Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.
T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2017/871
KARAR NO : 2018/1360
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 10/11/2016
NUMARASI : 2014/1389 E.- 2016/745 K.
DAVA : Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 01/11/2018
Davanın reddine ilişkin hükmün davacı vekilince istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde, müvekkili şirketin ABD de kurulan “…” markasını, 2000 yılında Ana Lisansörlük hakkını alarak Türkiye’ye getirdiğini, akabinde ABD orijinli olduğunu söyleyen ve Autoking isimli markayı kullanan… Tic. A.Ş nin aynı pazarda faaliyete başladığını, bu şekilde 6102 sayılı TTK mad. 55/a, 3 ve 4 bentlerine göre müvekkiline karşı haksız fiil ve haksız rekabet uygulandığını, TTK 54/1 maddesinde ifadesini bulan haksız rekabete dayalı bir iş modeli oluşturduğunu, davalılardan … otomotiv mini hasar onarımı hizmetlerini, diğer davalı … Sigorta AŞ ile müştereken belirledikleri ölçü ve limitler dahilinde bir paket haline getirerek …. Sigorta’ya sattıklarını, … Sigorta’nın ise bu paketleri kasko poliçelerine standart bir ürün olarak dahil edip müşterilerine sattığını, bu haksız fiiller neticesinde müvekkili şirketin …. Sigorta kasko poliçesi sahibi yüz binlerce tüketiciye hizmet verme imkanından ve bundan doğacak giderlerden mahrum bırakıldığını, müvekkilinin bu haksız davranış ve ticari uygulamalar sonunda haksız rekabete maruz bırakıldığından maddi ve manevi kayıplara uğratıldığını, bu nedenle davalıların haksız rekabet teşkil eden fiillerinin men’ ine, davalılar tarafından uygulanan haksız fiiller sonunda oluşan haksız rekabetten dolayı müvekkilinin mahrum kalmış olduğu muhtemel tüm alacakların ve davalıların elde etmiş olduğu haksız mini hasar onarımı kazançları üzerinden TBK 79/2 maddesi uyarınca haksız fiil tarihi olan 01.05.2005 tarihinden itibaren müvekkiline ticari reeskont faizleri ile birlikte müvekkiline ödenmesini, davalıların defterlerinin incelenmesi sonucu çıkacak olan alacaklara mahsuben şimdilik 1.000- TL maddi tazminatın, TBK 58 anlamında şimdilik 1.000- TL manevi tazminatın davalılardan tahsili ile müvekkiline ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:1- Davalı … Sigorta AŞ vekili cevap dilekçesinde; davalı sigorta şirketinin diğer davalı aracılığı ile sigortalılarının kullanımına sunduğu hizmetin haksız rekabet oluşturmadığını, aksine serbest rekabet kuralları içerisinde tüketicilerin menfaatine bir uygulama olarak sigortalıların kullanımına sunulduğunu, davacının iddiasının aksine mini onarım hizmeti veren firmanın seçimi konusunda rekabet hukukuna uygun davranıldığı gibi sigorta şirketince sigortalıların iradesine ipotek konularak mini onarım hizmetinin sadece belli bir firmadan alınması zorunluluğu getirilmediğini, sigortalıların diğer hasarlarının gideriminde sahip oldukları özgürlüğe mini onarım konusunda da sahip olduklarını, davacının dava dilekçesinde …Sigortanın, sigortalılarına mini onarım hizmetini sadece Autoking firmasından alma zorunluluğu getirdiği iddiasının doğru olmadığını, … Sigortanın asli edimi olan kasko teminatı sağlama borcunun mini hasarlara özgü bölümünde sigortalılarına ek, ilave bir imkan sunduğunu, …Mini Onarım adı altında sunduğu hizmet ile dürüstlük kuralına aykırı işlem şartları kullanmadığını, tüketicileri yanıltmadığını, sunulan mini onarım hizmeti nedeniyle bir haksız rekabet hali oluşmadığı gibi bu hizmetin ilgili firmalardan rekabet koşulları içerisinde satın alındığını ve sigortalılarına sunulduğunu, maddi ve manevi tazminat isteminin koşullarının bulunmadığını, davacının taleplerinin zamanaşımına uğradığını beyanla davanın reddini talep etmiştir.
