Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2017/825 E. 2018/685 K. 07.06.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2017/825
KARAR NO : 2018/685
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İSTANBUL 14. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 16/05/2017
NUMARASI : 2014/307 Esas- 2017/408 Karar
DAVA : Tazminat (Haksız Rekabetten Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 07/06/2018 (07/07/2018 yazım tarihli )
Davanın reddine ilişkin hükmün taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
DAVA: Davacı vekili,davalı ile imzalanan müşteri temsilciliği sözleşmesi uyarınca davacı bünyesinde bağımsız emlak danışmanı iken davalının 10/08/2009 tarihli ihtarname ile sözleşmeyi feshettiğini, iki ay sonra 15/10/2009 tarihinde davacı ile aynı faaliyet konusunda davalı şirketi kurup davacının yakınında bir adreste yoğun rekabet oluşturacak şekilde ticari faaliyete başladığını, davalının eyleminin sözleşme ve TTK hükümleri uyarınca haksız rekabet oluşturduğunu, sözleşmenin 4/9.maddesi hükmüne göre sözleşmenin sona ermesinden itibaren 2 yıl içinde davacının yürüttüğü işe benzer ya dadavacının işi ile bir başka şekilde bağlantılı işi, sözleşmenin geçerli olduğu ilçe sınırları dahilinde yapamayacağı, aksi halde 20.000 usd cezai şart ödeyeceğinin kararlaştırıldığını,davalının 15/10/2009 tarihinde diğer davalı şirketi kurarak, henüz iki yıllık süre dolmadan aynı faaliyetlere başladığını;elde ettiği müşteri portföyünü kullanarak haksız rekabette bulunduğunu , haksız rekabetin men’ine, fiili durumun ortadan kaldırılmasına,rekabet yasağını ihlali nedeniyle şimdilik 2.500-usd cezai şart ile haksız portföy transferi nedeniyle şimdilik 2500- usd maddi tazminatın 3095 sayılı kanun 4.a maddesi uyarınca ve 1.000- TL manevi tazminatın avans faizi ile birlikte, davalılardan müteselsilen tahsiline;hükmün gazetede yayınlanmasına karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP:Davalı vekili, davalının davacı şirketin iş yerinde 02/01/2009 tarihinden 07/08/2009 tarihinde kadar çalıştığını, onun personeli olarak işlerini sürdürdüğünü, sözleşme yapılırken imzalatılan borcun tahsili amacı ile icra takibine konu senetlerden dolayı İst. 7. İş Mahkemesinin 2009/975 esas sayılı dosyasında görülmekte olan davanın beklenilmesi gerektiğini,rekabet etmeme yasağına ilişkin hükmün BK348.madde karşısında geçersiz olduğunu beyanla davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI:Mahkemece,davacının rekabet yasağı ihlali nedeniyle cezai şart isteminin kabulüne, 2.500 USD nin 3095 sayılı yasanın 4/a maddesi uyarınca faiziyle davalılardan tahsiliyle davacıya verilmesine, haksız rekabetin önlenmesine dair istemi yönünden hüküm tesisine mahal bulunmadığına, davacının haksız rekabet nedeniyle tazminat ve koşulları bulunmayan manevi tazminat isteminin reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ: 1-Davacı vekili, haksız portföy tazminatı açısından davalının fatura kesmiş olması gerektiğinin aranmasının yanlış olduğunu, önemli olanın davacının müşteri portföyünde yer alan şahıslarla hukuki ilişki içine girmiş olup olmadığının tespiti olduğunu, davalı şirketin faaliyet adresinde bulunduğu taşınmazın bile davacı portföyünde bulunduğunu, haksız rekabet tespit edildiğine göre manevi tazminat koşullarının oluştuğunu öne sürerek, kararın bu yönden kaldırılmasını talep etmiştir.
2-Davalı vekili,sözleşmede yer alan cezai şart istemini talep edebilecek olanın davacıya franchise kullandıran dava dışı Türkiye… firması olduğu, dava açılma tarihinde istenen 2500- USD nin 1514- TL üzerinden harcı yatırılarak talepte bulunulduğu, mahkeme kararında ise 2500 usd nin 3095/4 a ya göre faiz işletilmesine hüküm verilmesinin kanuna aykırı olduğu öne sürerek kararın bu yönden kaldırılmasını talep etmiştir.
GEREKÇE: sözleşmenin sona erdiği tarih itibariyle yürürlükte bulunan BK nun 348.maddesinde;iş sahibinin müşterilerini tanımak veya işlerinin esrarına nüfuz etmek hususlarında işçiye müsait olan bir iş akdinde her iki taraf ,akdin hitamından sonra işçinin kendi namına iş sahibi ile rekabet edecek bir işi yapmamasını ve rakip bir müessese de çalışmamasını ve böyle bir müessesede çalışmamasını şerik veya sair sıfatla alakadar olamamasını şart edebilirler. Rekabet memnuiyetine dair olan şart ancak işçinin müşterileri tanımasından ve esrara nüfuz ederek iş sahibine hissolunacak derecede bir zarar husulüne sebebiyet verecek ise caizdir”denilmiştir.
