02/2020
Davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün davalı vekilince istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü.
DAVA: Davacı vekili, müvekkili nezdinde Nakliyat Emtia Taşıma Sigorta Poliçesi ile sigortalı bulunan … A.Ş.’ne ait emtianın, davalı tarafından taşınması esnasında tamamen hasarlandığını, müvekkilinin hasar bedeli olan 65.629-TL’yi 21.03.2017 tarihinde sigortalısına ödediğini ve bu şekilde sigortalının haklarına halef olduğunu, davalı şirkete yapılan rücu taleplerinin ise sonuçsuz kaldığını, alacağın tahsili amacıyla ilamsız icra takibinin davalının haksız itirazı ile durduğunu ileri sürerek itirazın iptali ile takibin devamına, %20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:Davalı vekili, dava konusu kargonun muhteviyatında herhangi bir hasar kaydı olmaksızın alıcısına teslim edildiğini, bu nedenle müvekkilinin herhangi bir sorumluluğunun bulunmadığını, ayrıca dava konusu taşıma Almanya ve Türkiye arasında gerçekleşmiş olup dava konusu olaya uygulanacak olan 1999 tarihli Montreal Sözleşmesi’nin 31/2 m. uyarınca davacı tarafın yasal sürede ihbarda bulunma mükellefiyetini de yerine getirmediğini, dolayısıyla aynı Sözleşmenin 31/4 m. uyarınca dava açılamayacağını, her durumda Sözleşmenin 22/3 m. uyarınca müvekkilinin sorumluluğunun sınırlı olduğunu, yine davacı tarafça ancak karar tarihinden itibaren faiz talep edilebileceğini savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARININ ÖZETİ: İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda, somut olaya uygulanacak 1999 tarihli Montreal Konvansiyonunun 31.maddesine göre hasar ve kısmi ziyanın 14 gün içinde bildirilmesi gerektiği, davacı tarafça ihbar yükümlülüğüne uyulmadığı, bununla birlikte bizzat davalı THY çalışanları tarafından tutulan hasar tespit tutanağı mevcut olup, taşıyıcının herhangi bir suretle hasarı öğrenmesi halinde ihbarın süresinde yapılmadığını ileri sürmesinin TMK’nın 2. maddesi uyarınca iyiniyet kurallarıyla bağdaşmayacağından bu durumda hasar nedeniyle ihbar şartının aranmaması gerektiği, taşımaya konu emtianın çift taraflı bakır yüzeyle kaplı elektronik devrelerin imalatında kullanıldığı, hasar bedelinin % 10 sovtaj oranı ile 17.931,41 Euro karşılığı 65.629,00 TL olduğu, taşıyıcının sorumluluğunun hasar gören kargonun beher kg için 19 SDR ile sınırlı olması gerektiğinin belirlendiği ve somut olayda 6460 Sdr sorumluluk üst sınırının hesaplandığı, davacının talebi 32.875,00 TL miktarında olup davacının tüm talebinin rücu edilebilir tazminat miktarının altında olduğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulü ile davalının icra takibine itirazının kısmen iptaline, takibin 32.875-TL asıl alacak üzerinden devamına, fazla talebin reddine, icra inkar tazminatı talebinin reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ:Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; 1-Kargonun muhteviyatında herhangi bir hasar kaydı olmaksızın alıcısına teslim edildiğini, nitekim tutulan kargo hasar raporunda da muhteviyat hasarı olmadığına dair not olduğunu, 2-Davacı tarafın yasal sürede ihbarda bulunma mükellefiyetini yerine getirmediğini, zira Montreal Konvansyonu uyarınca 14 günlük hak düşürücü sürede yazılı ihbar yapılmadığını, dolayısıyla dava açma hakkının yitirildiğini, ayrıca mahkemenin hasar tespit tutanağı olduğundan hasar ihbarının gerekli olmadığı yönündeki gerekçesinin de hatalı olduğunu belirterek hükmün kaldırılmasını ve davanın reddini istemiştir.
