Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2018/1127 E. 2020/307 K. 12.03.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/1127
KARAR NO: 2020/307
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 19/03/2018
NUMARASI: 2016/676 Esas 2018/323 Karar
DAVA: İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 12/03/2020
Davanın kısmen kabulüne ilişkin hükmün davacı vekilince istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde; davalı şirket ile aralarında ticari ilişki olduğunu, davalının cari hesap borcunu ödemediğini, davalı ödeme yapmadığı için hakkında İstanbul … İcra Dairesinin .. esas sayılı dosyası ile takip başlatıldığını, davalının itirazı üzerine takibin durduğunu, davalının itirazının haksız olduğunu,bu nedenlerle takip dosyasına yapılan itirazın iptali ile % 20 den az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde; müvekkil şirketin davacı tarafa herhangi bir borcunun olmadığını, davacı tarafın bu iddiasını ispatlaması gerektiğini, ticari defterler incelendiğinde müvekkilin herhangi bir cari hesap borcu olmadığının görüleceğini, müvekkil şirket ile davacı şirket arasında geçmiş yıllarda aralarında ticari ilişki olduğunu, bu ilişkinin uzun bir süre önce sona erdiğini, müvekkil şirketin ödemelerini eksiksiz yaptığını, haksız nedenlerle açılan davanın reddine, kötü niyet tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Mahkemece; davacının davalıya hitaben düzenlediği faturaların davalının ticari defterlerinde kayıt altına alındığını,davalının söz konusu faturalarda yabancı para cinsinden kayıtlara itirazın bulunmadığı, düzenlenen faturalar ve devam eden uygulama göz önüne alındığında davalıya verilen yabancı para cinsinden düzenlenen faturalar dikkate alındığında davacının kur farkı alacağı talep etmesinin dürüstlük kuralına aykırı görülemediği, davacının gecikme faizi talebi TBK 117.madde uyarınca davalıya yapılmış bir sözleşme bulunmadığı gibi geçmiş gün faizinin de davalı borçlunun daha önce temerrüde düşürülmemesi nedeniyle takip tarihi itibariyle bu husus muaccel olduğundan davacının işlemiş faiz talebinin yerinde görülmediği 8.388,70 Euro (takip tarihindeki kur dikkate alınarak) 26.976,38 TL’nin takip tarihinden itibaren 3095 sayılı kanunun 4/a uyarınca faizi ile istenebileceği gerekçesiyle talebin asıl alacak yönünden kısmen kabulüne işlemiş faiz ve takip tarihi itibariyle kura göre hesaplanan kura göre fazlaya ilişkin talebin reddine; davalının itirazında haksız oluşu ve alacağın likit olması nedeniyle davalının alacağın %20 sinden aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı vekili istinaf dilekçesinde; müvekkili şirket ve davacı şirketin tüm çalışma dönemleri boyunca, müvekkil şirkete euro ve usd üzerinden fatura kesildiğini, ancak müvekkil şirketin ödemelerini TL ile yaptığını, TL ile yapılan ödemelerin davalı şirket tarafından itirazsız kabul edildiğini, taraflar arasındaki ticari ilişkinin sona ermesinden sonra davacı şirket tarafından müvekkiline kur farkı faturası kesildiğini, Mahkemenin kur farkı alacağının talep edilmesinin dürüstlük kuralına aykırı olmadığı yönünde hüküm kurmasının doğru olmadığını, TL ile yapılan ödemeleri itirazsız kabul eden davacının ticari ilişki sona erdikten sonra kur farkı talep edemeyeceğinin kabulü gerektiğini, davacı şirket tarafından müvekkil şirkete kur farkı faturası kesilmesinin dürüstlük kuralına aykırı olduğunu, bu nedenle kararının kaldırılarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE: Dava; bakiye cari hesap alacağının davalıdan tahsili için başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir. Kur farkı faturasının talep edilebilmesi için taraflar arasında yazılı bir sözleşme veya bu yönde oluşmuş bir teamül bulunması gerekmektedir.