Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2017/756 E. 2018/82 K. 31.01.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2017/756
KARAR NO : 2018/82

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İSTANBUL ANADOLU 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 28/03/2017
NUMARASI : 2016/350 Esas 2017/302 Karar
DAVA : İtirazın İptali (Komisyonculuk Sözleşmesinden Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 31/01/2018

Taraflar arasında görülen dava neticesinde ilk derece mahkemesince verilen hükmün davacı vekilince istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
DAVA : Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkili ile davalı şirket arasında imzalanan sözleşme kapsamında müvekkili şirketin davalı şirket adına münhasır temsilci olarak yetkilendirildiğini, müvekkilinin sözleşme gereği temsilci olarak üzerine düşen aracılık yükümlülüklerini gereği gibi ifa ettiğini, müvekkili şirketin akdedilen sözleşmeye uygun olarak edimlerini yerine getirmesine karşın davalı şirketin yükümlülüklerine aykırı davrandığı ve ödeme taahhüdünde bulunduğu 52.904,50 USD’yi müvekkiline ödemediğini, bu nedenle ödenmemiş komisyon bedeli alacağı için İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğü’nün…. Esas sayılı dosyası üzerinden icra takibi başlatıldığını, söz konusu takip işlemlerinin davalı/borçlu tarafın itirazı üzerine durduğunu, takibe yapılan iş bu itirazın hukuki dayanaktan yoksun olduğunu ve iptali gerektiğini ileri sürerek İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı icra takip dosyasına vaki itirazın iptalini, alacağın likit olmasından ötürü %20’den aşağı olmamak üzere icra-inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP :Davalı vekili ilk derece mahkemesine sunduğu cevap dilekçesinde; Taraflar arasında imzalanan sözleşmenin 8. Kısmının “işbu sözleşme Ürdün yasaları uyarınca yönetilecek ve işbu sözleşmeye ilişkin doğabilecek her türlü anlaşmazlıkların çözümünde Ürdün’deki mahkemeler yetkili olacaktır” şeklinde düzenlendiğini, HMK’nun 17. Maddesinde yer alan “(1) Tacirler veya kamu tüzel kişileri, aralarında doğmuş veya doğabilecek bir uyuşmazlık hakkında, bir veya birden fazla mahkemeyi sözleşmeyle yetkili kılabilirler. Taraflarca aksi kararlaştırılmadıkça dava sadece sözleşmeyle belirlenen bu mahkemelerde açılır” hükmü uyarınca huzurdaki davanın Ürdün mahkemelerinde açılması gerektiğini beyanla HMK 17. Maddesi uyarınca davanın yetkisizlik nedeniyle reddini, yetkili olan Ürdün mahkemelerine gönderilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI:Mahkemece, 5718 sayılı MÖHUK’un “Yetki anlaşması ve sınırları” başlıklı 47. maddesi hükmü ile Türk mahkemelerinin yer itibariyle yetki kurallarının münhasır yetki esasına göre tayin edilmediği hâllerde, tarafların, aralarındaki yabancılık unsuru taşıyan ve borç ilişkilerinden doğan bir uyuşmazlığın yabancı bir devletin mahkemesinde görülmesini kararlaştırmalarının Türk Hukuku bakımında da geçerli olacağı düzenlendiği, Uyuşmazlığın özel hukuk ilişkisinden doğan sözleşmeden kaynaklandığı, bu durumda Türk Mahkemesinin münhasır yetkisinin bulunmadığı, taraflar arasında imzalanan sözleşmenin 8. maddesinde yetkili mahkemenin Ürdün Mahkemesi olduğu, anlaşmazlığın Ürdün yasalarınca çözüleceğinin belirlendiği, Türkiye’deki herhangi bir mahkemenin yetkili olarak belirtilmediği, Ürdün Mahkemesince verilmiş bir yetkisizlik kararı da bulunmadığı, bu suretle yetki sözleşmesi ile yabancı devlet mahkemesi yetkili kılındığından doğrudan Türk Mahkemelerinde dava açılamayacağı yabancı mahkemeyi yetkili kılan yetki sözleşmesinin münhasıran bir yetki sözleşmesi niteliğinde olduğu, davalının da süresinde mahkemenin milletlerarası yetkisine itiraz ettiği belirtilerek milletler arasın yetki sözleşmesi nedeniyle davanın yetkisiz mahkemede açıldığından bahisle davanın usulden reddine karar vermiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ: İstinaf yoluna başvuran davacı vekili, somut uyuşmazlıkta Türk mahkemelerinin yetkili olduğunu, davanın itirazın iptali davası olduğunu davalının icra dairesinin yetkisine itiraz etmediğini yabancı bir devlet makamının Türk Devletinin icra organına talimat veremeyeceğini, belirterek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak dosyanın yeniden görülmesi için mahkemeye iadesini talep etmiştir.
