Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2018/1078 E. 2019/1589 K. 19.12.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/1078
KARAR NO : 2019/1589
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 08/03/2018
NUMARASI : 2017/237 E.-2018/217 K.
DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satım Sözleşmesinden Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 19/12/2019
Davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün davacı vekilince istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü.
DAVA:Davacı vekili, taraflar arasındaki ticari ilişkide müvekkilinin davalıdan 24.869-TL cari hesap alacağı olduğunu, ancak davalının ödeme yapmadığını, alacağın tahsili amacıyla başlatılan icra takibinin davalının haksız itirazı ile durduğunu, davalının borcun yalnız 310-TL’sini kabul ettiğini ileri sürerek kısmi itirazın iptali ile takibin devamına, %20 icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili, müvekkilinin takip tarihi itibariyle davacıya 143,55-TL cari hesap borcu olduğunu ve bu borcun da icra dosyasına ödendiğini, diğer fatura ve irsaliyeler ödeme emri ve dava dilekçesi ekinde sunulmadığı için itiraz edilmek zorunda kalındığını, ancak davadan sonra sunulan 5.642-TL ve 885,56-TL bedelli faturalar da müvekkili kayıtlarında görünmese de imzalar müvekkili çalışanına ait olduğundan bu faturaların da kabul edildiğini, ne olduğu anlaşılamayan 16.07.2013 tarihli belgeye ise itiraz ettiklerini, davacı tarafça 2013 yılında 2 adet fatura düzenlendiğini ve onların bedelinin de ödendiğini, bu belgede imzası bulunan şahsın o tarihte müvekkili çalışanı da olmadığını, sonradan düzenlenmiş olabileceğini savunarak 6.527,44-TL dışındaki kısma yönelik davanın reddine ve kötüniyet tazminatına karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARININ ÖZETİ:İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda, davacının talep ettiği 16.07.2013 tarihli bila nolu 18.201.10-TL’lık sevk irsaliyesine konu alacağın davacı defterlerinde kayıtlı olmadığı, sevk irisaliyesi düzenleme tarihinin üzerinden 3 yıl 8 ay geçmesine rağmen fatura düzenlememiş olmasının hayatın olağan akışana aykırı bulunduğu, davacı defterlerinde kayıtlı 6.671,11-TL alacak saptandığı, bunun da icra dosyasında davalı tarafça ödenmiş olduğu ve cari hesap alacağının kalmadığı, davacı taraf her ne kadar tanık dinletmek istemiş ise de tarafların tacir olduğu, ilişkinin cari hesap ilişkisi olması nedeniyle tanıkla ispatlanamayacağı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; 1-Davalının yargılama sırasında 6.527-TL borcunu kabul ederek icra dosyasına yatırdığını, davalı davanın açılmasına sebebiyet verdiğinden vekalet ücreti ve yargılama giderinden sorumlu olduğunu,2-18.198,01-TL bakiye alacağın dayanağı olarak sunulan 16.07.2013 tarihli 18.201,10-TL bedelli sevk irsaliyesindeki imzanın davalı çalışanına ait olduğunu, bu belge ile mal tesliminin ispat edildiğini, davalı çalışanının tanık olarak dinlenilmesi durumunda gerçeğin ortaya çıkacağını belirterek hükmün kaldırılmasını ve davanın kabulü istemiştir.
