Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2018/1033 E. 2018/920 K. 13.07.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/1033
KARAR NO : 2018/920
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İSTANBUL 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 12/03/2018 Tarihli Ara Karar
NUMARASI : 2018/109 Esas
TALEP : İhtiyati Tedbir
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 13/07/2018
İlk Derece Mahkemesince verilen 12/03/2018 tarihli ihtiyati tedbir talebinin reddine ilikin ara kararın davacı şirket yetkilisi tarafından istinaf edilmesi üzerine dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
İHTİYATİ TEDBİR TALEP EDEN:Davacı şirket yetkilisi ilk derece mahkemesine sunduğu dava dilekçesinde; davalı şirketin 10/01/2018 tarihli Genel Kurulunda alınan kararların geçersiz olduğunu toplantıya katılanların tamamının hissedar olmadığını, gerçek hisse durumunun 20.06.2011 tarihi itibariyle …. Ve … olduğunu davalı şirket yetkilisi ….ın taraf olduğu İstanbul 3. Asliye Ticaret Mahkemesinde 2014/384 Esas sayılı dosyası ile açılmış pay tespiti davası bulunduğunu, …’ın evvelce imzalarını kopyalamaktan dolayı İstanbul 32. Asliye Ceza Mahkemesinin 2013/155 E dosyasında sahtecilikten 1 yıl 3 ay ceza aldığını belirterek 10.01.2018 tarihli toplantıda alınan kararların iptaline, ve alınan kararların uygulanmasının tedbiren durdurulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI:İlk Derece Mahkemesi, iddia ve tüm dosya kapsamına göre, davalı şirketin, 10/01/2018 tarihinde TTSG ilanına ve hazirun cetveline göre tüm ortakların katılımıyla toplantı yaptığını, toplantı tutanağında gösterilen pay durumunun gerçeği yansıtmadığını, davacının da pay sahibi olduğu ancak yargılamada toplanacak delillerle anlaşılabileceğini, davalı şirket ortaklık durumunun tespiti için açılmış ve yürütülmekte olan dava bulunduğunu (İstanbul 3.Asliye Ticaret Mahkemesi 2014/384) mevcut hale, sunulan delillere göre bu aşamada davacının davanın esası yönünden haklılığı yaklaşık olarak ispatlanamadığını belirterek Genel Kurul kararlarının yürürlülüğünün durdurulması talebinin reddine karar vermiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı şirket temsilcisi, kararın hatalı olduğunu, İstanbul 3. Asliye Ticaret Mahkemesinde 2014/384 Esas sayılı dosyası ile yürümekte olan ortaklığın tespiti davası olduğu halde ve bu husus bir çok davada bekletici mesele yapılmasına karşın bu hususun göz ardı edildiğini ayrıca davalı şirket yetkilisinin İstanbul 32. Asliye Ceza Mahkemesinin 2013/155 Esas dosyasında sahtecilikten 1 yıl 3 ay ceza aldığını belirterek ret kararının kaldırılarak 10.01.2018 tarihli genel kurulda alınan kararların uygulanmasının tedbiren durdurulmasını talep etmiştir.
GEREKÇE: Uyuşmazlık noktası,10.01.2018 tarihli toplantıda alınan kararların iptali ve yürürlüğünün tedbiren durdurulması istemine ilişkindir.
Somut olayda ilk derece mahkemesi, davalı şirketin, 10/01/2018 tarihinde TTSG ilanına ve hazirun cetveline göre tüm ortakların katılımıyla toplantı yaptığını, Toplantı tutanağında gösterilen pay durumunun gerçeği yansıtmadığı, davacının da pay sahibi olduğu ancak yargılamada toplanacak delillerle anlaşılabileceğini, davalı şirket ortaklık durumunun tespiti için açılmış ve yürütülmekte olan dava bulunduğunu(İstanbul 3.Asliye Ticaret Mahkemesi 2014/384) mevcut hale, sunulan delillere göre bu aşamada davacının davanın esası yönünden haklılığı yaklaşık olarak ispatlanamadığını belirterek Genel Kurul kararlarının yürürlülüğünün durdurulması talebinin reddine karar verilmiştir.
İhtiyati tedbirin şartları HMK 389 maddesinde düzenlenmiş, olup bu maddeye göre,bir hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkansız hale geleceğinden veya gecikme nedeniyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hallerinde,uyuşmazlık konusu hakkında uygulanacak geçici bir hukuki koruma olup, ihtiyati tedbir talep eden HMK 390/3 gereği davanın esası yönünden kendisinin haklılığını yaklaşık olarak ispat etmek zorundadır.
İhtiyati tedbir verilebilmesinin en önemli şartı bir ihtiyati tedbir sebebinin mevcut olmasıdır. Kanunda bu husus genel olarak düzenlenmiş, hâkime oldukça geniş bir takdir alanı bırakılmıştır. Mevcut durumun değişmesi halinde, hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşması, hakkın elde edilmesinin tamamen imkânsız hale gelmesi, gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğması tehlikesi varsa, ihtiyati tedbir sebebi var kabul edilecektir. Hâkim kararında somut sebep gösteremiyor, bunu en azından açıklayacak veya asgari ölçüde ikna edecek delil değerlendirmesi yapamıyor, yaklaşık ispat ölçüsünü yakalayamıyorsa tedbire karar vermemelidir. Ancak bu da hiçbir zaman tam bir ispat seviyesinde ispat şartına dönüşmemelidir.(Yargıtay 11.HD 24.9.2012 tarih 2012/10048 esas ,2012/14122 karar sayılı ilamı da bu yoldadır.)
Dosya kapsamı ,dilekçe ekinde davacı tarafça sunulan deliller şirketin hali hazırda aksi kanıtlanmayan 10.01.2018 tarihli ortaklık durumunu gösteren hazirun cetveli, İstanbul 3. Asliye Ticaret Mahkemesinde 2014/384 Esas sayılı dosyası ile açılmış pay tespiti davasının henüz sonuçlanmamış olması, 10.01.2018 tarihli genel kurul kararının geçersiz olup olmadığı davada gelinen aşama itibariyle mahkemece yapılacak yargılama ve toplanacak delillerle anlaşılacak olması, göz önüne alındığında HMK 389 ve 390/3 maddesi uyarınca davanın esası yönünden haklılığını yaklaşık olarak ispatı koşulunun gerçekleşmediği anlaşıldığından yerinde görülmeyen istinaf başvurusunun reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM :Yukarıda açıklanan nedenlerle:
Davacı şirket yetkilisinin istinaf başvurusunun HMK 353(1)b-1 maddesi gereği ESASTAN REDDİNE,
Peşin harcın karar harcına mahsubuna, başkaca harç alınmasına yer olmadığına,
Dosyanın kararı veren mahkemeye gönderilmesine
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 362/1-f maddesi uyarınca oy birliğiyle kesin olmak üzere karar verildi. 13/07/2018