Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2017/758 E. 2018/913 K. 11.07.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2017/758
KARAR NO : 2018/913
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İSTANBUL 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 01/03/2017
NUMARASI : 2015/703 E.-2017/239 K.
DAVA : Ticari Şirket (Genel Kurul Kararının İptali İstemli)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 11/07/2018 (18/07/2018 yazım tarihli )
İlk derece mahkemesince verilen hükmün davacı vekili ve davalı vekilince istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
DAVA:Davacı vekili,davalı şirketin %85 oranındapaydaşı … olup davalı şirketi münferiden temsil ve ilzama yetkili olduğunu, davacının eşi diğer ortak ile boşanma davasının İst. 13. Aile Mahkemesinin 2014/510 Esas sayılı dosyası ile devam ettiğini, yine davacının İst. 7. ATMnin 2014/259 esas sayılı dosyasında kar paylarının ödenmesine ilişkin açtığı davanın devam ettiğini,şirket ortağı ve yetkilisinin pay çoğunluğunu kötüye kullandığını,şirketin gayrimenkulleri üzerine takyidat konulmasını gerektirecek hiçbir mecburiyetin bulunmadığını, bir diğer maddenin de şirket müdürünün … ve …. olarak atanmasına ve imza yetkilerinin kendilerine verilmesine ilişkin olduğunu, … ve …’ın şirket müdürlüğü yapmalarının fiilen mümkün olmadığını,her ikisinin Üniversite öğrencisi olduğunu davalı şirketin 29/05/2015 tarihli genel kurul kararlarının kanuna, şirket esas sözleşmesine ve dürüstlük kuralına aykırılık teşkil ettiği anlaşılarak geçmişe etkili olarak iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:Davalı vekili dava konusu toplantı da ortak….’ın davacıdan olan kızları ….a yapılan hisse devirleri, davalı şirkete müdür olarak ….’ın atanması ve kendilerine münferit imza yetkisi verilmesi hususlarının müzakere edilerek TTK ve şirket ana sözleşmesinde yer alan toplantı ve karar nisaplarına uygun olarak karar altına alındığını, akabinde de sicilde tescil edildiğini ve Sicil Gazetesinin 24/06/2015 tarihli 8848 sayılı 1565 nolu sayfasında ilan edildiğini, 29/05/2015 tarihli genel kurul toplantısında alınan sermaye artırıma yönelik kararı tescil edilmediğinden davacının bu yöndeki talebinin reddine karar verilmesini, davacının diğer yandan davalı şirket gayrimenkulleri üzerine takyidat konulmasını gerektirecek hiçbir mecburiyetin bulunmadığından bahisle de davalı şirket ana sözleşmesine eklenen “şirket gayrimenkulleri üzerinde takyidat” başlıklı Madde 1’e de itiraz ettiğini, davalının sermaye / ticari şirketi olup ticari faaliyeti kapsamında finansman sağlamak amacıyla elbette ki taşınmazlarını teminat gösterebilecek ve satabileceğini, müdür olarak atanan kişilerin reşit olduğunu, tam fiil ehliyetine sahip olduğunu, müdür olarak atanan şahısların davalı şirketi yönetmeye, şirket adına karar almaya ehil olduğunu, üstelik babalarının da bu süreçte işi yürütmeleri için tam destek verebileceğini belirterek davanın haksız ve dayanaksız davasının ve tedbir talebinin reddine karar verilmesini savunmuştur.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI:Mahkemece, …i Ltd. Şti’nin 29/05/2015 tarihinde yapılan genel kurulunda alınan 1 nolu Sermaye Devrine ilişkin genel kurul kararı, 3 nolu davaya konu şirketin taşınmazlarının devri hususunda ortaklar kurulu kararı gerektiği yönündeki değişiklik ve 4 nolu şirket müdürü atanmasına ilişkin alınan kararın iptaline yönelik açılan davaların reddine, İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğünün … sicil nosunda kayıtlı …Ltd. Şti’nin 29/05/2015 tarihinde yapılan genel kurulunda alınan 2 nolu sermaye artırıma ilişkin genel kurul kararı davacı aleyhine olacak