Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2017/777 E. 2018/107 K. 15.02.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2017/777
KARAR NO : 2018/107

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İSTANBUL ANADOLU 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ :17/03/2017 tarihli ek karar
NUMARASI : 2017/665 D.İş 2017/665 Karar
TALEP :İhtiyati Hacze İtiraz
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 15/02/2018

İlk derece mahkemesince verilen 17/03/2017 tarihli ihtiyati hacze itirazın reddine ilişkin ek kararın karşı taraf borçlu vekilince istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
TALEP : İhtiyati haciz kararına itiraz eden (Borçlu) … vekili; dava konusu çekin müvekkilinin şahsı ile bir ilgisi olmadığını, çekin kişisel keşidecisi ya da cirantası olmadığını, çekin … Mağzacılık …tarafından keşide edildiğini, çekin ileri tarihli bir çek olarak düzenlendiğini, 08/06/2016 tarihinde…. Ltd.Şti.ne teslim edildiğini, çekin teslim tarihi olan 08/06/2016 tarihinde müvekkilinin şirket yetkilisi olduğunu, 09/09/2015 tarihinde yapılan olağanüstü genel kurul’da alınan kararla 3 yıl süre ile görev yapmak üzere seçilen yönetim kurulu üyelerinden birinin müvekkili olduğunu, çekin üzerinde düzenlendiği tarih olarak yazılan 31/01/2017 tarihinde müvekkilinin şirket yetkilisi olmadığını, müvekkilinin şirket yetkilisi konumundayken 29/07/2016 tarihli olağan genel kurul kararıyla ayrıldığını, şirket yetkilisinin … olduğunu iddia ederek ihtiyati haciz kararının kaldırılmasını, ihtiyati haciz talep eden tarafın dosyaya yatırılmış olan teminatın dosyada tutulmasına devam edilmesini talep etmiştir.
CEVAP : İhtiyati haciz talep eden vekili, ileri tarihli çek konusunda lehdarın haklarını korumaya çalışan mevzuat kapsamında çekin altında imzası bulunan şahsın sorumlu olduğunu, çekin bir kredi aracı olmadığını, ileri tarihli çekler ile getirilen düzenlenmenin çeke uygulanamayacağının 31/12/2017 tarihinden itibaren çeki düzenleyen tüzel kişinin yetkilisi değişse de tüzel kişinin sorumluluğunun devam edeceğini, çekin altında imzası bulunan …’in çekten bizzat sorumlu olduğunu öne sürerek ihtiyati hacze karşı olan itirazların reddine karar verilmesini savunmuştur.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Mahkemece; İİK’nun 265.maddesinde, ihtiyati hacze itiraz nedenlerinin tahdidi olarak sayıldığı; bunların: mahkemenin yetkisine, teminata ve ihtiyati haczin dayandığı nedenlere ilişkin olup; haczin dayandığı sebeplerin ise yasanın 257.maddesinde düzenlenmiş olduğu; bunların da alacağın vadesinin gelmesi ve rehinle temin edilmemiş olması ile para borcuna ilişkin olduğu, … vekili tarafından ihtiyati haciz kararına itiraz edilmiş ise de; mahkemece verilen 13/02/2017 tarih 2017/665 D.İş sayılı kararın yerinde olduğu kabul edilerek ihtiyati haciz kararına karşı yapılan itirazın reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ : İstinaf yoluna başvuran borçlu … vekili, esas olarak ihtiyati haciz kararına karşı itiraz nedenlerine gönderme yaparak ihtiyati haciz kararının hukuka aykırı olduğunu ve buna yönelik itiraz üzerine verilen kararın da gerekçesiz olması nedeniyle müvekkilinin mağdur olduğunu belirterek ihtiyati haciz ve teminat yatırılmasına dair kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
GEREKÇE :İhtiyati haciz. talep eden, 31/01/2017 tarihli, düzenleyeni …..Ş, lehdarı . …. Ltd. Şti olan 62.000-TL bedelli çekten dolayı ihtiyati haciz kararı verilmesini talep etmiştir.
İlk Derece Mahkemesi tarafından 13/02/2017 tarihinde talep kabul edilmiştir. (aleyhine İhtiyati haciz kararı verilen şahsın çek üzerinde kişisel olarak borçlu olduğu çıkarılamamaktadır. … bizzat keşideci değildir fakat çekin süresinde muhatap bankaya ibraz edildiği, çek üzerindeki imzanın çekin verildiği hesap sahibinin imzasını taşımadığı gerekçesiyle işlem yapılmadığına ilişkin şerh çekin arkasına muhatap tarafından yazılmıştır. Bu durumda çekin üzerindeki tarih itibariyle keşide etmeye yetkili şahıs tarafından düzenlenmediği belirlenerek muhatap tarafından kabul edilmediği anlaşılmaktadır. Çekin üzerinde yazılı keşide tarihi itibariyle yetkisiz temsilci tarafından düzenlendiği kabul edilmek durumundadır.