GEREKÇE:Dava, cari hesaptan doğan alacağın tahsili amacıyla başlatılan icra takibinde asıl alacağa yönelik vâki kısmi itirazın iptali istemine ilişkindir. Kural olarak malın teslimini ispat külfeti davacı satıcıya ait olup, yasal delillerle desteklenmediği sürece fatura ve davacı defter kayıtları tek başına alacağın varlığını kanıtlamaz.Somut olayda, davacı 24.869-TL üzerinden icra takibi başlatmış, davalı 143,55-TL borcu kabul ederek ödemiş ve 24.725,45-TL’ye itiraz etmiştir. Yargılama sırasında ise davalı 16.05.2017 tarihli dilekçesinde 6.527,44-TL borcu ettiklerini, bu tutar dışında kalan kısım yönünden davanın reddini istediklerini beyan etmiş, 23.05.2017 tarihinde bu tutarı ferileriyle birlikte icra dosyasına ödemiştir. Uyuşmazlık davacının 18.198,45-TL alacak talebinde haklı olup olmadığı, bu tutarda malı davalıya teslim edip etmediği noktasında toplanmaktadır. Davacı bu alacağın dayanağı olarak 18.201,10-TL bedelli 16.07.2013 tarihli sevk irsaliyesi sunmuş ise de, bu irsaliyeye ilişkin faturayı sunmamış ve defterlerine kaydetmemiştir. Ayrıca bu irsaliyenin teslim alan kısmında ismi geçen … ’nin irsaliye tarihinde davalı çalışanı olmadığı SGK kayıtlarından tespit edilmiş olup, davalı çalışanı olduğu ispat edilemeyen bir şahsın tanık olarak dinlenilmesinin davanın esasına bir etkisi olmayacaktır. Bu durumda davacının bu tutardaki alacağını ispat edemediğinin kabulü gerekmiştir. Öte yandan davacı tarafça harca esas değer olarak 24.725,45-TL gösterilmesi gerekirken, 24.519-TL gösterilmiş ve harç eksikliği giderilmemiş olduğundan, yargılama gideri ve vekalet ücreti hesabında davacı tarafça gösterilen harca esas değerin dikkate alınması gerekir. O halde ilk derece mahkemesince, davacının itiraza konu 6.527,44-TL alacak talebinde haklı olduğunun ve bu tutarın da ödenmiş olması nedeniyle konusuz kaldığının kabulü ile bir karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş ise de, bu husus yeniden yargılamayı gerektirmediğinden, davacı vekilinin istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile HMK 353(1)b-2 m. uyarınca hükmün kaldırılmasına dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle: Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KISMEN KABULÜNE; Bakırköy 5.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 08/03/2018 Tarihli 2017/237 Esas 2018/217 Karar sayılı hükmünün HMK 353(1)b-2 gereği KALDIRILMASINA; “Davanın kabulü gereken 6.527,44-TL’lik kısmı davadan sonra ödendiğinden bu kısım yönünden konusu kalmayan davanın esası hakkında KARAR VERİLMESİNE YER OLMADIĞINA, fazla istemin reddine,Alacak likit olmakla, itiraz konu olup haklı görülen 6.527,44- TL alacağın %20’si oranındaki 1.305,48-TL icra inkar tazminatının davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,Davalı tarafın şartları oluşmayan kötüniyet tazminatı talebinin reddine,”İlk Derece Yargılamasına ilişkin olarak;”Alınması gereken 44,40-TL harcın, 294,39-TL peşin nisbi harçtan mahsubu ile 249,99- TL fazla harcın talep halinde davacıya iadesine,Davacı tarafından ödenen 44,40- TL peşin harcın davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,Davacı tarafından ödenen 36-TL ilk masraf, 700- TL bilirkişi ücreti ile 108,80- TL tebligat ve müzekkere gideri olmak üzere toplam 844,80- yargılama giderinin kabul-red oranına göre 224,90- TL sinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, kalanın davacı üzerinde bırakılmasına,Davalı tarafça yapılan yargılama gideri olmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,Davacı vekili için takdir olunan 2.725- TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, Davanın reddolunan kısmı üzerinden hesaplanan 2.725- TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya ödenmesine .Talep halinde kullanılmayan gider avansının yatıran tarafa iadesine”İstinaf yoluna başvuran davacı tarafından yatırılan 35,90- TL peşin istinaf karar harcının istek halinde kendisine iadesine, istinaf başvuru harcı olarak yatırılan 98,10- TL’nin hazineye irad kaydına,Davacı tarafça istinaf aşamasında yapılan 28-TL istinaf yargılama giderinin kabul-red oranına göre 7,45- TL’sinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, kalanın davacı üzerinde bırakılmasına,Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliği ile HMK’nun 362(1).a maddesi uyarınca kesin olmak üzere karar verildi. 19/12/2019