2-Davalı …. ve Tic. A.Ş vekili ;davacının taleplerinin zamanaşımına uğradığını, müvekkilinin müşterilere veya sigortalılara sunduğu hizmetin hiçbir şekilde haksız rekabet oluşturmadığını, aksine serbest rekabet kuralları içerisinde tüketicilerin menfaatine bir uygulama olduğunu, davacının aslında müvekkilinin sektördeki başarısını ve sigorta şirketlerinin kendisi ile çalışmayıp müvekkili ile çalışmasını hazmedemediğini, sigortalıların iradesine herhangi bir müdahale olmadığı gibi hizmetin sadece belli bir firmadan alınması zorunluluğunun da olmadığını, davacının tazminat taleplerinin de fiili ve hukuki bir dayanağının olmadığını, müvekkilinin kullanımlarının davacının “DR VİNYL” (Dr. Vinil) markası ile karıştırılmaya yol açtığı şeklindeki iddiaların da mesnetsiz olduğunu, beyanla davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
KARAR: İlk Derece Mahkemesi’nce, davacı tarafın dava dilekçesinde dayanak olarak sunduğu TTK 55.maddesi hükmünde sayılan hallerin dava konusu uyuşmazlık açısından gerçekleşmediği,haksız rekabet hallerinin TTK md 55 hükmünde sayılan hallerden ibaret olmadığı, anılan bu hükümde yer alan “başlıcalarıdır” ibaresinin bu durumu ortaya koyduğu, bu nedenle haksız rekabet hallerinin sadece anılan bu hüküm çerçevesinde değerlendirilmemesi gerektiği, davalılar arasında akdedilen sözleşmenin Anayasa’nın 10.ve 48.maddelerine de aykırı olmadığı, davalı … A.Ş.nin diğer davalı sigorta şirketi ile akdettiği sözleşmenin ve bu çerçevede gerçekleştirilen uygulamanın dürüstlük kuralına aykırılık taşımadığı, … Sigorta’nın yaptığı inceleme neticesinde … A.Ş.ile çalışmayı tercih ettiği, bu durumun bir haksız rekabet hali olmadığı, dava konusu uyuşmazlık kapsamında haksız rekabet teşkil eden bir halin mevcut olmadığıdava konusu uyuşmazlık kapsamında haksız rekabet teşkil eden bir halin mevcut olmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili; davalı … Sigorta AŞ nin davranış ve uygulamalarıyla dürüstlük ilkesini hiçe sayarak, TTK.’nın madde 54/1-2 bentlerini ihlal etmekte ve bu yolla, “Rakiplere, müşterilerine ve bütün katılanlara” haksız rekabet ika ettiğini, TTK.’nın 55/1-f maddesine getirilen yeni düzenleme ile dürüstlük ilkesine aykırı genel işlem şartları kullanmanın, haksız rekabet fiili sayıldığını,hükümde davalılar arasında akdedilen mini onarım sözleşmelerine atıfta bulunarak, hüküm tesis edildiğini,mahkemenin dosyada bulunmayan belgelere (sözleşmelere) dayanarak gerekçe oluşturduğunu, böylece esasa ilişkin verdiği hatalı kararının yanı sıra, açık usul hatası yapıldığını, bu nedenlerle kararın kaldırılarak davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE: Davacı haksız rekabet iddialarını ;her iki davalının mini onarım hizmetlerini bir paket halinde”kasko sigorta poliçeleri içerisinde standart bir ürün haline getirerek müşterilerine satması ,mini onarım hizmetlerinin auto king”den alınmasını şart koşması ,1.1.2005 ten itibaren başlayarak düzenlediği tüm poliçelerde bu hizmeti “… mini onarım” paketi olarak tanıttığı ,böylelikle sektörün asli unsuru gibi davrandığı,sigortacının yapması gerekenin teminata dahil bir hasar gerçekleştiğinde hasar tazminatını sigortalıya veya onun seçtiği bir servise ödeme yapmak olduğunu ,kendisine ait bir ürün olmamasına rağmen ,müvekkili iş ve ürünleri ile doğrudan haksız rekabet içine girdiği ,TTK nun 55/A-2 maddesine uyar şekilde haksız rekabet yaptığı, prime dahil olan hizmeti hediye görüntüsü altında tüketicilere sunduğu ,bu davranışın tüketicinin iradesini etkilemek için yapıldığı,ayrıca sigorta kapsamında olmayan bazı ürünlerin sigortalılara tedarik fiyatının çok altında %30 gibi bir indirimle satılmasının … Otomotiv lehine ayrıcalıklı bir durum yarattığı,TTK nun 54.maddesinin sadece rakipler arasında ki rekabeti değil,tüm katılanların temel alındığı ,tüketicilerinde haksız rekabette korunduğu,davalı ….Sigorta AŞ nin sadece … Otomotiv”den hizmet alımını şart koşmak suretiyle müşterilerinin hizmet alma tercihini müvekkili davacı aleyhine etkilediği ,saldırgan satış satış yöntemi uyguladığını ileri sürerek somutlaştırmaktadır.
