Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2017/860 E. 2018/405 K. 12.04.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2017/860
KARAR NO : 2018/405
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İSTANBUL 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 28/12/2016
NUMARASI : 2014/1129 Esas 2016/721 Karar
DAVA : Ticari Şirket (Yöneticilerin Azline İlişkin)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 12/04/2018
Taraflar arasında görülen dava neticesinde davanın kabulüne ilişkin verilen hükmün davalı vekilince istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
DAVA:Davacı vekili dava dilekçesinde; davacı ve davalının … Tic Ltd Şti’nin münferiden yetkilisi hem de ortağı olduğunu, davalı …’in kurduğu bir senaryo ile şirketi kendisinin şirket yetkilisi sıfatıyla attığı imza ile ortağı olduğu şirketi kendisi aleyhine 280.000-TL borçlandırmış olduğunu ve senedi … üzerinden cirolatmak suretiyle İstanbul ..İcra Müdürlüğünün .. esas sayılı dosyası üzerinden icraya koydurarak şirketin tüm malvarlığına haciz koydurtmak suretiyle zarara uğrattığını, davalının ortağı olduğu … Dış Tic Ltd Şti’den haksız ve mesnetsiz olarak tahsil edilen 239.172,35TL’nin istirdatı ile davacı şirkete ait araç ve makinaların değerinin çok altında satılması nedeniyle oluşan zararların tahsili amacıyla Bakırköy 8.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2013/283 esas sayılı dosyası ile dava açıldığını, davalı …’in bu davanın yargılamasından bir gün önce 14.04.2014 tarihinde mahkeme kalemine gelerek hem istirdat davasından hemde Bakırköy 16. Asliye Ticaret Mahkemesinde yargılaması süren menfi tespit davasından … Dış Tic Ltd Şti’nin yetkilisi sıfatıyla feragat ettiğini, davalının bu feragat beyanının Medeni Kanunun 2.maddesinde belirtilen dürüst davranma ilkesine aykırı olup, bir hakkın açıkça kötüye kullanılması ilkesini ihlal ettiğini , feragat beyanlarından önce Bakırköy Cumhuriyet Savcılığında 2014/25277 soruşturma numarasıyla şikayet dilekçesi verildiğini, soruşturma sürerken şirket ortağı …’in bu şekilde her iki davadan da feragat dilekçesi vermiş olmasının …’in işlediği suçun belgesi olduğu gibi şikayetlerinin haklılığını ispatladığını, davalının ortağı bulunduğu … Dış Tic Ltd Şti’ndeki imza yetkisini kullanmak suretiyle şirketini zarara uğratması nedeniyle, davalının yönetim hakkının ve temsil yetkisinin kaldırılmasına ve müdürlükten azline karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde; davalının … Ltd Şti’nin üç eşit ortağından ve üç yetkilisinden biri olduğunu, davalının, ortağı ve yetkilisi olduğu şirketi zarara uğratacak ve kötü niyetli hiçbir eyleminin vuku bulmadığını, aksine davacı ve diğer ortağın her zaman kendi yararları doğrultusunda keyiflerine göre hareket ederek şirketi idare etmek istediklerini, davalıyı şirketten dışladıklarını, dava dışı …in hamili olduğu senet nedeniyle icra takibi başlattığını, davacı ve diğer ortağın kötü niyetli olarak hareket ettiklerini, şirketin kontrolünü ele geçirerek borcun ödenmesini önlediklerini, icra takibi neticesinde şirketin tüm makinelerinin haczedilerek satıldığını, davacının, davalı ve şirketin diğer ortağının ortak iradesi ile senet karşılığı açıktan alınan borç