Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2018/1013 E. 2019/1498 K. 28.11.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/1013
KARAR NO : 2019/1498
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 07/02/2018
NUMARASI : 2016/84 Esas 2018/60 Karar
DAVA: Alacak (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ:28/11/2019
Davanın kısmen kabulüne ilişkin hükmün davacılar ve davalı vekilince istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
DAVA: Davacılar vekili dava dilekçesinde;Davacı …’un, …’ı temsilen davalıdan süt soğutma tankı alımı hususunda davalı ile anlaştığı, davalının süt soğutma tankını teslim edeceğini, bunun karşılığında müvekkili …’un davalıya 19.000,95-TL ödeyeceğini, müvekkilinin sözleşme gereği davalıya maksimum kredi kartı ile 15/08/2014 tarihinde 6 ay taksitle ödemede bulunduğunu, davalının ürün satışı için 19/08/2014 tarihli faturayı müvekkili …’a gönderdiğini ancak müvekkili peşin ödeme yapmasına rağmen davalının müvekkiline ürünü hazırlayıp teslim etmediği gibi, müvekkili tarafından ödenen bedelin de iade edilmediğini, davacı …’ın Tekirdağ ilinde hayvan çiftliği bulunduğunu, Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı’nın Makine ve Ekipman Alımları’nın Desteklenmesi Programı kapsamında davacıdan almak istediği makine bedelinin %50 oranında teşvik almayı hedeflediğini, ancak davalının ürünü teslim etmediği için müvekkilinin dava konusu teşvikten alacağı hibeyi alamadığını ve 2 sene boyunca söz konusu hibelerden yasaklı hale geldiğini, bu nedenle müvekkili …’ın 200.000-TL’ye yakın maddi zararı olduğunu beyanla davalının haksız olarak sözleşme yükümlülüklerini yerine getirmemesi nedeniyle davalıya ödenen 11.500-TL’nin iadesi ile müvekkilinin davalının kusuru nedeniyle uğradığı maddi zararın fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 1.000-TL’nin ticari faizi ile birlikte davalıdan alınarak müvekkili …’a verilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde; davacı …’un,diğer davacı …’ı temsilen işleml yaptığı beyan edildiğinden davada taraf sıfatının bulunmadığını, davalı …’un süt soğutma tankını diğer davacı … adına satın almaya karar verdiğini, 19.000,95-TL üzerinden peşin satılması hususunda anlaştıklarını, ürün peşin satıldığı için müvekkilinin davacıya indirim yaptığını, davacı …’un kredi kartı ile müvekkiline 11.500-TL ödeme yaparak ürünü ayırtarak arabası ile gelip teslim alacağını, kalan bakiyeyi de ürün teslim alındığında ödeyeceğini söylediğini, buna rağmen davacının ürünü teslim almak için gelmediğini,bakiye kısmın ödenerek ürünü gelip almasının davacıdan talep etse de davacının bu talepleri geri çevirdiğini, daha sonra davacı …’un müvekkilini arayarak ürünü almaktan vazgeçtiğini, ödediği paranın iadesini istediğini, müvekkilinin söz konusu tutarın iade edilebilmesi için muhasebe tekniği açısından ürünün taraflarına yapılan satış nedeniyle stoktan çıkarıldığını, adına fatura düzenlenen diğer davacı … tarafından iade faturası düzenlenip müvekkiline teslim edilmesi ve iade edilecek hesap numarasının bildirilmesi halinde iade yapılabileceğinin davacıya bildirildiğini,ürünü teslim almaya gelmeyen davacının teslim edilmediği iddiasının hukuken yerinde olmadığını, müvekkili ile dava konusu olay haricinde başkaca herhangi bir bağı bulunmayan davacının teşvikten yararlanmayı amaçladığının, müvekkili