Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2018/1025 E. 2019/1541 K. 05.12.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/1025
KARAR NO : 2019/1541
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 27/03/2018
NUMARASI : 2017/615 Esas 2018/310 Karar
DAVA : İtirazın İptali (Taşıma Sözleşmesi Kaynaklı)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 05/12/2019
Davanın kısmen kabulüne ilişkin hükmün taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde; dava dışı sigortalıya ait gemi maketleri ve promosyon malzemelerini müvekkili tarafından nakliyat sigorta poliçesi ile sigorta örtüsü altına alındığını, emtianın Londra’da sergilenmek üzere taşınması işinin davalı tarafından üstlenildiğini, emtianın İngiltere’ye götürülerek fuar sonrası Türkiye’ye getirildiğini, ancak 2 kap emtianın ambalaj hasarlı olarak teslim alındığının CMR belgesine yazıldığını, emtianın İngiltere’deki fuar sonrası hasarsız olarak ambalajlanarak davalıya ait araca yüklendiğini, teslim sırasında yükte hasarın belirlendiğini, ekspertiz raporu sonucu 09.09.2016 tarihinde 3.109,24-usd’nin sigortalıya ödenerek sigortanın haklarına halef olunduğunu alacağın ödenmemesi üzerine Küçükçekmece …..İcra Dairesinin … esas sayılı dosyasında yapılan takibe itirazın iptaline takibin devamına, davalı/borçlu aleyhine %20’den az olmamak üzere icra inkar tazminata hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde; alacağın zamanaşımına uğrayıp/ uğramadığı ile ilgili tespitin gerektiğini, CMR Konvansiyonu gereğince süresi içerisinde ihbarda bulunup/ bulunulmadığının belirgin olmadığını, asıl taşıyıcının dava dışı …. Ltd.Şti olduğunu, taşımanın uluslararası niteliği gereğince müvekkilinin konvansiyon hükümlerine göre sınırlı sorumlu olduğunu, alacağın likit olmadığını savunarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Mahkemece; uyuşmazlığa CMR Konvansiyonu hükümlerinin uygulanması gerektiği, davalıya sağlam teslim edilen gemi maketi emtiasında teslim sırasında hasar bulunduğunun belirlendiği, taşıyıcının sınırlı sorumluluğunu ortadan kaldırır herhangi bir neden bulunmaması nedeni ile CMR. 23. Maddesine göre sınırlı sorumlu olduğu, hasar gören emtianın 90 kilogram olması karşılığında davacının sorumluluğunun 749,70-SDR ile sınırlı olması gerektiği, karar tarihine en yakın TL/SDR kurunun 5.768,01-TL olduğu bu durumda davalının sorumlu olduğu miktarın 4.324,34-TL olduğu, poliçe kapsamında zararı dosyaya sunulan makbuz ile ödediği anlaşılan davacının sigortalısının haklarına halef olduğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne, hasar ödenmesinden kaynaklı alacağın likit olmayıp yargılamayı gerektirmesi nedeni ile icra inkar tazminat talebinin reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ: 1-Davacı vekili; dava konusu olayda kayıp değil, hasarın söz konusu olduğunu, hasar halinde uygulanacak maddenin CMR 25.madde olduğunu, dava konusu olayda SDR sınırlı sorumluluk kuralı uygulanamayacağını, davalının dava konusu emtiayı taşımak için tam 23.617,34-TL’ye karşılık gelen 5.950-GBP taşıma ücreti aldığını, bu duruma göre taşınan emtianın değerinin 23.716,34-TL’den daha yüksek olduğundan 24.maddenin dikkate alınması gerektiğini ve SDR sınırlı sorumluluk kuralı uygulanmaması gerektiğini, davalı yanca parsiyel taşıma yapıldığı, davalının hasara herhangi bir açıklama getiremediğinin sabit olduğunu, ayrıca dava konusu “gemi maketinin” değerinin ve uğradığı hasarın davalı taşıyıcıya sigortalı tarafından belgelerle açıkça gösterildiğini, davalının sorumluluğunu inkar ederek kötü niyetli inkar ve itiraz yolunu tercih ettiğini, takibe geçilmeden önce davalıya da rücu ihbar yazısı gönderildiğini, borçlunun takibe kötü niyetli olarak itiraz ettiğini, koşulların oluştuğunu, bu nedenlerle kararın kaldırılarak davanın kabulü ile icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir. 2-Davalı vekili; davacının rücuya konu talebinin taşıyıcının tazminat sorumluluğu kapsamında talep edilebilecek hususlardan olmadığını, ekspertiz raporu ekindeki fotoğrafların siyah beyaz