Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2017/914 E. 2018/828 K. 28.06.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO : 2017/914
KARAR NO : 2018/828
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 13/07/2017
NUMARASI : 2014/1037 E.- 2017/624 K.
DAVA : Tazminat
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 28/06/2018 (20/07/2018 yazım tarihli )
Davanın reddine ilişkin hükmün davacı vekilince istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
DAVA:Davacı vekili, müvekkiline ait emtianın, dava dışı …. Ltd. Şti adlı şirkete teslim edilmek üzere 18.05.2006 tarihinde .. ulaştığını, davalı …. işlettiği antrepoda muhafazası için anlaşma yapıldığını, bu sözleşmenin hukuki niteliğinin vedia sözleşmesi olduğunu, davalı … eşyaları muhafazada kusuru nedeniyle 24.05.2006 tarihinde depoda çıkan yangın neticesinde yanarak zayi olduğunu,davalının gerek vedia sözleşmesi gerek geçici depolama yeri işletmelerinin gümrüğe karşı sorumluluklarına dair olan 514. maddesi ve gerekse de, Yargıtay’ın aynı yangın sırasında zayi olmuş mallara ilişkin vermiş olduğu yerleşik kararları çerçevesinde muhafaza sorumluluğunu gereği gibi yerine getirmediği zararını tazmin etmesi gerektiğini,BK 463. maddesi hükmüne göre davalı şirketin müşterilerini her türlü tehlikeye karşı korumak üzere gerekli güvenlik önlemlerini almak zorunda olduğunu, aksi halde zarardan sorumlu olacağını öne sürerek 314.526,45-usd maddi tazminatın olay tarihinden itibaren faizi ile birlikte tahsilini talep etmiştir.
CEVAP:Davalı vekili, davacı iddiasının aksine taraflar arasında her hangi bir vedia sözleşmesinin olmadığını, müvekkil davalının esasen havayolları şirketlerine depolama hizmeti sunduğunu, …. Havalimanında 24.05.2006 yılında DHMİ ye ait antrepoda çıktığını, olay tarihindeki BK 60. (TBK 72) madde hükmü kapsamında tazminat isteminin zararın öğrenildiği tarihten itibaren 10 yıl geçmesi ile zamanaşımına uğrayacağını,konşimento kaydındaki eşyanın uluslararası bir taşıma olduğunu , taşınan emtianın Dubai üzerinden İstanbul’a Pakistan Havayolu konşimentosu kapsamında taşındığı hava taşıma sözleşmesinin, taşıma konusu eşyaların alıcısına teslim edilinceye kadar devam ettiğini, yangının DHMİ ne ait antrepoda çıktığını ve diğer antrepolara sirayet ettiğini, çıkan yangının mücbir sebep olduğunu bu nedenle de sorumluluğu ortadan kaldıracağını, zamanaşımı ve hak düşürücü süreler dikkate alınarak davacının aktif husumet yokluğu sebebi ile davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI:Mahkemece,emtianın davacı tarafından hava yolu ile taşınarak İstanbul … getirildiği, davalının geçici depolama yerine teslim edildiği, böylece havayolu ile taşımaya uygulanan Varşova Sözleşmesi’nin ihtilafa uygulanma olanağının kalmadığı, Konvansiyona dayanan zamanaşımı itirazına itibar edilemediği; diğer taraftan da, hasarın gerçekleştiği yerin, Havaalanları Yer Hizmetleri A.Ş.nin 15.1.2002 tarihli ve 231 sayılı kararı ile davalı şirkete verildiği; Gümrük Kanunu Yönetmeliğinde geçici depolama yerlerinde zayi durumunda sorumluluğun işleticiye aittir denilmesine karşın , hakların ihdası, içeriğinin değiştirilmesi veya sona ermesi bakımından kanun ile düzenleme yapılabileceği, yönetmelik ile düzenleme yapılamayacağı, geçici depolama yerinde işletmecinin sevk ve idare ettiği alanın içerisinde kontrol edebileceği hususlar çerçevesinde bir olayın meydana gelmediği bizzat geçici depolama yerinin dava dışı DHMİ’nin kusurluluk durumu tartışılacak bir şekilde hasara uğradığı ve geçici depolama yerinin de içindekilerle