Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2018/109 E. 2018/148 K. 22.02.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2018/109
KARAR NO : 2018/148
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : BAKIRKÖY 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 06/12/2017 tarihli ara karar
NUMARASI : 2016/992 Esas
TALEP : İhtiyati tedbir
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 22/02/2018
Taraflar arasında görülen dava sürecinde ilk derece mahkemesince verilen 06/12/2017 tarihli ihtiyati tedbirin reddine ilişkin ara kararın davacı vekilince istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
TALEP :Davacı vekili, davacı şirket adına kayıtlı İstanbul F… Parselde bulunan taşınmazın şirket ortaklığından ayrılmasından sonra müdürlük yetkisinin kaldırılmadan önce davalı tarafından kendi adına tescil ettirildiğini ve davalı tarafından şirket ortağı olan oğlu Kemal’e satıldığını ayrıca bunların öncesinde şirketin taşınmazı kendisine sattığına ilişkin fatura düzenlenmesini sağladığını, satış bedelini şirkete ödemediğini, şirketi zarara uğrattığını tahsili için yapılan icra takibine itiraz ettiğini öne sürerek itirazın iptaline karar verilmesini talep etmiş ayrıca belirtilen taşınmaz üzerine de ihtiyati tedbir konulmasını talep etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili, taşınmazın ilk alındığı andan itibaren davalının şahsına alındığını, ödemelerin davalı tarafından yatırıldığını, şirketin baştan beri bundan haberdar olduğunu, ayrıca taşınmazın davalıya devri konusunda ortaklar kurulunda karar alındığını belirterek davanın ve ihtiyati tedbir talebinin reddini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Mahkemece, dava açıldıktan sonra verilen 31/11/2016 tarihli ara karar ile davacının talebinin yargılamayı gerektirdiği davanın yada uyuşmazlığın esasını halleder şekilde ihtiyati tedbir kararı verilmesinin hukuken mümkün olmadığı gerekçesiyle talebin reddine karar verilmiştir.
Daha sonra yargılama sürerken alınan 12/07/2017 tarihli bilirkişi raporundaki davacının davalıdan 2.900.000- TL alacaklı olduğu görüşü üzerine davacı vekili, 04/12/2017 tarihli dilekçesi ile taşınmazın satışa çıkarıldığını öne sürerek davalıya ait tüm mal varlığı değerleri üzerine ve İstanbul … Parselde kayıtlı taşınmaz üzerine ihtiyati tedbir konulmasını talep etmiştir. Mahkemece ; 06/12/2017 tarihinde verilen ara karar ile davanın geldiği aşamada bir değişiklik olmadığı davanın itirazın iptali davası olup dava konusu olmayan taşınmazın doğrudan ihtiyati tedbire konu olamayacağı gerekçesiyle ihtiyati tedbir talebinin reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ : İstinaf yoluna başvuran davacı vekili, davacının alacaklı olduğunun bilirkişi raporuyla sabit olduğunu, davalının malvarlığını elinden çıkardığını, taleplerinin alacağı güvence altına almaya yönelik olduğunu,ihtiyati tedbir koşullarının oluştuğunu öne sürmektedir.
GEREKÇE :Dava, itirazın iptali davasıdır. Tedbir istenen taşınmaz yahut davalının malvarlıkları davanın konusu değildir. Davacının tedbir talebi, HMK’nın 389. Maddesine uygun değildir. HMK’nın 389/1.maddesine göre: Mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkânsız hâle geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hâllerinde, uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebilir.
Yasa hükmü açıkça uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebileceğini ifade etmektedir. Davadaki uyuşmazlık konusu 06/04/2017 tarihli ön inceleme tutanağında karara bağlanmıştır. Uyuşmazlık konusu, esas olarak icra takibine konu alacağın var olup olmadığı, bu bağlamda itirazın iptali koşullarının oluşup oluşmadığı yönündedir. 6100 sayılı HMK’nın 140/3 son cümle uyarınca tahkikatın, uyuşmazlık konularını belirleyen ön inceleme tutanağı esas alınarak yürütülmesi zorunludur.
Uyuşmazlığın hukuk kuralları esas alınarak çözülebilmesi için alacağın dayanağı olduğu iddia edilen taşınmazın davalı tarafından üzerine kaydedilmesinin geçerli olup olmadığının değerlendirilmesi gerekmektedir. Bu gereklilik, taşınmazın mülkiyeti artık dava konusu olmadığı için taşınmaza yahut dava konusu olmayan davalı mal varlığına ihtiyati tedbir konulmasını gerektirmemektedir.
Sonuç olarak ilk derece mahkemesi kararı usul ve yasaya uygun olup, istinaf nedenleri yerinde görülmediğinden istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM :Yukarıda açıklanan nedenlerle:
Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK ‘nun 353(1)b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
Alınması gereken 35,90- TL istinaf karar harcından davacı tarafından peşin yatırılan 31,40- TL harçtan mahsubu ile bakiye 4,50- TL’nin davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
Dosyanın kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda HMK’nun 362.f maddesi gereğince kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.22/02/2018