Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2017/917 E. 2018/403 K. 12.04.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2017/917
KARAR NO : 2018/403
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : BAKIRKÖY 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 10/07/2017
NUMARASI : 2015/327 Esas 2017/710 Karar
DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 12/04/2018
Davanın reddine ilişkin verilen hükmün davacı vekilince istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
DAVA : Davacı vekili dava dilekçesinde;taraflar arasında yapılmış olunan taşıma sözleşmesine göre davalı şirketin müvekkilinin sipariş ederek İtalya’dan İstanbul’a getirmiş olduğu ürünlerin limandan boşaltımını ve davacının deposuna nakliye işini üstlendiğini, ancak davalının sebeb göstermeden boşaltma alanına gelmediğini ve müvekkilinin işi başka firmalara yaptırdığını, vinç ve sair masraflardan ötürü davacı tarafından fazladan bekleme ücreti ödendiğini, yine ürünlerin montajını yapacak olan ekibin …. firmasından gelmiş olduğunu, taşımanın zamanında yapılmaması sebebi ile montajın planlanandan daha fazla zaman aldığını, teknik ekibin ekstra zaman için ekstra fatura kestiğini, davalı şirketin müvekkiline vermiş olduğu haksız zararlarından ötürü davalı şirketten 17.03.2015 tarihli 31.950,61-TL tutarlı faturalar ile bu zararların talep edildiğini, ancak davalı tarafça ödenmeyince davalı aleyhine Küçükçekmece ..İcra Dairesinin .. esas sayılı dosyası ile ilamsız icra takibi başlattıklarını,davalının haksız olarak 11.05.2015 tarihinde borca ve tüm ferilerine itiraz ettiğini, belirterek haksız itirazın iptali ile takibin devamına karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP : Davalı vekili cevap dilekçesinde; müvekkil şirket tarafından davacıya taşıma hizmetinin tam ve eksiksiz sunulduğunu, davalının, taşımanın ayıplı olduğu ve zarara uğranıldığından bahisle gönderdiği 2 adet faturanın iade edildiğini, davacnın ürünlerin boşaltılması ve taşınması zamanında gereği gibi yerine getirilmediği iddia edilmekteysede , taşımanın makul sürede ve eksiksiz yerine getirildiğini, kaldı ki davacıya herhangi bir süre taahhüdü verilmediğini, sadece davacı şirketin ürünlerini taşıma taahhüdüne girildiğini ve bu taşıma hizmetinin de makul sürede gerçekleştirildiğini, bu hususta ifa gününün taraflar arasında belirlenmediğini belirterek haksız açılan davanın reddini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI:Yapılan yargılama ve toplanan delillere alınan bilirkişi raporuna göre; davacının düzenlediği her iki faturanın zarar tazmin amaçlı düzenlendiği ve davacının ticari defterlerine işlendiği, kendisine yansıtıldığı iddia edilen faturanın davacı ticari kayıtlarına alınmadığı,CMR’de taşıyıcının yükleme-boşaltmaya ve benzer yükümlülüklerin ifasına nezaret etmek durumunda olduğunu, edim yükümlülüğünün gönderene ait olduğu, eğer araç yükleme ve boşaltmada gecikiyor, bu süreçte zarar oluşuyor ise bunun sorumluluğun gönderene ait olacağını, CMR 17 ve devamı hükümlerine göre taşıyıcının sorumluluğunu gerektirir zarar ziyan veya sair gecikme kaynaklı sorumluluk sebebi ortaya konulmadığını,davalının kötüniyet tazminatı isteminin reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili taraflar arasında imzalanan sözleşme ve e-mail yazışmaları nazara alındığında davalının akdi yükümlülüğünü yerine getirmemesi nedeniyle zarara uğradığının açık olduğunu, davalının gerek cevap dilekçesinde gerekse e-mail yazışmalarında zarar ve ziyanın kendisinin ifa gününü belirleyememesinden kaynaklandığını ikrar ettiğini,CMR 17. maddesine göre gecikme halinde gecikmenin gönderenin verdiği talimattan kaynaklandığı yada yüke has bir kusurdan kaynaklandığı ispat edilmedikçe taşıyıcının sorumlu olduğunu, mahkemenin gecikmenin kimden kaynaklandığını irdelemesi gerektiğini, belirterek ilk derece mahkemesinin kararının kaldırılarak davanın kabulünü talep etmiştir.
GEREKÇE: Davacı tarafından İtalya’dan Türkiye’ye getirtilen emtianın liman dan davacı deposuna taşınması konusunda taraflar arasında yazılı bir sözleşme ibraz edilmemekle birlikte taşıma ilişkisi kurulduğu gerek davacı beyanları gerek davalı vekilinin cevap dilekçeleri ve e-posta mesajları ile sabittir. Davacı vekili taşımada davalının gecikmesi nedeniyle vinç bekleme ve baskı makinesi boşaltma işleminin başka bir firmaya yaptırıldığını bu artı bir maliyete katlanmak zorunda kalındığını oluşan bu zararın davalı tarafından karşılanması gerektiğini iddia etmektedir.Taraflar arasında gerçekleşen e-posta mesajları incelendiğinde , 31.01.2015 ila 01.02.2015 tarihleri arasında makine yüklemesi yapılacağından 3 adet Kayar Brandalı Tıra ihtiyaçları olduğunun davacı tarafça davalıya bildirildiği davalının çalışanı Hıdır isimli kişi tarafından bu iş için 3 adet tırın plakasının bildirildiği , 2 adet tırın gönderildiği bir adet tırın ise gönderme işleminin pazartesiye kaldığının bildirildiği e-posta yazışmalarından anlaşılmaktadır. Yine 20.02.2015 tarihli davacı çalışanının davalı çalışanı …a hitaben gönderdiği e-mail yazışmasında “ürünler sizin tarafınızdan teslim alındı eğer yarın gelmezse pazartesi günü ürünleri teslim etmediğiniz için yasal işlem başlatmamız gerekir” şeklinde e-posta gönderdiği, davalı çalışanının aynı tarihte davacı çalışanı …’a hitaben “yükleme yaptığımız tedarikçi firmamıza peşin ödeme alacağız diyerek bedeli peşin ödenecek diye işi verdik ,onlarda bizden peşin ödeme almadan araçları yürütmüyorlar navlun tutarlarını havale yapmanızı istirham ederim.” şeklinde mesaj gönderdiği anlaşılmaktadır. Buna göre tarafların navlun bedelinin peşin ödenmesi konusunda anlaştıkları, ancak davacının navlun bedelini peşin olarak ödememesi nedeniyle kamyon tedarikinde gecikme yaşandığı bu durumun sorumluluğunun navlun bedelini taraflar arasındaki anlaşmaya uygun olarak peşin ödemeyen davacıda olduğu davalının zarar iddiasından davalının sorumlu olmasının söz konusu olmadığı anlaşılmakla davanın reddine ilişkin kararında bir isabetsizlik bulunmadığından yerinde görülmeyen istinaf başvurusunun reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM :Yukarıda açıklanan nedenlerle:
Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK ‘nun 353(1)b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
Alınması gereken 35,90- TL harçtan davacı tarafından peşin yatırılan 31,40- TL harcın mahsubu ile bakiye 4,50- TL istinaf harcının davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
İstinaf yoluna başvuran davacı tarafından yapılan giderlerin üzerinde bırakılmasına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda HMK 362.a maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 12/04/2018