olup, ambalajlamanın ne şekilde yapıldığının tespiti için yeterli olmadığını, ekspertiz raporunun hukuki delil niteliğine haiz olmadığından ekspertiz raporuna dayanarak oluşturulan bilirkişi tespitinin kabul edilemeyeceğini, itirazlar kapsamında herhangi bir kusur değerlendirilmesi yapılmadığını, somut olayda gerçek zararın tespitinin yapılmasının mümkün olmadığını,maketin onarımı için ödenen bedelin rücu konusu yapılamayacağını ,ambalajlamanın eksik yapılmasından ve ambalajın yeterli olduğu konusunda ispat külfetinin göndericide olduğu ve davalının sorumlu olmadığını, davacı halef sıfatı kazanamadığından davanın usulden reddi gerektiğini, esas itirazlar değerlendirilmeksizin eksik inceleme ile verilen kararın kaldırılarak, dosyanın kararı veren mahkemeye gönderilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE : Dava, nakliyat sigorta poliçesi uyarınca dava dışı sigortalıya ödenen,CMR Konvansiyonu’na tabi taşıma sözleşmesinden kaynaklanan hasar bedelinin,taşıyıcıdan rücuen tazmini tahsili için başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir. Davaya konu taşıma Türkiye- İngiltere-Türkiye arasında gerçekleştiğinden somut uyuşmazlığın CMR Konvansiyonu hükümlerine göre çözümlenmesi gerekmektedir. Sigorta hukukundan kaynaklanan halefiyet ve rücu konularında TTK hükümleri esas alınacaktır. TTK.’nun 1472. maddesi uyarınca; sigortacının, sigortalısının haklarına halefiyet hakkının gerçekleşebilmesi için sigortacının hukuken geçerli bir sigorta poliçesi teminatı kapsamında sigortacısına tazminat ödemiş olması ve sigortalının zarar sorumlusuna karşı dava hakkına sahip olması gerekir.Sigortacı; ancak, sigortalısının meydana gelen zarardan dolayı üçüncü kişilere karşı dava hakkı varsa bu hakka ödediği bedel oranında halef olacaktır.Taşıyıcının mesuliyeti, anılan sözleşmenin 17 vd. maddelerinde düzenlenmiştir. Buna göre taşıyıcı yükü teslim aldığı andan, teslim edilinceye kadar malların kısmen veya tamamen kaybından veya hasarından veya gecikmesinden dolayı sorumludur. Açıklanan bu sorumluluk kapsamında istenebilecek tazminat ve tazminatın hesaplanma şekli de CMR’nin 23-28. maddelerinde hükme bağlanmıştır. Anılan maddeler uyarınca taşıyıcının sorumluluğu sınırsız değildir. Buna göre, CMR’de temel ilke taşıyıcının gerçek zararı aşmamak üzere sınırlı sorumlu olması, meydana gelen gerçek zararın anılan maddelerde belirlenen sınırlı sorumluluk miktarını aşması halinde taşıyıcının, anlaşma uyarınca sınırlı sorumluluk miktarı kadar sorumlu olmasıdır. Taşıyıcının sorumluluğunun bu şekilde sınırlandırılmasına rağmen, anlaşmada düzenlenen istisnai durumlarda bu ilke uygulanmayacaktır. Bu durumlar, 24. maddede düzenlenen belli bir ücret karşılığında sevk mektubuna sınırı geçen bir değerin beyan edilmesi halinde taşıyıcı sorumluluğu kaldıran, sınırlayan hükümlerden yararlanamayacaktır. Dava dışı sigortalı şirketin fuarda sergilenmek üzere davalı tarafından yüke ve ambalajına çekince konulmadan teslim alınan gemi maketlerine ilişkin parsiyel yükün Türkiye’ye geri taşımasında maketlerin alıcısı emrine düzenlenen CMR taşıma belgesi üzerine 2 kap emtianın ambara hasarlı alındığı şeklinde çekinceli olarak teslim edilmiştir.Davalı vekili, eşyanın ambalajinın yüke uygun yapılmasının göndericinin sorumluluğu olduğu ve ambalajın yeterli olduğunu göndercinin ispatlaması gerektiği, hasarın taşıma sırasında oluşmadığını ve exper raporunda gerçek zararın tespit edilmediğini ileri sürmektedir.Taşımaya konu parsiyel yük davalı taşıyıcı tarafından CMR 9/2 ye göre taşıma senedinde herhangi bir çekince konmadan teslim alınmasına göre taşıyıcının yükü ve ambalajlarını iyi durumda aldığı var sayılacaktır. Bu karinenin aksini ispat külfeti davalı taşıyıcı üzerindedir. Türkiye’ye yapılan geri taşımada dava konusu maketlerin alıcısı emrine düzenlenen CMR taşıma belgesi üzerine 2 kap emtianın ambara hasarlı alındığı çekincesi konulmuş olup,exper ve bilirkişi raporunda; yükün ambalajının uluslararası taşımalara uygun olduğu, içi muhafazalı tahta ambalajın olduğu hasarın ambalajının kifayetsiz olması