Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2018/1136 E. 2020/313 K. 12.03.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/1136
KARAR NO: 2020/313
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 16/03/2018
NUMARASI: 2016/808 Esas 2018/192 Karar
DAVA: İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 12/03/2020
Davanın kabulüne ilişkin hükmün davalı vekilince istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
DAVA:Davacı vekili dava dilekçesinde; taraflar arasında bulunan ticari ilişkiden dolayı davacı şirketin davalıdan;takibe konu faturalar nedeniyle alacağının bulunduğunu, alacağın tahsili için Gaziosmanpaşa … İcra Dairesinin … E. sayılı dosyası ile ilamsız icra takibi başlatıldığını, davalının haksız olarak takibe itiraz ettiğini, ticari defter kayıtları ve diğer delillerinin alacağın varlığı hususunda açık birer delil olduğunu, davalı icra dosyasına derdestlik itirazında bulunmuş ise de, aynı alacak konusu ile mükerrer ve derdest herhangi bir icra takibinin bulunmadığını, borçlu hakkında daha önce İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … E. sayılı dosyası ile cari hesap alacağına ilişkin icra takibi başlatıldığını, borçlu itirazı üzerine 18.05.2016 tarihli talepleri doğrultusunda dosyanın işlemden kaldırıldığını iddia ederek;asıl alacak yönünden itirazın iptaline, davalı aleyhine %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:Davalı vekili cevap dilekçesinde; davacı tarafın öncelikle aynı faturalar için İstanbul …İcra Dairesi nezdinde … E. sayılı dosya ile ilamsız icra takibine giriştiğini, henüz vadesi gelmemiş alacaklarla ilgili girişilen icra takibine süresi içerisinde itiraz ettiklerini, vadesinin gelmesi beklenilmeden, herhangi bir bildirim yapmaksızın tahsilinin amaçlandığını,aynı alacak nedeni ile iki kez icra takibi yapılmasının mümkün olmadığını, alacağın ancak genel mahkemede açılacak bir alacak davası ile hüküm altına alındıktan sonra tahsili cihetine gidileceğini, icra dosyasında davacının dosyanın işlemden kaldırılmasına ilişkin talebi üzerine verilen karar taraflarına tebliğ edilmediğinden, bu durumu bilmelerinin mümkün olmadığını, anılan nedenle de bu yöndeki itirazlarının kötü niyetli sayılamayacağının açık olduğunu, aksine davacı vekilinin dosyanın işlemden kaldırıldığı ve yeni takibe girişildiğini ifade etmesinin dahi takibin haksız olduğunun kabulü anlamına geldiğini, “Cari Hesap” konulu alacağın icra takibine konu edilmesinin, bu yönde mutabakat sağlanması ile mümkün olduğunu, yine T.T.K. md. 21 uyarınca ilgilisine tebliğ edilerek, 8 gün içerisinde itiraza uğramayan kesinleşmiş fatura alacağının icra takibine konu edilmesinin mümkün olduğunu, bu nedenle faturaya dayalı ilamsız icra takibinin yapılamayacağını, taraflar arasında ticari defter kayıtları incelendiğinde takibe konu edilen miktar kadar alacak- borç ilişkisi bulunmadığının ortaya çıkacağını, yine, müvekkilinin takip öncesinde temerrüde düşürülmediğinden faiz talebinde bulunulmasının haksız olduğunu, faiz oranının da fahiş olduğunu ileri sürerek; itirazın iptali isteminin reddine ve icra inkâr tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI:Mahkemece; her iki şirkete ait defterlerin TTK ve VUK hükümlerine göre usulüne uygun tutulduğu, sahibi lehine delil olma niteliği taşıdığı, tarafların fatura vadeleri ile ilgili beyanları dikkate alındığında; “Cari Hesap Alacağı” nedeniyle İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … E. sayılı dosyası ile 02.03.2016 tarihinde başlatılan takip tarihi itibariyle cari hesap bakiyesini oluşturan faturaların ödeme vadelerinin gelmemiş olduğu sonucuna varıldığı, dava konusu