Daha sonra aleyhine İhtiyati haciz kararı verilen tarafından vaki itiraz ve çek bedelinin 23/02/2017 tarihinde depo edilmesi üzerine İlk Derece Mahkemesince tarafından dosya üzerinden aynı tarihli ara karar ile İhtiyati haciz kararı teminat üzerine kaydırılmış ve itiraz incelenmek üzere duruşma açılmasına karar verilmiştir.
İhtiyati haciz kararına itiraz eden esas olarak, çekin ileri tarihli düzenlendiğini, fiilen düzenlendiği tarihte çeki düzenleyen şirketin temsile yetkili bulunduğunu, ancak görevinin daha sonra sonlandığını, çek üzerinde yazılan keşide tarihi ve bankaya ibraz edilen tarih itibariyle şirketi temsil yetkisinin olmadığını, bu itibarla çekten dolayı sorumlu ve borçlu olmadığını öne sürmektedir. Çekin üzerindeki keşide tarihi itibariyle yetkisiz temsilci tarafından keşide edilmesi nedeniyle çeki keşide edenin sorumluluğu muhatap tarafından kabul edilmemiştir. Fakat çekten dolayı ihtiyati haciz talep eden şahıs çekin lehdarıdır. Çekin ne keşidecesi tüzel kişilik ne de fiilen imzalayan temsilci çekten sorumlu olmaz ise çekin kıymetli evrak olma vasfından doğan ve 6102 sayılı TTK’nın 645 vd maddelerinde yazılı olan senedin sebepten mücerret borç husule getirmesi ve senetteki hakkın senede sıkı sıkıya bağlı olmasını temin eden özelliklerinin bir anlamı kalmamaktadır.
5941 sayılı Çek Kanununun 3. Maddesinin (15/7/2016-6728/62. Maddesi ile eklenen 10. Fıkrası (6728 sayılı Kanunun 76 ncı maddesi ile bu düzenleme 31/12/2017 tarihinde yürürlüğe girecektir) na göre: Lehine karekodlu çek düzenlenen lehdar, teslim aldığı çeki Türk Ticaret Kanununun 780 inci maddesinin üçüncü fıkrasında belirtilen sisteme kaydeder. Karekodlu çekin sisteme kaydedildiği tarihten sonra çek düzenleyen tüzel kişinin temsilcilerinde meydana gelen değişiklikler, çek hesabı sahibi tüzel kişinin sorumluluğunu ortadan kaldırmaz.
İhtiyati haciz talebine esas tutulan çek, dosyada bulunan fotokopisine göre karekodlu bir çek değildir fakat İhtiyati haciz talep eden lehdarın, çekin karekodsuz oluşu ve bu madde hükmünün yürürlüğe gireceği tarih itibariyle de keşidecinin sorumluluğuna gidemediği anlaşılmaktadır. 6102 sayılı TTK’nın 678. Maddesine göre, temsile yetkili olmadığı halde bir kişinin temsilcisi sıfatıyla bir poliçeye imzasını koyan kişi, o poliçeden dolayı bizzat sorumludur.
İhtiyati hacze itiraz eden, çekin fiili düzenleme tarihi itibariyle yetkili olsa da üzerinde yazan keşide tarihi itibariyle temsile yetkili olmamasından hukuken sorumlu tutulmak durumundadır.
Sonuç olarak çekin fiilen düzenlendiği öne sürülen tarih itibariyle yetkili olduğu kabul edilen tüzel kişilik temsilcisinin çekin üzerinde yazılı tarih itibariyle yetkisiz temsilci durumuna düştüğü, bu durumdaki bir şahıs aleyhine İİK’nın 257. Maddesinde yazılı ihtiyati haciz kararı verilme koşullarının oluştuğu, zira çeki tüzel kişilik adına düzenleyen temsilcisinin çekin üzerine attığı tarih itibariyle yetkisiz temsilci konumuna düşmesinin sorumluluğunun 6102 sayılı TTK’nın 678. Maddesine göre kendisine ait olduğu, öne sürdüğü sebeplerin ancak İİK’nın 72. Maddesine göre açılabilecek bir menfi tespit davasında tartışılabilecek hususlar olup, İİK’nın 265. Maddesindeki itiraz nedenleriyle birebir örtüşmediği, bu nedenle istinaf sebeplerinin de yerinde olmadığı anlaşılmakla istinaf başvurusunun reddi doğrultusunda aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM :Yukarıda açıklanan nedenlerle:
Muteriz borçlu vekilinin istinaf başvurusunun HMK ‘nun 353(1)b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
Alınması gereken 35,90- TL istinaf karar harcından davacı tarafından peşin yatırılan 31,40- TL harçtan mahsubu ile bakiye 4,50- TL’nin davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
İstinaf yoluna başvuran muteriz borçlu tarafından yapılan giderlerin üzerinde bırakılmasına, alacaklı tarafından yapılan 25-TL yargı giderinin borçludan alınarak alacaklıya verilmesine,
Dosyanın kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine .
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda HMK’nun 362/1-f maddesi gereğince kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.15/02/2018