Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2018/1158 E. 2020/202 K. 13.02.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO : 2018/1158
KARAR NO : 2020/202
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : BAKIRKÖY 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 04/04/2018
NUMARASI : 2015/238 Esas-2018/365 Karar
DAVA : İtirazın İptali (Kambiyo Senedinden ve Ticari Satım Sözleşmesinden Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 13/02/2020
KARAR YAZIM TARİHİ : 17/02/2020
Davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün davacı vekilince istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü.
DAVA: Davacı vekili, tarafların ortak ve yetkilileri arasındaki şahsi ilişkiler nedeniyle toplam 149.645,11-TL bedelli çekin müvekkili tarafından cirolanarak davalıya verildiğini, bu çeklerin bir kısmının müvekkiline ileride satılarak teslim edilmesi sözlü olarak kararlaştırılan malların peşin ödemesi olarak, bir kısmının ise davalının kullanacağı kredilerin teminatını teşkil etmek üzere hatıra binaen verildiğini, çeklerin tamamının bedelinin ödendiğini, çeklerin bir kısmı davalı tarafça doğrudan tahsil edilirken bir kısmının da davalının kullandığı krediye karşılık sunulan bankalar veya davalının mal satın aldığı kişilerce tahsil edildiğini, ancak davalı bu çeklerin karşılığında herhangi bir mal veya hizmet vermediği gibi çekleri iade de etmediğini, davalının bu çekler nedeniyle sebepsiz zenginleştiğini ve bu şekilde müvekkilinin davalıdan alacaklı duruma geçtiğini, davalıya 149.645,11-TL borcunu ödemesi yönünde ihtarname gönderilmesine rağmen bir sonuç alınamadığını, alacağın tahsili amacıyla başlatılan icra takibinin ise davalının haksız itirazı ile durduğunu ileri sürerek itirazın iptali ile takibin devamına, icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili, borcu kabul anlamına gelmemek üzere takas def’ilerinin olduğunu, zira bir kısım çeklerin müvekkilince davacıya verildiğini, bedellerinin ödendiğini, ancak karşılığında mal veya hizmet alınmadığını, ayrıca davacı iddialarının kabul edilmediğini, şöyle ki taraflar arasında 2010-2013 yılları arasında ticari ilişki olduğunu, davacının müvekkilinden mal satın aldığını ve karşılığında ödemeler yaptığını, ticari ilişkinin sonunda müvekkili davacıya borçlu olmadığı gibi davacıdan alacaklı olduğunu, davacının alacaklı olduğu iddia ettiği çeklerden bir kısmının davacıya satılan mallar karşılığında ödeme olarak alındığını ve karşılığında fatura düzenlendiğini, bunun dışında kalan çekler müvekkilinin ticari defterlerinde kayıtlı olmadığı gibi bu çekler nedeniyle müvekkilinin davacıya herhangi bir borcunun bulunmadığını, çeklerin mal mukabili avans olarak verildiği veya hatır çeki olarak verildiği iddiasının gerçek dışı olduğunu ve davacı tarafça yazılı delille ispatlanması gerektiğini, davalının icra takibinde kötüniyetli olduğunu savunarak davanın reddini ve kötüniyet tazminatına hükmedilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda, ispat ile mükellef olan davacının takip ve dava konusu alacağın varlığı ile miktarını yasal deliller ile ispat edemediği, davacı tarafça hazırlanan yemin metninin davalının kendisinden kaynaklanmayan hususları da içermesi nedeniyle HMK 225 md. hükmüne aykırı olduğunun değerlendirildiği ve mahkemece ihtilaf konusuna ilişkin yeni yemin metninin hazırlandığı, davalı şirket temsilcisi duruşmada hazır bulanarak liste halinde belirtilen dava konusu çekler nedeniyle davacıya borçlu olmadığına dair yeminini eda ettiği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; 1-Mahkemece bilirkişi raporunun değerlendirilmesi ve yorumunda hataya düşüldüğünü, davanın konusunun ve alacak taleplerinin dayanağının dikkate alınmadığını, davanın fatura ve cari hesaba dayalı bir dava olmadığını, müvekkili tarafından avans olarak veya hatıra binaen verilen çeklerin toplam bedeli kadar davalının müvekkili aleyhine zenginlemiş olması olduğunu, bu nedenle davanın tarafların ticari defter ve kayıtlarına dayandırılmasının doğru olmadığını, ancak aksi görüşte olunması halinde ise müvekkilinin ticari defterlerinin de incelenmesi gerektiğini ve yargılama sırasında ticari defterlerin Yargıtay temyiz incelemesine olan bir başka dava dosyasına sunulmuş olduğunun belirtildiğini, 2-Hükme esas alınan bilirkişi raporunda davalıya ciro edilerek teslim edildiği tartışmasız olan 7 adet çek bedelinin 40.845,84-TL olarak tespit edildiğini, davalının müvekkilinden aldığını ikrar ettiği 3 adet çek bedeli de eklendiğinde tüm itiraz hakları saklı kalmak üzere müvekkilinin davalıdan toplam 62.766,82 -TL alacaklı olduğunun kesinleştiğini, 3-Davalının cevap dilekçesinde kendilerinin de bir kısım çekleri müvekkiline verdiklerinin, ancak karşılığında mal veya hizmet teslim edilmediğinin belirtildiğini, bu beyanla müvekkilinin avans ve hatır çeki iddialarının ikrar edilmiş olduğunu, 4-Bilirkişi raporunda taraflarından sadece birinin cirosu olduğu belirtilen toplam 37.554,69-TL bedelli çeklerden 3 adet çekte davalıdan önce cirosu olan firmaların müvekkilinin müşterileri olduğunu ve müvekkiline borçlu olduklarını, bu hususun müvekkili ticari defter ve kayıtlarından anlaşılacağını, 5-Mahkemece, taraflarınca sunulan yemin metninin hangi bölümlerinin davalının kendisinden kaynaklanmayan hususları içerdiği belirtilmeksizin salt davalının talebi üzerine yeni yemin metni hazırlanmasının da usul ve yasaya aykırı olduğunu, taraflarınca hazırlanan metnin usul ve yasaya uygun olduğunu belirterek hükmün kaldırılmasını ve davanın kabulünü istemiştir.