tarafından bilinebilecek bir durum olmadığını, müvekkilinin davacılara herhangi bir taahhüdü ve sorumluluğunun bulunmadığını,sözleşmeye aykırı davranan davacılar olduğu için bir zarar varsa buna kendi kusurları ile sebebiyet verdiklerini, müvekkiline atfedilecek kusur bulunmadığını beyanla davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI:Mahkemece; Davacı …’un diğer davacıyı temsilen davalıdan davaya konu süt soğutma tankının 19.000,95-TL bedel karşılığında alımı hususunda davalı ile anlaştığı ve bu anlaşmaya istinaden davacı …’un davalıya 11.500-TL ödeme yaptığı, davacı tarafça malın naklinin davalının üstlendiğine ilişkin sipariş alan… imzalı 15/08/2014 tarihli belgenin dosyaya sunulduğu, davalının bu belgeye rağmen ürünü, davacı adresine nakletmediği, ancak davacı tarafın da kalan bakiye bedel olan 7.500,-TL’yi davalıya halen ödemediği,davalının süt tankını teslim etmemesi nedeniyle davacının mahrum kaldığı hibe teşvikinden kaynaklı maddi zararı ile davalı eylemi arasında doğrudan illiyet bağı kurulamadığı,sözleşmenin sadece ürün teslimini içerdiği, davalıdan maddi zarar talebinin yerinde olmadığı gerekçesiyle davanın kısmen kabulü ile 11.500-TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınıp davacılara verilmesine, fazla istemin reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ: 1-Davacılar vekili;müvekkilinin sözleşme gereği peşinat ödediğini, ancak davalının ürünü teslim etmediğini, davalının borcunu ifa etmemesi nedeniyle müvekkili zararı arasında doğrudan doğruya illiyet bağı olduğunu, davalının malı müvekkilinin adresinde teslim etmesi gerektiğini, BK 112.maddesi gereği davalının zararı gidermekle yükümlü olduğunu, davalının malı teslim etmemesi nedeniyle müvekkilinin, hayvanlardan elde ettiği sütün muhafazası nedeniyle zarara düştüğünü, malın kalan bedeli olan 7.500-TL’yi İl Tarım Müdürlüğünden alamadığını, hibe sözleşmesi imzalayan davacının mal alımından vazgeçmiş sayıldığını ve ileriki iki yılda teşvik kapsamında yasaklı hale geldiğini,100.000-TL’den az olmamak kaydıyla zarar oluştuğunu, kararın kaldırılarak uğradığı zararın tespiti ile davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir. 2-Davalı vekili; davacı … yönünden davanın husumet yönünden reddi gerektiğini, davacının tacir olmaması durumunda görevsizlik kararı verilmesi gerektiğini,davacı tarafından bakiye kısım ödenmeden malın tesliminin talep edilemeyeceğini,… tarafından düzenlendiği belirtilen ve nakliyenin davalı yanca yapılacağı ifade edilen belgenin süresinden sonra sunulduğundan muvafakat edilmediği halde hükme esas alındığını, belgenin müvekkili şirket yetkilileri tarafından imzalanmadığını,bilirkişi raporunun yetersiz olduğu ve farklı bir bilirkişiden rapor alınması talep edilmişse de itirazı kabul görmeksizin hükme elverişli olmayan rapor üzerinden karar verildiğini belirterek kararın kaldırılarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE : Dava; satım sözleşmesine uyarınca teslim edilmeyen süt soğutma tankını bedeli mahsuben peşin ödenen bedelin iadesi ve teslimin gerçekleşmemesi nedeniyle uğranılan zararın tahsili istemine ilişkindir.
Uyuşmazlık; taraflar arasında ihtilafsız olan satım sözleşmesi uyarınca davalı satıcının edimini haksız olarak yerine getirip getirmediği ve bu nedenle davalının maddi zararı oluşup oluşmadığı noktasında toplanmaktadır.
