Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2017/885 E. 2018/740 K. 13.06.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2017/885
KARAR NO : 2018/740
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : Bakırköy 5.Asliye Ticaret Mahkemesi
NUMARASI : 2014/958 Esas- 2017/839 Karar
DAVA : Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 13/06/2018
İlk derece mahkemesince verilen hükmün taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
DAVA:Dava, … Tic. Ltd. Şti’nin … aleyhine açtığı ve başlangıçta Bakırköy 8. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2013/293 esas sayılı dosyasında görülen tazminat davasında davalı konumunda olan …’ın …. Ltd. Şti, … ve … aleyhine açtığı karşı dava olup, karşı davanın tefriki ile ayrı bir esasa kaydedilerek(2014/50) bağımsız bir dava olarak görülen dava da: Davacı vekili, müvekkili ile davalılar … ve …’ın davalı şirketin ortakları olduğunu, taraflar arasında muhtelif mahkemelerde muhtelif davalar bulunduğunu, şirket ortağı olan …’a ait %80 hissenin devir taahhüdü kapsamında müvekkiline ait olduğunu belirterek söz konusu hissenin davacı …’a aidiyetinin tespitine, ayrıca şirket ortakları olan ….ve …’ın haklı nedenle şirketten çıkartılmasına ve bu talepleri kabul edilmediği takdirde terdidli olarak da davalı şirketin fesih ve tasfiyesi ile müvekkilinin ortaklık payının kendisine ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:Davalılar vekili, davacı ile müvekkillerinin davalı şirkette ortak olduklarını, taraflar arasında çeşitli davaların bulunduğunu, davacı tarafın karşı dava dilekçesinde talep etmiş olduğu istemlerin hiçbirinin yasal dayanağı bulunmadığını belirterek, davanın reddine karar verilmesini savunmuşlardır.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI:Mahkemece şirket ortağı …’ın % 80 oranındaki hissesinin davacıya devredeceği yönünde herhangi bir taahhüdün bulunmadığı, ayrıca davalıların şirket ortaklığından çıkarılmasını gerektirecek nitelikte haklı bir nedenin mevcut olmadığı, davacının şirketi yönettiği dönemde gerekli sadakat ve özeni göstermeyerek şirketi zarara uğrattığı yönündeki teknik veriler ve yorumlar içeren bilirkişi raporuna atıf yapılmak suretiyle Bakırköy 6.ATM 2012/216 – 537 EK sayılı kesinleşen ilamına göre davacı tarafın kusurlu davranışlar nedeniyle şirketi zarara uğrattığı, şirket yönetiminde bulunduğu dönemde kendisinin kusurlu olduğu ve davalıların şirket ortaklığından çıkartılmasını gerektirir herhangi bir kusurlarının kanıtlanamamış olduğu gerekçeleriyle davalı şirketin fesih ve tasfiyesi ile ortaklık payının kendilerine ödenmesi yönündeki talebin feragat nedeniyle reddine, bunların dışındaki sair taleplerin ise sübuta ermediğinden reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ:1- İstinaf yoluna başvuran davacı vekili, tüzel kişilik perdesinin aralanması teorisinin nazara alınmamış olmasının hatalı olduğunu, Bakırköy 4. Ticaret Mahkemesi’nin 2014/950 Esas sayılı dosyasının bekletici sorun yapılması gerektiğini, raporlar arasındaki çelişkilerin giderilmediğini, Bakırköy 6. Ticaret Mahkemesinin davacının şirketteki yöneticilik görevinden azline ilişkin 2012/216 E-201/537 K Sayılı kararının eldeki davanın sonuçlandırılmasına elverişli olmadığını, tanık ifadelerinin doğru değerlendirilmediğini, yerel mahkeme kararının usule ve yasaya aykırı olduğunu belirterek mahkeme kararının kaldırılmasını talep etmiştir.
2-İstinaf yoluna başvuran davalılar vekili, yerel mahkeme tarafından tesis edilen, 04/10/217 tarih ve 2014/958 Esas-2017/839 Karar sayılı ilamında,800.000-TL dava değeri üzerinden davalılar lehine nispi vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken, maktu vekalet ücretine hükmedilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu öne sürerek kararın kaldırılmasını ve lehlerine 800.000-TL değer üzerinden nispi vekalet ücretine hükmedilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE: Davacının talepleri ve dayanakları ; davalılardan … adına kayıtlı bulunan %80 hissenin aslında kendisine ait olduğunu bu hususta mutabakat bulunduğunu ,Maliye okulundan mezun olduktan sonra kendi işini kurduğunu ,iş başarısız olursa leasing firmalarıyla başı derde girmesin diye şirketin %80 hissesinin davalı baba …’a verildiğini ,%10 un da o sırada yurt dışında bulunan diğer davalıya verildiğini ,şirketin mevcut haline gelmesi için gece gündüz çalıştığını ,kazancını ailesiyle paylaştığını kurulan işin tamamen müvekkiline ait bir proje olduğunu ,tamamen güvene dayalı olarak hisselerin davalı üzerinde gözüktüğünü karşı davalı …’ın işyerine gelerek makam odasını balyozla basması hususları ve geçimsizlik hususları,sahte imza ile ortaklar kurulu kararı alınması gibi sebeblerin haklı sebeb oluşturduğu, davalıların şirketten çıkartılmasına karar verilmesi bu talepleri kabul görmediği takdirde terditli olarak şirketin fesih ve tasfiyesine karar verilmesi talep edilmiş ilerleyen aşamalarda fesih ve tasfiye talebinden feragat edilmiştir.Davacının, davalı … Toprak’ın sahibi olduğu şirketin %80 hissesinin kendisine (davacıya) ait olduğunu ispatlayacak bir delili yoktur. Davalı … adına kayıtlı hisselerin aslında davacıya ait bulunduğu uyuşmazlığın miktarına ve mevcut kayıtlı durumun aksi iddia edildiğine göre yazılı belge ile ispatı gerekmektedir.Davacının bu yolda bir ispat vasıtası bulunmamaktadır.