paranın şirket için kullanıldığını, ancak davacı ve diğer ortağın kötü niyetli davranarak senedi ödemek istemediklerini beyanla, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: İlk Derece Mahkemesi; dosyada toplanan deliller çerçevesinde, davalı …’in şirketin ortağı ve münferiden imza yetkilisi olduğunu, davalı … tarafından düzenlenen 04/01/2010 vade tarihli 280.000-TL bedelli bono nedeni ile davalılara borçlu olmadığının (…) tespiti amacıyla şirket tarafından Bakırköy 6.Asliye Ticaret Mahkemesinin 2010/234 esas 2012/552 karar sayılı dava dosyası sebebiyle menfi tespit istemli dava açıldığı, yapılan yargılama sonucunda hem asıl dosyadaki davalı…, hem de birleşen dosyadaki davalılar … ve… yönünden davanın kabulüne karar verildiğini, dosyanın temyiz edilmesi üzerine Yargıtay 19.Hukuk Dairesi Başkanlığının 2013/8520 esas 2013/12332 karar sayılı dosyası ile davalı … yönünden temyiz isteminin reddine karar verildiği, diğer davalılar…hakkında açılan davanın ise eksik inceleme sebebiyle bozulduğu, bozma ilamı sonucu dosyanın Bakırköy 16 Asliye Ticaret Mahkemesinde 2013/488 sayılı esasına kaydolduğu, münferiden şirket yetkilisi olan davalının mahkemeye başvurarak Bakırköy 16 Asliye Ticaret Mahkemesinin 2013/488 esas sayılı dosyasına şirket adına feragat dilekçesi sunduğu, yine Bakırköy 8.Asliye Ticaret Mahkemesinin 2013/283 esas sayılı davasında davacı şirket tarafından çek hamili …’e karşı açılan istirdat davasının da Bakırköy 16.Asliye Ticaret Mahkemesinin 2013/488 esas sayılı dosyası ile birleştirme kararı verildiği, yine davalının mahkemeye feragat dilekçesi verdiği, yöneticilerin şirket aleyhine olabilecek işlemleri yapmaması gerektiğini, ayrıca davalının söz konusu dosyalarda bizzat davalı olduğu, kendisinin de davalı olduğu davalarla ilgili olarak davacı şirket yetkilisi sıfatıyla feragat dilekçesi vermesinin şirket ve şahsı arasındaki işlemler yönünden menfaat çatışmasını oluşturduğu, şirket müdürlüğü görevini kötüye kullandığı belirterek davalı …’in TTK 630/2 maddesi uyarınca haklı sebeple yönetim ve temsil yetkilerinin kaldırılmasına ve müdürlükten azline karar vermiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili kararın hatalı olduğunu asıl diğer ortakların müvekkilini şirketten dışladıklarını, müvekkilinin şirkete borçlandırdığı zarar verdiği iddiasının gerçek dışı olduğunu, müvekkilinin ortağı olduğu şirketin Pomtek markasıyla geliştirdiği diyaframlı pompanın marka ve patentini alması ile seri üretim için CNC torna olarak tabir edilen elektronik beyinli makinenin alımı için üretim bandı ile hammadde stokunun arttırılması gerektiğinden borçlanmak zorunda kalındığını, şirketin tüm makine ve malvarlığını icrada 3. kişiler adına ihaleye girerek diğer ortakların satın aldığını asıl şirketin içini boşaltanların diğer ortaklar olduğunu, diğer ortakların müvekkili hakkında İstanbul C.Başsavcılığının 2014/42408 K sayılı kararı ile “kovuşturmaya yer olmadığı” kararı verildiğini, belirterek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak davanın reddini talep etmiştir.
GEREKÇE: İstinafa konu hüküm ; davalı şirket müdürünün şirketi zarara uğratması nedeniyle temsil ve yönetim yetkisinin kaldırılması ve müdürlükten azline ilişkindir.
