Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2018/1039 E. 2018/879 K. 05.07.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/1039
KARAR NO : 2018/879
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İSTANBUL ANADOLU 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 04/05/2018 Tarihli Ara Karar
NUMARASI : 2016/58 Esas
İSTİNAF KARAR TARİHİ : 05/07/2018
İlk derece mahkemesince verilen 04/05/2018 tarihli ara kararın davacı vekilince istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü.
DAVA:Davacı vekili, davacı banka ile dava dışı …Tic. Ltd. Şti arasındaki genel kredi ve gayrınakdi kredi sözleşmeleri kapsamında davalıların müşterek borçlu müteselsil kefil olarak borçtan sorumlu olduklarını, borcun ödenmediğini, İstanbul Anadolu… İcra Md. Nün…sayılı dosyasında takip yaptıklarını davalıların itirazları ile takibin durduğunu öne sürerek itirazın iptaline karar verilmesini talep etmiş, istinafa konu olarak ise 03/05/2018 tarihli duruşmada ihtiyati haciz kararı verilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı … vekili, esas hakkındaki davaya yönelik olarak verdiği cevapta, davacının şirkette yapay olarak % 5 hisseder yapıldığını, şirketin sermayesinin 5.000,00 TL olduğunu, davacının alacağını öncelikle asıl borçludan varsa rehinleri de esas alarak talep etmesinin gerektiğini öne sürerek talebin reddine karar verilmesini savunmuştur.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Mahkemece, davalıların dava konusu tüm kredi sözleşmelerinde imzalarının bulunmadığı, dosyanın geldiği aşama itibarıyla dava konusu borcun hangi kredi sözleşmesi uyarınca kullandırılan krediye ilişkin olduğunun dahi tespit edilmediği dolayısıyla İİK 258 maddesi uyarınca yaklaşık ispat koşullarının henüz mevcut olmadığı gerekçesiyle talebin reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ: İstinaf yoluna başvuran davacı vekili, davalıların kefil oldukları kredi borcunu ödemedikleri, kredi hesabının kat edildiği, ilk sözleşmenin 22/08/2012 tarihli olduğu, ikinci 12/03/2013 üçüncünün ise 24/07/2013 tarihli olduğu ve sonraki sözleşmelerin ilk sözleşmenin devamı niteliğinde ve bağlantılı olduğu, genel nakdi ve gayrinakdi kredi sözleşmelerinde her bir kredide ayrı evrak düzenlenmediği, bir limit belirlendiği, yetmediğinde limit artışı yapıldığı öne sürülerek mahkeme kararının kaldırılması ve ihtiyati haciz kararı verilmesi talep edilmiştir.
GEREKÇE: İstinaf açısından uyuşmazlık konusu, davada yargılama sürerken ihtiyati haciz kararı verme koşullarının oluşup oluşmadığıdır. İhtiyati haciz kararı verilebilmesi için İ.İK.’nın 257. Maddesi koşullarının oluşması gerekmektedir. Bu maddeye göre, vadesi gelmiş ve rehinle temin edilmemiş bir para alacağının varlığı konusunda İİK 258/2 madde gereği kafi kanaat” verici delil sunulduğu takdirde ihtiyati haciz kararı verilebilir.
Eldeki davada, alacağın var olup olmadığı, varsa miktarı konusunda yargılama sürmektedir. İhtiyati haciz talebi ; alınan rapor ve ek rapora rağmen kullandırılan kredinin hangi sözleşmeden kaynaklandığının belirlenebilmesi için 2.ek rapor alınmasına karar verilmesi aşamasında yapılmıştır. Her ne kadar, davacı tarafça kredi sözleşmelerinden doğan borç asıl borçlu ….. Şti. İle birlikte davalılar … ve … açısından Kartal 8. Noterliği’nin 06/07/2015 tarih ve 14419 ve 07/07/2015 tarih 14486 nolu ihtarnameleri ile kat edilmiş olsa da, kök kredi sözleşmeleri ve sonrasında imzalan sözleşmeler ve limit arttırımları kapsamında davalıların sorumlu oldukları miktarların ve sorumlu oldukları sözleşmelerin bilirkişiler tarafından dahi net bir biçimde ayırt edilemediği, bir kısım kredi sözleşmelerinin davalılar tarafından imzalanmaması sebebiyle borçtan sorumluluklarının belirlenemediği ,kredi sözleşmesi kapsamında kullandırılan kredi ödenerek son bulmuş ise daha sonra yeniden imzalanan kredi sözleşmelerini imzalamayan kefillerin sorumluluğuna gidilemeyeceği de dikkate alındığında ;dosya mevcudu davacı tarafça sunulan belgelerin muaccel alacağın varlığına “kafi kanaat ” verecek nitelikte olmadığı kabul edilmek zorundadır. İlk derece mahkemesi kararı usul ve yasaya dosya içeriğine uygun olup istinaf nedenleri yerinde görülmediğinden başvurunun reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle:
Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK ‘nun 353(1)b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
Peşin harcın karar harcına mahsubuna başkaca harç alınmasına yer olmadığına,
Dosyanın kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine .
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda HMK.’nun 362.f maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.05/07/2018