Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2017/907 E. 2018/735 K. 13.06.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2017/907
KARAR NO : 2018/735
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İSTANBUL 12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 08/06/2017
NUMARASI : 2014/907 Esas-2017/478 Karar
DAVA : İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 13/06/2018 (06/07/2018 yazım tarihli )
İlk derece mahkemesince verilen hükmün davacı vekilince istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
DAVA:Davacı vekili, müvekkilinin ortağı bulunduğu … Ltd. Şti.’de bulunan hissesini davalıya sattığını, buna karşılık davalıdan bakiye bedel olan 12.117- TL alacaklı olduğunu, müvekkilinin bu doğrultuda İstanbul .. İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyası ile alacağını tahsil amacı ile icra takibi başlattığını ancak davalının haksız ve kötü niyetli olarak itiraz ederek takibi durdurduğunu, davalının borçlu olduğu hususu ile borç miktarının sunulan hisse devir sözleşmesinden ve banka dekontlarından anlaşılacağını belirterek, davalının müvekkiline 12.117- TL borçlu olduğunun tespiti ile takibin kaldığı yerden devamına karar verilmesini, davalının %20 icra inkar tazminatına mahkum edilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:Davalı vekili, müvekkilinin hisse devri ile ilgili davacıya herhangi bir borcunun kalmadığını, davacının, alacağının tamamını alarak satış işlemini yaptığını, davalının hisse devri ile ilgili herhangi bir borcunun bulunmadığını, alacağın olmamasına rağmen kötü niyetli olarak alacağı olduğu iddiası ile dava açan davacının suniyetle hareket ederek müvekkilinin borçlu olmamasına rağmen icra takibi yaptığını ve itirazları üzerine, bu davanın açıldığını belirterek, davanın reddi ile haksız ve kötü niyetli olan davalının %40 kötü niyet tazminatına hükmedilmesini karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI:Mahkemece, davacının …Ltd.Şti’de bulunan hissesini 100.000- TL karşılığında davalı …’e sattığı, yapılan hisse devrinin Beyoğlu … Noterliğinin … yevmiye numaralı 26/03/2013 tarihli sözleşmesi ile gerçekleştirildiği, noter satış evrakında devir bedelinin tamamen ve nakten alındığı ifadesinin bulunduğu, davacının bunun aksini ispatlayamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ: İstinaf yoluna başvuran davacı vekili, devir bedelinin sözleşmede 100.000- TL olarak kararlaştırıldığını, davalının bunun 87.883- TL’lık kısmını peyderpey ödediğini kalan kısmı ödemediğini, ödediği tutarları geri alabilmek için icra takibi yaptığını, itiraz üzerine dava açtığını belirterek, mahkeme kararının kaldırılmasını ve davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE: Taraflar arasındaki 26/03/2013 tarih ve Beyoğlu … Noterliği’nin …nolu limited şirketi hisse devir sözleşmesinde (ortak içi) dava dışı … Ltd. Şti.’de bulunan hisselerini davalı …’e devreden davacı …’in 100.000- TL devir bedelini nakten ve tamamen aldığı yazılmıştır.
İstanbul 24 Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 29/01/2014 tarih ve 2013/29-2014/47 sayılı kararı ile davalı tarafından banka vasıtasıyla yapılan ödemelerin dosya davacısına borç olarak verildiği iddiasıyla dava açılmış,mahkemece ; dekontlarda açıklama olmadığı,havalenin sadece ödeme belgesi olduğu ,karz akdinin kanıtlanamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar vermiş ve bu karar,Yargıtay tarafından onanmak suretiyle kesinleşmiştir. Bu kez dosya davalısının borç verdiğini iddia ettiği paraların ,aslında hisse devrine karşılık gönderildiği davacı tarafından iddia edilerek ,bu kez banka havalesiyle gönderilen paradan bakiyenin ödenmediği iddia edilerek davacı tarafından elde ki itirazın iptali davasının açıldığı anlaşılmaktadır.
Uyuşmazlık konusu davacının 26/03/2013 tarih ve Beyoğlu .. Noterliği’nin … nolu limited şirketi hisse devir sözleşmesinden dolayı davalıdan alacaklı olup olmadığı, bu bağlamda yapılan icra takibinin haklı olup olmadığı noktasındadır.
Taraflar arasındaki hisse devir sözleşmesinde davacının hisse satış bedelini nakten ve tamamen aldığı yazılmıştır. Resmi senede yansıyan bu durumun aksi aynı kuvvette bir kanıtla ispatlanması gerekmektedir. Davacı 100.000-TL yi nakden aldığını resmi senette ikrar ettiğinden karine davalı yararına olup;aslında hisse bedelinin peşin alınmadığı ispatlanamamıştır.Taraflar arasında banka vasıtasıyla bir kısım ödemelerin yapıldığı anlaşılmakla birlikte bu ödemelerin ne için yapıldığı belirtilmediğinden davalının borç verdiği kanıtlanamadığından daha evvel açtığı dava reddedilmiş olup ,dosya içeriğinde de bakiye hisse devir bedelinin ödenmediğine ilişkin bir belirleme yapılmamıştır.Davacının devir bedelinin ödenmediği iddia edilen kısmına ilişkin resmi senedin aksine ispat vasıtası bulunmadığına göre İlk Derece Mahkemesi kararı, dosya içeriğine, usul ve yasaya uygun olup istinaf nedenleri yerinde olmadığından davacı vekilinin istinaf başvurusunun reddi doğrultusunda aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle:
Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nun 353(1)b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
Alınması gereken 35,90- TL istinaf karar harcından, davacı tarafından peşin yatırılan 31,40- TL harcın mahsubu ile bakiye 4,50- TL harcın davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
Davacının yaptığı istinaf giderlerinin üzerinde bırakılmasına.
Dosyanın kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine .
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda HMK.’nun 362.a maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 13/06/2018