Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2017/741 E. 2018/5 K. 11.01.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2017/741
KARAR NO : 2018/5
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İSTANBUL ANADOLU 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 09/03/2017
NUMARASI : 2014/1801 Esas 2017/226 Karar
DAVA : Sigorta (Kaza Sigortası Kaynaklı)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 11/01/2018
Taraflar arasında görülen dava neticesinde ilk derece mahkemesince verilen hükmün davalı vekilince istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin davalı ile 19/02/2014 başlangıç 19/02/2015 bitiş tarihli 10268216 poliçe nolu işsizlik/maaş farkı teminatının da dahil olduğu farklı tür teminatları içerir sigorta sözleşmesi imzaladığını, iş akdinin 11/09/2014 tarihinde sona ermesiyle davalı sigorta şirketine rizikonun gerçekleşmesi nedeniyle tazminat için derhal başvuruda bulunduğunu ancak davalı tarafından talebinin reddedildiğini, muaccel hale gelen ve davalı şirketince ödenmeyen 20.000- TL’nin fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 5.000,- TL sinin rizikonun gerçekleştiği 11/09/2014 tarihinden itibaren işleyecek ticari temerrüt faiziyle birlikte müvekkiline ödenmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde: davacının kendi performansından dolayı işine son verildiğini, sigorta kapsamının sadece ekonomik gerekçelere bağlı olarak işten çıkarmalarda poliçe teminatının geçerli olacağını belirterek davanın reddini savunmuştur.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: İlk Derece Mahkemesi alınan bilirkişi rapor ve ek raporu, iddia, savunma, İstanbul 7. İş Mahkemesinin 2015/149 E dosyasında davacının işe iadesi ile ilgili açılan davada verilen kabul kararı nazara alınarak işten çıkarılmanın haksız olduğu davacının işsizlik sigortasına hak kazandığı gerekçesi ile davanın kabulüne karar vermiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı vekili, davacının İstanbul 7. İş Mahkemesinin 2015/149 E 2015/271 K sayılı dosyasında davacı hakkında işe iadesine karar verildiğini kararın kesinleştiğini ortada iş akdinin feshinden söz edilemeyeceğinden işsizlik sigortası tazminatı talebinin de bir anlamı kalmadığını, Davacıya işçilik alacakları olan kıdem, ihbar tazminatlarının işverence ödendiğini sigorta bedelinden bu miktarların düşülmesi gerektiğini, ayrıca avans faizi şeklinde hüküm tesisinin yerinde olmadığını yine davacının işe başlatılıp başlatılmadığınında araştırılmadığını belirterek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE: Dava, işsizlik-maaş farkı sigorta poliçesi uyarınca riskin gerçekleşmesi nedeniyle sigorta poliçesine dayalı olarak işsizlik teminat bedelinin tahsili istemine dair olup, mahkemece davanın kabulüne karar verilmiştir.
Somut olayda; işsizlik ( gelir koruma) sigortası ile amaçlanan mesleki faaliyetin korunması olmayıp, gelirin korunmasıdır. sözleşmenin sigortalının işsiz kalma rizikosu nedeniyle gelirden mahrumiyetini önlemeye yönelik bir sözleşme olduğu, bu haliyle sigortalının tüketici, yapılan işlemin de tüketici işlemi olduğu anlaşılmaktadır.
Dava tarihi olan 16.12.2014 tarihinde yürürlükte bulunan 6502 Sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun’un 3/1-k maddesinde tüketicinin; “ticari veya mesleki olmayan amaçlarla hareket eden gerçek veya tüzel kişiyi” ifade edeceği, 3/1-l maddesinde ise tüketici işleminin; “mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dâhil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan, eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekâlet, bankacılık ve benzeri sözleşmeler de dâhil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlemi” ifade edeceği düzenlenmiş, aynı Kanun’un 73/1 maddesinde de; tüketici işlemleri ile tüketiciye yönelik uygulamalardan doğabilecek uyuşmazlıklara dair davalara bakmaya tüketici mahkemelerinin görevli olduğu belirtilmiştir. Aynı Yasa’da görev ve yetkiye dair hükümlerin niteliğine ve zaman bakımından uygulanmasına dair hükümlere de yer verilmiş, Kanun’un 83/2. maddesinde, taraflardan birini tüketicinin oluşturduğu işlemlerle ilgili diğer kanunlarda hüküm olması halinde dahi, 6502 Sayılı Kanun’un görev ve yetkiye dair hükümlerinin uygulanacağı belirtilerek, maddenin özel hüküm niteliğinde olduğu vurgulanmış ve 6502 Sayılı Kanun’un geçici 1. maddesinde Kanun’un yürürlüğü sonrası açılacak davalarda usul kurallarının derhal uygulanması gerektiği hüküm altına alınmıştır.
Belirtilen düzenlemeler karşısında, sigorta sözleşmelerinin TTK’da düzenlenmiş olması sebebiyle davanın mutlak ticari dava olduğu kabul edilerek davanın ticaret mahkemesinde görülmesine imkan bulunmadığı açıktır. Bu itibarla, mahkemece; tüketici konumundaki davacı tarafından açılan işbu davada tüketici mahkemesinin görevli olduğu , istinaf sebebi olarak ileri sürülmese de göreve ilişkin kurallar kamu düzenine ilişkin olduğundan HMK 355/2 gereği re’sen incelenmek suretiyle hükmün HMK 353/1-a-3 kapsamında kaldığı anlaşılmakla görevsizlik kararı verilmek üzere dosyanın kararı veren mahkemeye iadesine,bu aşamada davalı vekilinin istinaf sebeblerinin incelenmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
HÜKÜM :Yukarıda açıklanan nedenlerle:
Davalı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜNE; İstanbul Anadolu 3.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 09/03/2017 tarih 2014/1801 Esas 2017/226 Karar sayılı hükmün HMK 353(1)a-3 gereği KALDIRILMASINA,
“Görevsizlik kararı verilmek üzere dosyanın kararı veren mahkemeye iadesine “
İstinaf yoluna başvuran davalı tarafından yatırılan 341,40 TL peşin istinaf karar harcının istek halinde kendisine iadesine,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda HMK 362.a maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 11/01/2018