nedeniyle değil, farklı yüklerle birlikte tertiplenerek taşınırken ,hasarın nakliye sürecinde sandığın düşürülmesi veya sert bir çisimin çarpması sonucunda meydana geldiği tespit edilmiştir. Taşıyıcı , malın sağlam ve tam olarak teslimi zorunluluğu çerçevesinde taşımaya uygunluğu noktasında nezaret görevi uyarınca taşıma sürecinde meydana gelen hasarlardan sorumlu olup, somut olayda kendisini sorumluluktan kurtarabilecek beyyinelerden istifade edemeyecektir. Davacı … eksper tarafından hasar olarak tamir masrafı belirlenmesine göre dava dışı sigortalıya hasar ödemesi yapmıştır.Malların hasara uğraması durumunda taşıyıcının malların eski durumuna getirilmesi veya malların tamir edilmesi masraflarından dolayı sorumluluğu bulunmamaktadır.Dava konusu açıkça tamir masraflarına yönelik olmayıp,davacı sigortanın poliçe limiti kapsamında hasar olarak tamir masrafların ödemesi, yapılan ödeme kadar dava dışı sigortalısının taşıma sırasında meydana gelen ve davalı taşıyıcının CMR hükümlerine göre sorumlu olduğu hasarı davalı taşıyıcıdan cmr hükümlerine göre rücu talebine engel teşkil etmeyecektir.(Yargıtay 11.H.D’nin 22.09.2014 tarih ve 2014/7991 E- 2014/14240 K)Malların hasara uğraması durumunda ödenecek tazminat miktarı CMR’nin 25. maddesi uyarınca belirlenecek olup buna göre hasar durumunda taşıyıcı 23. maddenin 1, 2, ve 4. paragrafına göre hesaplanan malların değerinde söz konusu olacak azalmadan sorumlu olacaktır.Taşımacının eşyanın bütünündeki hasar dolayısıyla ödeyeceği tazminat eşyanın ziyaa uğraması halinde CMR’nin 23/3. maddeleri gereğince ödeyeceği tazminat miktarını aşamayacaktır.Davacı vekili davaya konu taşımada değer bildirildiğinden davalı taşıyıcının sınırlı sorumluluktan yaralanamayacağını ileri sürmektedir. Davacının deger bildirdiğini iddia ettiği 29.07.2016 tarihli davalı tarafından davacı sigortalısı adına düzenlenen fatura navlun ücretine ilişkin olup taşınan eşyaya ilişkin herhangi bir değer bildirimi olarak kabul edilemeyecektir. Faturada değer bildirimi bulunsa dahi bu bildirim CMR 24. maddedeki düzenlenme anlamında belli bir ücret karşılığında sevk mektubuna sınırı geçen bir değeri beyan edilmesi niteliğinde sayılmayacaktır. Davacı taşımada ücret karşılığında taşımacının sorumluluk miktarını geçen bir değer bildirdiği hususunu ispat edememiştir.Buna göre emtianın niteliği ve tamir masraf bedelinin ziya uğraması halinde ödenecek tazminatı aşmasına göre taşıyıcının eşyanın bütünündeki hasar dolayısıyla ödeyeceği tazminat eşyanın ziyaa uğraması halinde gereğince ödeyeceği tazminat miktarını aşamayacağı ve davalının sınırlı sorumlu olduğu kabulü edilerek emtianın ağırlığın göre 749.70- SDR nin karar tarihindeki en yakın kura göre belirlenen zararın tahsiline ilişkin hükümde hukuka aykırılık yoktur.İcra takibine konu alacak TTK 1472. maddesi uyarınca sigortacının sigortalının haklarına halef olarak ödediği zararın rücu istemine ilişkin olup, takibe konu zarar miktarı ve davalıların zarardan sorumlulukları yapılan yargılama sırasında belirlenebilir hale gelebilecek olup likit olmadığından yasal şartları oluşmayan icra inkar tazminatı talebinin reddine karar verilmesınde bir isabetsizlik yoktur. Açıklanan nedenlerle davacı ve davalı vekilinin istinaf nedenlerinin tümünün HMK 353/1-b-1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM :Yukarıda açıklanan nedenlerle: Davacı ve davalı vekillerinin istinaf başvurusunun HMK ‘nun 353(1)b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,Davacıdan alınması gereken 44,40- TL istinaf karar harcından peşin yatırılan 35,90- TL harcın mahsubu ile bakiye 8,50- TL harcın davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına,Davalıdan alınması gereken 295,39-TL istinaf karar harcından peşin yatırılan 74- TL harcın mahsubu ile bakiye 221,39- TL harcın davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,İstinaf yoluna başvuran taraflarca yapılan giderlerin üzerinde bırakılmasına, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda HMK 362(1)-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 05/12/2019