Gaziosmanpaşa …İcra Müdürlüğü’nün … E. sayılı dosyası 26.05.2016 tarihinde ilamsız takip başlatılmış olup, anılan vadeler dikkate alındığında, takibe konu edilen tüm fatura bedellerinin işbu davaya konu edilen takip tarihi itibariyle muaccel olduğu, davalı taraf defterlerinde;davacı şirket alacağının 79.766,98-TL olduğu, başlatılan her iki takipte talep edilen 79.766,98 TL tutarındaki davacı asıl alacak miktarında tam mutabakat bulunduğu gerekçesiyle asıl alacak yönünden davanın kabulü ile itirazın iptaline karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı vekili istinaf dilekçesinde; icra takibinin Gaziosmanpaşa …İcra Müdürlüğü nezdinde başlatıldığı düşünüldüğünde yetkili mahkemenin Bakırköy Asliye Ticaret Mahkemeleri olduğunu, yetki itirazının mahkemece değerlendirilmediğini, aynı faturalara dayanılarak başlatılan icra takibinde davacının dosyanın işlemden kaldırılması talebi üzerine verilen kararın tarafına tebliğ edilmeden bu durumu bilemeyeceğini, kötü niyetli sayılamayacağını, aksine takibin haksız olduğunun kabulü anlamına geldiğini, icra inkar tazminatına hükmedilmesinin hukuka aykırı olduğunu, müvekkilinin dava açılmasına sebebiyet vermediğinden aleyhine yargılama gideri ve vekalet ücretine hükmedilemeyeceğini, “Cari Hesap” konulu alacağın icra takibine konu edilmesinin, bu yönde mutabakat sağlanması ile mümkün olduğunu, yine T.T.K. md. 21 uyarınca ilgilisine tebliğ edilerek, 8 gün içerisinde itiraza uğramayan kesinleşmiş fatura alacağının icra takibine konu edilmesinin mümkün olduğunu, bu nedenle faturaya dayalı ilamsız icra takibinin yapılamayacağını, takip öncesinde müvekkili temerrüde düşürülmediğinden faiz talebinin haksız olduğunu, ayrıca faiz oranının fahiş olup reddi gerektiğini, ödeme emri ekinde tebliğ edilen faturaların toplamının 76.524,95-TL olduğunu, bilirkişi tarafından fatura alacaklarının toplamı yerine cari hesap durumu incelenerek asıl alacağın tespit edilmesinin ve cari hesap üzerinden faiz tutarının hesaplanmasının hatalı olduğunu, bilirkişi raporuna itirazlarının değerlendirilmediğini, bu nedenlerle davanın reddine, davacı aleyhine %20 inkar tazminatına hükmedilmesine, aksi kanaatle davanın kabulüne karar verilmesi halinde; dava değeri dikkate alınarak asıl alacak yönünden takibin devamı ile aleyhine yargılama gideri ve vekalet ücreti ile icra inkar tazminatına hükmedilmemesine karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE: Dava; satım sözleşmesi uyarınca fatura alacağının davalıdan tahsili için başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir. İlk derece mahkemesi açıklanan gerekçelerle itirazın iptali davasının kabulüne, karar vermiştir. Davalı vekili icra takibinin GOP icra müdürlüğünde yapılması nedeniyle Bakırköy Mahkemelerinin yetkili olduğunu ve mahkemece yetki itirazı hakkında herhangi bir karar verilmediğini ileri sürmektedir. Mahkeme 27.01.2017 tarihli duruşmada para borçlarında alacaklının ikametgahi mahkemesi de yetkili olduğu gerekçesiyle yetki itirazını reddetiği görülmüştür. Alacakla ilgili yapılan ve yetkisine itiraz edilmeyen icra takibinde İİK 50. Maddesi uyarınca icra dairesinin bulunduğu yer mahkemesinin yetkisi kesin yetki olmayıp seçimlik bir yetkidir. Dava, alacaklının seçimine göre, hem genel ve hem de özel yetkili mahkemede açılabilir. Satım ticari ilişkisinden kaynaklanan alacak nedeniyle yapılan takipte HMK.nın 6. maddesi gereğince genel yetkili mahkeme, davalının yerleşim yerinin bulunduğu yer mahkemesidir. Aynı kanunun 10. maddesinde sözleşmeden doğan davalar için, sözleşmenin ifa edileceği yer mahkemesinin de yetkili olduğu belirtilmiştir ki bu da özel yetkiye ilişkin bir düzenlemedir. Ayrıca 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun 89.