birlikte yandığı;havaalanlarında devlet iştiraklarının kurduğu, yönettiği ve denetlediği bölge ve yapıların, sadece geçici depolama için davalı ve onun gibi şirketlere kira/tahsisli yerde gerçekleşmiş olması ve davalının gerek denetim gerekse inşaat yapma ya da değişiklik yapma anlamında yetkilerinin bulunmaması bir taraftan, diğer taraftan da tedbir alabilecek ve gerekli önlemlerle yangının çıkmasını ve yayılmasını önleyebilecek dava dışı DHMİ’nin bölgesinde yangın çıkması ve davalıya “tahsis edilen” kısma yayılarak sirayet etmesi ile meydana geldiği davalı …. A.Ş.nin ise açıklanan şekilde ve bu davaya özgü olarak havaalanının başka yerinde çıkan yangının yayılması sonucu havaalanına özgü şartlar ve mevzuat ile uygulama çerçevesinde kendisine tahsis edilen ve istediği gibi tasarruf olanağı bulunmayan yerde sirayeti sonucunda yangın etkilerinin gittikçe daha yaygın alanlara dağılması sonucunda hasara uğradığı anlaşıldığından ve olayın gerçekleştiği yer bu şekilde vasıflandırıldıktan ve yangın fiilinin çıktığı yer ve yayıldığı yerlerin farklı olması ve davalının özel sektöre ait başka bir taşınmazdaki gibi değil havaalanı gibi devletin kamusal ve özel sektör şirketleri ile düzenlemeye tabi tuttuğu alanda hasarın oluşması sebebi ile, davalının kusuru olmadığı, davacının dava dilekçesinde ileri sürdüğü vedia sözleşmesinin ispat edilemediği, davalının kusuru olmadığı anlaşılan davada, pasif husumet ehliyetinin de belirtilen nedenlerle oluşmadığı gerekçeleriyle davanın reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ:Davacı vekili, gereçkeli kararda yalnızca davacı ile davalı arasında vedia akdinin bulunduğuna dair bir kanıta rastlanılmadığının belirtildiği, ancak vedia akdinin esaslı unsurlarının var olup olmadığı bakımından herhangi bir inceleme ve hukuki değerlendirmede bulunulmadığını,Mahkemece vedia akdinin ispat edilemediği gerekçesiyle davalının kusuru olmadığı anlaşılan davada pasif husumet ehliyetinin oluşmadığına karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu, davanın reddi kararının ve nispi vekalet ücretine hükmedilmesinin hukuka aykırı olduğundan, kararın istinaf incelemesi neticesinde kaldırılmasına davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE: Hava yolu taşıması yapan davacı şirket …. Hava Limanına getirdiği mallar gümrük işlemleri yapılarak alıcısına teslim edilebilmesi için Hava Limanında bulunan davalının işlettiği antrepoya geçici özet beyanı verilerek teslim edildikten sonra çıkan yangında ambarda iken zayi olduğu açık ve seçik bellidir.Dosyada alınan bilirkişi raporunda davalının yer hizmeti gören davacı havayolu şirketinin ifa yardımcısı olduğu tesbitine yer verilmiştir.Davalı verdiği havayolları şirketlerine geçici depolama hizmeti verdiğini cevap dilekçesinde kabul etmektedir.Davacı ve diğer hava yolları şirketleri taşıdığı emtiayı gümrük işlemleri tamamlanmadan alısına teslim edemeyeceğinden zorunlu olarak geçici depolama alanlarına ihtiyaç olup Gümrük Kanunu çerçevesinde izin verilmiş olan antrepolar tarafından bu işin görüldüğü bilinmektedir.Bilirkişi Kurulunun ifa yardımcısı olarak tesbit edilen davalıyı alıcıya ordino verilmediğinden halen hava taşımasının devam ettiğine ilişkin tesbiti ve devamında ise davanın açıldığı tarihte konvansiyon hükümlerine göre 2 yıllık hakdüşürücü sürenin geçtiğine ilişkin tesbitlerine katılmak mümkün olmayıp ; hava taşıması alıcı(gönderen) ile taşımacı arasında devam etmekte ise de davanın her iki tarafının arasında havayolu taşıma sözleşmesi yoktur. Davacı davalı ile ilgisi olmayan