GEREKÇE :Uyuşmazlık taraflar arasında aktedilen sözleşme uyarınca davalının yapmış olduğu iş nedeniyle komisyon bedelini ödemediğinden bahisle başlatılan takibe yapılan vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.
Taraflar arasında akdedilen sözleşmenin 8. Maddesinde “iş bu sözleşme Ürdün yasalarınca yönetilecek ve bu sözleşmeye ilişkin doğabilecek her türlü anlaşmazlıkların çözümünde Ürdün deki mahkemeler yetkili olacaktır” hükmü gereği yetki itirazı kabul edilmiştir.
5718 sayılı MÖHUK’un “Yetki anlaşması ve sınırları” başlıklı 47. maddesi hükmü ile Türk Mahkemelerinin yer itibariyle yetki kurallarının münhasır yetki esasına göre tayin edilmediği hâllerde, tarafların, aralarındaki yabancılık unsuru taşıyan ve borç ilişkilerinden doğan bir uyuşmazlığın yabancı bir devletin mahkemesinde görülmesini kararlaştırmalarının Türk Hukuku bakımında da geçerli olacağı düzenlenmiştir. Yabancı devlet mahkemesine yetki tanıyan anlaşmanın Türk hukuku bakımından hukuki değer taşıması için öncelikle yazılı ve taraflar arasında yabancılık unsuru taşıyan ve borç ilişkisinden doğan bir uyuşmazlığa ilişkin olmalıdır. İkinci olarak söz konusu uyuşmazlık yönünden münhasır bir mahkeme tayin edilmemiş olmalıdır. Üçüncü olarak ise yetki anlaşması “uyuşmazlığın yabancı bir devletin mahkemesinde görülmesi konusunda” olmalıdır. Diğer yandan yetki anlaşmasıyla yetkilendirilen yabancı devlet mahkemenin HMK 17 ve 18. maddelerindeki düzenlemeye paralel olarak “belirli” olması şartı MÖHUK’un 47. maddesi yönünden de aranmalıdır. Seçilen mahkemenin belirli olduğunun kabulü için yetkili kılınan mahkeme ismen zikredilmiş olmalıdır. Sözleşme ile Ürdün ülkesinin bütünü ile yetkili olarak tayin edilmesi yasanın belirlilik ilkesine aykırıdır. Bu itibarla mahkemece açıklanan hususlar nazara alınmadan, “davaya bakmaya Ürdün Mahkemelerinin yetkili olduğu” şeklindeki “belirli olma” kriterini taşımayan yetki şartının geçerli olduğu kabul edilerek yazılı şekilde hüküm tesisi doğru görülmemiştir.Öte yandan davalının türk uyruklu bulunduğu ,ülkesindeki mahkemelerde daha iyi savunabileceği halde ,yabancı bir mahkemenin yetkili olduğu yolunda ki itirazı MK 2.ye de aykırı bulunmaktadır.
Davacı vekilinin istinaf sebebleri yerinde olduğundan ;hükmün HMK 353/1-a-3-4 kapsamında kaldığı mahkemenin Ürdün Mahkemeleri yetkili bulunduğundan mahkemenin milletlerarası yetkisi bulunmadığından usulden reddine ilişkin kararının kaldırılarak ,davanın yeniden görülmek üzere kararı veren mahkemeye gönderilmesi gerektiğinden aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM :Yukarıda açıklanan nedenlerle:
Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜNE; İstanbul Anadolu 6.Asliye Ticaret Mahkemesinin 28/03/2017 tarihli 2016/350 Esas 2017/302 Karar sayılı hükmün HMK’nun 353-1(a)-3-4 maddesi uyarınca KALDIRILMASINA;
“Davanın yeniden görülmek üzere kararı veren mahkemeye gönderilmesine,”
İstinaf yoluna başvuran davacı tarafından yatırılan 31,40- TL peşin istinaf karar harcının istek halinde kendisine iadesine,
Gerekçeli kararın bir örneğinin taraf vekillerine tebliğine,
HMK ‘nun 362/1. maddesi uyarınca kararın tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde temyiz yoluna başvurulabileceğine, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oy birliğiyle karar verildi.31/01/2018