şekilde payların yanlış hesaplandığı gerekçesiyle iptaline karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ:1-Davacı vekili, davalı şirketin ortağı ve yetkilisinin pay çoğunluğunun sunduğu imkanı kötüye kullandığını,aralarındaki kişisel ilişkisini ortaklık ilişkisine taşıyarak öç alma saiki ile hareket ettiğini ve dürüstlük kuralına aykırı hareket ettiğini belirterek, mahkemece delillerin takdirinde esaslı hataya düşülerek ittihaz olunan 1-3 ve 4 nolu maddelerin iptali isteminin reddine ilişkin kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
2-Davalı vekili, davaya konu genel kurulun 2 nolu maddesinin ticaret sicilinde tescil edilmemiş oluşunun dava bakımından herhangi bir öneminin bulunmadığı yönündeki gerekçesinin hukuken fahiş hata içerdiğini, söz konusu kararın ticaret siciline yeniden tescil edilebileceğine kanaat getirerek kararı iptal etmesinin hatalı olduğunu belirterek, mahkemenin tescil edilmeyen sermaye arttırım kararına yönelik davanın kabulü kararının kaldırılmasına ve itirazları doğrultusunda bu kısım yönünde de davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE: Davacı tarafından iptali istenen 1 no.lu karar ile şirketin büyük ortağı hisselerinden bir kısmını davacı ile diğer ortağın müşterek çocukları üçüncü şahıslara noterde yapılan hisse devir sözleşmesi ile devretmiş olup alınan karar devrin onanmasına ilişkindir.
3 no.lu karar ile şirket ana sözleşmesine ek madde eklenmiş olup, şirket taşınmazlarının kısmen ya da tamamen satılması, kiraya verilmesi veya sınırlı ayni hak tesis edilmesi, şirket ortaklar genel kurulunun oy çokluğuyla alacağı yazılı onaya tabi tutulmuştur.
4 nolu karar ise davalı şirketin davacının halen boşanma davası devam eden diğer ortağı Naşit Mete Erman şirket müdürlüğünden istifa etmiş olup ;yerine de hisse devir alan yeni ortakların münferit yetki ile şirket müdürü seçildikleri ,seçim kararına ilişkin olduğu anlaşılmaktadır.
Davacı müşterek çocukların halen üniversite öğrencisi olduklarını ,şirket müdürlüğü görevini yapacak durumda olmadıklarını ileri sürerek çocuklara hisse devri yapılmasını ve müdür olarak seçilmelerini eşler arasında ki geçimsizlikte çocukları yanına çekme çabası olarak görmekte iken ,davalı şirkette; büyük ortak eşin emekli olmak istediğini ,her zaman onlara destek olacağını ,ayrıca her birinin münferit yetkisi olduğunu ileri sürmektedir. Alınan kararların şirketin bir aile şirketi olduğu gözönüne alındığında iyiniyet kurallarına aykırı olup olamadıklarının değerlendirilmesi gerekmektedir.
Şirket varlıklarının takyidatı ,satışı vs işlemler için,pay devrine ilişkin ana sözleşmede bir hüküm bulunmamamaktadır.Davacı davalı şirketin büyük hissedarı ile boşanma durumunda olduğundan şirketin malvarlığının boşanmakta olduğu eşi tarafından istismar edileceği düşüncesi davanın saiki görünmektedir. Saik anlaşılabilir olmakla birlikte şirketler kendilerine sermaye koyanların iradeleri doğrultusunda etkinlik gösterebilirler. Davacının iptal isteminin reddedildiği 3 ayrı karar müşterek çocuklara yapılan pay devrinin onanması ,müşterek çocukların münferit yetki ile müdür seçilmeleri ,şirket varlıkları için genel kurulun yetkili kılınmasına ilişkin kararlar TTK 621 de yazılı önemli kararlardan olmayıp yeterli oy ve nisapla alındıkları ,kanuna aykırılık bulunmadığı ,taraflar arasında ki geçimsizliğin bir sermaye şirketine taşınmaması gerektiği ancak müşterek çocukların da şirket işlerinde görev almaları ,kendilerine hisse devri yapılmasını da saikin denetimi mümkün olmadığından iyiniyete aykırı olarak kabul edilemeyecek işlemler olup ,her üç karar yönünden ilk derece mahkemesinin delilleri takdirinde isabetsizlik bulunmamaktadır.