kişilere ait emtiayı taşımak üzere teslim alarak Hava Limanına getirmiş ve gümrük ve diğer denetim işlemleri tamamlanarak alıcıya teslim edilmek üzere teslim alınıncaya kadar geçen süre de saklanmak üzere davalıya tevdii ettiği açıktır. Davalı davacıya zayi olan emtiayı alıcıya teslim oluncaya kadar muhafazayı yükümlenmiştir.Buna göre davalı ifa yardımcısı ile davacı arasında ki ilişkinin yazılı olmasa da (saklama )sözleşmesi olduğu ve buna göre TBK 146 gereği 10 yıllık zamanaşımına tabi olup,Mahkemenin hak düşürücü sürelerin uygulanamayacağı yolunda ki tesbiti yerindedir.26.5.2016 tarihinde AHL da çıkan yangın neticesi DHMİ ye ait sundurmada başlayan ancak çok kısa süre de etrafa yayılan yangın neticesi aynı alanda bulunan antrepolara sıçrayarak antrepolarda bulunan pek çok emtia zayi olmuş ve gerek havayolu şirketleri,gerekse mal sahipleri tarafından pek çok davalar açılmış olup aynı konuda emsal nitelikte pek çok Mahkeme gerekse Yüksek Yargı kararına konu olmuştur.Bilirkişi Kurulu da bu tesbit ve tecrübelere işaret ettikten sonra Yangının çıktığı yerin DHMİ sorumluluğunda sundurma olduğu ,fakat davalının işleticisi olduğu alana da yayıldığı,davalının kamusal alan sayılan binaya ilişkin bir önlem alabilecek durumda bulunmadığı bu sebeble eşyanın muhafazası yönünden bir kusur izafesinin mümkün olmadığı bina ve yapı eserinin maliki sıfatının ve olayda tedbir alma yükümlülüğünün ve objektif sorumluluğunun DHMİ’ye ait olduğu, yangının ilk olarak çıktığı yerin de DHMİ’nin münhasır sorumluluğunda ve denetiminde bir yer olduğu, yangının DHMİ mahiyetindeki bölümden çıkarak hızla etrafa ve davalı … A.Ş’nin işlettiği yere yayıldığı, davalı gibi antrepo alanı kiralayan şirketlerin kendilerine gösterilen alanda ve çizilen sınırlar içerisinde hizmet verdikleri, davalı… A.Ş’nin yangını önleyebilecek bir tedbir almasının mümkün olmadığını kusuru bulunmadığı yolunda kanaat bildirmişlerdir. …. A.Ş’nin işlettiği antrepoda onun sorumlu olduğu herhangi bir kimse tarafından kasten yahut ihmal ile meydana getirilmediği, yangının başlangıçta engellenememesi ve bu ölçüde büyüyerek tüm antrepo binasını sarmasında davalı dışında ki kurumların kusurları neticesi meydana geldiği dikkate alındığında ise davalı …. AŞ açısından yangının önlenemez olduğu ve mücbir sebep niteliği taşıdığı kabul edilmek durumundadır. Açıklamalar karşısında ilk derece mahkemesinin vermiş olduğu karar dosya içeriği delillere uygundur. Davalının Uluslararası Havayolu Taşıma Sözleşmeleri , BK’nun 41 ve 47. Maddeleri uyarına sorumlu tutulması da mümkün olmayıp ,gerekçede husumet düşmeyeceğine ilişkin ibare var isede yangın olayında davalıya kusur yüklenemeyeceği sebebiyle davanın esastan reddine karar verildiği anlaşılmakla İstinaf nedenleri yerinde olmadığından davanın reddine ilişkin hükme yönelik başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle: Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nun 353(1)b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,Alınması gereken 35,90- TL istinaf karar harcından, davacı tarafından peşin yatırılan 31,40- TL harcın mahsubu ile bakiye 4,50- TL harcın davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına,Davacı tarafından yapılan istinaf yargı giderlerinin üzerinde bırakılmasına,Gerekçeli kararın bir örneğinin taraf vekillerine tebliğine,HMK ‘nun 362/1. maddesi uyarınca kararın tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde temyiz yoluna başvurulabileceğine, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oy birliğiyle karar verildi. 28/06/2018