Davalı …. Sigorta AŞ tarafından düzenlenen kasko sigorta poliçelerinde kasko sigorta teminatına ilaveten mini onarım hizmetinin teminata dahil olduğu ,mini onarım hizmetinin de Autoking tarafından ücretsiz olarak verildiğinin poliçelerde yazılı olduğu ,Poliçelerde teminat dahilinde oluşan hasarlar yanında müşterilerin teminat dışında kalan hasarlarında %30 indirim yapılarak ücretiyle giderileceğine ilişkin de bir kısım indirimle kasko kapsamında kalmayan hasarların giderimine imkan sağlandığı, aynı zamanda hasarsızlık indirimini kaybetmeyeceklerinin taahhüt edildiği anlaşılmaktadır.
Danıştay 13.Dairesinin 2009/6923 esas ,2012/3882 karar sayılı ilamında;mini onarım hizmetlerinin ,tüketiciler açısından değerlendirildiğinde yerine klasik onarım hizmetlerine kıyasla avantajı ,bu yöntemle aracın orijinalliği bozulmadan özel tekniklerle ,kısa sürede ve az masrafla hasarın tamir edilmesidir.Sigorta şirketleriyle yapılan anlaşma sonunda düz poliçe sahipleri mini onarım hizmetlerinin bedelini zımni olarak poliçe primleri içinde sigorta şirketlerine ödemektedirler.Bunun yerine mini hasar onarımı yerine klasik bakım onarım daha geniş çaplı işlemleri gerektirdiğinden katlanılacak maliyet de artacaktır.Böylece sigorta şirketleri artan maliyetlerini primlere yansıtacaklar ,bu durum ise nihai tüketicilerin sözkonusu şirketlere kasko sigortası yaptırma tercihlerini etkileyecektir.Ayrıca mini hasar yerine klasik onarımın tercih edilmesi halinde uzun vadede aracın orjinalliğinin bozulması nedeniyle katlanılacak maliyetinde tüketici tarafından gözönüne alınacağı ,mini hasar onarımının hızlı ve pratik olmasının da tercihi etkileceği ,küçük çaplı hasarlarını mini onarım yöntemiyle tamir ettirebilecekleri vurgulanmıştır.
Davacı şirketin aynı iddialarla Rekabet Kurumuna yaptığı şikayet neticesinde ; Rekabet Kurulu 2008-4-80 esas ,2013-57 karar sayılı ve 19.10.2013 tarihli kararı ile ;davacı ve davalı dışında ki bir kısım şirketlerin de mini onarım hizmetini sigorta şirketleri aracılığıyla müşterilere sunduğu ;sigorta şirketleri ile Autoking arasında ki ilişkilerin sözleşme ile sağlandığı,bu sözleşmelerde sigorta şirketlerinin poliçelerinde yer alacak mini onarım hizmetlerinin çerçevesi oluşturulduğu ,sigortalılara sunulacak hizmetin ölçü ve koşulları düzenlendiği ,sözleşme sürelerinin 1-2 yıllık oldukları ,sözleşmelerin incelenmesinde münhasırlık şartı içermediği, incelenen sözleşmelerde dolaylı yönden rekabet etmeme yükümlülüğüne dönüşecek bir madde de bulunmadığı,yapılan görüşmelerde sigorta şirketlerinin hizmet memnuniyeti nedeniyle davalı şirketi tercih ettiklerinin belirtildiği ,ancak asıl nedenin poliçe bazlı ödeme sistemi olduğu sözleşme öncesinde geçmiş yıl verileri esas alınarak tahmini bir onarım maliyeti belirlendiği ve her ay düzenlenen poliçe sayısınca bir tutarın ödendiği,tamir başına ödeme sisteminin ekstra maliyeti nedeniyle piyasada kabul görmediği,Autoking’in aleyhine olduğu ,sözleşmelerin sigorta şirketlerinin birden fazla mini onarım hizmeti veren firmayla çalışmasına engel olmadığı,Autoking’in sigorta şirketleri karşısında sektördeki diğer rakipleri dışlayacak ,pazardaki rekabeti bozacak eylem ve davranış gücü olmadığı, yapılan sözleşmelerin pazarlıkla yenilendiği ,inceleme yapılan dönemde sektörün yeni olması ,oyuncunun az olması ve çalışma kriterlerine uygunluğu nedeniyle adı geçen firmanın tercih edildiği, Autoking dışında başka firmaların pazara girmemesinin sigorta şirketlerinin zararına olacağı, sigorta şirketlerinin aralarında bir anlaşma yaptıklarının kabulünün güç olduğu zira ,alt pazarda çok sayıda hizmet veren bulunmasının sigortacılar yararına rekabeti artırıcı etkisi olacağı, %30 indirim yapılmasına ilişkin yapılan incelemede de sektöre sigorta şirketleri vasıtasıyla 2008 yılında ilk giren Autoking’in pazarda %56 oranında payı olmasına rağmen ;2009 yılından itibaren başka servislerin faaliyete başladığı, mini hasar onarımına ilişkin pazara girişin önünde önemli engeller olmadığı,%30 indirim uygulayarak hakim konumunu kötüye kullanmadığı, hususlarına yer verilmiştir.