TTK nun 4(1).maddesi uyarınca her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davalar ticari dava olup taraflar arasında ticari satım sözleşmesinden kaynaklanan davada Asliye Ticaret Mahkemesi görevli olması nedeniyle mahkemece eldeki davada görevsizlik kararı verilmeyerek yargılamaya devam edilmesinde bir isabetsizlik bulunmadığından davalı vekilinin bu yöndeki istinaf sebebi yerinde görülmemiştir.Davacı vekili davacı …’ın Tekirdağ ilinde hayvan çiftliği bulunduğunu, Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı’nın Makine ve Ekipman Alımları’nın Desteklenmesi Programı kapsamında davacıdan almak istediği makine bedelinin % 50 oranında teşvik almayı hedeflediğini, ancak davalı ürünü teslim etmediğinden davacının dava konusu teşvikten alacağı hibeyi alamadığını ve 2 sene boyunca söz konusu hibelerden yasaklı hale geldiğini savunmuştur.Satım sözleşmelerinde aksine bir anlaşma yoksa TBK 207. maddesi uyarınca teslim ve ödeme borcu aynı anda yapılmalıdır. Taraflar arasında 1550- lt … Süt Soğutma Tankının 19.000-TL bedeli ile satım sözleşmesi uyarınca satım bedeline mahsuben avans olarak 11.500- TL nin ödendiği ve tankın teslim edilmediği hususu ihtilafsızdır. Buna göre kalan bedelin teslimle birlikte ödeneceğinin kararlaştırıldığı anlaşılmaktadır. 15.08.2014 tarihli tankın sonra teslim edileceği, sözleşme bilgileri gelince yapılacağı ve nakliye yerine teslim edileceği yönünde ki belge davacı tarafından mahkemece ön inceleme duruşmasında HMK 140/5 maddesi uyarınca verilen sürede sunulmuş, davacının dava dilekçesinde vs kanuni delillere delil olarak dayandığı ve HMK 145. maddesi uyarınca sonradan ileri sürülmesi yargılamayı geciktirme amacı taşımadığından iddia ve savunmanın genişletilmesi yasağı kapsamında belgenin delil olarak değerlendirilemeyeceğine ilişkin davalı istinaf sebepleri yerinde görülmemiştir.
Davalı, davacı … GTHB ile 17.07.2014 tarihinde imzaladığı ve mal alımının tamamlanma tarihi 26.08.2014 tarihi olarak kararlaştırılan hibe destek sözleşmesine taraf olmadığı gibi taraflar arasında yapılan satış sözleşmesinde de bu bu sözleşme hakkında herhangi açıklama, ve davalının bu sözleşmede öngörülen tarihte davaya konu makinayı teslim edeceği yönünde bir taahhüdü bulunmamaktadır. 15.08.2014 tarihli belgede teslimin davalı tarafından yapılacağı yazılı ise de taraflar arasındaki satım sözleşmesinde teslim tarihi öngörülmemiştir. Davacı sipariş verdiği 15.08.2014 tarihinden ve faturanın düzenlendiği 19.08.2014 tarihinden sonra TBK 97 maddesi uyarınca davalıya kalan satım bedeli yönünden kendi ediminin ifasını önerdiğini dosya kapsamındaki delillerle ispatlayamadığı gibi davalının teslim edimini yerine getirmesi konusunda TBK 123. Maddesine göre borcun ifa edilebilmesi için uygun bir süre içeren bir ihtar da göndermemiştir. Kaldı ki davacı hibe destek sözleşmesinde öngörülen sürede teslim yetişecek şekilde satıcının teslim borcunu yerine getirilmesi konusunda ihtar göndererek teslimini sağlama girişiminde bulunmaması ve davacının sözleşmede öngörülen sürede makinayı başka bir satıcıdan temin etme konusunda gerekli girişimlerde de bulunmayarak zararın oluşumuna kendisi sebep olduğu da gözetildiğinde davalının; davacının hibe sözleşmesinde öngörülen 26.08.2014 tarihinde makinayı alamamasından kaynaklı oluşan hibe desteği ve 2 yıl boyunca hibe programı kapsamında yasaklı hale gelmesinden kaynaklı zararlardan sorumlu olmayacaktır. Buna göre davaya konu satım sözleşmesinde davalı satıcının süt tankının teslimi borcunu yerine getirme konusunda borçlunun temerrüdü gerçekleşmemiştir. Davacı gönderdiği ihtarname ile (davalının 28.07.2015 tarihinde tebellüğ ettiği ihtarname) ile ödediği satım bedeli ve uğradığı zararının tahsili talep edilerek satım sözleşmesinden döndüğü ve davalının da sözleşmeden dönme ve bedel iadesine itiraz etmediği anlaşılmıştır. TBK 125 maddesi uyarınca kaşılıklı borç yükleyen