(BK.73) maddesi uyarınca para alacağına ilişkin davalarda aksi kararlaştırılmadıkça para borcu alacaklının yerleşim yerinde ödenmesi gerektiğinden alacaklının bulunduğu yer mahkemesi de yetkili olup para borcuna ilişkin eldeki davada alacaklının ikametgahi İstanbul Mahkemeleri de yetkilidir. Davalı vekili aynı alacağa ilişkin mükerrer takip yapıldığını ileri sürmektedir. İtirazın iptali davası takibe bağlılığı alacağın miktarı bakımından söz konusu olduğu gibi alacağın kaynağı bakımından da geçerlidir (YHGK. 2017/19-1634 Esas – 2018/633 Karar sayılı ilamı).Davacı davalı aleyhine 02.03.2016 tarihinde İstanbul … İcra Müdürlüğünün … E sayılı takip dosyası ile cari alacağa istinaden ilamsız icra takibi başlatmış,daha sonra tahsilde tekkerrür olmamamak kaydıyla davaya konu GOP … İcra Müdürlüğü’nün … E sayılı takip dosyası ile faturaya istinaden aynı alacak miktarı için icra takibi başlatmıştır. İcra takibine konu alacak miktarları aynı olsa da takip dayanakları farklıdır. Bu durumda takiplerin aynı alacak için yapıldığı kabul edilemeyeceği gibi davaya konu takip talebinde tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla ibaresine yer verilmesine göre de yapılan ilamsız takibin İ.İ.K.’nun 68/1 maddesi gereğince mükerrer olmadığı anlaşılmıştır. Tarafların TTK hükümlerine uygun olarak tutulan ve sahibi lehine delil niteliği taşıyan ticari defterlerinde dava ve takipe konu faturalar kayıtlıdır.Ticari defter kayıtlarına göre davacının davalıdan 79.766,98 TL fatura alacağı bulunmaktadır. Davalı aleyhine delil niteliği taşıyan kayıtlar ve faturaya konu malların kendisine teslim edildiğine ilişkin karinenin aksini yanı başka bir ifade ile davacıya borçlu olmadığını dosya kapsamında aynı nitelikte yazılı belge ile ispatlayamamıştır. Taraflar tacir olup,3095 sayılı 2/2.maddesi uyarınca değişen oranlarda avans avans faizi talep edebilecektir. Takip tarihi itbarıyla avans faiz oranı %10.50 dir. Buna göre ve davacının takip tarihi itibariyle %10,50 oranında değişen oranlarda avans faizi talep edilmesinde bir isabetsizlik bulunmamaktadır.Takibe konu alacak ticari ilişki uyarınca düzenlenen fatura alacağından kaynaklanan likit ve belirlenebilir olup, icra inkar tazminatına hükmedilmesi için takipte itiraz edenin kötü niyetli olması şartıda bulunmamaktadır. Bu durumda mahkemece takibe konu likit alacak yönünden itirazın iptali ile davacı lehine icra inkar tazminatına karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir.İcra takibinde işlemiş faiz talep edilmiş ise sadece asıl alacak itirazın iptali davasına konu edilmiş olup,işlemiş faiz alacağı yönünden açılmış bir dava ve verilen bir karar bulunmadığından buna yönelik istinaf sebepleri değerlendirilmemiştir. Açıklanan nedenlerle istinaf nedenleri yerinde görülmeyen davalı vekilinin istinaf başvurusunun reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle: Davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK ‘nun 353(1)b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, Alınması gereken 5.448,88- TL istinaf karar harcından davalı tarafından peşin yatırılan 1.362,25- TL harcın mahsubu ile bakiye 4.086,63- TL harcın davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına, İstinaf yoluna başvuran davalı tarafından yapılan giderlerin üzerinde bırakılmasına, Gerekçeli kararın bir örneğinin taraf vekillerine tebliğine, HMK ‘nun 361/1. maddesi uyarınca kararın tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde temyiz yoluna başvurulabileceğine, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oy birliğiyle karar verildi. 12/03/2020