Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2018/1054 E. 2019/603 K. 29.04.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/1054
KARAR NO : 2019/603
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 26/09/2017
NUMARASI : 2016/880 E.-2017/1040 K.
DAVA : Alacak (Bayilik Sözleşmesinden Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 29/04/2019
İlk derece mahkemesince davanın kabulune yönelik olarak verilen hükmün davalı vekilince istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü.
DAVA:Davacı vekili, taraflar arasında Yetkili Bayilik Sözleşmesi akdedildiğini, sözleşme ekinde belirtildiği üzere 20 takım ve müvekkili şirket yetkilisi aracı için 1 takım olmak üzere toplam 21 takım slamstop kitinin müvekkiline teslim edildiğini, müvekkili şirket yetkilisi aracına bu kitin montajının bizzat davalı tarafça yapıldığını, araç kapılarının vakum sistemiyle tamamen kapanmasını sağlayan bu kite ilişkin olarak kış aylarında sorun yaşanmazken havaların ısınması ile işlevini yerine getirmediğinin, kapıyı içeriye doğru çekmediğinin tespit edildiğini, dolayısıyla kitin gizli ayıplı olduğunun anlaşıldığını, ayrıca bu kitlerin bazı model araçlara uygulanamayacağının öğrenildiğini, oysa davalının bu konuda müvekkilini bilgilendirmediği gibi onaylanmayan araç modellerinden olan şirket aracına montaj yaptığını, müvekkilinin daha büyük zararlara neden olmamak için kendisine gelen taleplere olumlu yanıt vermediğini, durum davalıya sözlü ve yazılı olarak bildirilmiş olmasına rağmen hiçbir dönüş yapılmadığını, bu nedenle bayilik sözleşmesine devam edilmesinin de mümkün olmadığını ileri sürerek davalıya ödenen ve 20 kitin karşılığı olan 48.000-TL’nin yasal faiziyle davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:Davalı vekili, davacının bayilik sözleşmesine konu kitlerin ayıplı olduğunu iddia etmediğini, bu kitlere ilişkin herhangi bir müşteri şikayetinin de olmadığını, dolayısıyla davacının bu davayı açmakta hukuki yararının olmadığını, davacı talebinin TBK 230.maddesine de aykırı olduğunu, dolayısıyla sözleşmenin feshinin haklı olmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARININ ÖZETİ: İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda, davalının sözleşme kapsamında taahhüt edip davacıya teslim ettiği bakım kiti şeklindeki ürünlerin sözleşme ile kararlaştırılan niteliklere sahip olmadığı, bastırılan ürün broşürü ve diğer tanıtıcı faaliyetlerin gerekli uyarıları içermediği, satıcının bu konuda malın niteliklerine ilişkin aydınlatma yükümlülüğünün bulunduğu, bunun tam ve eksiksiz olarak yerine getirildiğinden söz edilemeyeceği, müşterilere satışı yapılmamakla birlikte ürün bedelinin iadesinin davacı tarafından talep edilebileceği, bu nedenle davacı şirkete fatura edilen tutar üzerinden davacının iade isteminin yerinde olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ:Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; davacının yetkili bayi sıfatıyla davalıdan almış olduğu 40 takım 20 araçlık üründen bir tanesinin dahi ayıplı çıktığına dair somut delil ortaya konulamadığını, buna rağmen ürün bedellerinin tamamının iadesinin talep edildiğini, mahkemenin de talebi aynen kabul ettiğini, ancak bu kararın TBK’nun 230.maddesine aykırı olduğunu, bu madde uyarınca dönme hakkı sadece ayıplı mallar için geçerli olduğu halde ve ayıp iddiasının somut dayanağı olmadığı halde , kitler üzerinde inceleme de yapılmadan karar verildiğini belirterek hükmün kaldırılmasını ve davanın reddini istemiştir.