Davalı istinafı açısından yapılan inceleme de ise; 2. nolu karar sermaye artırımına ilişkin olup, ticaret sicil gazetesi çıkartılarak dosyaya dairemizce alınmış olup ;davalı şirketin 18/08/2015 tarihinde yeni bir GK toplantısı yaptığı ve sermayenin 850.000- TL’ya çıkarılduğu ve bu kararın ticaret sicilinde tescil edildiği anlaşılmaktadır.
TTK nun sermayenin artırılması başlıklı (Özel değişiklikler ) TTK nun 456/3 maddesinde artırım genel kurul,veya yönetim kurulu kararı tarihinden itibaren üç ay içinde tescil edilmediği takdirde ,genel kurul veya yönetim kurulu kararı geçersiz hale gelir ve 345.maddenin 2. fıkrası uygulanır” şeklindedir. Yasal düzenleme anonim şirketlere ilişkin bir hüküm olsa da limited şirkette alınacak bir sermaye artırımı kararına TTK nun 622.maddesi atfıyla uygulanması gerektiği,Yargıtay 11.HD nin bir kısım kararlarında 3 aylık süre uygulandığı anlaşılmakla birlikte Ticaret Sicili Yönetmeliğinin ” esas sermaye artırımı” 93(1) maddesinde limited şirketlere ilişkin genel kurulun esas sermayenin artırılması kararı tarihinden itibaren otuz gün içinde müdürlüğe tescil için başvurulması gerekir ” şeklindedir.
Davaya konu 29.5.2015 tarihli ortaklar kurulu kararlarının 5.6.2015 tarihinde tescili için ticaret siciline başvurulduğu ,sermaye artırımı kararında ki hesaplama hatası nedeniyle kararın iade edilmesi üzerine ,10.6.2015 tarihinde 2 nolu kararın hükümsüz olarak kabul edilerek sermaye artırımına ilişkin 2 nolu karar dışındaki kararların tescil ve ilanının istendiği sermaye artırımı dışında ki kararların 24 haziran 2015 tarihli ticaret sicil gazetesinde ilan edildiği anlaşılmakla yasal süre içinde tescili istenmeyen ve kanun gereği geçersiz hale gelen 2 nolu kararın iptalini istemekte davacının hukuki yararı bulunmamaktadır.Geçersiz hale gelen sermaye artımı kararının iptaline karar verilemez .İlk Derece Mahkemesi’nce yasal düzenlemeler gözardı edilerek geçerli bir sermaye artırımı kararı varmışçasına esastan inceleme yapılarak iptal kararı verilmesi yerinde olmadığından davalı tarafın istinaf başvurusu kabul edilerek hükmün bu kısma yönelik olarak kaldırılmasına ; hükümsüz kalan karara ilişkin iptal isteminin hukuki yarar yokluğu nedeniyle reddine karar verilmiş ;ancak yargılama giderlerinde bütünlük sağlanmak üzere hükmün ferilerinin yeniden yazılmasına karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle:
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK.’nın 353-b-1 maddesi gereği ESASTAN REDDİNE,
2-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜNE; İstanbul 10. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2015/703 Esas-2017/239 Karar sayılı ve 01/03/2017 tarihli hükmün sermaye arttırımı kararına ilişkin 2 nolu bendinin HMK 353-b/2 gereği KALDIRILMASINA.
“Sermaye artırımına ilişkin 2 nolu karar hükümsüz kaldığından hukuki yarar yokluğu nedeniyle REDDİNE,
İlk Derece yargılamasına ilişkin olarak; ” 35,90- TL karar harcından , yatırılan 27,70- TLnin mahsubuna bakiye 8,20- TL’nin davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
Davalı vekili için takdir olunan 2.180-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
Davacı tarafça yapılan (istinaf yargı gideri dahil olmak üzere ) yargı giderinin üzerinde bırakılmasına .
Davacıdan alınması gereken 35,90- TL istinaf karar harcından, peşin yatırılan 31,40- TL harcın mahsubu ile bakiye 4,50- TL harcın davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
Davalı tarafından yatırılan(31,40-TL) istinaf karar harcının istek halinde kendisine iadesine,davalı tarafından hükümden sonra yapılan 123- TL istinaf yargı giderinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, Gerekçeli kararın bir örneğinin taraf vekillerine tebliğine,
HMK ‘nun 362/1. maddesi uyarınca kararın tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde temyiz yoluna başvurulabileceğine, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oy birliğiyle karar verildi. 11/07/2018