Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2018/1150 E. 2020/193 K. 13.02.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/1150
KARAR NO : 2020/193
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEME: İSTANBUL 12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 20/03/2018
NUMARASI : 2016/1143 Esas- 2018/196 Karar
DAVA: İtirazın İptali (Ticari Satım Sözleşmesinden Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 13/02/2020
Davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün davalı vekilince istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü.
DAVA:Davacı vekili, müvekkilinin davalıya baskı makinesi sattığını ve satılan bu makine için servis hizmetleri verdiğini, davalının bu işlemlerden doğan 87.521,81-TL cari hesap borcunu ödemediğini, alacağın tahsili amacıyla icra takibi başlatıldığını, davalının icra veznesine 70.058-TL ödeme yaptığını, davalının kendisine satılan makinenin ayıplı olduğu iddiasıyla dava açtığını, ancak davanın reddedildiğini ve kararın kesinleştiğini, davalının kısmi itirazında haksız olduğunu ileri sürerek itirazın iptali ile takibin devamına, icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:Davalı vekili, yasal sürede davaya cevap vermemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARININ ÖZETİ:İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda, taraflar arasında davalıya baskı makinesi satılması ve çeşitli tarihlerde ise servis hizmeti verilmesi sebebiyle ticari ilişki bulunduğu, davacı tarafından satılan makinenin ayıplı olduğu iddiası ile açılmış olan davanın reddine karar verildiği, davacının kayıtlarında 87.521,81-TL davalıdan alacaklı olduğu, davalı tarafından takip tarihinden sonra 65.469,20- TL ödeme yapıldığı ve davacının bakiye alacak miktarının 22.052,61-TL olduğu, ancak davacı tarafça 17.463,81-TL talep edildiği, davalı kayıtlarında ise davacıya borcu ve alacağının olmadığının tespit edildiği, taraf ticari defterleri arasındaki farkın davalı tarafından 23/10/2012 tarihinde ödendiği iddia edilen 6.071,00-TL, 5.079,00-TL ve 07/01/2013 tarihinde davacıya satış olarak yer alan 6.312,90-TL toplamından kaynaklandığı, davalı tarafça ödeme ve satış yönünden çıkarılan ihtara rağmen belgelerin sunulmadığı ve ödemelerin ispat edilemediği gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; bilirkişi raporunda tarafların ticari defter kayıtları arasındaki farkın nedeninin açıklanamadığını, raporda bahsi geçen dekont ve fatura suretlerinin ekte sunulduğunu, bu belgelere göre müvekkilinin borcunun olmadığını, yeniden bilirkişi incelemesi yaptırılması gerektiğini belirterek hükmün kaldırılmasını istemiştir.
GEREKÇE: Dava, cari hesaptan doğan alacağın tahsili amacıyla başlatılan icra takibine vâki kısmi itirazın iptali istemine ilişkindir.Davalı davaya cevap vermemiş, ilk derece mahkemesince yukarıda açıklanan gerekçelerle davanın kabulüne karar verilmiştir.Tarafların ticari defter ve kayıtlarının incelenmesi sonucunda, davacının ticari defterlerine göre 2012 yılı sonu itibariyle davacının 87.521,81-TL alacaklı olduğu, davalının ticari defterlerine göre davalının davacıya 76.371,81-TL borçlu olduğu, dava konusu icra takibinden sonra davalı tarafça 70.058,91-TL ödeme yapıldığı, 2016 yılı sonu itibariyle ise davacı defterlerine göre davalının 22.052,61-TL alacaklı olduğu(70.058,91-TL ödemeyi 65.469,20-TL olarak kaydetmesi nedeniyle bu tutarda alacaklı göründüğü, ancak 17.463,81-TL talepte bulunduğu) davalının borcunun bulunmadığı, 2016 yılı sonu itibariyle tarafların kayıtları arasındaki farkın davalının 23.10.2012 tarihli 6.071-TL ve 5.079-TL tutarlı ödemeleri ile 07.01.2013 tarihli 6.312,90-TL bedelli faturasından kaynaklandığı, ancak dayanak belgelerinin sunulmadığı tespit edilmiştir. İlk derece mahkemesince davalı tarafa dayanak belgeleri sunması için süre verilmiş ise de sunulmamış, istinaf dilekçesi ekinde ödemelere ilişkin banka ekstresi ile iade faturası sureti sunulmuş, Dairemizce 5.079-TL bedeli dekontun zaten dosya kapsamında mevcut olduğu dikkate alınarak 6.071-TL bedelli dekontun bir sureti ilgili bankadan celp edilmiştir. Davacı 23.10.2012 tarihli 5.079-TL bedelli ödemenin zaten kayıtlarında olduğunu bildirmiş, bilirkişi raporu ekinde yer alan davacı tarafça düzenlenen cari hesap ekstresinde kayıtlı olduğu görülmüş, davalı muavin raporu incelendiğinde davalı tarafça 23.10.2012 tarihinde iki kez 5.079-TL bedelli ödeme kaydı yapıldığı, ancak yine davalı tarafça sunulan banka ekstresi incelendiğinde ise 23.10.2012 tarihinde sadece 1 adet 5.079-TL bedelli ödeme olduğu görülmüş, dolayısıyla davalının bu ödemeyi ticari defterlerine mükerrer olarak kaydettiği anlaşılmıştır.23.10.2012 tarihli 6.071-TL bedelli ödeme, davalı defterlerinde davacıya ödeme olarak kaydedilmiş ise de, davalı tarafça sunulan ekstrede dava dışı … firmasına yapılan bir ödeme olarak görülmüş, celp edilen dekont sureti ve banka yazı cevabı ile de bu ödemenin davacıya değil dava dışı … firmasına yapıldığı görülmüştür.Davalının 07.01.2013 tarihli 6.312,90-TL bedelli olup teslim alan kısmı boş olan irsaliyeli iade faturasına ilişkin olarak ise, bu faturanın hangi sebeple düzenlendiğine dair bir açıklamada bulunulmadığı gibi, faturanın ve içeriğindeki malın davacıya teslimine(iadesine) dair bir belge de sunulmadığından bu fatura da cari hesap alacağı tespitinde dikkate alınmamıştır.O halde davalının icra takibine kısmi itirazında haksız olduğu, ilk derece mahkemesinin davanın kabulü yönünde verdiği kararında bir isabetsizlik bulunmadığı sonuç ve kanaatine varılmış olup, açıklanan nedenlerle davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;Davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK 353(1)b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, Alınması gereken 1.192,95- TL istinaf karar harcından, peşin yatırılan 298,23- TL harcın mahsubu ile bakiye 894,72- TL’nin davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına Davalı tarafından yapılan istinaf yargılama gideri olmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına, hükümden sonra davacı yan gider avansından karşılanan 203,35- TL’ nin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nun 362(1).a maddesi uyarınca kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi. 13/02/2020