Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2017/845 E. 2018/201 K. 08.03.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO : 2017/845
KARAR NO : 2018/201
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : BAKIRKÖY 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 14/06/2017
NUMARASI : 2015/904 Esas 2017/542 Karar
DAVA : Ticari Şirket (Genel Kurul Kararının İptali İstemli)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 08/03/2018
Taraflar arasında görülen dava neticesinde ilk derece mahkemesince verilen davanın kısmen kabulune ilişkin hükmün taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
DAVA:Davacılar vekili dava dilekçesinde; müvekkilleri …’ın babasının kurucu üye sıfatı sıfatı ile paydaş olduğu … Ticaret A.Ş.’nin %3 oranındaki sermaye hak ve hissesine sahip bulunduklarını, şirketteki hissesinin değerini öğrenmek istediğini, bu amaçla davalıya ihtarnameler göndermiş olduğunu, davalı şirket yetkilisi , yapılan ihtarnamelere rağmen şirketin defter ve belgelerini incelemesine izin vermedikleri gibi davacıyı şirkete dahi sokmadığını,keşide edilen ihtarnamelerden sonra davalı …”ın davacının hissesini satın almak istediğini, bu amaçla kendisini toplantıya çağırdığını, ancak anlaşma gerçekleşmediğini, davacının bir çok genel kurul ve ortaklar kurulu toplantılarına davet edilmediğini, davacının usulüne uygun olarak yapılmayan 20.10.2014 tarihli genel kurul toplantısına ilk defa çağrıldığını, bu toplantıda alınan kararlara muhalif olduğunu belirtip red oyu kullandığını bildirerek alınan tüm genel kurul kararlarının iptaline karar verilmesiniz ,ayrıca şirketin kurulduğu tarihten bu yana tüm bilançoları incelenerek şirketin gerçek mali durumunun tesbit edilerek ,şirket adına alınması gerekirken davalı şirket ortağı adına alınan taşınmazların gelirleri tesbit edilmek suretiyle uğradıkları zararlardan şimdilik toplam 15.000.-TL ‘nin öncelikle payları oranında müvekkillerine olmadığı takdirde şirkete ödenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP:Davalılar vekili cevap dilekçesinde; davanın süresinde açılmadığını, dava dilekçesinde …’ın mirasçısı olarak davacı … olduğu belirtilmiş olduğunu, ancak …l’ın tek mirasçısının kendisi olmadığını, daha önce kendilerine gönderilen ihtarnamede mirasçı olarak … ( murisin eşi) ve…ın kaldığı belirtilmiş olduğunu, bu hususun dava şartı olduğunu, Müvekkilleri …’ın yetkilisi olduğu …. A.Ş. 1983 yılında Kadakal ailesi tarafından 9 ortakla kurulduğunu, Şirkette en büyük pay sahibi o dönem aynı zamanda da makine mühendisi olan ..olduğunu, …l’in trafik kazasında hayatını kaybettiğini, en büyük paya sahip ve aynı zamanda teknik ve yönetim anlamında en etkili ortak vefat edince şirketin dar boğaza girdiğini, müvekkillerinin 1987 yılında hisseleri devir aldıktan sonra imalatta kullanılan bütün makinelerin orijinal olması için harekete geçtiğini, Almanya’dan 5 adet en gelişmiş radyatör üretim makinaları aldığını, Türkiye’den ise o dönem kapanan ticari araç üreticisi … firmasının radyatör imalat makinalarını 2. el olarak aldığını, bunun yanında üretim ve pazarlama için tüm imkanlar kullanılarak yeni makine ve teçhizatlar satın alındığını, bu nedenle ilk itirazlarının incelenerek bu itirazlarının kabulüne karar verilmesini, müvekkilleri aleyhine açılan davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: İlk derece mahkemesi, toplanan deliller, iddia, savunma, alınan bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre; davacıların murisi olan …ın davalı şirkette %3 oranında hissedar olduğu, kendisinin 17.09.2011 tarihinde öldüğü halde şirket tarafından yapılan 28.12.2011 ve 11.03.2013 tarihli genel kurul toplantılarına katılmış gibi kararlar alındığı, söz konusu kararların murisin o tarih itibarı ile öldüğü dikkate alındığında bu karardan e.TTK 370 ve 6102 sayılı TTK nın 416.maddeleri gereğince yoklukla malûl olduklarının tespitine, dava konusu yapılan 24.10.2014 tarihli genel kurul toplantısında alınan kararlara karşı üç aylık yasal sürede dava açılmadığından bu kararlara yönelik talebin ve davalı …’ın şirketi zarara uğrattığına ilişkin somut bir delil sunulmadığından bu yöndeki talebin de reddine karar vermiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ:1-Davacılar vekili, iptalini talep ettikleri genel kurul kararlarının murisin ölüm tarihi olan 17.09.2011 tarihinden sonra yapılan tüm genel kurul kararları olduğunu, en son yapılan 24.10.2014 tarihli genel kurul kararının da yoklukla malul olduğunu, TMK 640/4 göre mirasçılardan birinin murisin terekesinin korunmasına yönelik olarak tek başına dava açabileceğini, korumadan bütün mirasçıların yararlanacağını, belirterek ilk derece mahkemesinin kısmen kabul kararının kaldırılarak davanın tümden kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
2-Davalılar vekili; davacının diğer mirasçı …’ı davaya dahil ettirmeden yargılama yapıldığını öte yandan davaya dahil edilen mirasçının davada taraf sıfatı kazanmasının mümkün olmadığını, davanın dava şartı yokluğundan reddi gerektiğini belirterek davanın kabul edilen kısmına yönelik hükmün kaldırılmasını talep etmiştir.