Yapılan yargılama sırasında, İlk derece mahkemesince bilirkişi kurulu oluşturularak inceleme yaptırılmış olup ;bilirkişi kurulu raporunda; davalı … Sigorta AŞ nin mini onarım hizmetinin Autoking tarafından verildiği beyanının aralarındaki sözleşmeye istinaden yapıldığı ,…’i öne geçirme amaçlı yapıldığının anlaşılamadığı,beyanın yanlış veya yanıltıcı olmadığı, davalıyı kendisinden poliçe satın alan müşterilerine tanıttığı,,mini onarım hizmetinin pazardaki başka firmadan alınmasını engeller bir beyan olmadığı,….’den hizmet alınması halinde avantajların anlatıldığı,TTK nun 55-1-a (7)maddesi gereği ek edimlerle sunumun gerçek değeri hakkında yanıltmanın da haksız rekabet teşkil ettiği, mini onarım hizmeti sunulması çerçevesinde sigortalıların daha yüksek bir fiyatla sigortalandığı hususunun sübut bulmadığı,sigortalıların saldırgan satış yöntemi izlenerek iradelerinin sınırlandırılmadığı,mini onarım hizmetlerinin davalıdan alınması halinde bir kısım avantajlar gösterilmesinin saldırgan satış yöntemi sayılamayacağı,davalılarca akdedilen sözleşmenin davacı yanın iddia ettiğinin aksine Anayasanın 48.maddesi ile teminat altına alınan çalışma ve sözleşme özgürlüğüne aykırı olmadığı,aksine bu özgürlüğün alanına dahil olduğu,davalı sigorta şirketi tarafından sunulan 12.12.2013 tarihli tedarik raporu içriğinde aynı hizmeti veren 4 firmanın verileri değerlendirildiğinde davalı sigorta şirketinin detaylı bir inceleme yaparak davalı şirket ile çalışmayı tercih ettiği ,davalılar arasında ki sözleşmenin ve bu çerçevede gerçekleştirilen uygulamanın dürüstlük kuralına aykırılık teşkil etmediği hususunda kanaat bildirmişlerdir.
Somut olayda ; davacının somutlaştırdığı haksız rekabet iddialarının ispatlanamadığı davalı …AŞ nin ilk olarak sektöre sigorta şirketleri vasıtasıyla girmesine rağmen sektörde hakim konumda bulunmadığı ,2009 yılından itibaren sektöre başka firmaların girişinin başladığının Rekabet Kurulunca belirlendiği ,sözleşmelerinde de sigorta şirketlerinin diğer şirketlerle sözleşme yapmasını engelleme sonucunu yaratacak şekilde münhasır hüküm bulunmadığı ,davalı sigorta şirketinin kasko genel şartları ile zaten teminat altında alınan riskler için mini hasar onarımı adı altında ikinci defa sigortalılardan ek mükerrer pirim alındığının tesbit edilemediği,özellikle klasik yöntem ile hasarın karşılanacağı varsayımında dahi mini hasar yöntemi için gereken masrafın zımnen zaten daha fazla maliyet gerektiren klasik hasar giderme yöntemi nedeniyle alınmakta olduğu gözetildiğinde ,mini hasar onarım yöntemi nedeniyle ayrıca ücret-prim alınmayacağını belirtmenin aldatıcı davranış olarak da kabul edilemeyeceği ,davalıların davacı zararına ,davacıyı engelleyici faaliyetlerinin var olduğunun ispat edilemediği davalılar arasında ki sözleşmenin haksız rekabet teşkil etmediği belirlenmiş olmakla ,davanın reddine yönelik hükme ilişkin ileri sürülen istinaf sebebleri yerinde görülmediğinden davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle:
Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nun 353(1)b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
Peşin harcın karar harcına mahsubuna başkaca harç alınmasına yer olmadığına,
İstinaf yoluna başvuran davacı tarafından yapılan giderlerin üzerinde bırakılmasına,
Gerekçeli kararın bir örneğinin taraf vekillerine tebliğine,
HMK ‘nun 361/1. maddesi uyarınca kararın tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde temyiz yoluna başvurulabileceğine, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oy birliğiyle karar verildi. 01/11/2018