Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2018/1135 E. 2020/519 K. 21.05.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/1135
KARAR NO : 2020/519
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 15. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 13/03/2018
NUMARASI : 2013/112 Esas 2018/212 Karar
DAVA: İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 21/05/2020
İlk derece mahkemesince verilen hükmün davacı ve davalı …. A.Ş. vekilince istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde; Davacının davalı … A.Ş’den Kadıköy …. Noterliği’nin 22.07.2010 tarih … yevmiye no’lu araç satış sözleşmesi ile … (yeni plaka …) plaka no’lu … marka escalade 6.2 tipli, 2007 model beyaz renkli … motor no’lu aracı 182.000-TLye satın aldığını, 16.11.2012 tarihinde İstanbul 11. Sulh Ceza Mahkemesinin 17.10.2012 tarihli, 2012/613 değ. İş sayılı kararı gerekçe gösterilerek araca elkonulduğunu; elkonulmanın öğrenilmesi üzerine ; satıcı davalı … AŞ.ye durumun şifahi olarak bildirilmesinin ardından derhal Antalya …. Noterliği’nin 23.11.2012 tarih … yevmiye no’lu ihtarnamesi ile araca el konulduğunun ihbar edilerek satış sözleşmesinden doğan sorumluluklarının ihtar edildiğini, başlatılan icra takibine davalılar tarafından itiraz edildiğini, davalıların aracın hukuki/gizli ayıplı olması ve zapt edilmesi sebebiyle satıcı ve ithalatçı sıfatıyla müteselsilen sorumluluğunun bulunduğunu, araç satış bedelinin reeskont/avans faiziyle birlikte davacıya iade edilmesinin gerektiğini, davacının ithalat işlemlerindeki usulsüzlüğü bilmesinin mümkün olmadığını; satıcı ve ithalatçının ise basiretli davranmaları dikkate alınarak ayıp ve zapt hususunu kötüniyetle gizlediklerini belirterek; davalıların itirazın iptali ile takibin devamına ,icra inkar tazminatı ile sorumlu tutulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP :1- Davalı …. AŞ.vekili cevap dilekçesinde; İstanbul Anadolu Mahkemelerinin yetkili olduğunu; davacının hukuki dayanak olarak belirttiği zapta/ayıba karşı tekeffül hükümleri gereği talebin zamanaşımına uğradığını;TBK. m. 231 gereğince bu talepler için 2 yıllık zamanaşımı süresi öngörüldüğünü; aracın satım tarihi olan 22.07.2010 nazara alındığında BK m. 231 uyarınca talebin zamanaşımı nedeniyle reddinin gerektiğini; davacının aracın el konulmasına sebep olarak gösterdiği hususların hiçbirisinin davalı firma ile ilgisi bulunmadığını; iyiniyeti sabit davalının sorumluluğuna gidilemeyeceğini; davalının bahse konu aracı … San. Tic. Ltd. Şti. isimli firmadan 21.05.2007 tarihinde 150.030-TL. bedelle satın aldığını, bahse konu … Ltd şti tarafından Türkiye’ye ithal edildiğini, davalının ithalat işlemine hiçbir dahlinin bulunmadığını; davacının somut gerçeği göz ardı ettiğini; davalının aracın kanuni maliki olduğunu; davalının bu aracı firma sahibinin kullanımı için satın aldığını; davalının ithalata ilişkin somut durumu bilmesinin söz konusu olmadığını;davalının sebep olduğu ayıp ya da zapt durumu da söz olmadığını; davacının aracı 91.000-usd bedelle aldığını davalının alım-satım arasında zarar göstermemek adına fatura bedelinin yüksek tutulduğunu; bu durum davacının da menfaatine olduğu için de itiraz etmediğini; ceza davasının hangi aşamada