GEREKÇE: Dava, Bayiilik Sözleşmesine aykırı davranıldığı iddiasıyla sözleşmeden dönme ve sözleşme uyarınca yapılan ödemenin iadesi istemine ilişkindir.Davacının davalıdan 1 adet araç kapı vakumu satın aldığı ve almış olduğu bu ürünü aracına monte ettirdiği, akabinde taraflar arasında 23.02.2016 tarihinde akdedilen Yetkili Bayilik Sözleşmesi uyarınca davacının bu ürünün satışı konusunda yetkili kılındığı ve sözleşme uyarınca davacının müşterilerine satmak üzere davalıdan 20 adet ürün satın alarak bedelini ödediği hususları uyuşmazlık konusu değildir. Bununla birlikte davacı, aracına montajını yaptırdığı bu ürünü bir süre sorunsuz kullandığını, ancak bir süre sonra havaların ısınması ile işlevini yerine getirmemeye başladığını, dolayısıyla ürünün ayıplı olduğunu, ayrıca bu kitin her araca uygun olmadığının öğrenildiğini, bu nedenle satışının da yapılmadığını ileri sürmüş ve davalıya ihtarname göndererek sözleşmenin feshedildiğini bildirmiş ve ödenen ürün tutarının iadesini talep etmiştir. Davalı ise üründe herhangi bir sorun olmadığını savunmuştur. Dosya kapsamında mevcut bilirkişi raporu incelendiğinde, davacı aracındaki arızanın devam ettiği, zira aracın kapılarında kapanmama veya normal olmayan kapanmanın söz konusu olduğu, ısı değişikliğinin arızaya neden olmayacağı, ancak mıknatıs düşmesinin ve ayar sorununun neden olabileceği, araç gövdesindeki mıknatısların basınçlı su ile yıkama nedeniyle çıkabileceği, öte yandan aracın kullanım belgesinin ve garanti belgesinin olmadığı, bu nedenle kullanıma ilişkin gerekli ikazların yapıldığının tespit edilemediği, öte yandan davalı firma broşüründe “her model araç kullanımı” ifadesi varken, internet sayfasında marka ve modellerin ayrıntılı olarak yer aldığı,bu şekilde müşterinin yanlış yönlendirildiği, bu kitin uygunluk testi yapılan ve onaylanan …. … araçlarına veya test sonucu spesifik olarak ibraz edilmiş/edilecek diğer araçlar için satılabileceği, davacı aracına uygun olduğunun ispat edilemediği, bayiye ürün özellikleri hususunda bilgi verilip verilmediğinin önemli olduğu hususlarının belirtildiği görülmüştür.O halde dava konusu ürünün ayıplı olduğu yönünde bir tespit bulunmamakla birlikte, bu üründeki arızanın devam ettiği, nedeninin ise net bir şekilde tespit edilemediği, öte yandan her türlü araca uygunluğu onaylanmamış bir ürün olduğu, davalı tarafça sadece bir model araç için uygunluk testinin sunulduğu, oysa davalı firma broşüründe müşterileri yanıltacak şekilde her türlü araç için uygun olduğu bilgisinin yer aldığı, davacı bayinin bu konuda bilgilendirildiğine dair bir belgeye de rastlanılmadığı, bu durumda davacı bayinin ileride büyük zararlara neden olabilecek bu ürünü satmaya ve sözleşmeyi devam ettirmeye zorlanmasının dürüstlük kuralına aykırı olacağı, davacının sözleşmeden dönme talebinde haklı olduğu sonuç ve kanaatine varılmış olup, ilk derece mahkemesinin davanın kabulü yönünde vermiş olduğu kararda bir isabetsizlik görülmemiştir.Öte yandan ürün bedellerinin davalıdan tahsiline karar verilirken, bayilik sözleşmesine konu ürünlerin de davalıya iadesine karar verilmemiş ise de, davalının talebi halinde ürünlerin kendisine iadesi her zaman mümkündür. Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı vekilinin istinaf başvusunun esastan reddine dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;Davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK 353(1)b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, Alınması gereken 3.278,88- TL istinaf karar harcından peşin yatırılan 819,72- TL harcın mahsubu ile bakiye 2.459,16- TLnin davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,Davalı tarafından yapılan giderlerin üzerinde bırakılmasına, hükümden sonra davacı yan gider avansından karşılanan 56- TL nin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, Dosyanın kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nun 362(1).a maddesi uyarınca kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi. 29.04.2019