( Y.19. H.D ‘nin 2008/6163 Esas – 2008/7544 Karar sayılı ilamı ) .Taraflar arasında satım sözleşmesinden kaynaklı ticari ilişki bulunduğu hususu ihtilafsızdır. Taraf ticari defterlerinde 08.03.2011 -31.03.2012 arasında düzenlenen (6) adet kur farkı faturası kayıtlı olup davalı tarafından ödenmiştir. Süre gelen ticari ilişki içerisinde düzenlenen faturalarda kur farkı tahsil edileceğinin düzenlenmesi ve kur farkına ilişkin ödemelerin yapılmasına göre taraflar arasında kur farkı uygulanacağına ilişkin ticari teamül bulunduğunun kabulü gerekmiştir.Davalı davacıya TL üzerinden yaptığı ödemelerin itirazsız olarak kabul edilmesi nedeniyle ticari ilişki sona erdikten sonra kur farkı talep edemeyeceğini iler sürmektedir. Kur farkına esas olan faturalar incelendiğinde, satılan malların döviz karşılığının gösterildiği ve satışın yabancı para üzerinden yapıldığının anlaşılmasına göre davacı tarafça kur farkı istenebilecektir.Buna göre 23.10.2012-14.08.2013 tarihleri arasında yabancı para cinsinden düzenlenen 12 adet fatura nedeniyle talep edilebilecek kur farkı tutarı olan 8.388,70 euro yönünden itirazın kısmen iptaline karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir. Ancak mahkemece; takip talepnamesinde fiili ödeme günündeki TL karşılığı talep edilen euro cinsinden yapılan takipte itirazın iptali ile infazda tereddüt oluşturacak şekilde takibin 8.388,70 -euro ve hükmolunan tutarın takip tarihindeki kurdan karşılığı olan 26.976,38 TL üzerinden devamına karar verilmesi doğru olmamıştır.Bununla birlikte dosyada yeniden yargılama yapılmasını gerektirir bir husus bulunmadığından, davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile, HMK 353(1)b-2 uyarınca hükmün kaldırılmasına,takibin 8.388,70 euro asıl alacak üzerinden devamına karar verilmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle: Davalı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜNE, Bakırköy 4. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2016/676 Esas – 2018/323 Karar sayılı 19/03/2018 tarihli kararının, HMK.’nun 353(1)b-2 gereği KALDIRILMASINA; “Davanın KISMEN KABUL-KISMEN REDDİNE, Davalı borçlunun İstanbul … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı takip dosyasına yapmış olduğu itirazının kısmen iptali ile takibin 8.388,70 -euro asıl alacak üzerinden takibin devamına,Davacının fazlaya ilişkin kur farkı alacağı ve işlemiş faiz talebinin reddine, Hüküm altına alınan asıl alacağa 3095 sayılı kanunun 4/a maddesi gereği takip tarihinden ödeme tarihine kadar devlet bankalarının euro yabancı para birimi ile açılmış 1 yıl vadeli mevduat hesabına ödediği en yüksek faiz oranı uygulanmasına, Hüküm altına alınan asıl alacak üzerinden takip tarihindeki kur üzerinden %20 oranında hesaplanan (5.395,27-TL) icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, İlk Derece Yargılamasına ilişkin olarak ; “Alınması gereken 1.920,11-TL karar ve ilam harcından davacı tarafından peşin yatırılan 814,59 TL harcın mahsubu ile bakiye 1.105,52-TL’nin davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına, Davacı tarafından yatırılan 848,09-TL peşin harçların davalıdan alınarak davacıya verilmesine, Davacı tarafından yapılan 1.000-TL bilirkişi ücreti ve 94-TL posta masrafı olmak üzere toplam 1.094-TL yargı giderinin davanın kabulü oranında hesaplanan 620,30-TL’sinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, bakiye kısmın davacı üzerinde bırakılmasına, Davalı tarafından yapılan 50,-TL posta masrafından ibaret yargı giderinin davanın reddi oranında hesaplanan 21,66-TL’sinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, bakiye kısmın davalı üzerinde bırakılmasına, Davacı lehine taktir olunan 3.237,17-TL nispi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, Davanın reddolunan kısmı üzerinden davalı lehine taktir olunan 2.486,72-TL nispi vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, İstinaf yoluna başvuran davalı tarafından yatırılan 461-TL peşin istinaf karar harcının istek halinde kendisine iadesine, Hükümden sonra davacı yan gider avansından karşılanan 56-TL posta masrafının davanın kabulü oranında hesaplanan 31,75-TL’sinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, bakiye kısmın davacı üzerinde bırakılmasına, Hükümden sonra davalı yan gider avansından karşılanan 35,-TL posta masrafının davanın reddi oranında hesaplanan 15,16-TL’sinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, bakiye kısmın davalı üzerinde bırakılmasına, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda HMK 362(1)-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.12/03/2020