İlk Derece Mahkemesince davaya konu 280.000-TL tutarlı senet nedeniyle ….. Ltd. …nin borçlu olmadığının tespiti için davalının da aralarında bulunduğu …. ve … hakkında borçlu olmadığını tespiti istemli dava açıldığını davada ilk derece mahkemesince söz konusu paranın şirket kasasına girmediği davacı şirket ile davalı ..n arasında ticari ilişkin bulunmadığı gerekçesi ile davacı ve davalının ortağı olduğu …..ltd….nin açtığı menfi tespit davasının kabulüne karar verilerek davalı … yönünden temyiz itirazları rededilerek kesinleştiği, diğer davalılar hakkında hükmün bozulduğunu mahkemelerin ayrılması neticesinde diğer davalılar hakkında yargılama devam ederken davalının şirket adına davadan feragat dilekçesi verdiği, yine Bakırköy 8.Asliye Ticaret Mahkemesinin 2013/283 esas sayılı davasında davacı … Tic Ltd Şti tarafından çek hamili …’e karşı açılan istirdat davasının da Bakırköy 16.Asliye Ticaret Mahkemesinin 2013/488 esas sayılı dosyası ile birleştirme kararı verildiği, bu dosyada feragat dilekçesi verdiğini, davalının müdürlük ve temsil görevini kötüye kullandığını, kendisininde davalı olduğu dosyada feragat dilekçesi vermesinin şirketin zararına faaliyet olduğu benimsenerek davanın kabulüne karar vermiştir.
Somut olayda davalı …’in şirketin münferiden temsil yetkisine sahip müdürü olduğu, 280.000-TL bedelli, 18.09.2009 düzenleme tarihli ve 04.01.2010 vade tarihli senedi şirketi borçlu kendisini alacaklı göstererek düzenlediği, senedin …’e ciro edildiği Bakırköy 6. Asliye Ticaret Mahkemesince ; senet bedelinin şirket kayıtlarına girmediği aktif ve pasifinde yer almadığı gerekçesi ile şirketin bu kişilere borçlu olmadığının tespitine karar verildiği verilen kararın Yargıtay 19. HD.’nin 2013/8520 E ve 2013/12332 K sayılı 01.07.2013 tarihli kararı ile davalı … yönünden temyiz itirazlarının reddi nedeniyle kesinleştiği, diğer davalılar hakkında kötüniyetli iktisabın varlığının araştırılması gerekçesiyle hükmün bozulduğu , diğer davalılar hakkında yargılamanın Bakırköy 16. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2013/488 sayılı dosyasında devam ederken davalının şirket yöneticisi ve müdürü sıfatıyla davadan feragat dilekçesi verdiği, yine Bakırköy 8.Asliye Ticaret Mahkemesinin 2013/283 esas sayılı davasında davacı …. Ltd Şti tarafından çek hamili …’e karşı açılan istirdat davasının da Bakırköy 16.Asliye Ticaret Mahkemesinin 2013/488 esas sayılı dosyası ile birleştirme kararı verildiği, bu dosyada davalının şirket yöneticisi sıfatıyla şirket adına feragat dilekçesi verdiği, davalının kendisininde davalı olduğu bir davada şirketle menfaatleri çatışmasına rağmen feragat dilekçesi vermesinin özen ve bağlılık yükümlülüğünün ihlali mahiyetinde olduğu, ayrıca şirket kayıtlarına girmediği yapılan bilirkişi incelemeleriyle belirlenen 280.000-TL borçlandırmış olmasına rağmen bu paranın şirket menfaatine kullanıldığının ispat edilemediği,söz konusu paranın şirket hesaplarına aktarılmadığının sabit olmasına göre davalının temsilcisi olduğu şirketin zararına hareket ettiği sabit olduğundan davalının yönetim ve temsil yetkisinin kaldırılması ve şirket müdürlüğünden azli kararında isabetsizlik görülmediğinden davalı vekilinin istinaf sebebleri yerinde görülmediğinden başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM :Yukarıda açıklanan nedenlerle:
Davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK ‘nun 353(1)b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
Alınması gereken 35,90- TL harçtan davalı tarafından peşin yatırılan 31,40- TL harcın mahsubu ile bakiye 4,50- TL istinaf harcının davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
İstinaf yoluna başvuran davalı tarafından yapılan giderlerin üzerinde bırakılmasına, hükümden sonra davacı yan gider avansından karşılanan 37,50-TL posta masrafının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Gerekçeli kararın bir örneğinin taraf vekillerine tebliğine,
HMK ‘nun 362/1. maddesi uyarınca kararın tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde temyiz yoluna başvurulabileceğine, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oy birliğiyle karar verildi. 12/04/2018