Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2018/1154 E. 2018/858 K. 29.06.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/1154
KARAR NO : 2018/858
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İSTANBUL 12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 16/01/2018
NUMARASI : 2017/845 Esas 2018/20 Karar
DAVA : Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 29/06/2018
İlk derece mahkemesince verilen görevsizliğe ilişkin hükmün davalı vekilince istinaf edilmesi üzerine dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
DAVA: Davacı vekili, müvekkili ile davalı arasında yapılan anlaşma uyarınca 23/08/2003 – 01/05/2008 tarihleri arasında müvekkilinin kurye olarak çalıştığını, bu dönem sonunda da iş akdini feshederek 15/02/2013 tarihine kadar da acente sözleşmesi adı altında şube müdürü olarak çalıştığını, şube müdürü olarak çalıştığı dönemlerin alacaklarının kendisine ödenmediğini, bu dönem içerisinde işçilerin işe alınması, çalıştırılması, iş yerinde kullanılacak araç ve dökümanların temininin davalı tarafça yapıldığını, işçilerin senelik izlerinin de yine davalı tarafça belirlendiğini, ayrıca maaş ödemeleri ve SGK işlemelerinin de davalı tarafça yapıldığını, müvekkilinin çalıştığı dönem içerisinde zaruri izinleri hariç yıllık izin kullanmadığını, bu kullanamadığı izinlerin karşılığının da müvekkiline ödenmediğini, müvekkilinin aylık gelirinin yaptığı iş nedeniyle değişkenlik gösterdiğini belirterek davanın kabulü ile ilk aşamada 100,-TL kıdem tazminatı, 100,-TL fazla çalışma, 100,-TL genel tatil alacağı, 100,-TL ücret alacağı, 100,-TL senelik izin alacağı olmak üzere toplam 500,-TL’nin davalıdan tahsiline, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde; davacı tarafın acente olarak faaliyet gösterdiğini, işçi sıfatının bulunmadığını, taraflar arasındaki sözleşmenin muvazaalı olmayıp gerçek bir sözleşme olduğunu, davacının müvekkilini ibra ederken tüm alacaklarını aldığını, başkaca bir alacak kaleminin bulunmadığını belirterek davanın reddine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Mahkemece, 6098 Sayılı Türk Borçlar Kununun 19. Maddesinde yer alan bir sözleşmenin türünün ve içeriğinin belirlenmesinde ve yorumlanmasında, tarafların yanlışlıkla veya gerçek amaçlarını gizlemek için kullandıkları sözcüklere bakılmaksızın, gerçek iradeleri esas alınır hükmü gereğince, davada hizmet akdinden kaynaklı tespit ve işçi alacaklarının talep edildiği, dosya kapsamında yer alan kayıtlar incelendiğinde görünürde taraflar arasında acentelik sözleşmesi bulunmasına rağmen asıl sözleşmenin hizmet sözleşmesi olduğu, davacı tarafından verilen hizmet ve talep edilen tazminat isteminin İş Mahkemelerinin görev alanına girdiği gerekçesiyle; HMK 114/1-c maddesi gereğince Mahkemenin görevsizliği nedeniyle dava dilekçesinin usulden reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ : İstinaf yoluna başvuran davalı vekili; taraflar arasındaki sözleşmenin niteliğinin acentelik olduğunu, davacı yanın işçi sıfatını haiz olmayıp, başlı başına bağımsız bir işveren/acente olduğunu, işyerinin müvekkili şirket tarafından yönetildiği iddialarının mesnetsiz olduğunu, taraflar arasındaki sözleşmenin görünüşte(muvazaalı) bir sözleşme değil, gerçek bir sözleşme olduğunu, muvazaa olduğu varsayılsa bile sözleşmenin tarafının kendi muvazaasına dayanarak hak talep edemeyeceğini belirterek taraflar arasındaki acentelik sözleşmesinin muvazaalı olmadığının tespiti ile görevsizlik nedeniyle dava dilekçesinin usulden reddine dair kararın kaldırılarak dosyanın görevli İstanbul Asliye Ticaret Mahkemesine gönderilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE :Mahkemece, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamı uyarınca, taraflar arasındaki temel uyuşmazlığın asıl işveren-alt işveren ilişkisinin muvazaaya dayanıp dayanmadığı ve bunun işçilik haklarına etki edip etmediği noktasında toplandığı, bu haliyle mahkemenin görevli bulunmadığı gerekçesiyle dava dilekçesinin görevsizlik nedeniyle reddine, talep halinde dosyanın görevli İstanbul İş Mahkemelerine gönderilmesine karar verilmiştir.
Dava şartları kamu düzenine ilişkin olup, yargılamanın her aşamasında talep olmaksızın mahkemece resen göz önüne alınarak araştırılır. HMK 114.maddesi uyarınca mahkemenin görevi dava şartlarından olup, yargılamanın her aşamasında resen göz önüne alınması gerekir. Dava şartları sonradan giderilemeyecek nitelikte ise dava HMK 115.maddesi uyarınca usulden reddine karar verilir.
Yukarıdaki açıklamalardan sonra eldeki davaya dönülecek olursa; davacı tarafın istemi hizmet akdinden kaynaklı tespit ve işçi alacaklarına ilişkin olduğu; 5521 sayılı İş Mahkemeleri Kanunun 1.Maddesindeki “İş Mahkemesi işçi, işveren, işveren vekili arasındaki hizmet akdinden kaynaklanan hukuki uyuşmazlıkları çözer.” hükmü gereği İlk Derece Mahkemesinin İş Mahkemelerinin görevli olduğuna ilişkin kararında bir isabetsizlik bulunmadığından davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM :Yukarıda açıklanan nedenlerle:
Davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK ‘nun 353(1)b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
Peşin harcın karar harcına mahsubuna başkaca harç alınmasına yer olmadığına,
Dosyanın kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine .
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda HMK 353(1)-a gereği kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 29/06/2018