Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2017/851 E. 2018/284 K. 22.03.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO : 2017/851
KARAR NO : 2018/284
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : KOCAELİ 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 14/11/2016
NUMARASI : 2014/151 Esas 2016/1083 Karar
DAVA : Alacak (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 22/03/2018
Davanın reddine ilişkin hükmün davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
DAVA:Davacı vekili dava dilekçesinde; davacının davalı bankadan 3.9.2012 tarihinde 60 ay vadeli 122.240-TL bedelli Taksitli Ticari Kredi kullandığını, borcun 16 taksitini ödedikten sonra 27.1.2014 tarihinde borcu erken kapama istemi ile davalıya başvurduğu bakiye kalan kredi ana para borcu 99.761,18-TL ile dava konusu komisyon ücretleri ve kapama miktarı hakkında müvekkiline bilgi vermeden 5.250-TL tahsil ettiğini, sözleşme hükümleri içinde komisyonun hukuki dayanağı olmadığını, Konut Finansmanlarında erken kapama için %2 oranında alındığını,davalı bankanın bakiye 28.000- TL faiz alacağı için makul olmayan ölçüde 5.250-TL komisyon alarak krediyi kapattığını, %2 komisyonun 560-TL olduğunu, bankanın %20 oranında komisyon aldığını, kredi sözleşmesinin genel işlem koşulları taşıyan tek tip sözleşme olduğunu, sözleşmenin imzalanması esnasında sözleşmenin şartları ve hükümleri hakkında bilgi verilmediğini, TBK 20 vd hükümleri gereği genel işlem koşulları hükümlerinin uygulanmasının gerektiğini, müvekkil aleyhine dengesizlik yaratan ve komisyon miktarının belirlenme yetkisini dahi davalı bankaya bırakan sözleşme hükümlerinin müvekkilini bağlamadığını, hukuka aykırı tahsil edilen4.700-TL komisyon ücretinin 03.02.2014 tarihinden itibaren reeskont faizi işletilerek tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP:Davalı banka vekili cevap dilekçesinde;kredi anapara bakiyesini erken ödeme ile kapatan davacıdan toplam 5.250-TL talep edildiğini ve davacının da rızası ile bu tutarı ödediğini, imzalanan Ticarî Taşıt Kredisi ve Rehin Sözleşmesinin Erken Ödeme/Kapama ve Erken Ödeme/Kapama ücreti başlıklı 8 maddesine göre; “müşterinin erken ödeme tutarının %6’sı tutarında Erken Ödeme/Kapama ücreti ödeyeceğini kabul, beyan ve taahhüt eder.” hükmünün bulunduğunu, BK nun en temel prensibi olan “sözleşme serbestisi” gereği davacı taraf ile müvekkil arasında sözleşme yapıldığını ve sözleşme hükümleri uygulanarak hesaplanan erken kapama komisyonundan dahi indirim yapılarak davacıdan tahsil edildiğini, belirterek davanın reddini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: İlk Derece Mahkemesi, tarafların tacir olduğunu, davalı bankanın, faiz geliri elde etmeyi amaçlayan bir kredi kuruluşu olduğunu, erken kapama nedeniyle faiz gelirinden mahrum kaldığı, bankanın erken kapama nedeniyle komisyon talep edebileceği, Tüketici kredilerinde dahi %2 oranında erken kapama ücreti alındığını, bu oranın ticari kredilerde tarafların ortak iradeleri ile biraz daha esnetilmesinde hukuka aykırı bir yön bulunmadığını, diğer bankalara yazılan yazılara verilen cevaplarda da, müşterinin durumuna göre %2-%5 oranında erken kapama ücreti alındığının bildirildiği, sözleşmede erken kapama ücreti olarak %6 ödeme alınacağına dair şart var ise de, erken kapama ücretinin %6 dan eksik hesaplandığını, 6.284,95-TL yerine, %5 ten daha az oran ile 5.250-TL alındığını, kesintide genel işlem koşulu oluşturacak bir durum olmadığını belirterek davanın reddine karar vermiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili; kredi sözleşmesinde tarafların iradelerinin uyuştuğunun söylemenin imkansız olduğunu, uygulamada bankaların müşterinin imzasını aldıktan sonra kalan kısımlarını sonradan doldurduğunu, müşteri ile müzakere edilmediğini, teamüle göre bankanın erken kapama halinde alması gereken oranın %2 olduğunu belirterek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak davanın kabulünü talep etmiştir.
GEREKÇE: Davalı banka tarafından yapılan kesintinin yasal dayanağı olanTBK nun 96.maddesinde” sözleşme hükümlerinden veya özelliğinden ya da durumun gereğinden tarafların aksini kastettikleri anlaşılmadıkça borçlu edimini süresinden önce ifa edebilir.Ancak kanun veya sözleşme ya da adet gereği olmadıkça borçlu erken ifada bulunması sebebiyle indirim yapamayacağı “düzenlenmiştir.
Davacı vekili erken ödeme komisyonuna ilişkin hükümlerin genel işlem koşullarına göre denetlenmesini talep etmektedir.TBK nun 21.maddesine göre karşı tarafın menfaatine aykırı genel işlem koşullarının sözleşmenin kapsamına girmesi ,sözleşmenin yapıldığı sırada düzenleyenin karşı tarafa bu koşulların varlığı hakkında açıkça bilgi verip ,bunların içeriğini öğrenme imkanı sağlamasına ve karşı tarafın da bu koşulları kabul etmesine bağlı olduğu düzenlenmiş ise de ,erken ifada bulunmak isteyen borçlu kanuni düzenlemeye göre borçtan bir indirim yapamayacağına göre , erken kapama komisyonuna ilişkin sözleşme hükmünün karşı tarafın menfaatine aykırı bir hüküm olarak kabulune imkan bulunmamaktadır. Sözleşmenin Erken Ödeme/Kapama ücreti başlıklı 8 maddesinde; “müşterinin erken ödeme tutarının %6 sı tutarında Erken Ödeme ücreti ödeneceği kararlaştırılmıştır.Alınan Bilirkişi raporunda erken kapama için alınan bedelin %5 oranın altında bulunduğu tesbit edilmiştir.Diğer bankaların erken kapama halinde talep ettikleri oranın %2 ila 5 arasında değiştiği tesbit edildiğinden alınan ücret fahiş olarak da kabul edilemeyeceğinden davanın reddine ilişkin hükümde isabetsizlik bulunmadığından davacı vekilinin yerinde görülmeyen istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM :Yukarıda açıklanan nedenlerle:
Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK ‘nun 353(1)b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
Alınması gereken 35,90- TL istinaf karar harcından davacı tarafından peşin yatırılan 31,40- TL harcın mahsubu ile bakiye 4,50- TL istinaf harcının davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
İstinaf yoluna başvuran davacı tarafından yapılan giderlerin üzerinde bırakılmasına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda HMK 362.a maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 22/03/2018