olduğunun bilinmediğini; davacının aracını geri alacağını ya da davalı firmanın aklanacağını;davacının 22.07.2010 tarihinden itibare avans faizi olmak üzerinden toplam 75.097,44- TL faiz talep ettiğini; ancak dava dilekçesinde 16.11.2012 tarihinden itibaren işletilmesini talep ettiğini takibe itirazın tamamen haklı olduğunu;davanın reddinin gerektiğini beyan etmiştir.2-Davalı …. Tic. Limt Şti. cevap dilekçesinde; diğer davalının aracı dava dışı üçüncü kişiden almış olduğundan, davalının pasif husumet ehliyetinin bulunmadığını;davanın zamanaşımı süresi geçtikten sonra açıldığını; soruşturmanın devam ettiğini; 22.07.2010 tarihi ile araca el konulması ve trafik siciline ihtiyati tedbir konulması tarihi arasında aracı kullandığını, 22.07.2010 tarihinden itibaren faiz istenmesinin sebepsiz zenginleşme teşkil ettiğini; bunun kabulü halinde yararlandığı dönemin ve kullanımdan dolayı araç bedelindeki düşüklüğün dikkate alınması gerektiğini; araca ilişkin işlem yapılmasının davacıdan kaynaklanması nedeniyle ayıp ve zaptın meydana gelmediğini; satım sözleşmesinden doğan hak ve alacakların sözleşme tarafları arasında hüküm ifade ettiğini; satım sözleşmesinin tarafının … AŞ. olduğunu; satın alınanın başkasına devri halinde sözleşmeden dönme hakkının bulunmadığını ancak bedelin indirilmesinin talep edilebileceğini(BK m. 203- TBK. m. 228); Aracın …. Şti tarafından … Aş.ye satıldığını; …AŞ.nin de aracı dava dışı üçüncü kişilere sattığını; ikinci el araç piyasasında aracın birkaç kez el değiştirdiğini; nihayetinde …..nin satıcı olduğu nihai satımın yapıldığını; sözleşmenin hak yükümlülüklerinin sadece taraflar arasında ileri sürülebileceğini; belirterek davanın reddini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI:Mahkemece;davacının … plakalı aracın ithalatçısı olan Müflis … Ltd Şti (eski unvanı …) ye gizli ayıp nedeniyle başvuramayacağından bu davalı yönünden davacının aktif husumet ehliyeti olmadığından husumet yokluğu nedeniyle usulden reddine; TBK 146 mad gereğince zamanaşımı süresi 10 yıl olup, zamanaşımı süresi dolmadığından zamanaşımı def’inin reddine; davacının davalı …..A.Ş.’ye araç bedeli olarak 22.07.2010 tarihli fatura ile kdv dahil 182.000-TL ödediğinin taraflar arasında tartışmasız olduğu, icra takip dosyasında davacı araç bedeli olarak ödediği 182.000-TL ile işlemiş faiz talebinde bulunduğu, icra takibinden önce davalı ….AŞ’nin davacıya gönderdiği Kadıköy …. Noterliği’nin 29.11.2012 tarihli … yevmiye sayılı ihtara cevabı ile temerrüde düştüğü gerekçesiyle bilirkişilerce hesaplanan 6.382,47 TL işlemiş faizinde araç bedeli ile birlikte davalıdan tahsiline, icra inkar tazminatı koşulları oluşmadığından reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ: 1-Davacı vekili; davalı müflis … LTD. ŞTİ. (eski unvanı ….) bakımından verilen karara karşı alınan bilirkişi raporunda da belirtildiği üzere, ithalatçı davalının haksız fiil sorumluluğunun mevcut olduğunu, bu nedenle kendisi bakımından verilen usulden ret kararının kaldırılmasını talep etmiştir. 2-Davalı …. A.