GEREKÇE: Dava, nakliyat sigorta poliçesi kapsamında ödenen hasar bedelinin davalı taşıyıcıdan rücuen tahsili istemiyle başlatılan icra takibine vâki itirazın iptali istemine ilişkin olup, davalı yasal sürede ihbarda bulunulmadığını, hasar tutanağında muhteviyat hasarı olmadığının bildirildiğini savunarak davanın reddini istemiştir. Davacı poliçe kapsamında ödeme yapmış olup, iş bu davada aktif husumeti bulunduğu kabul edilmiştir. Almanya-Türkiye arasında gerçekleştirilen havayolu taşımasında davalı şirket fiili taşıyan olup, somut olayda uyuşmazlığın çözümünde 1999 tarihli Montreal Sözleşmesi hükümleri uygulanacaktır. Montreal Sözleşmesinin 31.m. “(1) Kontrol edilmiş bagaj ya da kargoyu teslim almaya yetkili şahıs tarafından şikayetsiz olarak alınması, bagaj ya da kargonun iyi koşullarda ve sırasıyla Madde 3’ün 2.paragrafında ve Madde 4’ün 2.paragrafında anılan taşıma dökümanına ya da farklı yöntemlerin içerdiği kayıtlara uygun olduklarına dair kesin olmayan karine teşkil eder.(2)Hasar durumunda, teslim almaya yetkili şahıs hasarın fark edilmesinden sonra derhal ve en geç kontrol edilmiş bagajlar durumunda alınan tarihten itibaren 7 gün içerisinde ve kargo halinde de anılan tarihten itibaren 14 gün içerisinde taşıyıcıya şikayette bulunmalıdır. Gecikme durumunda şikayet, kargonun kendi kullanımına verilmiş olması gereken tarihten itibaren 21 gün içerisinde yapılmalıdır. (3)Her şikayet, yazılı olmalı ve sözü edilen süreler içerisinde verilmeli ya da gönderilmelidir. (4) Eğer yukarıda bahsedilen süreler içerisinde bir şikayette bulunulmazsa, taşıyıcının kötü niyeti olması dışında, taşıyıcı aleyhinde bir dava olamaz.” şeklinde düzenlenmiştir. Somut olaya döndüğümüzde, emtianın hasarlı olduğuna dair 14 günlük süre içinde davalıya bir ihbarda bulunulmadığı tarafların kabulündedir. Öte yandan taşıyıcının herhangi bir suretle hasarı öğrenmesi halinde ihbarın süresinde yapılmadığını ileri sürmesi, TMK’nın 2. maddesi uyarınca iyiniyet kurallarıyla bağdaşmayacağından bu durumda hasar nedeniyle ihbar şartı aranmamalıdır(Yargıtay 11.Hukuk Dairesi’nin 19/09/2018 tarihli 2016/14162 E., 2018/5436 K. sayılı emsal kararı). Bu bağlamda dosya kapsamında mevcut bila tarihli Kargo Hasar Raporu incelendiğinde, 19.12.2016 tarihli uçuş sırasında taşınan paletin alt tarafında (yani mukavva kutuda) 10 cm yırtık olduğunun, mukavva kutu içinde olduğu anlaşılan kargo muhteviyatında(yani iletken plakalarda) ise hasar olmadığının belirtildiği görülmüş olup bu durumda söz konusu belgenin sadece ambalaj hasarına ilişkin olduğu, emtia hasarına ilişkin bir kayıt içermediği gibi aksine emtiada hasar olmadığını belirttiği anlaşılmıştır. Sigortalı tarafından emtiaya ilişkin hasar ilk kez 29.12.2016 tarihi yazı ile davacı sigorta şirketine bildirilmiştir. Bu durumda somut olayda 14 günlük hak düşürücü sürede hasar bildirim şartı gerekli olup, bu yönde bir bildirim yapılmadığına göre davacı tarafın dava açma hakkını yitirdiğinin kabulü gerekmiştir. O halde ilk derece mahkemesince yukarıda açıklanan hususlar dikkate alınarak davanın reddi gerekirken, eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirme sonucu yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş ise de bu husus yeniden yargılamayı gerektirmediğinden, açıklanan nedenlerle davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile HMK 353(1)b-2 m. uyarınca hükmün kaldırılmasına ve davanın reddine dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle: Davalı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜNE; Bakırköy 2.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 16/04/2018 tarihli 2017/969 Esas 2018/378 Karar sayılı hükmünün HMK 353(1)b-2 gereği KALDIRILMASINA; “Davanın REDDİNE,” İlk Derece Yargılamasına ilişkin olarak; “Alınması gereken 54,40- TL harcın, peşin yatırılan 418,16-TL harçtan mahsubu ile 363,76-TL fazla harcın talep halinde davacıya iadesine, Davacı tarafça yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına, Davalı vekili için hüküm tarihinde yürürlükte olan AAÜT uyarınca takdir olunan 5.193,38- TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya ödenmesine, Talep halinde kullanılmayan gider avansının yatıran tarafa iadesine” İstinaf yoluna başvuran davalı tarafından yatırılan 561,43- TL peşin istinaf karar harcının istek halinde kendisine iadesine, istinaf başvuru harcı olarak yatırılan 98,10- TL’nin hazineye irad kaydına, Davalı tarafça yapılan toplam 53,35-TL istinaf yargılama giderinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nun 362(1).a maddesi uyarınca kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi. 20/02/2020