Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2018/1014 E. 2019/1599 K. 19.12.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/1014
KARAR NO : 2019/1599
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 19/10/2017
NUMARASI : 2016/900 Esas 2017/900 Karar
DAVA: İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 19/12/2019
İlk derece mahkemesince verilen hükmün davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
DAVA:Davacı vekili; davalı şirket ile müvekkili arasında 21/12/2010 tarihinde imzalanan İsim Hakkı Sözleşmesi ile …aport Alışveriş Merkezi’nde açılacak iş yerinde kullanması neticesinde müvekkili şirketin ürettiği ürünlerin satışının ve hizmet alanının artırılmasının hedeflendiğini, aynı sözleşmenin 7. maddesi gereğince nolu davalı … ‘nın sözleşme kapsamında doğabilecek her türlü zarardan dolayı diğer davalı şirket ile birlikte müştereken ve müteselsilen kefil olmayı kabul ve taahhüt ettiğini, sözleşme kapsamında müvekkili şirketin davalı şirkete 2014 yılı mart ayına kadar imza karşılığı tebliğ edilen irsaliyeli faturaları ile mal teslimi yapıldığını, faturalar kapsamında davalı şirketin müvekkili şirkete ödeme yaptığını, son dönemlerde ödemelerde gecikme yaşandığını, davalı şirketinin devamında işyerini tahliye ettiğini, cari hesap ekstresine göre 55.763,84- TL borcunu ve takip tarihine kadar 1.112,99- TL işlemiş faiz borcunun ödenmediğini, bakiye borcun ödenmesi için İstanbul Anadolu …. İcra Dairesinin … Esas sayılı dosyası ile 57.240,98 TL asıl alacak bedeli ile takip başlatıldığını, davalılarca yapılan itiraz üzerine 14/07/2016 tarihinde takibin durduğunu beyanla icra takibine yapılan itirazın iptali ile takibin devamına, icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.
CEVAP :Davalı … cevap dilekçesinde; cari hesaba dayalı olarak başlatılan icra takibinin itiraz tarihinden itibaren iki yıl süre geçtikten sonra açıldığını, davanın yasal süresinde açılmadığını, davacı şirket ile ilgili herhangi bir ticari ilişkilerinin bulunmadığı gibi cari hesap borcunun da bulunmadığını, anılan sözleşmeye göre kefil şekil şartının gerçekleşmediğini, ispat yükünün davacı tarafta olduğunu beyanla davanın reddine, alacağın % 20 ‘sinden aşağı olmamak kaydı ile icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.Davalı …San. Tic. Ltd. Şti. ‘ne dava dilekçesi usulüne uygun olarak tebliğ edilmiş, davalı şirketçe cevap dilekçesi sunmadığı gibi duruşmalara da katılmamıştır.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI:Mahkemece;davacının kendi ticari defterlerine göre davalı şirketten 56.317,24- TL alacaklı olduğu, ancak bu alacağın 55.763,84 TL ‘sinin icra takibine konu edildiği, davalı şirketin ticari defterlerinin ibraz edilmediği, davalı şirketin takibe itirazının haksız ve yersiz olduğu, diğer davalı … yönünden ise kefalet sözleşmesinin 818 sayılı Borçlar Kanununa göre sorumlu olunacak üst limitin bulunmaması nedeniyle geçerli olmadığı, icra takibinden önce davalı/takip borçlusu temerrüde düşürülmediğinden işlemiş faiz talebinin yerinde olmadığı,taraflar arasında ticari ilişki bulunması(TTK m. 19/2) nedeniyle alacağa takip tarihinden itibaren ticari faiz(3095 sy. m. 2/2) uygulanması gerektiği,gerekçesiyle davalı … yönünden davanın reddine, davalı şirket yönünden davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili ; davalı …’nın kefaletinin geçerli olduğunu, kefaletin sözleşmenin imza tarihinde yürürlükte olan 818 sayılı mülga BK uyarınca değerlendirilmesi gerektiğini, kefilin sorumlu olacağı miktarın sözleşmeden anlaşılabiliyor olması hususu göz önünde bulundurulması gerekirken üst limitin yer almadığından bahisle reddi yönünde hüküm kurulmasının hatalı olduğunu, davalının diğer davalı şirketin eski ortağı olduğunu, davalı tarafın inkar ettiği borcun tamamının davalının şirket ortaklığı ve müdürlüğü döneminde doğduğunu, şekle aykırılığın ileri sürülmesinin hakkın kötüye kullanılmasını teşkil ettiğini, bu nedenlerle kararın davalı …’ya ilişkin kısmının bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE : Dava;21.12.2010 tarihli isim hakkı sözleşmesi uyarınca cari hesap alacağının davalı asıl borçlu ve kefilden davalılardan tahsili için başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.Mahkemece; itirazın iptali davasının asıl borçlu şirket yönüden kabulüne, kefil yönünden geçerli bir kefalet sözleşmesi bulunmadığı gerekçesiyle reddine karar verilmiş,karara karşı davacı vekili istinaf yoluna başvurmuştur. Kefalet sözleşmesinin imzalandığı tarihte yürürlükte olan mülga 818 sayılı BK hükümleri uygulanması gerekmektedir. 818 BK’ nun 484.maddesi :” Kefaletin sıhhati, tahriri şekle riayet etmeğe ve kefilin mes’ul olacağı muayyen bir mikdar iraesine mütevakkıftır.”şeklinde düzenlenmiştir. Bu düzenlemeye göre kefalet sözleşmesinin geçerli olmasi için yazılı şekilde yapılması ve kefilin sorumlu olduğu kefalet limiti,belirli bir miktarın gösterilmesi gereklidir.Kefil, asıl borçlunun borcundan ve ferilerinden (temerrüt faizi, masraflar) kefalet limiti kapsamında sorumludur. Davalının Müteselsil kefil olarak imzaladığı isim hakkı sözleşmesinde kefilin sorumlu olduğu kefalet limiti gösterilmemiş, Müteselsil kefil başlıklı 7. Maddesindeki düzenlemede de kefilin sorumlu olacağı belli bir miktarda anlaşılmamaktadır. Bu durumda davalının imzaladığı kefalet sözleşmesi geçersizdir. Mahkemece davalının kefaletinin geçersiz olduğu gerekçesiyle davalı hakkındaki davanın reddine karar verilmesinde isabetsizlik görülmemiştir.Davacı vekilinin istinaf nedenleri yerinde olmadığından başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM :Yukarıda açıklanan nedenlerle: Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK ‘nun 353(1)b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,Alınması gereken 44,40- TL istinaf karar harcından peşin yatırılan 35,90- TL harcın mahsubu ile bakiye 8,50- TL harcın davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına,İstinaf yoluna başvuran davacı tarafından yapılan giderlerin üzerinde bırakılmasına, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda HMK 362(1)-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 19/12/2019