Ş. vekili istinaf dilekçesinde; mahkeme kararının gerekçesinin içerik ve dava dosyası ile çelişkili olduğunu ve müvekkil şirketin hangi hukuki nedenle sorumlu tutulduğunun gerekçeli kararda belli olmadığını, gerekçenin çelişkili olduğunu, aracın ithalatçısı olmayan müvekkilin kusurlu olmadığı ve ayıba karşı tekeffül hükümlerinden sorumlu tutulamayacağının açık olduğunu ve buna rağmen mahkemenin müvekkil yönünden davanın kabulüne karar verildiğini,davacı tarafın dava konusu aracın satın aldığı bedelini ispat edememişken icra takibinin ispat edilemeyen tutar üzerinden devamına karar verilmesinin hukuka aykırı olduğunu, davacının hem aracın maliki olmasını hem de ödediğini bedeli iade almasına olanak sağladığını, davacının sebepsiz senginleşmesine yol açtığını, davacı tarafça aracın kullanıldığını, aracın yıpranma bedeli ve yıllarca semerelerinden faydalanılması hususunun kararda mahsup edilmediğini,mahkemenin işlemiş faize dair kararının da yerinde olmadığını, ceza ve idari yargılamasının sonucunun dosyaya ve sorumluluğa etki edici olup bu davaların bekletici mesele yapılmadan hüküm kurulmasının usul ve yasaya aykırı olduğunu, bu nedenlerle kararın kaldırılarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE :Dava; davacının, davalı ….Ltd.Şti nin ithal ettiği ve davalı ….A.Ş’den satın aldığı araca elkonulması nedeniyle araç bedelinin tahsili amacıyla başlatılan icra takibine vakii itirazın iptali istemine ilişkindir.Mahkemece; davalı … (….Ltd.Şti) yönünden davanın husumet yokluğu nedeniyle usulden reddine, diğer davalı yönünden davanın kabulüne karar verilmiş karara karşı davacı ve davalı …..A.Ş. vekili istinaf yasa yoluna başvurmuştur.Davacı, davalı ….ltd.şti ithal ettiği aracı 22.07.2010 tarihinde 182.000 TL bedelli fatura karşılığında dava konusu aracı davalı; …..A.Ş satın almış, ancak dava konusu aracın da içinde bulunduğu çok sayıda ithalata konu “aracın kullanılmış olduğu halde yeni gibi gösterildiği, bu şekilde ithali mümkün olmayan araçların ithalinin yapıldığı, ayrıca çifte fatura kullanılarak araçların kıymetlerinin düşük gösterildiği, bu şekilde devletin vergi kaybına uğratıldığı, bu eylemlerin kaçakçılık ve sahtecilik suçlarına vücut verdiği” gerekçesiyle yürütülen soruşturma kapsamında dava konusu araca 16.11.2012 tarihinde el konulmuş,aracın müsaderesi sonucu aracı ithalatcı firma satın almış ve ithalatcı firma hakkında açılan ceza davasının derdest olduğu anlaşılmıştır. Satım sözleşmesinin imzalandığı 22.07.2010 tarihinde yürürlükte olan mülga 818 sayılı BK hükümleri uygulanması gerekmektedir. Somut olayda satım sözleşmesine konu araca el konulmak suretiyle araç alıcı davacının elinden alındığından BK 189.vd. m. uyarınca zapttan sorumluluk hükümleri uygulama alanı bulacaktır. B.K.’nun 189/1. maddesine göre de satıcı, satılan şeyin bir üçüncü kişi tarafından satım sırasında varolan bir hak sebebi ile tamamen veya kısmen elkonulmasından alıcıya karşı sorumludur. Davalı vekili satıcının ayıba karşı sorumluluğu nedeniyle 1 yıllık zamanaşımı süresinin dolduğunu ileri sürmektedir. Satım sözleşmesine konu araca el konulmuş olup, satıcı satılanın zaptı nedeniyle sorumludur. BK’da satılanın zapt nedeniyle satıcının sorumluluğu için özel bir zamanaşımı düzenlenmemiş olup dava 10 yıllık genel zaman aşımına tabiidir. Buna göre davanın zamanaşımına uğramadığının kabulü gerekmiştir.Davalı ….Ltd.