Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2017/801 E. 2018/167 K. 01.03.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2017/801
KARAR NO : 2018/167

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İSTANBUL 17. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 08/03/2017
NUMARASI : 2014/711 Esas 2017/60 Karar
DAVA : İtirazın İptali (Gemi Ve Yük Alacaklılığından Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 01/03/2018

Taraflar arasında görülen dava neticesinde ilk derece mahkemesince davanın reddine ilişkin hükmün davacı vekilince istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
DAVA:Davacı vekili sunduğu dava dilekçesinde; davalı … şirketi ile müvekkili arasında düzenlenen 04/01/2012 başlangıç tarihli sigorta poliçesi ile müvekkiline ait olan … nolu Türk bayraklı …. isimli geminin gemi sigortası kapsamında sigortalandığını, geminin yüklü bir vaziyette 19/05/2012 tarihinde Yunanistan’ın Zakymtpos adası açıklarında belirlenemeyen bir sebepten dolayı batarak tam zayi olduğunu, olaydan sonra davalı … şirketi tarafından müvekkilinin zararının bir kısmının karşılandığını ancak 450.000 USD tutarındaki zararın ödenmediğini, bu nedenle davalı şirket aleyhine İstanbul… İcra Müdürlüğünün … E. Sayılı dosyası üzerinden icra takibi başlatıldığını ,davalının haksız şekilde borca itiraz etmesi nedeni ile takibin durdurulduğunu, bu şekilde sigorta şirketinin sigorta poliçesi ile üstlenmiş olduğu sorumluluğunu da yerine getirmediğini sigorta bedelinin 2.800.000 USD olup geminin tam zayi olduğunu, olaydan sonra taraflar arasında yapılan görüşmelerde müvekkili şirketin ekonomik durumu 3. Şahıslara ve özellikle işçilere olan borçları vefat eden işçi yakınlarına ödenecek tazminatlar nedeni ile ortaya çıkan zor koşullarda davalı … şirketinin baskı ve gabin ortamı yaratarak müvekkiline poliçede belirtilen miktarın çok altında ödeme yaptığını bu nedenle takibe itirazın haksız olduğunu ileri sürerek, davalının itirazının iptali ile icra takibinin devamına alacak bedelinin % 20 sinden az olmamak üzere icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:Davalı vekili cevap dilekçesinde; sigorta şirketi tarafından davacı tarafa tekne değerinin tamamı olan 2.350.000 USD’nin ödendiğini ,bu şekilde zararını tahsil ederek davacının müvekkilini ibra ettiğini ibraname gereğince müvekkilinin sorumluluğunun sona erdiğini, ayrıca davacının iddia etmiş olduğu gabin koşullarınında oluşmadığını, geminin batmasından sonra ekspertiz tarafından yapılan araştırmalar sonucu sigortalı teknenin değerinin 2.350.000 USD olarak belirlendiğini, müvekkilinin sorumluluğunun sigorta poliçesi üzerinde yazılı olan sigorta bedeli kadar sigortalının gerçek zararının giderilmesi ile sınırlı olduğunu, geminin gerçek değerininde ödendiğini , 03/10/2012 tarihinde düzenlenen zeyilname ile gemiye poliçe başlangıç tarihi itibariyle aşkın sigorta uygulanmasından dolayı aradaki tutar olan 450.000 USD karşılığı bedele isabet eden pirim payının sigortalıya iade edildiğini, öte yandan davacının müzayaka halinde bulunduğunu da ispat etmesi gerektiğini ancak bu durumun ispatlanamadığı gibi daha fazla zarara uğradığınında ispatlanamadığını savunarak, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: İlk derece mahkemesi, iddia, alınan bilirkişi raporları ve tüm dosya kapsamına göre geminin zayi olduğu tarih itibariyle değerinin 2.350.000-USD olduğunu, gabinin objektif unsurunun gerçekleşmediği gibi subjektif unsuru olan davacının ibraname tarihi itibariyle darda olmasından yararlanma halininde davacının defter ve kayıtlarının incelenmesi neticesinde darda olmadığının anlaşılması nedeniyle tespit edilemediğini, TTK 1464. maddesine göre, davalının sorumluluğunun kaza tarihindeki sigortalanan emtianın gerçek değeri ile sınırlı olduğunu, davalının 2.350.000-USD ödeme yaparak davacının davalıyı ibra ettiğini ibranamenin geçerli olduğunu ve gabin nedeniyle iptal edilebilme şartlarının oluşmadığı gerekçesi ile davanın reddine karar vermiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili ilk derece mahkemesi kararının gerekçeli olmadığını geminin değerinin gerekçede belirtilmediğini, raporlar arasındaki değer yönden var olan çelişkinin giderilmediğini, 450.000-USD’lik farkın objektif olarak fahiş olmadığının ifade edildiğini bunun hatalı olduğunu, yine müvekkilinin ibraname sırasında zorda olmadığı iddiasınında yerinde olmadığını, şirketin mali yapısına ilişkin hukuki bir değerlendirme yapılmadığını,20.07.2012 tarihli davacının davalının eksperine gönderdiği e-mail yazışmasında zorda olduğunu bildirerek ödeme talep ettiğini belirterek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak davanın kabulünü talep etmiştir.
