Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2018/1001 E. 2019/609 K. 29.04.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/1001
KARAR NO : 2019/609
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 05/03/2018
NUMARASI: 2017/181 E.-2018/270 K.
DAVA İtirazın İptali (Ticari Satım Sözleşmesinden Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 29/04/2019
İlk derece mahkemesince davanın kısmen kabulune yönelik olarak verilen hükmün davalı vekilince istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü.
DAVA: Davacı vekili, müvekkilinin davalıya satıp teslim etmiş olduğu mallara karşılık düzenlenen faturaların bedelinin ödenmediğini, alacağın tahsili amacıyla başlatılan icra takibinin davalının haksız itirazı ile durduğunu ileri sürerek asıl alacağa yönelik itirazın iptali ile takibin devamına, %20 icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili, taraflar arasında yazılı geçerli bir cari hesap sözleşmesi bulunmadığı gibi kabul manasına gelmemek üzere sözleşmenin sona erdiğine dair tespit edilen bakiyeyi de gösteren bir fesih ihbarında da bulunulmadığını, icra takibinin cari hesaba dayalı olarak başlatıldığını, ancak davanın konusunu …. ve … nolu 2 adet faturanın oluşturduğunu, kabul anlamına gelmemek üzere ….. nolu faturanın cari hesap ekstresinde yer almaması nedeniyle takip konusu olamayacağını, aksi düşünülse bile bu faturanın bedelinin fatura tarihi sonrası müvekkilince 5.000,-TL ve 34.169,59-TL olarak ödendiğini, …. nolu faturası sonrası da müvekkilince ödemeler yapılmış olmakla birlikte, çelişki manasına gelmemek üzere bakiyeye ve her iki faturaya ilişkin olarak müvekkilince teslim alınmış bir mal bulunmadığını savunarak davanın reddine ve kötüniyet tazminatına karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARININ ÖZETİ:İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda, davacının ticari defterlerine göre davalıdan icra takip tarihi itibariyle 113.665,28-TL alacaklı olduğu, davacı tarafça davaya konu malların teslimine ilişkin sevk irsaliyelerinin sunulduğu ve teslim alan şahısların çalışanları olduğunun davalı tarafça kabul edildiği, her ne kadar davalı tarafça bilirkişi raporuna teslim olgusunun kabul edilmediği ve imzaların işçilere ait olmadığı yönünde itiraz edilmiş ise de cevap dilekçesinde ödeme savunmasında bulunan davalı tarafın bu itirazının davayı uzatmaya matuf olduğu sonucuna varıldığı, dolayısıyla davacı tarafın söz konusu malları davalıya teslim ettiği hususunun ispatlandığı, davalının 113.665,28-TL borçlu olduğu, ancak davacı 96.755,31-TL talep etmiş olduğundan taleple bağlı kalınması gerektiği gerekçesiyle davanın kısmen kabulü ile davalının itirazının kısmen iptaline, takibin 96.755,31- TL’lik asıl alacak ve asıl alacağa takip tarihinden itibaren %10,50 oranında avans faizi uygulanması suretiyle devamına, fazlaya ilişkin talebin reddine, 96.755,31-TL’nin % 20’si oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ:Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; 1-Cari hesap sözleşmesinin yazılı olarak yapılmasının geçerlilik koşulu olduğunu, ancak taraflar arasında yazılı geçerli bir sözleşme bulunmadığı gibi kabul anlamına gelmemek kaydıyla sözleşmenin sona erdiğine dair tespit edilen bakiyeyi de gösteren bir fesih ihbarında bulunulmadığını, 2-Takibin cari hesaba dayalı olduğunu, davanın konusunun ise …. ve …. nolu faturalar olduğunu, … nolu faturanın cari hesap ekstresinde yer almadığını dolayısıyla dava konusu yapılamayacağını, kabul ve çelişki manasına gelmemek kaydıyla bu faturanın bedelinin fatura tarihi sonrası 5.000- TL ve 34.169,59- TL tutarlı ödemelerle ödendiğini, …. nolu fatura sonrası da müvekkilince ödemeler yapılmış olmakla birlikte çelişki manasına gelmemek üzere bakiyeye ve her iki faturaya ilişkin olarak müvekkilince teslim alınmış bir mal olmadığını,3-Davacının 2015 yılı ticari defterlerinin kapanış tasdiki olmaması nedeniyle lehe delil vasfı olmadığını belirterek hükmün kaldırılmasını ve davanın reddini istemiştir.
GEREKÇE: Dava, cari hesaptan doğan alacağın tahsili amacıyla başlatılan icra takibinde asıl alacağa yönelik vâki itirazın iptali istemine ilişkindir. Cari hesap ektresinde gösterilen ve alacağı oluşturan tüm faturalar incelendiğinde kumaş satışına ilişkin açık faturalar olduğu görülmüştür. Dava konusu icra takibi TTK m.89 anlamında bir cari hesap sözleşmesine dayalı olmadığından davalı tarafın bu yöndeki itirazları haklı görülmemiştir.Davalı, icra takibine itirazında davacı tarafça kendisine herhangi bir mal teslim edilmediğini belirtmiş, iş bu davaya cevabında ise uyuşmazlık konusunu …. ve …. nolu faturalarla sınırlamış ve hem bu faturalara ilişkin ödeme savunmasında bulunarak hem de kabul anlamına gelmemek kaydıyla kendisine mal teslim edilmediğini belirterek kendi beyanları içinde çelişki yaratmıştır. Kural olarak malın teslimini ispat külfeti davacı satıcıya ait olup, yasal delillerle desteklenmediği sürece fatura ve davacı defter kayıtları tek başına alacağın varlığını kanıtlamaz.Ne var ki, davalı ticari defterlerini sunmamış ve yukarıda da belirtildiği gibi cari hesap ektresinde yer alan …. ve …. nolu faturalar dışındaki faturalara itiraz etmemiş, …. ve …. nolu faturalara ilişkin olarak ise ödeme savunmasında bulunmuştur, ancak bu savunmasını kanıtlayamamıştır, zira 5.000-TL bedelli ödeme zaten davacı kayıtlarında mevcuttur, davalı 34.169,59-TL bedelli ödemeden söz etse de davacı defterlerinde bu tutarda ödeme kaydı değil alacak bakiyesi kaydı mevcut olup davalı bu ödemeye ilişkin herhangi bir belge de sunmamıştır. Davalı ödeme savunmasında bulunmuş olmakla, artık bu beyanı ile çelişecek nitelikte olan kendisine mal teslim edilmediği yönündeki savunmasına itibar edilemez. O halde davacının asıl alacak talebinde haklı olduğu sonucuna varılmış olup, ilk derece mahkemesinin kararında bir isabetsizlik görülmediğinden davalı vekilinin istinaf başvusunun esastan reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;Davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK 353(1)b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, Alınması gereken 6.609,35- TL istinaf karar harcından peşin yatırılan 1.679,27- TL harcın mahsubu ile bakiye 4.930,08- TLnin davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,Davalı tarafından yapılan giderlerin üzerinde bırakılmasına, hükümden sonra davacı yan gider avansından karşılanan 28,35- TL nin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,Gerekçeli kararın birer örneğinin taraflara tebliğine, HMK ‘nun 361/1. maddesi uyarınca kararın tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde temyiz yoluna başvurulabileceğine, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oy birliğiyle karar verildi. 29.04.2019