Şti. satım sözleşmesine konu aracın ithalatçısı olup; BK’da zapta karşı tekeffül borcunun sadece satıcıya yüklenmiş olup, ticari nitelikteki satımlarda ithalatçı ile satıcı arasında bu hususta müteselsil sorumluluk bulunmadığından davalı ithalatçının taraf olmadığı satım sözleşmesi nedeniyle sorumluluğu bulunmamaktadır.Ancak ithal ettiği davaya konu araç nedeniyle uğranılan zarardan haksız fiil hükümleri uyarınca sorumlu olacaktır. BK 192.maddesi uyarınca, satıcı kusurlu olup olmadığına da bakılmaksızın satılana elkonulmasından sorumlu olup, dava konusu araca el konulması nedeniyle İstanbul 1.Ağır Ceza Mahkemesinin 2014/333 Esas sayılı dosyası ile aracı ithal eden firma yetkilileri hakkında açılan kamu davasında verilecek kararın bu dava satıcı hakkında olsa dahi satıcının ayıba karşı tekeffül hükümleri uyarınca sorumluluğuna herhangi bir etkisi bulunmamaktadır. Ancak haksız fiil hükümleri uyarınca sorumlu olan davalı ithalatcının yetkilileri hakkında yürütülen ceza dosyasının sonucu ithalatcı firmanın sorumluluğu etkileyecek nitelikde ise de BK 53. Maddesi uyarınca hukuk hakimi ceza mahkemesinin beraat kararı ile bağlı olmayıp,mahkumiyet kararı ve tespit edilen maddi olgular ile bağlıdır. Kural olarak işlenen her suçun ayın zamanda haksız fiil olduğu ancak her haksız fiilin suç oluşturmayacağı da gözetildiğinde somut olayda davalı ithalatcının izinsiz ve usüle aykırı ithalatı nedeniyle ve bu kusurlu davranışı nedeniyle elkonulan satıma konu aracın müsadere edildmesine ilişkin haksız fiili sabit olduğundan usul ekonomisi uyarınca ceza mahkemesinin sonucunun beklenmesine gerek olmadığı sonuç ve kanaatine varılmıştır,Satım sözleşmesine konu araca el konulması halinde satıcının zapta karşı tekeffül hükümleri uyarınca satım bedelini aracın elkoyma, ithalatcının ise haksız fiilin işlendiği tarihten itibaren işleyecek faizi ile alıcıya iade etmesi gerekir.Davacı araç satım bedelinin satım sözleşmesinde gösterilen değerinden daha düşük olduğunu ve davacının ceza dosyasındaki beyanı ile de sabit olduğunu ileri sürmüş olup, davacı şirket yetkilisi kolluktaki ifadesinde bu yönde bir beyanı bulunmadığı gibi davalı resmi araç satım sözleşmesinin aksini aynı nitelikte yazılı belge ile de ispatlayamamıştır. Buna göre davacı el konulan davaya konu aracın satış faturası ve resmi satım sözleşmesinde belirlenen 182.000-TL satım bedeli ve el koyma tarihinden takip tarihine kadar işlemiş faiz alacağını talep edebilecektir. Bu durumda mahkemece davanın davalı satıcı yönünden kabulüne ile satım bedeli ve işlemiş faiz alacağı yönünden itirazın iptaline karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmamaktadır. Ancak; davalı ithalatcının haksız fiil hükümleri uyarınca meydana gelen zarardan sorumlu olduğu gözetilmeden yazılı gerekçe ve yanılgı değerlendirme ile davanın husumet yokluğu nedeniyle reddine karar verilmesi doğru bulunmamıştır. Bununla birlikte dosyada yeniden yargılama yapılmasını gerektirir bir husus bulunmadığından, davalı …. A.Ş. vekilinin istinaf başvurusunun reddine, davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile HMK 353(1)b-2 uyarınca hükmün kaldırılmasına, davalı Davalı Muflis …Ltd Şti yönünden davanın kabülü ile alacağın iflas masasına kayıt ve kabulüne karar verilmiştir.