GEREKÇE: İstinaf incelemesi bakımından Uyuşmazlık, davalı … şirketine sigortalı olan davacıya ait geminin 19.05.2012 tarihinde batması nedeniyle tam zayi olmasından kaynaklanan zararın ödenmesi nedeniyle verilen ibranamenin gabin nedeniyle geçersiz olup olmadığı noktasındadır.
İlk Derece Mahkemesi, iddia, alınan bilirkişi raporları ve tüm dosya kapsamına göre geminin zayi olduğu tarih itibariyle değerinin 2.350.000-USD olduğu, gabinin objektif unsurunun gerçekleşmediği gibi subjektif unsuru olan davacının ibraname tarihi itibariyle darda olmasından yararlanma halininde davacının defter ve kayıtlarının incelenmesi neticesinde darda olmadığının anlaşılması nedeniyle tespit edilemediği, TTK 1464. maddesine göre, davalının sorumluluğunun kaza tarihindeki sigortalanan emtianın gerçek değeri ile sınırlı olduğu, davalının 2.350.000-USD ödeme yaparak davacının davalıyı ibra ettiğini ibranamenin geçerli olduğunu ve gabin nedeniyle iptal edilebilme şartlarının oluşmadığı gerekçesi ile davanın reddine karar vermiştir
Davacı vekili İlk Derece Mahkemesi kararının gerekçeli olmadığını geminin değerinin gerekçede belirtilmediğini, raporlar arasındaki değer yönden var olan çelişkinin giderilmediğini, 450.000-USD’lik farkın objektif olarak fahiş olmadığının ifade edildiğini bunun hatalı olduğunu, yine müvekkilinin ibraname sırasında zorda olmadığı iddiasınında yerinde olmadığını, şirketin mali yapısına ilişkin hukuki bir değerlendirme yapılmadığını, 20.07.2012 tarihli davacının davalının eksperine gönderdiği e-mail yazışmasında zorda olduğunu bildirdiğini kararın hatalı olduğunu iddia etmektedir.
EBK’nun 21. maddesi anlamında gabinden söz edebilmek için, tarafların karşılıklı edimleri arasında açık nispetsizlik olması, lehine dengesizlik yapılan tarafın müzayaka, tecrübesizliğinden yararlanılması gerekmektedir. Müzayaka esas itibarıyla ciddi bir mali sıkıntı halini ifade eder. Somut olayda gerek ekspertiz raporu gerekse alınan bilirkişi raporlarında dava konusu geminin kaza tarihi itibariyle gerçek değerinin en yüksek 2.650.000-usd olabileceğinin tespit edilmesi karşısında davacıya ödenen bedelle ;sigorta değeri arasında %15’lik farkın aşırı nispetsizlik olarak değerlendirilmesinin söz konusu olmadığı, bu halde gabinin objektif unsuru olan edimler arasında açık bir orantısızlık bulunması şartının gerçekleşmediği (Yargıtay 11.HD nin 2012/10447 esas -2013/16865 karar da bu yoldadır.)gibi davacı tarafından davalıya verilen kayıtsız şartsız sorumluluktan kurtulmasına yönelik verilen ibraname tarihi itibariyle davacının bilirkişi tarafından incelenen defter ve kayıtlarına göre ödeme tarihinde davacının ciddi bir sıkıntı içinde olduğuna yönelik bir tespit bulunmadığı,gabinin subjektif unsurununda olayda gerçekleşmediği göz önüne alındığında ilk derece mahkemesinin davanın reddine ilişkin kararında bir isabetsizlik bulunmamakla yerinde görülmeyen istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM :Yukarıda açıklanan nedenlerle:
Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK ‘nun 353(1)b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
Alınması gereken 35,90- TL istinaf karar harcından davacı tarafından peşin yatırılan 31,40- TL harçtan mahsubu ile bakiye 4,50- TL’nin davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
İstinaf yoluna başvuran davacı tarafından yapılan giderlerin üzerinde bırakılmasına,
Gerekçeli kararın bir örneğinin taraf vekillerine tebliğine,
HMK ‘nun 362/1. maddesi uyarınca kararın tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde temyiz yoluna başvurulabileceğine, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oy birliğiyle karar verildi. 01/03/2018