GEREKÇE: Mahkeme 28.12.2011 ila 11.03.2013 tarihinde yapılan genel kurul toplantılarının çağrısız yapıldığı, davacıların bu hususta muvafakatinin alınmadığı davacıların katılımı olmaksızın yapılan genel kurul kararlarının yoklukla malul olduğu gerekçesi ile kararların yok hükmünde olduğunun tespitine, 24.10.2014 tarihinde yapılan genel kurul kararına karşı 3 aylık hak düşürücü sürede dava açılmadığından iptal isteminin reddine, yine davalının eylemi nedeniyle şirketin dolayısıyla davacıların zarar gördükleri kanıtlanmadığından tazminat isteminin reddine karar verilmiştir.
Davalı şirketteki müteveffaya ait paylar mirasçıları olan davacılara intikal etmiş olup ,davacı dışında ki diğer mirasçı vekaletname ibraz etmek suretiyle davaya katılarak davaya muvafakatını bildirdiğinden tüm mirasçıların birlikte hareket etmesi koşulu gerçekleştiği, ,usulü eksiklik giderilmiş bulunduğundan davacı sıfatına yönelik istinaf sebebleri yerinde bulunmamaktadır. Davacıların murisi olan …ın davalı şirkette %3 oranında hissedar olduğu, kendisinin 17.09.2011 tarihinde vefat ettiği halde yapılan 28.12.2011 ve 11.03.2013 tarihli genel kurul toplantılarına katılmış gibi kararlar alındığı, söz konusu kararların murisin o tarih itibarı ile öldüğü dikkate alındığında bu karardan e.TTK 370 ve 6102 sayılı TTK nın 416.maddeleri gereğince yoklukla malûl oldukları,çağrısız toplantı yapılabilmesi için tüm paydaşların itirazsız katılımı gerektiğinden ilk derece mahkemesinin her iki toplantıda alınan kararların yoklukla malul olduğunun tespitine ilişkin kararında bir isabetsizlik bulunmamakla davalı vekilinin davanın kabul edilen kısmına yönelik istinaf başvurusu yerinde görülmemiştir.
Davacılar vekili ise ; 24.10.2014 tarihli genel kurulda alınan kararlarla ilgili olarak TTK 445. maddesine göre karar tarihinden itibaren 3 ay içinde dava açılmadığı gibi kararın TTK 446. maddesine aykırılığı da iddia edilmediği,ibra oylamasında ise ibranın gerçekleşmediği ,davacının da red oyu kullandığı gözetildiğinde bu kararın iptalini istemekte hukuki yararının olmadığı ,alınan diğer kararlara ise süresinde iptal davası açılmadığı bu sebeble 24.10.2014 tarihli kararında yokluk ile malul olduğuna dair iddiaların yerinde olmadığı anlaşılmaktadır.Davacı sorumluluk davası yönünden ise iddialarını somutlaştırmamış ,davalının müteveffanın sağlığında alınan kararlarla ibra edildiği ,ölümünden sonra ise şirketi ne şekilde zarara uğrattığıra ilişkin ispat vasıtası sunulmamış olup ; ilk derece mahkemesince alınan bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına davalının eylemi nedeniyle davacıların zarara uğradığı kanıtlanamadığından davacının istinaf başvurusuda yerinde olmadığından ;her iki taraf vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM :Yukarıda açıklanan nedenlerle:
Taraf vekillerinin istinaf başvurusunun HMK ‘nun 353(1)b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
Davacı taraftan alınması gereken 35,90- TL harçtan peşin yatırılan 31,40- TL harcın mahsubu ile bakiye 4,50- TL’nin davacılardan alınarak hazineye gelir kaydına,
Davalı taraftan alınması gereken 35,90- TL harçtan davalılar tarafından peşin yatırılan 31,40- TL harcın mahsubu ile bakiye 4,50- TL’nin davalılardan alınarak hazineye gelir kaydına,
İstinaf yoluna başvuran davacılar ve davalılar tarafından yapılan giderlerin üzerinde bırakılmasına,
Gerekçeli kararın bir örneğinin taraf vekillerine tebliğine,
HMK ‘nun 362/1. maddesi uyarınca kararın tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde temyiz yoluna başvurulabileceğine, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oy birliğiyle karar verildi. 08/03/2018