HÜKÜM :Yukarıda açıklanan nedenlerle: 1-Davalı …. A.Ş. vekilinin istinaf başvurusunun HMK 353(1)b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, 2-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KISMEN KABULÜNE; İstanbul 15.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 13/03/2018 Tarih 2013/112 Esas- 2018/212 Karar sayılı hükmün HMK 353(1)b-2 gereği KALDIRILMASINA; “Davanın KABULÜNE; Davalı müflis ….Ltd Şti (eski unvanı …) yönünden; 182.000- TL asıl alacak 6.382,47- TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 188.382,47 -TLalacağın davacı adına Davalı Muflis …Ltd Şti (eski unvanı …)’nin İstanbul ….İflas Müdürlüğünün… Esas sayılı dosyasında iflas masasına KAYIT VE KABULÜNE, Davalı …San Tic A.Ş. yönünden ise İstanbul …. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı takip dosyasında 182.000-TL asıl alacak 6.382,47- TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 188.382,47- TL üzerinden itirazın iptaline takibin devamına fazla istemin reddine, Davacının icra inkar tazminatı talebinin yasal koşullar oluşmadığından ve alacak yargılamayı gerektirdiğinden reddine”İlk Derece Yargılamasına ilişkin olarak ; Karar tarihinde yürürlükte bulunan harçlar tarifesi gereğince hesaplanan 12.868,40-TL karar harcından, Mahkeme ve İcra veznesine yatan harçlar toplamı 4.390,60-TL’nin mahsubu ile bakiye 8.477,80- TL harcın, davalı ….AŞ den alınarak hazineye irat kaydına, Davacı tarafından mahkeme ve icra veznesine yatırılan harçlar toplamı 4.418,65-TL (davalı müflis … Tic. Ltd. Şti. ‘ın 54,40- TL’den sorumlu olmak kaydıyla) davalılardan alınarak davacıya verilmesine,Davacı gideri 1.500-TL bilirkişi ücreti ve 233-TL posta masrafı olmak üzere toplam 1.733,-TL’nin davanın kabul red oranına göre hesaplanan 1.270-TL’nin davalılardan müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,Davacı kendisini vekille temsil ettirmiş bulunduğundan karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T. Uyarınca kabul edilen miktar üzerinden hesaplanan 21.636,77-TL nispi vekalet ücretinin (davalı müflis …Tic. Ltd. Şti. 3.400-TL.den sorumlu olmak kaydıyla)davalılardan alınarak davacıya verilmesine,Davalılar kendisini vekille temsil ettirmiş bulunduğundan yürürlükte bulunan A.A.Ü.T. Uyarınca reddedilen miktar üzerinden hesaplanan 9.732,95-TL nispi vekalet ücretinin davacıdan alınarak( “hükmedilen miktardan 3.400- TL maktu vekalet ücretinin davalı müflis … Tic. Ltd. Şti.’ne ödenmesine, kalan 6.332,95-TL nispi vekalet ücretinin davalı … San Tic A.Ş’ne )verilmesine, Davalı ….A.Ş.’nin yapmış olduğu 34,70-TL yargılama giderinin davanın red-kabul oranına göre hesaplanan 10-TL’ sinin davacıdan alınarak bu davalıya verilmesine, Davalı müflis … Tic. Ltd. Şti.’nin yapmış olduğu 30-TL yargılama giderinin davanın red-kabul oranına göre hesaplanan 9-TL’ sinin davacıdan alınarak bu davalıya verilmesine, Karar kesinleştiğinde ve talep halinde kullanılmayan gider avansının yatıran tarafa iadesine,”İstinaf yoluna başvuran davacı tarafından yatırılan 35,90-TL peşin istinaf karar harcının istek halinde kendisine iadesine,Davalı … San Tic A.Ş.’den alınması gereken 12.868,40-TL istinaf karar harcından peşin yatırılan 3.217,10-TL harcın mahsubu ile bakiye 9.651,30- TL harcın bu davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,İstinaf yoluna başvuran davalı …. Tic A.Ş.’ tarafından yapılan giderlerin üzerinde bırakılmasına, hükümden sonra davacı yan gider avansından karşılanan 104,53-TL posta masrafının davalı müflis ….Tic. Ltd. …den alınarak davacıya verilmesine,Gerekçeli kararın bir örneğinin taraf vekillerine tebliğine, HMK ‘nun 361/1. maddesi uyarınca kararın tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde temyiz yoluna başvurulabileceğine, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oy birliğiyle karar verildi. 21/05/2020