GEREKÇE: Dava, avans olarak veya hatır çeki olarak verildiği, bedeli ödendiği ileri sürülen çekler nedeniyle oluşan alacağın tahsili amacıyla başlatılan icra takibine vâki itirazın iptali istemine ilişkindir. Davacı, taraflar arasında bir süre devam eden ticari ilişkide davalıya ileride teslim edilecek mallara karşılık bir takım avans çekleri verildiğini, ayrıca davalının bankalardan kullanacağı kredilerin teminatını teşkil etmek üzere bir takım hatır çekleri verildiğini, ancak davalının bu çekler karşılığında mal teslim etmediği gibi çekleri iade de etmediğini, çek bedellerinin kendilerince ödendiğini, davalının bu tutarda sebepsiz zenginleştiğini ileri sürmüş, davalı ise davacının avans ve hatır çeki iddialarının doğru olmadığını, davacının dava konusu ettiği bir kısım çeklerin davacının kendisinden satın aldığı mal bedeline mahsuben verildiğini, bir kısım çeklerin ise kendisine hiç verilmediğini, cari hesap ilişkisinde davacıya borcu olmadığı gibi davacıdan alacaklı olduğunu savunmuştur. Kural olarak çek bir ödeme vasıtası olup, mevcut bir borcun tediyesi amacı ile verildiğinin kabulü gerekir. Yine alım-satım ilişkilerinde asıl olan peşin satış olup, mal ve bedelin aynı anda verildiğine ilişkin yasal karine mevcuttur. Bu durumda davacının çeklerin avans olarak verildiğini ve karşılığında mal teslim edilmediğini yazılı delille ispat etmesi gerekir, ancak bu yönde yazılı bir delil sunulmamıştır. Aynı şekilde davacının hatır çeki iddiasını da yazılı delille ispat etmesi gerekmekte olup, bu iddiası da yazılı delille ispat edilememiştir. Öte yandan bir kısım çeklerde davalının veya davacının taraf olarak görünmediği, bankalarca bir kısım çeklere ilişkin bilgi verilemediği anlaşılmaktadır. Ne var ki davacı, avans ve hatır çeki iddiasını ispat edemediğine ve taraflar beyaz ciro yoluyla çeklerde taraf olabileceklerine göre, bu eksikliğin davanın esasına bir etkisi bulunmadığı kanaatine varılmıştır. Bununla birlikte davacı yemin deliline dayanmış olmakla, ilk derece mahkemesince yemin metni hazırlanmış ve davalı şirket yetkilisi dava konusu çekler nedeniyle borçlu olmadıklarına dair usulüne uygun yemin etmiş olup, esasında hangi çeklerin avans çeki hangi çeklerin hatır çeki olduğunu dahi açıklamamış olan davacının, kendisince hazırlanan daha ayrıntılı yemin metni uyarınca yemin eda ettirilmesi gerektiği yönündeki itirazı ise haklı görülmemiştir. O halde ilk derece mahkemesince ispatlanamayan davanın reddi yönünde verilen kararda bir isabetsizlik görülmemiş olup, açıklanan gerekçelerle davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle; Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK 353(1)b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, Alınması gereken 54,40-TL istinaf karar harcından davacı tarafından peşin yatırılan 35,90- TL nin mahsubu ile bakiye 18,50- TL harcın davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına, İstinaf yoluna başvuran davacı tarafından yapılan giderlerin üzerinde bırakılmasına, Gerekçeli kararın birer örneğinin taraflara tebliğine, HMK ‘nun 361/1. maddesi uyarınca kararın tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde temyiz yoluna başvurulabileceğine, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oy birliğiyle karar verildi. 13/02/2020