Tüzel kişilik perdesinin aralanması kavramı, gerçek kişilerin sorumluluklarını tüzel kişiliğin arkasına gizleme çabalarının giderilmesi olup, dava konusu somut olayda uygulanması gereken bir kavram değildir.Davanın konusu davalı …’ın şirketteki % 80 hissesini davacıya devretmekle yükümlü olup olmadığının belirlenmesi gerektiği bu yoldada tanık beyanlarına dayanmakta ise de esasen tanıkla ispatında HMk 200 vd.uyarınca mümkün bulunmamaktadır.%80 hissenin davacıya ait olduğu iddiası ispatlanmadığından reddine ilişkin İlk Derece Mahkemesi kararına karşı ileri sürülen istinaf sebebleri yerinde bulunmamaktadır.
Davacının diğer istemi şirketin %90 hissesine sahip davalıların şirketten çıkarılmasına ilişkindir.TTK nun 640/3 maddesi gereği bu konuda istemde bulunma hakkı haklı sebebin bulunması koşuluyla şirkete tanınmıştır. Bekletici mesele yapılması istenen Bakırköy 4. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2014/950 E sayılı dosyasının sonucunun dahi bu davanın (bu istem açısından) sonuçlandırılmasına dayanak tutulması mümkün olmadığına göre istinaf başvurusu yerinde değildir. Zira Bakırköy 4. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2014/950 esas sayılı davanın konusunun o dosyada davalı konumunda olan …’ın …Ltd. Şti ‘den alacağının bulunmadığının tespitine yönelik olduğu, bu haliyle belirtilen davanın, eldeki davanın sonucunu doğrudan etkileyecek nitelikte olmadığı anlaşılmaktadır.
İstinaf incelemesi HMK.’nın 355. maddesine göre istinaf nedenleri ile sınırlı olarak yapılmak durumundadır. Davacı tarafın istinaf nedenleri yerinde olmayıp, verilen karar, esas yönünden dosya içeriğine, usul ve yasaya uygun olmakla davacı tarafın istinaf başvurusunun reddine karar verilmiştir.
Elde ki davada davacı davalı …’ın %80 oranındaki payı 800.000-TL nominal değere sahip olup bu hisselerin kendisine ait olduğu iddiasıyla dava açtığı,davacının mülkiyet iddiası nedeniyle nispi harca tabi bulunduğundan 27/12/2013 tarihinde 800.000-TL üzerinden harcın ikmaline karar verilmiş olup harcında ikmal edildiği ; bu istem bakımından dava yerinde görülmeyerek reddedildiğine göre davalılar lehine karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T. üzerinden nispi avukatlık ücretine hükmedilmesi gerekmektedir. Davalıların istinaf başvurusu bu nedenle yerinde olduğundan mahkeme kararının vekalet ücretine ilişkin kısmının kaldırılarak taleple bağlı kalınarak ,800.000-TL dava değeri üzerinden nispi vekalet ücretine hükmedilmesine karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle:
1- Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK.’nun 353(1)b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
2- Davalılar vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜNE; Bakırköy 5.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 04/10/2017 Tarih 2014/958 Esas- 2017/839 Karar sayılı hükmün vekalet ücreti takdirine ilişkin 5. Bendinin HMK 353(1)b-2 gereği KALDIRILMASINA;
Kararın 5. Bendinin “Davalılar vekili için takdir olunan 45.950- TL nispi vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılara ödenmesine” şeklinde düzeltilmesine,
Davacı tarafından yatırılan 31,40-TL peşin harcın mahsubuna ,bakiye 4,50-TL harcın davacıdan tahsiliyle hazineye gelir kaydına.
İstinaf yoluna başvuran davalı … tarafından yatırılan 31,40- TL istinaf harcının istek halinde yatırana iadesine,
İstinaf yoluna başvuran davalılar … ve … tarafından yatırılan 31,40- TL istinaf harcının istek halinde yatırana iadesine,
Gerekçeli kararın bir örneğinin taraf vekillerine tebliğine,
HMK ‘nun 362/1. maddesi uyarınca kararın tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde temyiz yoluna başvurulabileceğine, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oy birliğiyle karar verildi. 13/06/2018