349.madde de ise işçinin iktisada istikbalinin hakkaniyete muhalif olarak tehlikeye girmesini menedecek surette zaman ,mahal ve işin nevi noktasında hal icabına göre münasip bir hudut dahilinde şart edilmiş ise muteberdir.
Somut olayda iş sözleşmesi ile davalı ;işten ayrıldıktan sonra 2 yıl süre ile Beşiktaş ilçe sınırları içerisinde davacı şirket ile aynı işi yapmamayı taahhüt etmiştir.Sözleşme deki yasağın yer ,zaman ve işin nevi bakımından açıkça sınırlandırıldığı gözetildiğinde rekabet yasağı hükmü geçerli olup,davalı istifa etmek suretiyle işten ayrıldıktan sonra aynı bölge de aynı faaliyet alanında şirket kurmak suretiyle faaliyete başladığı ,davalının gayrımenkul danışmanı olduğu bu suretle davacının müşteri çevresi hakkında bilgi sahibi olduğu ve pozisyonu itibariyle işverenin zararına sebeb olabilecek durumdadır.
Davacı vekili davalının müşteri portfoyünü kullanmak suretiyle haksız rekabette bulunduğunu bu suretle haksız rekabetin meni’ni ve maddi ve manevi tazminata hükmedilmesini de talep etmiştir. Dosya kapsamında; davalının davacı tarafın müşteri ve emlak porföyünü kullanarak haksız kazanç elde ettiği yönünde bir ispat vasıtası bulunmadığı anlaşılmaktadır. Bu kalem istek yönünden davanın reddedilmiş olması dosya kapsamı deliller içeriğine uygundur. Haksız rekabet fiili işlendiğinin sabit olmaması karşısın da haksız rekabetin engellenmesi ve maddi ve manevi tazminat istemlerinin reddine karar verilmesinde sonuç itibariyle bir isabetsizlik yoktur.
Davalı taraf ise davacının dava dışı ana … Türkiye firmasının verdiği franchise kapsamında faaliyette bulunduğu, cezai şartı talep etme hakkının olmadığını ileri sürülmekte ise de davalı ile iş sözleşmesini imzalayanın davacı şirket olduğu ,davalıda davacıya ait işyerinde çalıştığı sabit olduğuna göre franchise alınarak ticari faaliyetin sürdürülmesi ,bu kapsamda franchise alanın işyerinde ki faaliyeti bağımsız olup sözleşme ile üstlendikleri yükümlülükleri kapsamında kalmak koşuluyla davacı tarafından rekabet yasağı ihlali nedeniyle cezai şart talep edebileceğinden davalının husumete yönelik itirazları ve istinaf sebebleri yerinde bulunmamaktadır.
Davacı kısmi dava açmış olup, talebi yabancı para birimidir. Yabancı para üzerinden yapılan taleplerde dava dilekçesinde TL karşılığının gösterilmesi yasal bir zorunluluk olup ; alınacak harcın belirlenmesi yönünde TL karşılığının belirtilmesi, davanın sonuçlandırılmasında talebin TL ye çevrildiğini göstermeyeceğinden kararın USD para birimine göre sonuçlandırılmasında TBK 99/son (BK 83/son) gereği aykırılık bulunmadığından ;Sonuç olarak her iki tarafın istinaf sebebleri yerinde görülmemiş ,her iki yan vekilinin istinaf başvurularının esastan reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM :Yukarıda açıklanan nedenlerle:
Davacı ve davalılar vekillerinin istinaf başvurularının HMK ‘nun 353(1)b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
Davacı tarafın istinaf başvurusu açısından alınması gereken 35,90- TL istinaf karar harcından, davacı tarafından peşin yatırılan 31,40- TL harcın mahsubu ile bakiye 4,50- TL harcın davacıdan alınarak Hazine’ye gelir kaydına,
Davalı tarafın istinaf başvusu açısından alınması gereken 607,48-TL istinaf karar harcından, davalılar tarafından peşin yatırılan 151,87- TL harcın mahsubu ile bakiye 455.61- TL harcın davalılardan alınarak Hazine’ye gelir kaydına,
Gerekçeli kararın taraf vekillerine tebliğine ,
HMk 362/1 gereği tebliğden itibaren 2 haftalık süre içinde yargıtayda temyizi kabil olmak üzere dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda oy birliği ile karar verildi.07/06/2018