Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2018/1115 E. 2019/1323 K. 24.10.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/1115
KARAR NO : 2019/1323
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 06/02/2018
NUMARASI : 2016/1281 Esas 2018/40 Karar
DAVA : Alacak (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 24/10/2019
Davanın reddine ilişkin hükmün davacı vekilince istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkili şirket ile davalı arasında otogaz istasyonunun işleticiliği hususunda 27/06/2013 tarihli 5 yıl süreli Bayilik Sözleşmesi akdedildiğini,sözleşmenin 17/08/2015 tarihine kadar yürürlükte kaldığını, davalının taahhüdü geriği 9.723- ton ürün alacağı ancak davalının 3.954 ton ürün aldığını, davalının eksik aldığı 5.769 -ton ürün için 115.381-usd kar kaybına uğradğını,fazlaya ilişkin talep hakkı saklı kalmak kaydıyla,eksik alım nedeniyle hesaplanan 115.381-usd kâr mahrumiyeti alacaklarının şimdilik 1.000-usd sinin temerrüt tarihinden itibaren faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı şirkete usulüne uygun tebligat yapıldığı, süresinde cevap dilekçesi sunmadığı dosya kapsamıyla anlaşılmıştır.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Mahkemece sözleşmenin 27.06.2013 tarihinde kurulup 17.08.2015 tarihine kadar yürürlükte kaldığı, ürün alım taahhütnamesine göre ilk 3 yıl asgari 4544 ton, 4 ve 5. yıl asgari 5568 ton anlaşma süresi boyunca 24.768 ton ürün alınmasının kararlaştırıldığı, eksik alınan ürün karşılığı ton başına 20 USDnin TL Karşılığının kâr mahrumiyeti olarak ödeneceğinin hüküm altına alındığı,incelenen kayıtlarda borç ya da alacağın bulunmadığı, cezai şartın amacının borçluyu borca uygun davranmaya sevk etmek olup, asıl borcun yokluğu halinde cezai şartın olamayacağı, fer’i bir borç olması nedeniyle takip edilen yılda henüz bayiye mal vermeden önce ceza koşulu ile ilgili ihtirazı kayıt bulunmadan davalıya mal satışına devam ettiği, her yıl sonunda bir önceki yıla dair ceza koşulunun istenebilmesinin, takip eden yılda henüz ifaya başlanmadan önce çekince koşuluna bağlı bulunup, bu çekince olmaksızın ifaya devam edilmesi karşısında,davacının cezai şart istemi yerinde görülmeyerek davanın reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ : Davacı vekili;ürün alım taahhütname hükümlerine göre anlaşma süresinin hitamında veya 1 yıllık sözleşme süresinin sonunda hesaplanacak eksik kalan miktar üzerinden kâr mahrumiyetinin isteneceğini, bu miktarın her bir yıllık anlaşma döneminin sonunda ya da hitamında veya bizzat belirleyeceği dönemlerde ifayla birlikte talep edilebileceğini, yine kâr mahrumiyet tutarının mutabakat dahilinde anlaşma süresi sonunda toplam olarak talep edilmesine muvafakat edildiği yönünde bulunduğunu, TBK. 179. madde hükümlerinin emredici olmadığını, sözleşmede belirlenen cezai şartın niteliği bakımından sadece ifayla birlikte istenilebilen cezai şart olmadığını, talebin sadece davalının taahhüdüne göre hesaplanacak kâr mahrumiyeti alacağı olduğunu,dava konusunun hesap bakiyesi olmadığını, ürün alım taahhüdüne uyulmaması nedeniyle kâr mahrumiyeti olduğu, bu nedenlerle kararın kaldırılarak davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.
GEREKÇE :Dava, akaryakıt bayilik sözleşmesi ve satış taahhüdünde öngörülen yıllık asgari ürün satışı taahhüdüne aykırı davranıldığı iddiasına dayalı cezai şart alacağının tahsili istemine ilişkindir. TBK’nun 179/II maddesine göre; “ceza borcun belirlenen zaman veya yerde ifa edilmemesi durumu için kararlaştırılmışsa alacaklı, hakkından açıkca feragat etmiş veya ifayı çekincesiz olarak kabul etmiş olmadıkça, asıl borçla birlikte cezanın ifasını da isteyebilir.”Yıllık asgari ürün alımı taahhüdü bulunmasına rağmen yıllar itibariyle bu taahhüde uyulmamış ise tedarikçi (sağlayıcı) firmanın, hem ifayı hem de ceza koşulunu talep edebilmesi için takip eden yılda henüz bayiye mal vermeden önce ceza koşulu ile ilgili “çekince” (ihtirazi kayıt) bildirmesi ya da bu konuda bayiye noterden bir ihtarname göndermesi gerekir. Bu şekilde bir çekince (ihtirazi kayıt) konulduktan veya ihtar çekildikten sonra tedarikçi (sağlayıcı) firma, mal vermeye (ifaya) devam etse bile önceki yıla ilişkin ceza koşulu alacağını sözleşme zamanaşımı süresi içinde her zaman talep edebilir.Bunlar yapılmadan müteakip yılın ifası gerçekleşmişse artık bir önceki yıla ait ceza koşulu istenemez. Yargıtay HGK’nun 20.01.2013 T. 2012/19-670 E. 2013/171 K. sayılı kararında da açıklandığı üzere, sözleşme süresi içinde çekince konmadan uzun süre ifaya devam edilmesi üzerine borçluda, “ceza koşulu istenmeyeceği” ne dair haklı bir güven oluşmuş ise önceki yıllara ait ceza koşullarının talep edilemeyeceğinin kabulü gerekir.Somut olayda taraflar arasında düzenlenen sözleşme 27.06.2013 tarihli olup sözleşmenin , 17.08.2015 tarihine kadar yürürlükte kaldığı, Davacı şirketin sözleşme süresi içerisinde davalının eksik alım nedeniyle bir çekince ileri sürmediği , sözleşme devam ettiği süre içinde de davalının eksik alımda bulunduğu sabittir.Sözleşme sonlandığında da eksik alıma ilişkin bir çekince ileri sürülmediği anlaşılmaktadır. Davacı vekili her ne kadar sözleşme süresi sonunda eksik alıma ilişkin talepte bulunabileceğinin kararlaştırıldığını ileri sürmekte ise de tarafça sözleşmenin süresinden evvel davalının kusuruyla sona erdiği ileri sürülmemiştir.İlk derece mahkemesince çekince ileri sürülmeden sözleşmenin süresinden evvel sona erdiği ,ifaya başlanmadan bir çekince ileri sürüldüğü belirlenmediğinden eksik alıma dayalı cezai şart talep edilemeyeceğinin kabulüyle davanın reddine karar verilmesinde isabetsizlik görülmemiştir.Açıklanan nedenlerle; mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı , HMK.’nun 355. maddesi uyarınca; kamu düzenine ilişkin konularda da kararın esasına etkili bir aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla istinaf nedenleri yerinde görülmeyen davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM :Yukarıda açıklanan nedenlerle: Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK ‘nun 353(1)b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,Alınması gereken 44,40- TL istinaf karar harcından davacı tarafından peşin yatırılan 35,90- TL harcın mahsubu ile bakiye 8,50- TL harcın davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına,İstinaf yoluna başvuran davacı tarafından yapılan giderlerin üzerinde bırakılmasına, Gerekçeli kararın bir örneğinin taraf vekillerine tebliğine, HMK ‘nun 361/1. maddesi uyarınca kararın tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde temyiz yoluna başvurulabileceğine, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oy birliğiyle karar verildi. 24/10/2019