sözleşmelerde sözleşmeden dönme halinde taraflar karşılıklı olarak ifa yükümlülüğünden kurtulurlar ve daha önce ifa ettikleri edimleri geri isteyebileceklerdir. Açıklanan nedenlerle davalı satım sözleşmesi uyarınca teslim edilmeyen süt tankının teslimi yükümlüğünden kurtulacak ancak satım bedeline mahsuben ödenen 11.500 TL yi iade etmesi gerekecektir. Açıklanan nedenlerle mahkemece satım bedeline avans olarak ödenen bedelin iadesine karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmediğinden davacılar vekilinin istinaf sebepleri yerinde görülmemiştir. Ancak; davacı …’un diğer davacının temsilcisi olarak hareket ettiği anlaşılmaktadır.Taraf sıfatı, bir başka deyişle husumet ehliyeti, dava konusu hak ile kişiler arasındaki ilişkiyi ifade eder. Davacılık sıfatı, dava konusu hakkın sahibini; davalılık sıfatı ise, dava konusu hakkın yükümlüsünü ifade eder. Uygulamada davacı sıfatı, aktif husumeti; davalı sıfatı ise, pasif husumeti karşılayacak şekilde kullanılmaktadır. Somut olayda davacı … diğer davacı … temsilcisi olduğu tarafların kabulünde olup, davada taraf sıfatı bulunmamaktadır. Mahkemece davacı … yönünden davanın aktif husumet yokluğu nedeniyle reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde davanın kabulüne karar verilmesi doğru olmamış, bununla birlikte dosyada toplanacak delil bulunmadığı ve yeniden yargılama yapılmasını gerektirir bir hususta bulunmadığından, davalı vekilinin istinaf başvurusunun davalı … yönünden esastan reddine, davacı … yönünden kabulü ile, HMK 353(1)b-2 m. uyarınca hükmün kaldırılarak aktif husumet yönünden davanın reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM :Yukarıda açıklanan nedenlerle: Davacılar vekilinin istinaf başvurusunun H.M.K.’nun 353(1)b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, Davalı vekilinin istinaf başvurusunun KISMEN KABULÜNE, İstanbul 11. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2016/84 Esas-2018/60 Karar sayılı ve 07/02/2018 tarihli kararının, HMK.’nun 353(1)b-2 maddesi gereği KALDIRILMASINA; “1- Davacı … yönünden davanın aktif husumet nedeniyle reddine, 2- Davacı … davasının KISMEN KABULÜNE,11.500- TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınıp davacı … verilmesine”İlk Derece Yargılamasına ilişkin olarak; “Alınması gereken 785,56-TL karar ve ilam harcından, peşin yatırılan 213,47-TLnin mahsubu ile bakiye 572,09 -TL’nin davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,Davacı tarafça ödenen 246,97-TL peşin harçların davalıdan alınarak davacı … ödenmesine Davacı … tarafından yapılan yargı giderlerinin üzerinde bırakılmasına,diğer davacı tarafından yapılan 700- TL bilirkişi ücreti, 105- TL teb-müz. masrafı olmak üzere toplam 805- TL yargı giderinin davanın kabulü oranında hesaplanan 741-TL’sinin davalıdan alınarak davacı … verilmesine, bakiye kısmın üzerinde bırakılmasına, Davacı … vekili için AAÜT uyarınca takdir olunan 2.725,- TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacı … ödenmesine, Davanın reddolunan kısmı üzerinden AAÜT 13/2 maddesi gereği 1.000-TL vekalet ücretinin davacı … alınarak davalıya verilmesine, Davacı … yönünden dava aktif husumet nedeniyle reddedildiğinden davalı lehine 2.725-TL vekalet ücretinin davacı …’dan alınarak davalıya verilmesine,Davacılardan alınması gereken 44,40- TL istinaf karar harcından peşin yatırılan 35,90-TL nin mahsubu ile bakiye 8,50- TL harcın davacılardan müteselsilen alınarak hazineye gelir kaydına,Davalı tarafından yatırılan 196,39-TL peşin istinaf karar harcının istek halinde kendisine iadesine,İstinaf yargı giderinin tarafların üzerinde bırakılmasına, Gerekçeli kararın bir örneğinin taraf vekillerine tebliğine, HMK ‘nun 361/1. maddesi uyarınca kararın tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde temyiz yoluna başvurulabileceğine, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oy birliğiyle karar verildi.28/11/2019