Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2018/1045 E. 2019/1580 K. 19.12.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/1045
KARAR NO : 2019/1580
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 17. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 08/02/2018
NUMARASI : 2017/288 Esas 2018/22 Karar
DAVA : İtirazın İptali (Gemi Ve Yük Alacaklılığından Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 19/12/2019
Davanın kabulüne ilişkin hükmün davalı vekilince istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde; davalı tarafın icra dairesinin yetkisine itirazının uygun olmayıp İstanbul İcra Dairelerinin yetkili olduğunu, davalının 15/11/2016 tarihli 2.848,60 -Usd bedelli faturadan dolayı borçlu olduğunu ve bu bedelin ödenmemesi üzerine alacağın tahsili amacıyla İstanbul …. İcra Dairesinin … esas sayılı sayılı dosyası ile icra takibi yapıldığını, davalının itirazı ile takibin durduğunu belirterek itirazın iptali ile takibin devamına, alacak likit olduğundan % 20 den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde; icra dairesinin yetkisine itiraz edildiğini icra dosyasına yapılan yetki itirazının dikkate alınması gerektiğini, taraflar arasında inşaat malzemelerinin taşınması konusunda şifahen taşıma sözleşmesi yapıldığını, müvekkili firma tarafından taşıma işlemenin gerçekleştirildiğini , davalı tarafından çekle yapılmak istenen ödemenin kabul edilmediğini , ayrıca davacı tarafın sözleşmeye aykırı olarak taşıdığı ürünleri 15 gün geç teslim ettiğini ve müvekkilinin 4.000-usd gecikme bedeli ödediğini geç teslim nedeniyle müvekkilinin zarara uğradığını, ödediği bu bedelin davacının alacağın navlun bedelinden mahsup hakkının olduğunu netice itibariyle müvekkilinin davacı firmaya herhangi bir borcunun olmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI : Mahkemece; BK 89. Maddesi gereğince yetkili icra dairesinde takibin yapıldığından borçlu/ davalının icra dairesinin yetkisine itirazının reddine, taşımanın gerçekleştirildiği ve davacı şirketin taşımaya konu hizmetin verilmesi dolayısıyla navlun alacağını hak ettiği ve davalı beyanlarından da navlun ücretinin ödenmediğinin anlaşılıp hernekadar davalı vekilince cevap dilekçesinde emtianın geç teslimi nedeniyle zarara uğradıklarından dolayı dava dışı alıcı firmaya ödediği gecikme bedelinin mahsup edildiği ve buna haklarının olduğu belirtilerek herhangi bir borçlarının olmadığı beyan edilmiş ise de davalı vekilince de buna ilişkin herhangi bir delil ve belge dosyaya sunulmadığı gerekçesiyle davacının navlun alacağı sabit olduğundan davanın kabulü ile davalı tarafça likit olan alacağa İİK nın 67. Maddesi gereğince haksız itirazı nedeniyle davacı lehine % 20 ( 1.876,37 TL ) icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı vekili; davacının ürünleri 15 gün geç teslim ettiğini, bu sebeble müvekkilinin zarara uğradığını, 4.000 –usd gecikme bedeli ödediğini,zarara uğramasına rağmen müvekkili tarafından navlun bedeli ödenmek istenmişse de davacı firma çeki kabul etmediğinden ödeme yapılmadığını, ödemenin haklı bir nedene dayanmaksızın davacı tarafından kabul edilmediğinden davacı firmanın temerrüde düşmüş olduğunun izahtan vareste olduğunu, müvekkilin gecikme tazminatını navlun bedelinden düşme hakkı olduğundan alacak likit olmayıp icra inkar tazminatına hükmedilmesinin hukuka aykırı olduğunu, bu nedenlerle kararın kaldırılarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE :Dava;deniz taşıma sözleşmesi uyarınca düzenlenen navlun ücret alacağına ilişkin fatura alacağının tahsili istemi istemi ile başlatılan icra takibine İİK. 67. vd. maddeleri uyarınca açılan vaki itirazın iptali davasıdır.Taraflar arasında uluslararası deniz yolu ile yük taşıması sözleşmesi bulunduğu,bu sözleşme uyarınca davacının davalıya ait yükü Türkiye’den Fas’a taşıdığı ve alıcı tarafından teslim alındığı hususu ihtilafsızdır. Somut olayda uyuşmazlık; Taraflar arasında ihtilafsız olan deniz taşımasını taşınmasının geçikme olup olmadığı ve bu nedenle davalının zarara uğrayıp uğramadığı ve takibe konu alacağın likit olup olmadığı noktasında toplanmaktadır . Davalı davacının yapmış olduğu taşımanın 15 gün gecikmesi nedeniyle gecikmeden doğan zarar ve ziyandan sorumlu olduğunu ve bu zararın navlun ücretinden mahsup edilmesi geretiğini ve bu nedenle alacağın likit olmadığını istinaf sebebi olarak ileri sürmektedir.Davalı takip dayanağı navlun faturasına konu taşımanın geçiktiği ve bu geçikme nedeniyle zarara uğradığını ispata elverişli delil sunmamış ve bu yönündeki iddiasını usulüne uygun delillerle ispatlayamamıştır. Takibine konu alacak navlun fatura alacağından kaynaklanan nakit ve belirlenebilir alacak olup (başka bir ifadeyle, borçlunun yalnız başına ne kadar borçlu olduğunu tespit edebileceği bir alacak ) alacaktan mahsup yapılması gerektiği yönündeki iddia da alacağın bu niteliğini ortadan kaldırmaz .Bu durumda mahkemece davacının yaptığı taşıma nedeniyle navlun ücretini hak kazandığı gerekçesiyle itirazın iptali davasının kabulü ile likit olan alacak yönünden davalı aleyhine icra inkar tazminatı hükmedilmesinde bir isabetsizlik bulunmamıştır.Açıklanan nedenlerle mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmamasına, HMK.’nun 355. maddesi uyarınca; kamu düzenine ilişkin konularda da kararın esasına etkili bir aykırılık bulunmadığı;davalının istinaf nedenleri yerinde görülmemiş,davalı vekilinin başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM :Yukarıda açıklanan nedenlerle: Davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK ‘nun 353(1)b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,Alınması gereken 640,88- TL istinaf karar harcından peşin yatırılan 160,22- TL nin mahsubu ile bakiye 480,66- TL harcın davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,Davalı tarafından yapılan istinaf yargı giderinin üzerinde bırakılmasına, hükümden sonra davacı avansından karşılanan 28,-TL posta masrafının davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda HMK 362(1)-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.19/12/2019